Mısır’da Mansure Üniversitesi’nin yer karosunda balina fosili bulundu

Mısır’daki Mansure Üniversitesi’nin zeminindeki balina fosili.
Mısır’daki Mansure Üniversitesi’nin zeminindeki balina fosili.
TT

Mısır’da Mansure Üniversitesi’nin yer karosunda balina fosili bulundu

Mısır’daki Mansure Üniversitesi’nin zeminindeki balina fosili.
Mısır’daki Mansure Üniversitesi’nin zeminindeki balina fosili.

Mısır’ın Dekahliye şehrindekiki Mansure Üniversitesi’nde omurgalı fosiller alanında çalışmalar yürüten Profesör Dr. Hişam Selam, üniversitede bir sürprizle karşılaştı. Dr. Hişam Selam yer karolarından birinde 40 ila 50 milyon yıl önceki bir dönemde yaşamış olan dişi bir balinanın fosilini buldu.
Karo üretiminde kullanılan kireç taşlarında milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların fosillerinin bulunması ilk defa olmuyor. Daha önce de karo üretiminde çalışan bir işçi bütün bir balina fosili bulmuştu. Ardından Mansure Üniversitesi, buluşun yapıldığı mermer atölyesinin sahibi onuruna “Bereket Balina” ismini verdikleri fosil ile ilgili bir çalışma yayınlamıştı.
Dr. Selam’ın pazar günü Facebook hesabı üzerinden duyurduğu sürpriz tam ayaklarının altında duruyordu. Dikkatlice incelemeden önce üzerine basmıştı.
Dr. Selam, Şarkul Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi:
“Üniversite’deki yürüyüşlerim sırasında yer karolarının yapımında kullanılan kireç taşlarında sık sık deniz kabukları ve salyangozlar bulurum. Ancak bu yeni keşfin önemi, tarihi 40 ila 50 milyon yıl öncesine dayanan bir dişi balina fosili olması.”
Yeni keşfedilen fosil amfibi (Hem suda hem karada yaşayan hayvan) türlerinden biri. Balinanın bölgesinin Doğu Çölü olduğu belirtiliyor. Bulunduğu kano parçası da söz konusu bölgedeki kireç taşı tabakalarından kesilmişti.
Dr. Selam, balinanın köpek dişinin üst kısmının fosilde açık bir şekilde göründüğünü ve diş kökünün beyaza dönmüş olduğunu belirtti. Dr. Selam fosilin durumunun üzerinde yüründüğü için kötü olduğu bilgisini paylaştı.
Selam, yırtıcı bir tür olan söz konusu balinanın avıyla mücadelesi, sırasında kırılmaması için diş kökünün uzun olması gerektiğini ve diş kökünün dişten 3 kat daha büyük olduğunun tespit edildiğini kaydetti.
Dr. Selam bu keşfin bilimsel değeri ile ilgili olarak şunları aktardı:
“Bu fosilin türünden daha önce de birçok keşif yapıldı. Ancak bu keşif, fosillerin bazılarının paha biçilmez bilimsel değerleri olabileceğinden dolayı taş ocağı işçilerinin bu gibi fosiller bulduklarında bizi aramaları gerektiğinin anlaşılması için bir fırsattır.”



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news