Abe koltuğu devretti, Japonya'nın yeni Başbakanı Yoshihide Suga oldu

 LDP'nin yeni lideri olarak seçilen Yoshihide Suga (Reuters)
LDP'nin yeni lideri olarak seçilen Yoshihide Suga (Reuters)
TT

Abe koltuğu devretti, Japonya'nın yeni Başbakanı Yoshihide Suga oldu

 LDP'nin yeni lideri olarak seçilen Yoshihide Suga (Reuters)
LDP'nin yeni lideri olarak seçilen Yoshihide Suga (Reuters)

Japonya’da mevcut Başbakan Şinzo Abe'nin sağlık sorunları gerekçesiyle istifa etme kararı almasının ardından iktidardaki LDP'nin yeni lideri olarak seçilen Yoshihide Suga, ülkenin yeni başbakanı oldu.
Japonya'nın en uzun süre görevde kalan başbakanı Şinzo Abe'nin sağlık sorunları gerekçesiyle aldığı sürpriz istifa kararının ardından, ülkenin yeni başbakanı belli oldu. Pazartesi günü iktidar partisi LDP'nin (Liberal Demokrat Parti) liderlik seçiminde açık ara farkla ipi göğüsleyen ve başbakanlık koltuğunu garantileyen Yoshihide Suga, bugün mecliste yapılan bir olağanüstü oturumla ülkenin başbakanı seçildi. Önceki Japonya Başbakanı Abe'nin sağ kolu olarak bilinen Suga'nın önümüzdeki saatlerde yeni kabineyi açıklaması bekleniyor.

Halkın içinden bir portre çiziyor
1948 yılında Japonya'nın kırsal bir bölgesi olan Akita eyaletinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Suga, liseyi kendi memleketinde okuduktan sonra Tokyo'ya taşındı. 1973'te Hosei Üniversitesi'nden hukuk diploması almak için gece okuluna başladı. O dönem gidebileceği en ucuz üniversite olması nedeniyle bu okulu seçtiği bilinen Suga, okul masraflarını karşılayabilmek için ise bir karton fabrikasında çalıştı.

Politikaya ilk adım
Üniversiteden mezun olduktan sonra siyasete ilk adımını atan Suga, üst meclis seçim kampanyalarında çalıştı ve 11 yıl boyunca LDP'li Meclis Üyesi Hikosaburo Okonogi'nin sekreterliği görevini üstlendi. Kendi politik kariyerini inşa etmek üzere Ekim 1986'da bu pozisyondan istifa eden Suga, 1996'da Kanagawa 2. bölgesinden Temsilciler Meclisi'ne girdi.

Deneyimli isim
1996'dan bu yana alt meclis olarak da bilinen Temsilciler Meclisi'nde bulunan Suga, önceki Başbakan Abe'nin 2006 ile 2007 yılları arasındaki ilk döneminde İçişleri ve İletişim Bakanı olarak, Abe'nin 2012-2020 arası ikinci döneminde ise Baş Kabine Sekreteri olarak görev yaptı. Japonya siyasi tarihine en uzun süre Baş Kabine Sekreteri olarak hizmet eden politikacı olarak geçen Suga, sağ kolu olarak görev yaptığı Abe'nin istifa duyurusunun ardından 2020 LDP liderlik seçiminde adaylığını açıkladı. 394 LDP milletvekili ile 47 bölge temsilcisinin oy kullandığı seçimde LDP Politika Araştırma Konseyi Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Fumio Kishida ile eski Savunma Bakanı Shigeru Ishiba'yı geride bırakan Suga böylece önce LDP Genel Başkanı, ardından da Japonya Başbakanı olmuş oldu.

Abe'nin politikalarını sürdürmesi bekleniyor
Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Japonya'da önceki Başbakan Abe'nin deflasyonu yenmeyi ve ekonomik büyümeyi teşviği amaçlayan ve "Abenomics" olarak bilinen politikasını sürdürmesi beklenen Suga'nın, bir diğer önceliğinin ise Kovid-19 pandemisi ile mücadele olduğu biliniyor. LDP Genel Başkanı seçilmesinin ardından pandemiden etkilenen ekonomiye yönelik ek önlem sinyali veren Suga'nın, Japonya'nın ulusal güvenlik politikasını da kapsamlı bir şekilde ele alacağı tahmin ediliyor.

