Avrupa'da Kovid-19 salgınında ikinci dalga paniği

Avrupa'da Kovid-19 salgınında ikinci dalga paniği
TT

Avrupa'da Kovid-19 salgınında ikinci dalga paniği

Avrupa'da Kovid-19 salgınında ikinci dalga paniği

Avrupa ülkelerinde yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınında vaka sayısındaki artış endişe verici boyutlara ulaşırken, normale dönüş süreciyle kaldırılan kısıtlamalar yeniden yürürlüğe koyuluyor.
Avrupa, yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınında artan vakalar ile mücadele ederken ikinci dalga endişesi giderek büyüyor. Fransa'da geçtiğimiz hafta rekor vaka sayıları kaydedilince tedbirler arttırıldı. Bölge bölge yasaklar getirilirken, Sağlık Bakanı Olivier Veran, "Yeniden sokağa çıkma yasağı getirmek istemiyoruz" dedi.
Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan son verilere göre ülkede vaka sayısı 538 bin 569'a, iyileşenlerin sayısı 94 bin 891'e, ölü sayısının ise 31 bin 727'ye yükseldi. Hastanede yatan hasta sayısı 4 bin 204 olarak açıklanırken, 786’sının yoğun bakımda olduğu bildirildi.
Fransa'da geçtiğimiz salı günü 10 bin 8, çarşamba günü 13 bin 72, perşembe günü 16 bin 98, cuma günü 15 bin 797, cumartesi günü 14 bin 412 ve pazar günü 11 bin 123 vaka tespit edilmişti. Toplam günlük test sayısı verilmezken, yapılan testlerin yüzde 7.4’ünün pozitif çıktığı açıklandı. Ülke genelinde son verilere göre bin 230 vaka kümesi olduğu ve 101 bölgenin “hassas bölge” ilan edildiği belirtildi.

Fransa'da vaka sayısı rekor seviyelere ulaştı, yeni tedbirler getirildi
Ülkede vaka sayısındaki artış nedeniyle getirilen yeni tedbirler sıkı olmakla eleştirilirken, özellikle bar ve restoran sahiplerini isyan ettiren yeni tedbirler pazartesi günü itibarıyla uygulanmaya başlandı. Sağlık Bakanı Olivier Veran'ın açıkladığı kararlara göre yeni tedbirler kapsamında her 15 günde bir güncellenecek olan bir harita ile “kırmızı bölgeler” işaretlenecek ve bu bölgelerde özel tedbirler uygulanacak.
Yeni tedbirler arasında partilerin, toplantıların ve düğünlerin 30 kişiden daha da aza düşürülmesi bulunuyor. Bir üst seviyesi olan “sıkılaştırılmış alarm” bölgelerinde kamuya açık alanda 10'dan fazla kişiden bir araya getirilmesi yasaklanırken, barların yerel saatle 22.00’de kapatılmasına ve tüm spor salonlarının kapatılmasına karar verildi. En yüksek alarm seviyesinin yürürlükte olduğu bölgelerde ise iki hafta boyunca tüm bar ve restoranların, insanların toplandığı ve sağlık protokolüne uygun olmayan etkinlik mekanlarının kapatıldığı duyuruldu.

Almanya'da vaka sayısı 280 bini geçti
Almanya'da salgın hastalıklar konusunda yetkili kurum olan Robert Koch Enstitüsü (RKI) tarafından yayınlanan verilere göre ülkede son 24 saatte yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınında 2 bin 507 yeni vaka tespit edildiği bildirildi. Bu sayı, Nisan ayından bu yana kayıtlara geçen en yüksek günlük vaka sayısı oldu. Hastalığı devam eden kişi sayısının ise 23 bin 925 olduğu açıklandı. Virüsü yenerek iyileşenlerin sayısının 250 bin 653'e ulaştığı, toplam vaka sayısının 284 bin 140'a yükseldiği ifade edildi. Önceki hafta 12 bin 255 kişi virüse yakalanırken, son 7 günde ise 11 bin 146 kişide virüs tespit edildi.
Son 24 saatte 5 kişinin virüs nedeniyle hayatını kaybettiği belirtilirken, toplam ölü sayısının da 9 bin 457'ye yükseldiği aktarıldı.

