BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan: Halklar çatışmalardan bıktı

ABD Başkanı dün BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’i Beyaz Saray’da karşıladı (EPA)
ABD Başkanı dün BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’i Beyaz Saray’da karşıladı (EPA)
TT

BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan: Halklar çatışmalardan bıktı

ABD Başkanı dün BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’i Beyaz Saray’da karşıladı (EPA)
ABD Başkanı dün BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’i Beyaz Saray’da karşıladı (EPA)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, İsrail’le barış anlaşması imzalanmasını en çok eleştirenlerin Arap olmayan ülkeler ve daimi direniş eksenindeki sivil toplum kuruluşları olduğuna dikkat çekti. Zayed Al Nahyan, eleştiri sahiplerine verilecek en iyi yanıtın, İsraillilerin ve tüm Ortadoğu halklarının çatışmaktan bıktığını hatırlatmak olduğunu söyledi.
The Wall Street Journal tarafından dün (Salı) yayınlanan bir makalede BAE Dışişleri Bakanı, İsrail ile yapılan barışın bölgede ilerleme için “tarihi bir adım” olarak nitelendirdi. Bakan “Bahreyn’in İsrail ile barış yaptığını duyurması da zorluklarla mücadele etmek için bir fırsattır. Bu adım, insanların çatışmalardan bıktığını ve artık bir istikrar olmasını istediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Bakan “Anlaşma, bölgedeki tansiyonu düşürüp barış ve güvenlik diyaloğunun başlamasına katkıda bulunacak. İlk önce ve en acil şey, gerilimi azaltmak ve barış ile güvenlik konusunda bölgesel bir diyalog başlatmak. İkinci öncelik barış içinde bir arada yaşamayı benimseyen topluluğu genişletmek. Bu çerçevede BAE’de farklı bir örnek oluşturmaya çalışıyoruz. İslam’ın gerçek ilkelerine, ılımlılığa, kaynaşmaya ve barışa riayet ediyoruz” ifadelerini kullandı. Bakan üçüncü önceliğin bölgenin dört bir yanında fırsat ve uzlaşma kapısını aralayan ekonomik ve kültürel alışveriş için güçlü bir mekanizma inşa etmek olduğunu söyledi. Bakan, BAE’nin barışa yönelik atılan her adımda Filistin liderliğini desteklemeye devam edeceğini vurguladı.
BAE daha önce uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca, başkenti Doğu Kudüs olan ve 4 Haziran 1967 sınırlarını esas alan bir Filistin devletinin kurulmasını destekleyen değişmez tutumuna dikkat çekmişti. Aynı zamanda İsrail ile barış seçeneğinin, Filistin davası ve Filistin halkının devredilemez hakları pahasına olmayacağını dile getirmişti. BAE’nin resmi haber ajansı WAM tarafından dün yayınlanan bir haberde BAE’nin, Filistin Otoritesi’ne 1994 yılında kurulduğu günden itibaren 2.104 milyar dolar ile en büyük mali yardım sağlayan dünyanın 4. ülkesi olduğu ifade edildi. Aynı zamanda BAE’nin yıllardır çeşitli Filistin bölgelerine kalkındırma ve yardım projelerinin yanı sıra 2013 ila 2020 yılları arasında 828,2 milyon dolardan daha fazla yaptığı yardımlar ile Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı'nın (UNRWA) en büyük bağışçılardan biri olduğu kaydedildi.
Benzer bağlamda BAE Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş ülkesinin “İsrail ile anlaşma imzalama kararı ile psikolojik engelini kırdığını” söyleyerek barış anlaşmasının “daha fazla istikrar ve ekonomik refahın başlangıcı” olduğuna işaret etti.
Karkaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“BAE, önümüzdeki yıllarda Filistinlilere yardım etmek ve onları desteklemek için daha iyi bir konumda olacağını ancak yürüyüşe öncelik etmeleri gerektiğini” belirtti. Filistin topraklarının ilhakını askıya almak, iki devletli çözümü baltalayan etkenlere bir son verecek. Toprakların ilhakına ilişkin belgenin geri çekilmesi BAE, ABD ve Avrupa ülkelerinin ortak çıkarlarıdır.”
Karkaş ABD’nin İbrahim Anlaşması’na (The Abraham Accord) sponsorluk yapmasının toprakların ilhakının askıya alınma kararının sürdürüleceğinin bir garantisi olduğunu vurgulayarak, aynı zamanda ABD başkan adayı Joe Biden’ın anlaşmaya verdiği desteğin oldukça cesaret verici olduğuna dikkat çekti.



