Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları

Meraklı sorulara cevap vermek zorunda değilsin

Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları
TT

Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları

Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları

Soru ister arkadaşınızdan, ister ailenizin bir üyesinden gelsin veya çok az tanıdığınız birinden gelsin, soran kişinin merakını gidermenize gerek yok. Bu haberimizde, tartışma başlatmadan önce bu durumları yönetmenize yardımcı olmak için, kişisel sorulardan kaçınmanın en iyi yollarından bazıları verilmiştir.
Bu gibi durumlarla baş etmenin en iyi yolu bir avukat gibi düşünmektir. “Live Bold and Bloom” sitesine göre, avukatlar agresif sorgulamanın arkasındaki bütün nedenleri bilirler. Ayrıca kişisel bilgilerin yanlış kişilere geçmesinin muhtemel sonuçlarını da bilirler. Küstahça bulduğunuz ya da cevap vermek istemediğiniz sorulardan kaçınmak için bazı hileler:
Cevap vermekten kaçının: Durun ve sorunun konuyla alakasız olduğunu veya son derece özel olduğunu işaret ederek cevap verin.
Örneğin:
Soru: Bu pahalı kahveye aylık ne kadar harcıyorsun?
Cevap: Konuyla ne alakası var veya benim param beni ilgilendirir.
Soruyu görmezden gelin: Soruyu duymamış gibi konuşmaya devam edin. Böyle yaptığınızda karşınızdaki kişiye ilgisiz veya cevap vermeye değmeyecek bir soruymuş gibi mesaj göndermiş oluyorsunuz.
Örneğin:
Soru: Kaç yaşındasın?
Cevap: Tam da dediğim gibi...
Soruyu soran kişiyi savunma hattına koyun. Sorularının ardı kesilmezse, siz kendi sorularınızı yanıtlayın. Bu onları oyalamaz ancak sizi utanç verici bir duruma sokmaktan kurtarır.
Örneğin:
Soru: Soruma cevap vermedin?
Cevap: Sen nasıl cevaplardın? Veya, peki aynı soruyu ben sana sorsam? (kaba bir soru)
İzin isteyin: Bu, tuvalete gitmek, içecek almak veya yeni gördüğünüz bir arkadaşınıza selam vermek için mükemmel bir zamanlama olabilir. Bir tanesini seçin.
Örneğin:
Soru: Peki bu işin sonunda yükselecek misin... Biliyor musun?
Cevap: Biliyor musun? Lavaboya gitmem gerekiyor.
Soruyu tekrar tekrar onaylatın ve yeniden ifade edin: Sohbeti daha az kişisel bir yönde yönetmek için soruyu dolambaçlı bir şekilde onaylatın. Örneğin:
Soru: Reenkarnasyona inandığınızı duydum? Nasıl geri geleceksiniz?
Cevap: Öğrenmemiz gereken her şeyi öğrenmemiz için ihtiyacımız olan tek şeyin kısa bir hayat olup olmadığını sorarsanız daha iyi olacağını düşünüyorum.
Geciktirin: Daha fazla zaman kazanmak için soruyu netleştirmesini isteyin böylece ne kadar bilgi paylaşacağınıza karar verebilirsiniz. Örneğin:
Soru: Burası için ne kadar kira ödüyorsun?
Cevap: Sen üzgün müsün! Sorunu anlamadım. Neye göre?



James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
TT

James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)

Televizyon tarihinin en ikonik karakterlerinden Tony Soprano'yu, James Gandolfini dışında birinin canlandırdığını hayal etmek bile imkansız. Ancak dizinin yaratıcısı David Chase, başta bu konuda o kadar da emin değildi.

"Tony Soprano'yu buldum galiba"

New Jersey'li bir mafya babasının özel hayatı ve iş dünyasındaki çatışmalarını konu alan The Sopranos'un yaratıcısı Chase, Gandolfini'yi başrol için ilk izlediğinde tereddüt yaşamış. Jason Bailey'nin yeni kitabı Gandolfini: Jim, Tony, and the Life of a Legend'da (Gandolfini: Jim, Tony ve Bir Efsanenin Hayatı) yer alan ve Vulture tarafından yayımlanan bir bölüm, dizinin oyuncu seçim sürecini ve Chase'in başlangıçtaki çekincelerini detaylandırıyor.

Gandolfini'nin adı, menajeri Nancy Sanders pilot bölümün senaryosunu okuduğunda gündeme gelmiş. Senaryoyu eline alır almaz "Aman Tanrım, Tony Soprano'yu buldum galiba" diye düşündüğünü anlatıyor.

Ancak Gandolfini'nin kayıtlarını izledikten sonra Chase, "Bence çok iyi bir oyuncu ama tek bir endişem var. Yeterince tehditkar mı?" diye sormuş.

Sanders bu söz karşısında şaşkına dönmüş. "Eğer bana 'Biraz kilolu' ya da 'Saçları dökülüyor' deseydiniz anlar, kabul ederdim. Ama yeterince tehditkar mı? Bu adam tam sizin aradığınız kişi" diyerek Gandolfini'nin rol için mükemmel seçim olduğunu savunmuş.

Üç aday kaldı

Gandolfini ise senaryoyu çok sevmesine rağmen rolü alacağından pek umutlu değilmiş. Asıl endişesiyse Chase'in çalışması zor biri olma ihtimaliymiş. Deneme çekimlerinden önce Chase'le kahvaltıda buluşması istendiğinde hiç de hevesli değilmiş. Ama buluşma düşündüğünün aksine son derece keyifli geçmiş. 

Sonunda Tony Soprano rolü için üç aday kalmış: James Gandolfini, Mike Rispoli ve daha sonra dizide başka bir karaktere hayat verecek Steven Van Zandt. Deneme çekimleri sırasında Chase'in tüm şüpheleri dağılmış:

Sonunda kendini verip gerçekten okumaya başladığında, işte o anda her şey belli oldu.

Sonrasında The Sopranos, televizyonun altın çağını başlatan yapımlardan biri oldu. 1999-2007'de 6 sezon süren dizide Tony Soprano'ya hayat veren Gandolfini, televizyon tarihinin en etkili karakterlerinden biri olarak anılıyor. 

2013'te 51 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gandolfini, bu performansıyla üç Emmy, 5 SAG (Screen Actors Guild) ve bir Altın Küre kazanmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vulture