Dünya yörüngesindeki en tehlikeli 50 uzay çöpü belirlendi: Başı Rus yapımı roketler çekiyor

Uzay çöpleri mevcut uyduları bozarak iletişim, afet yönetimi ve küresel ekonomiye yıkıcı darbeler vurabilir (AFP)
Uzay çöpleri mevcut uyduları bozarak iletişim, afet yönetimi ve küresel ekonomiye yıkıcı darbeler vurabilir (AFP)
TT

Dünya yörüngesindeki en tehlikeli 50 uzay çöpü belirlendi: Başı Rus yapımı roketler çekiyor

Uzay çöpleri mevcut uyduları bozarak iletişim, afet yönetimi ve küresel ekonomiye yıkıcı darbeler vurabilir (AFP)
Uzay çöpleri mevcut uyduları bozarak iletişim, afet yönetimi ve küresel ekonomiye yıkıcı darbeler vurabilir (AFP)

13 farklı ülkeden uzman Dünya yörüngesinde bulunan uzay çöplerinden en tehlikelilerini belirledi. Olası bir felaketin önüne geçilmesi için bir an önce bu büyük uzay çöplerinin mevcut yerlerinden kaldırılması çağrısı yapıldı.
Gelecek ay Uluslararası Uzay Kongresi'ne sunulacak çalışmada aralarında Avrupa Birliği, ABD, Rusya, Japonya'nın da yer aldığı 13 ülke ve bölgeden 11 farklı ekip Dünya yörüngesinde bulunan binlerce büyük boyutlu uzay çöpünü inceledi.
Çalışmanın amacı çarpıştıkları yerde büyük boyutlu çöp yığını oluşturma riskine en fazla sahip olan cisimleri belirlemekti. Cisimler, diğer nesnelerle çarpışma risklerinin yanı sıra kütleleri, irtifaları ve bir dizi diğer etken üzerinden sıralandı.
Ekiplerin her biri ayrı ayrı hazırladıkları listeleri en son aşamada birbirleriyle karşılaştırarak en tehlikeli 50 cisim üzerinde ortak karara vardı.
Dünya’nın çevresi, son 60 yılda uzaya gönderdiğimiz binlerce yapay roket, uydu ve bunların ortalığa dağılmış milyonlarca parçasıyla kaplı.
Binlerce kilometre uzaklığa kadar yayılan bu uzay çöplüğü içinde 3 bin kadar çalışmayan yapay uydu, izi sürülebilir 15 bin daha küçük parça ve 150 bin izi sürülemeyen enkaz parçası yer alıyor. Bunlar şu anda ve gelecekte yörüngedeki yapay uydular için tehdit oluşturuyor.

Listenin çoğunu Rus yapımı roketler oluşturuyor
50 cisimlik listedekilerin 35'i roket, 8'i uydu olmak üzere 43'ü Rus yapımı.
Listenin ilk 20 sırasında yer alan cisimler Sovyetler Birliği ve Rusya'nın 1987 ile 2007 arasında uzaya yolladığı büyük roketlerden oluşuyor. Bu SL-16 R/B roketlerinin her biri 900 ton ağırlığında ve 800 km irtifada bulunuyor.
Çalışmanın baş yazarı, ABD''li ulusal güvenlik ve uzay şirketi Centauri direktörülerinden Darren McKnight bu roketlerden ikisinin çarpışması sonucu açığa çıkabilecek enkaz miktarının yıkıcı sonuçlar getirebileceğini söyledi.
McKnight "9 tonluk iki cisim çarpışırsa tek seferde Dünya'nın alçak yörüngesindeki enkaz popülasyonunu ikiye katlar. Orada 15 bin izi sürülebilen cisime sahip oluruz. Olabilecek en ciddi olay bu. Bu bir yıl içinde milyonda bir değil, binde birlik ihtimal diliminde" dedi. Bu roket parçalarının yörüngeleri birbirleriyle kesişerek kümelenmeler oluşturuyor. 
McKnight sözlerini "Bu kümelenmeler on yıllar içinde oluştu. Her geçen yıl bir çarpışma yaşanması olasılığı artıyor" diye sürdürüyor.
Listedeki diğer tehlike düzeyi yüksek nesneler arasında Avrupa Uzay Ajansı'nın 2002'de uzaya yolladığı ve şu anda aktif olmayan yaklaşık 8 ton ağırlığındaki ENVISAT uydusu, 2001'de uzaya yollanan Rus yapımı Meteor 3M uydusu ve Japonya'nın 1996 ve 2002'de uzaya yolladığı ADEOS I ve ADEOS II uyduları da bulunuyor.
Son yıllarda uzaydaki çöpleri atmosfere sokarak temizlemeyi öneren bir dizi proje sunuldu ancak son çalışmada bu 50 cismin 37'sinin 2 tondan büyük kütleye sahip olduğu belirtilerek bunların atmosfere sokulmasının risk arz ettiği, bu nedenle birbirleriyle çarpışmalarını önlemek için başka yolların bulunması gerektiği vurgulandı.
Yapılan öneriler arasında çarpışma anında cisimlerin yörüngelerini gaz bulutlarıyla değiştirmek gibi uzaktan müdahale yöntemi de yer aldı.
 
