ABD, Portland yetkililerini kargaşaya neden olmakla suçladı

ABD, Portland yetkililerini kargaşaya neden olmakla suçladı
TT

ABD, Portland yetkililerini kargaşaya neden olmakla suçladı

ABD, Portland yetkililerini kargaşaya neden olmakla suçladı

ABD Adalet Bakanlığı, ABD’nin Oregon eyaletinin Portland bölgesi yetkililerini siyahi George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi sonucu başlayan ırkçılık karşıtı ve polis şiddetine karşı süren gösterilerde kargaşaya neden olmakla suçladı.
ABD Adalet Bakanlığı, ABD’nin Oregon eyaletinde bulunan Portland bölgesinde günlerce süren gösterilerde Portland yetkililerini suçlu görüyor. ABD Adalet Bakanlığı sözcüsü Kerri Kupec dün yaptığı açıklamada, Portland şehrinde emniyet güçleri ve göstericiler arasında günlerce süren kargaşanın ardından, yetkililerin göstericilere yönelik davranışlarının olayların büyümesine sebep olup olmadığını araştırdıklarını bildirdi. Kupec, araştırmanın sonucunda şehir yetkililerine karşı cezai veya medeni haklar suçlaması başlatıp başlatamayacağına karar verileceğini iletirken davanın gidişatı hakkında açıklamada bulunmadı.
Portland Belediye Başkanı Ted Wheeler konuşmasında, “Yönetim, ne pahasına olursa olsun kendi politik kazançları için başkalarının acı çekmesine neden olan gülünç bir karar aldı. Bu şehrin belediye başkanı olarak halkın yardımı ile ırklar arasında eşitliği sağlayarak, halkımızın karşı karşıya olduğu korona virüs pandemisi ve ekonomik sıkıntıları çözmek için üzerime düşen görevi yerine getireceğim” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump, kargaşanın yaşandığı şehirlerde görev yapan demokrat yetkililerini ırk ayrımcılığı ve kargaşaya neden olmakla suçladı. Trump açıklamasında Ted Wheeler hakkında, “Tuhaf bir radikal solcu demokrat belediye başkanı. Portland şehri ahmak bir belediye başkanı ile asla kendini toparlayamaz” ifadelerini kullandı.
ABD’de siyahi George Floyd’un Mayıs ayında polis tarafından gözaltına alındığı sırada öldürülmesinin ardından birçok kentte ırkçılık ve polis şiddeti karşıtı protestolar gerçekleşmişti. Çıkan olaylarda polis çok sayıda göstericiyi gözaltına almıştı.



İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
TT

İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)

İngiliz Kraliyet Donanması dün yaptığı açıklamada, İngiliz Kanalı'nda bir Rus denizaltısını tespit ettiğini ve üç gündür izlediğini duyurdu. Donanma, bu tür tehditlere karşı İngiliz sularını koruma çabalarını yoğunlaştırıyor.

Donanma açıklamasında, Krasnodar denizaltısı ve Altay römorkörünü izlemek için helikopterle donatılmış bir İngiliz ikmal gemisinin görevlendirildiğini belirtti.

Rus denizaltısı ve römorkörü Kuzey Denizi'nden kanala girdi.

Açıklamada ayrıca, "Krasnodar'ın batması durumunda denizaltı karşıtı operasyonlara geçmek üzere özel bir hava mürettebatının hazırda bekletildiği" ifade edildi.

Olumsuz hava koşullarına rağmen denizaltının yüzeyde seyretmeye devam ettiği belirtildi.

İngiltere, Fransa'nın kuzeybatı kıyısındaki Ouessant Adası yakınlarında bulunan denizaltının izlenmesi görevini, kimliği açıklanmayan bir NATO müttefikine devrettiğini duyurdu.

İngiliz ordusu, Rus denizaltısı Novorossiysk'i kendi karasularında tespit ettikten sonra geçen temmuz ayında benzer bir izleme operasyonu gerçekleştirmişti.

İngiliz Savunma Bakanı John Healey pazartesi günü, "Rus deniz tehditleri" karşısında Kraliyet Donanması'nın yeteneklerini geliştirmek için milyonlarca sterlinlik bir programın başlatıldığını duyurdu.

Londra'ya göre, Rus denizaltılarının İngiliz sularındaki faaliyetleri son iki yılda yaklaşık üçte bir oranında arttı.

Aralık ayı başlarında İngiltere ve Norveç, Kuzey Atlantik'te bu denizaltılara karşı koymayı amaçlayan ortak bir fırkateyn filosu işletmek üzere bir iş birliği anlaşması imzaladı.


Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
TT

Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Karayipler'deki ABD güçlerinin ülkesinin kıyıları açıklarında bir petrol tankerine el koymasının ardından ABD'yi "korsanlıkla" suçladı.

Maduro devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Mürettebatı kaçırdılar, gemiyi çaldılar ve Karayipler'de yeni bir dönemi, suç teşkil eden korsanlık dönemini başlattılar" ifadelerini kullandı.

İlgili bir gelişme olarak, ABD Başkanı Donald Trump bugün Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkesinin yakında Venezuela'dan ABD'ye kara yoluyla gelen uyuşturucu sevkiyatlarını engellemek için operasyonlar yapmaya başlayacağını söyledi.