Toplu etkinlikler vaka sayısını arttırıyor
Almanya'da yüksek seyreden vaka sayıları, ikinci dalganın başladığı yönünde yorumlara neden oldu. Eğlencelerin, düğünlerin, gizli yapılan partilerin ve evde toplanmaların vaka artışlarını tetiklediği düşünülüyor. Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı Hamm kentinde yapılan bir düğünden sonra yaklaşık 200 kişide virüs tespit edilmesi üzerine belediye tarafından düğünlere sınırlama getirdi. Kentte 150 kişiyle sınırlandırılan katılım düğünler 25'e düşürüldü.

Eyalet başbakanları Salı günü toplanacak
Salgın nedeniyle eğitime verilen aranın ardından okulların yeniden açılması ile bazı eyaletlerdeki okullardan virüs vakaları bildirildi. Artan vakalar üzerine bazı eyaletlerdeki okullar kapatıldı. Sonbahar ile birlikte grip sezonunun da başlayacağını belirten uzmanlar, Kovid-19 vaka sayılarının da artacağına dikkat çekiyor.
Önümüzdeki dönemde yurt dışı tatilinden vazgeçilmesi yönünde uyarı yapan Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, tatil döneminde çok sayıda kişinin ülkeye virüsle döndüğünü vurguladı. Salı günü bir araya gelecek olan eyalet başbakanları ve yetkililer, alınacak yeni önlemler konusunda bir toplantı gerçekleştirecek.
Almanya'da her hafta farklı kentlerde salgına yönelik mücadelede alınan tedbirler, binlerce kişi tarafında protesto ediliyor. Çoğunluğu aşırı sağcı grupların oluşturduğu protestolarda maske takma kuralına karşı çıkılıyor.

İtalya'da vaka sayısı önceki haftaya göre yüzde 78 artış gösterdi
İtalya'da vaka sayısında artış eğilimi bir haftadır devam ediyor. Sivil Savunma Kurumu'nun dün açıkladığı verilere göre Pazar günü ülkede bin 766 yeni vaka tespit edildi. Son veri, Cumartesi günü tespit edilen bin 869 vakaya göre düşüş eğiliminde gözükse de pazar günü bir gün önceye göre yaklaşık 17 bin daha az test uygulandı. Cumartesi günü yapılan korona virüs testi 104 bin 387 iken pazar günü bu sayı 87 bin 714'de kaldı. İtalya'da son verilere göre toplam vaka sayısı 309 bin 870'e yükseldi.
İtalya'da cuma günü tespit edilen bin 912 vaka, ülkenin Mayıs ayında karantina uygulamasından çıkışının ardından görülen en yüksek günlük vaka sayısı oldu.
Hafta içinde perşembe günü bin 786, çarşamba günü bin 640, salı günü bin 392, pazartesi günü ise bin 350 vaka tespit edilmişti. Son bir haftada yeni vaka sayısı bir önceki haftaya oranla yüzde 78 artış gösterdi. Ülkede Pazar günü 17 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybederken, 724 kişi ise virüsü yenerek sağlığına kavuştu. Son verilerle birlikte iyileşenlerin sayısı 224 bin 417'ye, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 35 bin 835'e ulaştı. Ülkede yapılan toplam test sayısı ise 11 milyon 87 bin 64 olarak açıklandı.