Independent Türkçe, Forbes



Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)
TT

Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)

Stuti Mishra Asya İklim Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, iklim krizinin yol açtığı daha sıcak geceler, yüzyılın sonuna gelindiğinde uyku apnesini çok daha yaygın ve tehlikeli hale getirebilir.

Araştırmacılar artan sıcaklıkların, dünya çapında yaklaşık 1 milyar kişiyi etkileyen ve kalp hastalığı, demans ve erken ölümle bağlantılı bir uyku bozukluğu olan obstrüktif uyku apnesini (OUA) kötüleştirebileceğini söylüyor.

Flinders Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışma, iklim değişikliğinin OUA'nın şiddetini ve sağlık üzerindeki etkisini nasıl artırabileceğini modelleyen ilk araştırma.

Flinders Üniversitesi FHMRI Uyku Sağlığı'ndan çalışmanın başyazarı Dr. Bastien Lechat, "Bu çalışma, ortam sıcaklıklarının OUA'nın şiddetini etkileyip etkilemediğini araştırarak iklim gibi çevresel faktörlerin sağlığı nasıl etkileyebileceğini anlamamıza katkı sağlıyor" diyor.

Araştırmacılar uyku sırasında solunum düzensizliklerini izleyen bir yatak altı sensörü aracılığıyla, 29 ülkeden en az 116 bin kişiden elde edilen 58 milyondan fazla gece uykusu verisini kaydetti.

Birkaç yılda toplanan veriler, küresel iklim modellerinden elde edilen saatlik iklim verileriyle eşleştirilerek farklı ısınma senaryoları altında OUA şiddetindeki değişikliklerinin simülasyonu oluşturuldu.

Dr. Lechat, "Genel olarak ortam sıcaklığıyla OUA şiddeti arasındaki ilişkinin büyüklüğü bizi şaşırttı" diyor.

Yüksek sıcaklıklar, kişinin belirli bir gece OUA yaşama olasılığının yüzde 45 artmasıyla ilişkiliydi.

Görsel kaldırıldı.Grafik, çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından ölçülen, endüstri çağından itibaren küresel ortalama sıcaklık artışını gösteriyor (WMO)


Çalışma, OUA şiddetindeki sıcaklıkla ilişkili artışın, Avustralya veya ABD'ye kıyasla Avrupa ülkelerinde bilhassa belirgin olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar bunun, klimaya erişimdeki farklılıklardan kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar engelliliğe ayarlanmış yaşam yılı (disability-adjusted life years / DALY) kullanarak iklimin şiddetlendirdiği uyku apnesinin sağlık ve ekonomi üzerindeki yükünü tahmin etti. Sadece 2023'te, sıcaklık artışının araştırmadaki 29 ülkede yaklaşık 800 bin sağlıklı yaşam yılının kaybıyla bağlantılı olduğunu saptadılar.

Dr. Lechat, "Bu rakam, bipolar bozukluk, Parkinson hastalığı veya kronik böbrek hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlardakine yakın" ifadelerini kullanıyor.

Toplam ekonomik kayıp yaklaşık 98 milyar dolar olarak tahmin edilirken bunun 68 milyar doları sağlığın bozulmasından, 30 milyar dolarıysa işyerindeki verimlilik düşüşünden kaynaklanıyor.

Kıdemli araştırmacı Profesör Danny Eckert, veriler çoğunlukla soğutma ve sağlık hizmetlerine erişimi daha iyi olan yüksek gelirli bölgelerdeki bireylerden elde edildiğinden, örneklemin düşük gelirli ülkelerde OUA'nın gerçek dünyadaki yükünü yeterince yansıtmayabileceğini söylüyor.

Profesör Eckert "Bu, tahminlerimizi yanıltarak sağlık ve ekonomi üzerindeki gerçek maliyetin düşük tahmin edilmesine yol açmış olabilir" diyor.

Sadece Avustralya'da, OUA dahil uykuyla ilgili sağlık sorunlarının maliyeti daha önce yılda 66 milyar Avustralya doları (yaklaşık 1 trilyon 700 milyar TL) olarak tahmin edilmişti.

Ekip halihazırda soğutmaya erişimin veya davranışsal değişikliklerin, ısınan hava koşullarında uyku apnesinin şiddetini nasıl azaltabileceği gibi olası müdahaleleri araştırmayı planlıyor.

Profesör Eckert, "İleride, ortam sıcaklığının uyku apnesinin şiddetine etkisini azaltacak stratejiler araştıran ve altta yatan fizyolojik mekanizmaları inceleyen müdahale çalışmaları tasarlamak istiyoruz" diye belirtiyor.

Çalışma, daha güçlü küresel iklim eylemleri olmadan uyku apnesinin yükünün muhtemelen keskin bir şekilde artacağı ve bunun da halk sağlığı sorunlarını şiddetlendirerek ekonomileri zorlayacağı uyarısında bulunuyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/climate-change