BAE’deki Muhammed Bin Zayid Yapay Zeka Üniversitesi ve İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsü arasında işbirliği anlaşması

Video konferans aracılığıyla düzenlenen imza töreni (WAM)
Video konferans aracılığıyla düzenlenen imza töreni (WAM)
TT

BAE’deki Muhammed Bin Zayid Yapay Zeka Üniversitesi ve İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsü arasında işbirliği anlaşması

Video konferans aracılığıyla düzenlenen imza töreni (WAM)
Video konferans aracılığıyla düzenlenen imza töreni (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) bulunan Muhammed Bin Zayid Yapay Zeka Üniversitesi ve İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsü arasında yapay zeka araştırmaları başta olmak üzere bazı alanlarda iş birliği yapılmasını öngören mutabakat muhtırası imzalandı.
BAE resmi haber ajansı WAM’a göre iki ülkede yer alan yüksek öğretim kurumları arasında türünün ilk örneği olan anlaşma, yatırım, turizm, direkt uçuşlar, güvenlik, iletişim, teknoloji, enerji, sağlık, kültür, çevre, karşılıklı büyükelçiliklerin kurulması gibi alanlarda işbirliğini sağlayacak.
İlerleme ve büyümeye ulaşmak için yapay zekayı geliştirme ve kullanmanın hedeflendiği anlaşma kapsamında, iki kurum arasında öğrenci değişim programları ve doktora sonrası burslar, bilimsel konferans ve seminerler düzenleme, bilgi işlem kaynaklarını paylaşma ve yapay zekaya yönelik ortak bir sanal enstitü kurma gibi adımlar atılacak.
Video konferans aracılığıyla düzenlenen imza töreni, Weizmann Bilim Enstitüsü Başkanı Prof.Alon Chen ve BAE Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Dr. Sultan bin Ahmed el-Caber’in yanı sıra üst düzey yetkililerin katılımıyla gerçekleşti.
Dr. Sultan Ahmed el-Caber, “Muhammed Bin Zayid Yapay Zeka Üniversitesi, öncü bir üniversite olarak bilimsel işbirliğini ve teknolojik yeniliklerin ufkunu genişletmek amacıyla önde gelen akademik ve bilimsel kurumlarla etkili ortaklıklar kurmayı hedefliyor. Bu nedenle Weizmann Bilim Enstitüsü gibi saygın bir akademik kurumla işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu mutabakat muhtırası ile Kovid-19’dan iklim değişikliğine kadar bazı acil küresel zorlukları ele almak için her iki kurumun uzmanlığından yapay zekayı kullanma konusunda yararlanabileceğiz” dedi.
Prof. Alon Chen ise imza töreninde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı;
“Bu eşsiz, öncü kurumla işbirliği yapma ve yapay zeka alanını birlikte ilerletme fırsatına sahip olduğumuz için çok heyecanlıyız. Bir sinirbilimci olarak, yapay zekanın insan beyninin gücü ve karmaşıklığının dijital alemdeki bir uzantısı olduğuna inanıyorum. Bunun sonuçları hayatımızı, sağlığımızı ve küresel ekonomiyi etkileyecek kadar büyük olacak. Bilimin sınır tanımadığı söyleniyor. Aynı alandaki bilim insanları arasındaki bu işbirliğinin insan bilgisinin sınırlarını genişleteceğini umuyorum.”
2019 yılında Abu Dabi’de kurulan Muhammed bin Zayid Yapay Zeka Üniversitesi, lisansüstü düzeyde araştırma temelli bir akademik kurumdur.
Üniversite, BAE’yi yapay zeka konusunda lider yapmayı öngören ulusal stratejinin parçası olarak kabul ediliyor.
İsrail’in Rehovot şehrinde bulunan Weizmann Bilim Enstitüsü ise dünyanın en üst düzey multidisipliner araştırma kurumlarından biri ve beş fakültede yüksek lisans ile doktora düzeyinde dereceler sunuyor.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.