Devrim Muhafızları, ABD’ye ait bir uçak gemisi ile temas kurdu

Devrim Muhafızları, ABD’ye ait bir uçak gemisi ile temas kurdu
TT

Devrim Muhafızları, ABD’ye ait bir uçak gemisi ile temas kurdu

Devrim Muhafızları, ABD’ye ait bir uçak gemisi ile temas kurdu

İran Devrim Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Ali Rıza Tengsiri, İran’a ait insansız hava araçlarının (İHA) ABD uçak gemisi Nimitz ve beraberindeki filoya yönelik yürüttüğü izleme ve takip operasyonu hakkında yeni bilgiler verdi
Tuğamiral Tengsiri, İran televizyonuna verdiği röportajda:
“Silahlı Kuvvetler Başkomutanı, Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanlığı ve Hatem'ul Enbiya (S) Merkez Karargahı (Devrim Muhafızları donanmasının Hürmüz Boğazı'ndan Körfez sonuna kadar uzanan bölgeden sorumlu olduğu yer) Merkezi Komutanlığı gözetiminde Ordu Deniz Kuvvetleri ile Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri arasında görev paylaşımı yapıldı. İzleme süreci deniz ve hava yoluyla gerçekleştirildi. ABD’ye ait bu grup, bölgeye giriş yapalı 10 aydan fazla süre geçti. Nitekim ABD uçak gemisi ve beraberindeki üç savaş gemisinin geçişini izleyen güvenlik güçleri, bu grup ile temasa geçerek bazı sorular yöneltti. Yanıt veren ABD kuvvetleri ise tüm soruları eksiksiz cevapladı.”
Devrim Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Tengsiri, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bizim mülkiyetimiz dahilinde olan söz konusu bölgeyi sabit bir noktaya ulaşmak için birkaç aşamada izliyoruz. Hürmüz Boğazı'nda, Naziat Adaları ve onların bulundukları noktada da böyle yaptık. Onlar üzerinde geliş saatlerinden ayrılış saatlerine kadar tam kontrole sahibiz. ABD’lilerin Körfez bölgesinde bulunmaları ya da bulunmamaları arasında hiçbir fark yok. Aksine Körfezde bulunmalılar; zirâ bu, bu sırada onlar üzerinde tam kontrole sahip olduğumuz anlamına gelir. Körfez tümüyle bizim gözetimimiz altında. Hava Kuvvetleri ile beraber İHA’larımız Körfez semalarında gece gündüz seyrediyor, bölgeyi izliyor ve kontrol ediyoruz. Yakın gelecekte İran Devrim Muhafızları’na bağlı Deniz Donanmasında okyanus ötesi gemilerimiz olacak. Aynı zamanda Devrim Muhafızları’na ait donanma için 65 metre uzunluğunda ve helikopter taşıyabilen gemiler inşa edilecek.”
İran Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Hüseyin Hanzadi, ABD filosunun bulunduğu deniz üssünden demir attığı andan itibaren izlendiği açıklandı. Amiral Hanzadi, Cuma günü televizyonda yayınlanan açıklamalarında şöyle söyledi:
“ABD donanması, kat ettiği tüm yol süresince tarafımızdan izlendi. Zirâ İran İslam Cumhuriyeti donanması, bugün, Hint Okyanusu bölgesi girişine kadar adım adım izleme yürütmek için özel donatımlara sahip. Söz konusu bölgedeki izleme operasyonları büyük bir titizlik ve dikkatle yürütülüyor. Körfez bölgesine, son 10 aydır büyük bir ABD birimi giriş yapmadı. Hem bölgeye yaklaşmaktan hem de İran Silahlı Kuvvetleri tarafından net bir yanıt verilmesinden endişe duyuyorlar. İran İslam Cumhuriyeti'ne ait deniz sınırından yaklaşık 600-700 km uzaklıkta sabit bir noktada bulunan ABD’liler, elimizin uzanmadığı bir yerde olduklarını sanıyor; an be an takip edildiklerinin idrakinde değiller. Nitekim İran egemenliği altındaki sular son derece güvenlidir. Herhangi bir gemiden gelen herhangi bir sinyal; kaptanının adına, geçirdiği süreye ve geminin özelliklerine kadar veri tabanlarımıza işlenir ve burada görüntülenir.”
Hanzadi, İran donanmasının diğer ülkelerle yaptığı ortak tatbikatlarla ilgili ise “Şu anda dünyanın birçok ülkesinin katıldığı Kafkas 2020 tatbikatı gerçekleştiriliyor. Hazar Denizi’nde roketatarlı iki savaş gemimiz bulunuyor. Diğer ülkelerle İran yılı sona erene (20 Mart 2021’de) kadar ortak deniz tatbikatları yapmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Gadir tipi denizaltından füze ateşlenmesiyle ilgili ise, “Gadir denizaltından fırlatılan füze, önceki füzenin iki katı menzile sahip. Çarşamba günü, şu anda gövde yapım sürecindeki Fetih 2 ve 3 füzelerinin yapımını inceledik. Fetih 4 füzesi ise Havacılık Enformasyon Yayını’ndan (AIP) bağımsız olarak çalışan, su altında çok daha uzun süre kalabilen özel tip bir tahrik motoru kullanıyor” açıklamalarında bulundu.
İran Donanması’na yeni teçhizat ithalinden bahseden Hanzadi:
“Önümüzdeki Aralık ayı, verimli olacak. ‘Dena’ muhribi, ‘Saba’ mayın tarama gemisi ve zırhlı bir füze fırlatıcısının yanı sıra. İran’a ait, en büyük savaş gemisi yapılacak. Bu; ‘Hark’ savaş gemisinden 24 metre daha uzun, 7 helikopter taşıma kapasitesine sahip, yüksek nitelikte, elektronik savaşa karşı donanımlı, füzeler ve İHA’larla donatılmış bir gemi” bilgilerini paylaştı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.