Bahreyn Dışişleri Bakanı: Arap sabitelerinden ödün vermeyeceğiz

Bahreyn Dışişleri Bakanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Arap sabitelerinden ödün vermeyeceğiz… Bahreyn-İsrail barışının desteklenmesi, Filistin halkı için daha iyi fırsatlar yaratıyor.

Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani (BENA)
Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani (BENA)
TT

Bahreyn Dışişleri Bakanı: Arap sabitelerinden ödün vermeyeceğiz

Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani (BENA)
Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani (BENA)

Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani, ‘Bahreyn Krallığı'nın kardeş Filistin halkının hakları konusundaki sağlam ve daimî tutumunun, ülkenin tüm meşru haklarını elde etme ihtiyacıyla ilgili önceliklerinin başında geldiğini’ söyledi.  Bakan Zeyani ayrıca, Bahreyn ile İsrail arasında diplomatik ilişkilerin kurulması adımının, ‘Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife'nin dünyaya barış kültürünü yaymaya yönelik direktifleri doğrultusunda’ gerçekleştiğinin altını çizdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Bakan Zeyani, Bahreyn-İsrail barışının desteklenmesinin, Filistin halkına bağımsız, istikrarlı ve müreffeh bir devlet kurmaları için daha iyi fırsatlar yarattığını söyledi. Bakan Zeyani, ülkesinin İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmasının, Bahreyn’in Arap Barış Girişimi’ne olan bağlılığıyla ve uluslararası meşru kararlarla ters düşmediğini de belirtti.
Bahreyn Krallığı’nın Arap sabitelerinden ödün vermeyeceğini vurgulayan Bakan Zeyani, Filistin halkının haklarının bu sabitelerin başında geldiğini kaydetti. Bakan Zeyani, ‘tarihte Bahreyn Krallığı'nın tüm girişimlerinin ve kararlarının her zaman Filistin halkının çıkarına olduğunu doğrulayan pek çok örneğin bulunduğuna’ dikkati çekti.
İşte Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani röportajının tam metni:

*Barış anlaşması çerçevesinde Bahreyn-İsrail ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İsrail ile diplomatik ilişkilerin kurulması adımı, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife'nin dünyaya barış kültürünü yaymaya yönelik direktiflerinin yanı sıra Arap Barış Girişimi’ne uygun olarak, Filistin-İsrail anlaşmazlığını sona erdirme çabalarını yoğunlaştırma yönündeki direktifleri doğrultusunda atıldı. Bahreyn, bizzat kendi önceliklerinin başında gelen, kardeş Filistin halkının haklarına ve onların tüm meşru haklarını elde etme ihtiyacına yönelik kararlı ve daimî tutumunu her zaman ortaya koymuştur.

*Fakat bazı çevreler, İsrail ile normalleşmeyi, Arap ülkelerinin birtakım tavizler vermesinin başlangıcı olarak görüyorlar. Bu düşünceyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hayır, aksine Bahreyn Krallığı, Arap sabitelerinden asla ödün vermeyeceğini belirtirken Filistin halkının haklarının da bu sabitlerin başında geldiğini daima vurgulamıştır. Bahreyn her zaman barış ve bir arada yaşama politikasını savunmuştur. Barış, Filistin-İsrail çatışmasını sona erdirmek için en iyi stratejik seçimdir. Tarihte Bahreyn Krallığı'nın tüm girişimlerinin ve kararlarının her zaman Filistin halkının çıkarına olduğunu, onların haklarını koruduğunu ve bu konuda hiç kimsenin Bahreyn’in eline su dökemeyeceğini doğrulayan pek çok örnek vardır.

*Peki, sizce, Bahreyn Krallığı'nın İsrail ile barış girişimine verdiği desteği açıklamasından sonra Arap Barış Girişimi’ne ne olacak?
Bahreyn Krallığı, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) kardeşlerinin, milli meselelerini ve çıkarlarını savunmak ve Filistin halkının haklarını elde etmek için ortaya koyduğu çabaları destekliyor. Bahreyn, BAE'nin İsrail-Filistin çatışmasına stratejik bir çözüm olarak İsrail ile diplomatik ilişkiler kurma girişimindeki liderlik rolüne oldukça değer veriyor ve takdir ediyor. Biz de Bahreyn'in tüm Arap ülkelerinin, Filistinlilerin çıkarlarını koruyan barışçıl bir çözüme ulaşma çabalarını desteklediğini gösteriyoruz.