Trump, son haftalarda karayoluyla yapılan uyuşturucu kaçakçılığını hedef almaya başlayacağı yönünde defalarca tehditte bulundu.


ABD milletvekilleri: İsrail, Lübnanlı gazetecinin ölümüne yol açan saldırıdan sorumlu olanları henüz hesap vermeye zorlamadı

Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
TT

ABD milletvekilleri: İsrail, Lübnanlı gazetecinin ölümüne yol açan saldırıdan sorumlu olanları henüz hesap vermeye zorlamadı

Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)

Dört ABD'li milletvekili d yaptığı dün açıklamada, İsrail'in Ekim 2023'te Lübnan'da bir grup gazeteciye düzenlenen ve bir Reuters muhabirinin ölümüne, birçok gazetecinin de yaralanmasına neden olan saldırıdan sorumlu kimseyi cezalandırmadığını belirtti.

ABD Senatörü Peter Welch, saldırıda yaralanan gazetecilerden birinin memleketi olan Vermont'tan yaptığı açıklamada, İsrail'i olaya ilişkin ciddi bir soruşturma yürütmemekle suçlayarak, soruşturmaya dair hiçbir kanıt görmediğini söyledi.

13 Ekim 2023'te, İsrail tankı, gazetecilerin sınır ötesi bombardımanı filme aldığı sırada art arda iki top mermisi ateşledi.

Saldırıda Reuters televizyon kameramanı Issam el Abdullah öldü ve AFP fotoğrafçısı Christina Assi ağır yaralandı.

İsrail ordusu gazetecileri hedef almadığını söylüyor, ancak bir İsrail tank birliğinin gazeteci grubuna neden ateş açtığına dair açıklama yapmadı.

İki insan hakları grubu tarafından düzenlenen basın toplantısında, Demokrat Partili Welch, saldırıyla ilgili İsrail soruşturmasına dair yazılı bir kanıt almadığını, İsrail yetkililerinin yaralılarla, tanıklarla, saldırganlarla veya herhangi bir bağımsız araştırmacıyla görüştüğüne dair de bir kanıt bulamadığını söyledi.

Haziran 2025'te büyükelçilik, Senatör Welch'in ofisine İsrail ordusunun olayla ilgili bir soruşturma yürüttüğünü ve askerlerden hiçbirinin askeri çatışma kurallarını ihlal etmediği sonucuna vardığını bildirdi.

Saldırıda yaralanan Amerikalı AFP muhabiri Dylan Collins'in yanında duran Welch, İsrail yetkililerinin soruşturma taleplerine "kaçamak" cevaplar verdiğini ve çelişkili yanıtlar aldığını söyledi.

Welch daha fazla ayrıntı vermedi.

“İsrail ordusu bu olayı ciddi bir şekilde soruşturmak için kesinlikle hiçbir çaba göstermedi,” dedi. “İsrail ordusu bir soruşturma yürüttüğünü iddia etti, ancak herhangi bir soruşturmanın yapıldığına dair kesinlikle hiçbir kanıt yok.”

Welch, İsrail hükümetinin ofisine soruşturmanın tamamlandığını söylediğini, ancak AFP'ye ayrı olarak soruşturmanın hala devam ettiğini ve henüz hiçbir sonuca varılmadığını söylediğini belirtti.

Welch, “Peki hangisi doğru? İkisi birden doğru olamaz” dedi. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre
Welch'in yorumları ve soruşturmanın tamamlanıp tamamlanmadığı hakkındaki ajansın sorusuna İsrail askeri sözcüsü, daha fazla ayrıntı vermeden, “Olay hala soruşturma altında” ifadesini kullandı.

AFP'nin Kuzey Amerika bölge direktörü Marc Levine, yaşananlar için iki yıldan fazla süredir tam hesap sorulmasını aradıklarını söyledi.

Levin, "AFP, İsrail yetkililerini soruşturmanın sonuçlarını açıklamaya ve sorumluları hesap vermeye çağırıyor" diye ekledi.

Reuters, 2023'ten beri İsrail ordusundan el-Abdullah'ı öldüren hava saldırısıyla ilgili hızlı, kapsamlı ve şeffaf bir soruşturma yürütmesini talep ediyor, ancak İsrail ordusundan saldırının nedenlerine ilişkin henüz bir açıklama alamadı.

Demokrat Senatör Chris Van Hollen, basın toplantısında daha fazlasının yapılması gerektiğini söyledi.

Şöyle devam etti: "Bu davada herhangi bir hesap verebilirlik veya adalet görmedik... Bu, İsrail hükümeti tarafından Amerikalılara ve gazetecilere yönelik saldırıların ve cezasızlık modelinin daha geniş bir parçası."

Vermont'tan ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Becca Palint ve bağımsız ABD Senatörü Bernie Sanders, gazeteciler için adaleti sağlamaya yönelik çabalarına devam edeceklerini söylediler.

İsrail güçleri, bu yılın ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi'ni bombalayarak aralarında Reuters, Associated Press, El Cezire ve diğer medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin de bulunduğu en az 20 kişiyi öldürdü.

İsrailli bir askeri yetkili o dönemde Reuters'e verdiği demeçte, İsrail saldırısında öldürülen Reuters ve Associated Press gazetecilerinin "saldırının hedefi" olmadığını söylemişti.