Çin savaş uçaklarının radarlarıyla Japon uçaklarını hedef almasının ardından Tokyo'da protestolar düzenlendi

Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)
Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)
TT

Çin savaş uçaklarının radarlarıyla Japon uçaklarını hedef almasının ardından Tokyo'da protestolar düzenlendi

Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)
Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)

Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi, Çin savaş uçaklarının dün Japonya'nın Okinawa adaları yakınlarında uluslararası sular üzerinde Japon savaş uçaklarına ateş kontrol radarlarını yönelttiğini ve bakanın bu iki ayrı olayı "tehlikeli" olarak nitelendirdi.

Koizumi, X internet sitesinde yaptığı paylaşımda, "Radar aydınlatması, uçakların güvenli uçuşu için gerekenin üzerindeydi" ifadesini kullandı. Japonya'nın, "talihsiz" olayla ilgili Çin'e ikazda bulunduğunu da ifade etti.

Radar kontrolünün ateş moduna kilitlenmesi, bir askeri uçağın alabileceği en tehdit edici eylemlerden biridir, çünkü olası bir saldırıyı işaret eder ve hedef alınan uçağı kaçınma manevrası yapmaya zorlar.

Hem Japonya hem de Çin'in üzerinde hak iddia ettiği tartışmalı topraklara yakın olan adalar üzerindeki çatışmaların, iki komşu arasındaki gerginliği daha da artırması muhtemel. Japonya başbakanının, Çin'in Tayvan'a yönelik herhangi bir askeri müdahalesine, Japonya'nın kendi güvenliğini de tehdit etmesi halinde karşılık verebileceği uyarısında bulunmasının ardından ilişkiler zaten gergin durumda.

ABD'nin savaş gemileri, uçakları ve askerleri de dahil olmak üzere denizaşırı ülkelerdeki en büyük askeri gücüne Japonya ev sahipliği yapıyor. Bu kuvvetlerin önemli bir kısmı, aralarında binlerce ABD Deniz Piyadesinin de bulunduğu, Okinawa'da konuşlu.

Japonya, dün olaylara karışan Çin J-15 savaş uçaklarının, Okinawa adalarının güneyinde üç füze destroyeri ile birlikte manevra yapan Çin uçak gemisi Liaoning'den havalandığını bildirdi.


Arakçi: Washington ile müzakerelerin yeniden canlandırılması ABD yönetiminin yaklaşımına bağlı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)
TT

Arakçi: Washington ile müzakerelerin yeniden canlandırılması ABD yönetiminin yaklaşımına bağlı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)

İran devlet televizyonu, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin dün yaptığı açıklamada, ABD ile nükleer müzakerelerin yeniden canlandırılmasının ABD yönetiminin yaklaşımına bağlı olduğunu söylediğini belirtti.

Resmi kanala göre Arakçi, ülkesinin Tahran'ın nükleer programı konusunda ABD ile müzakereleri yeniden başlatmaya hazır olduğunu yineledi.

Geçtiğimiz eylül ayında Birleşmiş Milletler, Avrupa üçlüsünün Tahran'ı 2015'te varılan ve Washington'un yaklaşık üç yıl sonra çekildiğini duyurduğu nükleer anlaşmayı ihlal etmekle suçlayarak, "Snapback mekanizmasını” devreye sokmasının ardından İran'ın nükleer programıyla ilgili yaptırımları yeniden yürürlüğe koydu.


İsrail ordusu: El Halil'de askerleri ezmeye çalışan iki Filistinli öldürüldü

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail ordusu: El Halil'de askerleri ezmeye çalışan iki Filistinli öldürüldü

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Batı Şeria'nın el Halil kentinde askerlere doğru hızla ilerleyen iki Filistinlinin "araçla çarpma girişimi" sonucu vurularak öldürüldüğünü duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Times of Israel'den aktardığına göre ordu, kentteki bir kontrol noktasının yakınındaki görevlilerin "teröristleri vurarak öldürdüğünü" belirtti.

İsrail askeri sözcüsü Yüzbaşı Ella, Filistinlilerin askerleri ezmeye çalıştığını belirtti.

Acil müdahale ekipleri, olayda bir askerin hafif yaralandığını bildirdi.

İşgal altındaki Batı Şeria'da şiddetin hızı, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırması sonrasında Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından beri arttı.

Bölgede 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkese rağmen şiddetin seviyesi azalmadı.