*Peki, Filistin Otoritesi'nin Bahreyn-İsrail barışını destekleme konusundaki tutumu nedir?
Filistin Otoritesi’ne, kardeş Filistin halkının haklarını korumak ve onların meşru hedeflerine ulaşması için sürdürdüğü çabalarına en içten şükranlarımı sunmak istiyorum. Bahreyn de Filistin halkının tıpkı dünyanın diğer halkları gibi, meşru hedeflerine ulaşmak için ortaya koyduğu imkanlarını ve kaynaklarını geliştirme çabalarını desteklemeye devam edeceğini teyit etmektedir.

*Sizce önümüzdeki dönemde bölgedeki ülkeler ile İsrail arasında yeni barış anlaşmaları bekliyor musunuz?
Daha önce de bahsettiğim gibi, her devlet egemendir. Kararlarını, değişmez ve üstün çıkarlarına göre alır. Bahreyn Krallığı da barış içinde bir arada yaşama ve şiddeti reddetme kültürünü yaymaya devam etmektedir. Bu adım, küresel düzeyde barışı sağlama çabalarında gerçekçi bir hamle olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, her ülkenin kendi çıkarlarına ulaşmak için belirlediği stratejik öncelikler olduğundan, İsrail ile diplomatik ilişkiler kuran ülkelerin, Filistin halkının haklarını desteklemede başarısız olmadıklarını teyit ediyoruz.



BAE'de yapılan bir ankete göre, Arap gençler Türkiye ve Çin'i güçlü bir müttefik olarak görüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

BAE'de yapılan bir ankete göre, Arap gençler Türkiye ve Çin'i güçlü bir müttefik olarak görüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bir ajansın hazırladığı anket, Orta Doğu'daki gençlerin üçte ikisinden fazlasının, Türkiye ve Çin'i bölge için "güçlü veya bir dereceye kadar güçlü bir müttefik" olarak gördüğünü ortaya koydu.

BAE'de bulunan küresel iletişim ajansı Asda'a Bcw'nin, Arap ülkelerindeki 53 şehirde 3 bin 600 gençle yüz yüze görüşerek hazırladığı Arap Gençliği anketi, hızlı bir şekilde şekillenen çok kutuplu bir dünyada, bölgede yeni müttefiklerin oluştuğunu gösterdi.

Ankete göre, 18-24 yaşlarındaki Arap gençlerin yüzde 82'si Türkiye'yi "güçlü veya bir dereceye kadar güçlü bir müttefik" olarak görürken onu yüzde 80 ile Çin izledi.

ABD ise bu kategoride yüzde 72 ile 7'nci sıraya yerleşti ve Almanya (yüzde 78), Fransa (yüzde 74) ve Hindistan'ın (yüzde 73) gerisinde kaldı.

Arap dünyası içinde en güven verici müttefik kategorisinde ise Katar yüzde 90 ile ilk sıraya yerleşti. Onu yüzde 89 ile Mısır, yüzde 88 ile BAE, yüzde 86 ile Suudi Arabistan izledi.

- ABD hala bölgedeki en büyük güç

Anket ayrıca, bölgesel paydaşlar ortaya çıkmasına rağmen Arap gençliğinin hala ABD'yi bölgede en fazla güce sahip ülke olarak gördüğünü gösterdi. Ankete katılanların üçte biri, ABD'yi bölgede en büyük nüfuza sahip ülke olarak görürken onu yüzde 11 ile BAE, yüzde 10 ile Suudi Arabistan ve İsrail izledi.

Ayrıca ankete katılan Arap gençlerin yüzde 87'si, 2020'de Abraham Anlaşmaları'yla BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan ile İsrail arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasını sağlayan ABD'yi "güçlü bir hasım veya bir dereceye kadar düşman" olarak niteledi.

- Arap gençler, ülkelerini terk ediyor

Göç konusunun da ele alındığı anketten çıkan sonuçlar Arap gençlerinin gittikçe artan bir şekilde kendilerini hükümetlerinden ve karar alma süreçlerinden yabancılaşmış hissettiklerini ve eğitim, istihdam ve enflasyon konusunda artan bir hayal kırıklığı yaşadıklarını ortaya koydu.

Anket, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki Arap gençlerinin yarısından fazlasının daha iyi bir yaşam için ülkelerini terk ettiğini, zengin Körfez ülkelerinde bile gençlerin üçte birinin yurtdışına çıkmayı düşündüğünü gösterdi.

Körfez'in nispeten daha yüksek ekonomik dinamizmine rağmen iş arayanların öncelikle Kanada, ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa'yı tercih ettiği kaydedildi.