Veda eden Abe'den Suga'ya destek
Öte yandan görevi Suga'ya devreden Abe, bugün yaptığı açıklamada tüm Japon halkına ve kendisini destekleyen herkese teşekkür etti. Partisinin iktidarda olduğu süre boyunca ekonomiyi canlandırmak ve diplomasi yoluyla ülkenin ulusal çıkarlarını korumak için elinden geleni yaptığını belirten Abe, halkla birlikte zorluklara göğüs germiş olmaktan gurur duyduğunu söyledi. Japon toplumuna yeni başbakan Suga ve kabinesini destekleme çağrısı yapan Abe, kendisinin de yeni hükümeti desteklemeyi sürdüreceğini sözlerine ekledi.



Trump'ın hakaretlerinin ardından Minneapolis'te göçmenlere yönelik operasyonda Somalililer gözaltına aldı

New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
TT

Trump'ın hakaretlerinin ardından Minneapolis'te göçmenlere yönelik operasyonda Somalililer gözaltına aldı

New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)

Federal yetkililer dün, Başkan Donald Trump'ın Afrika Boynuzu ülkesinden gelen göçmenlere hakaretlerde bulunup, onların Amerika Birleşik Devletleri'nden çıkarılmasını istediğini söylemesinden iki gün sonra Minneapolis'te göçmenlere yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlar arasında Somali kökenli kişilerin de bulunduğunu açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, operasyonla ilgili ilk açıklamasında, Minneapolis'teki gözaltıların pazartesi günü başladığını belirtti. Yetkililer gözaltına alınanların toplam sayısını açıklamadı, ancak 12'si hakkında bilgi verdi: Beşi Somali'den, geri kalanı Meksika ve El Salvador'dan. İç Güvenlik Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, gözaltına alınanların hepsini dolandırıcılıktan araç hırsızlığına, cinsel suçlardan alkollü araç kullanmaya kadar çeşitli suçlardan hüküm giymiş tehlikeli suçlular olarak nitelendirdi.

Demokrat Partili Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, Trump'ın şehrin Somali sakinlerine yönelik saldırılarını eleştirdi ve dün Amerikalılara, Kuzey Amerika'nın en büyüğü olan Minnesota'nın Somali göçmen topluluğunu "sevme ve saygı duyma" çağrısında bulundu.

Trump'ın müttefikleri, Somalililere yönelik ırkçı söylemlerini ve onları savunan Minnesota'lı politikacılara yönelik saldırılarını övdüler. Salı günü televizyonda yayınlanan bir kabine toplantısında Trump, Minnesotalıları ilgilendiren hükümet yolsuzlukları hakkındaki haberlere, göçmenleri "çöp" olarak nitelendirerek ve onları "geldikleri yere geri göndermek" istediğini söyleyerek yorum yaptı.


ABD, Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladı

Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
TT

ABD, Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladı

Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)

ABD, Başbakan Mark Carney'nin Washington ile ilişkilerdeki belirsizlik ortamında savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmasının ardından, dün Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladığını duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı, anlaşmanın, her biri 226 kg (500 pound) ağırlığında ve birlik formasyonlarını vurabilen 3 bin 414 adede kadar BLU-111 bombası ve sabit hedeflere karşı hassas vuruşlar için tasarlanmış 3 bin 108 adede kadar GBU-39 bombası içerdiğini belirtti. Ayrıca anlaşma, güdümsüz bombaları güdümlü mühimmata dönüştürmek için 5 binden fazla Ortak Doğrudan Saldırı Mühimmatı (JDAM) da içeriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongre'ye gönderdiği bildirimde, anlaşmanın "Kanada'nın bölgedeki saldırganlığı caydırmak için güvenilir savunma kabiliyetini artıracağını, ABD kuvvetleriyle birlikte çalışabilirliği sağlayacağını ve Kanada'nın ortak kıta savunmasına katkıda bulunma yeteneğini güçlendireceğini" belirtti.

