Dark Web’e uluslararası operasyon: 179 zanlı tutuklandı

Dark web (karanlık ağ) genellikle yasa dışı malları alıp satmak için kullanılıyor. (Reuters)
Dark web (karanlık ağ) genellikle yasa dışı malları alıp satmak için kullanılıyor. (Reuters)
TT

Dark Web’e uluslararası operasyon: 179 zanlı tutuklandı

Dark web (karanlık ağ) genellikle yasa dışı malları alıp satmak için kullanılıyor. (Reuters)
Dark web (karanlık ağ) genellikle yasa dışı malları alıp satmak için kullanılıyor. (Reuters)

ABD ve Avrupa ülkeleri, internetin illegal alanı dark web’i kullananları hedef alan ortak bir operasyon kapsamında 179 şüphelinin tutuklandığını duyurdu.
Alman haber ajansı DPA'dan aktardığı habere göre Avrupa Polis Teşkilatı (Europol) ve ABD Adalet Bakanlığı, uluslararası operasyonda 6,5 ​​milyon doların üzerinde nakit ve sanal para birimlerinin yanı sıra 500 kilogram fentanil, eroin, kokain ve halüsinojenik hap gibi uyuşturucuların ele geçirildiğini kaydetti.
Yapılan açıklamada ABD’de 121 şüphelinin tutuklandığı belirtildi. Ayrıca, Almanya'da 42 kişi, Hollanda'da 8, İngiltere'de 4 ve Avusturya'da 3 kişinin tutuklandığı ve soruşturmaların halen devam ettiği kaydedildi.
ABD Adalet Bakanlığı, "DisrupTor” olarak adlandırılan operasyonu, son yıllarda giderek daha fazla internete taşınan yasadışı uyuşturucu pazarına karşı büyük bir zafer olarak nitelendirdi.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre Dark web (karanlık ağ), arama motorları tarafından sonuçlarda gösterilmeyen ve ancak erişimi özel internet tarayıcıları (TOR) ile mümkün olan içeriklerden oluşuyor. Dark web genellikle uyuşturucu, pornografi ve diğer yasa dışı malları alıp satmak için kullanılıyor.
ABD Adalet Bakanlığınca yapılan açıklamada, "DisrupTor Operasyonu ABD hükümetinin karanlık ağdaki suç faaliyetlerine, özellikle de uyuşturucu kaçakçılığına karşı şu ana kadar gerçekleştirdiği en büyük operasyon" ifadelerini kullandı.
İnternet dünyası normal internet, kontrol dışı deep web ve suç örgütlerinin kullandığı dark web olarak üç katmandan oluşuyor.
 



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news