Kanada Başbakanı Mark Carney, ağustos ayında ülkesinin NATO'nun bu yıl savunmaya GSYİH'nın %2'sini harcama hedefini, planlanandan yıllar önce karşılayacağını doğruladı. Carney, Kanada'nın komşusu ve NATO içinde uzun süredir güvenliğin garantörü olan Amerika Birleşik Devletleri'nin rolüne ilişkin artan belirsizliğin yanı sıra, Rusya'nın Arktik'teki olası saldırganlığına da değindi.

Trump, özellikle Carney'nin Justin Trudeau'nun yerine başbakanlık görevini üstlenmesinden önce, Kanada'nın 51. ABD eyaleti olması gerektiğini söyleyerek, Kanada'yı sık sık küçümsemişti.


Amerika, seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planlıyor

Donald Trump (EPA)
Donald Trump (EPA)
TT

Amerika, seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planlıyor

Donald Trump (EPA)
Donald Trump (EPA)

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump yönetiminin seyahat yasağının kapsadığı ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planladığını söyledi.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Portland'daki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) merkezinin yakınındaki protestoları gözlemliyor (AFP) ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Portland'daki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) merkezinin yakınındaki protestoları gözlemliyor (AFP)

Fox News'e verdiği bir röportajda Noem'e, Trump yönetiminin seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 32'ye çıkarıp çıkarmayacağı soruldu.

Noem, "Sayı konusunda net bir şey söylemeyeceğim, ancak 30'dan fazla ülke var ve başkan ülkeleri değerlendirmeye devam ediyor" diye yanıt verdi.

Trump, haziran ayında 12 ülkenin vatandaşlarının Amerika Birleşik Devletleri'ne girişini yasaklayan ve 7 ülkenin vatandaşlarının girişini kısıtlayan bir bildiriyi imzalayarak, bunun "yabancı teröristlere" ve diğer güvenlik tehditlerine karşı koruma sağlamak için gerekli olduğunu belirtti. Yasak, turistler, öğrenciler ve iş seyahatinde olanlar da dahil olmak üzere hem göçmenler hem de göçmen olmayanlar için geçerli.

Hangi ülkelerin ekleneceğini belirtmeyen Noem, "Eğer orada istikrarlı bir hükümet yoksa ve kendilerini geçindirebilecek, bu kişileri bize teşhis edebilecek ve kimliklerini doğrulamamıza yardımcı olabilecek bir ülkeleri yoksa, neden o ülkeden insanların Amerika Birleşik Devletleri'ne gelmesine izin verelim?" ifadelerini kullandı.

ABD'nin başkanı Donald Trump (Arşiv-Reuters)ABD'nin başkanı Donald Trump (Arşiv-Reuters)

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre, Dışişleri Bakanlığı'na ait bir iç yazışma, Trump yönetiminin 36 ülkenin vatandaşlarının Amerika Birleşik Devletleri'ne girişini yasaklamayı düşündüğünü ortaya koydu.

Listenin genişletilmesi, yönetimin geçen hafta Washington, D.C.'de iki Ulusal Muhafızın vurulmasından bu yana aldığı göçmenlik önlemlerinin daha da artırılması anlamına gelecek.

Soruşturmacılar saldırının, 2021 yılında Trump yönetimi yetkililerinin yeterli güvenlik incelemesinden yoksun olduğunu söylediği bir yeniden yerleştirme programı aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri'ne giren bir Afgan vatandaşı tarafından gerçekleştirildiğini belirtiyor.

Saldırıdan birkaç gün sonra Trump, herhangi bir ülke ismi vermeden veya hangilerini kastettiğini belirtmeden, tüm "Üçüncü Dünya" ülkelerinden göçü "kalıcı olarak durduracağına" yemin etti.