Campania bölgesinde açık havada maske zorunluluğu
İtalya'da Kovid-19 yayılımının en yoğun olduğu bölge 245 yeni vaka ile Campania oldu. Sadece Valle d'Aosta bölgesinde yeni vaka kaydedilmedi. Campania Bölgesel Yönetim Başkanı Vincenzo De Luca, 24 Eylül'de aldığı kararla bölgede açık havada maske takma zorunluluğu getirdi. İtalya genelinde ise açık havada maske zorunluluğu, sadece kalabalık meydanlarda yerel saatle 18.00'den sonra uygulanıyor.
Ayrıca Korona Virüs Bilim Kurulu, bin seyirci ile oynanan Serie A karşılaşmalarında stat kapasitelerinin yüzde 25'i oranında seyirci alınmasına yönelik talebi reddetti.

Belçika'da 1 Ekim'den itibaren sıkı şekilde vaka takibi yapılacak
Dünya genelinde nüfusa oranla korona virüse bağlı en fazla can kaybının yaşandığı ülke olan Belçika’da Halk Sağlığı Enstitüsü Sciensano, 1 Ekim'den itibaren yeni bir uygulamayla vakaların takibinin daha etkin ve verimli bir şekilde yapılacağını açıkladı. Buna göre aile hekimleri yeni kurulacak dijital bir platform üzerinden haftalık olarak muayenelerinde tespit ettikleri nefes darlığı görülen vakaların seyrini sisteme yükleyecek. Haftada en az 4 kere veri girilecek olan sistem, merkezden izlenecek ve ülke genelinde vakaların dağılımı ve seyirleri izlenecek. Ayrıca yeni sistemle vatandaşlarla ilk temas noktası olan aile hekimlerinin tespitlerini alarak daha gerçekçi verilere sahip olunmasını hedeflendi. Çalışmaya dahil olan aile hekimleri, harici bir mesai harcayacakları için maddi olarak ek ödemeden yararlanacak.
Belçika’da önceki 7 günlük döneme göre vaka sayısında yüzde 17 artış kaydedildi. Halk Sağlık Enstitüsü, vaka sayısındaki artış eğiliminin son 5 gündür yavaşladığını ifade etti. Ülkede son 24 saatte bin 376 vaka tespit edilirken, toplam vaka sayısı 114 bin 179'a yükseldi. Hastaneye başvuran kişi sayısı 21-27 Eylül arasındaki dönemde günlük bazda ortalama 64 olarak kaydedildi. Salgının başlangıcından bu yana toplam 20 bin 79 kişi hastaneye kaldırıldı ve 135'i yoğun bakımda olmak üzere 654 kişi halen hastanelerde tedavi görüyor. Belçika'da son 24 saatte 6 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybederken, toplam can kaybı 9 bin 980'e ulaştı.

Belçika'da açık havada maske zorunluluğu kaldırılıyor
Ülkede korona virüs ile mücadelede ülke politikasını koordine eden Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında alınan kararlar kapsamında ise 1 Ekim itibarıyla açık havada maske takmak zorunlu olmayacak. Açık havada maske takma zorunluluğu, sosyal mesafenin korunamadığı kalabalık mekanlarda geçerli olacak. Toplu taşıma veya mağaza gibi kapalı alanlarda maske zorunluluğu ise geçerli olmaya devam edecek. Belçika Başbakanı Sophie Wilmes tarafından duyurulan yeni kurallara göre günlük hayatta herkesin görüşmek istediği kişilerle bir araya gelmesi de mümkün olacak. Ancak bu temaslarda sosyal mesafeye uyulması aksi takdirde maske takılması isteniyor. Ayrıca bir aileye tanınan bir ayda 5 kişiyle görüşme sınırlaması, ailenin her bireyine tanınacak şekilde genişletildi. Buna göre her birey, ayrı olarak 5 kişi ile görüşebilecek. İş hayatında evden çalışma tavsiye edilirken, arkadaş gruplarıyla yapılacak aktivite ve toplantılar ise 10 kişiyle sınırlı kalmaya devam edecek. Bu çerçevede sosyal mesafeye dikkat edilmesi konusunda da uyarılar yapılıyor.
Ülkede salgında durum kötüye gittikçe daha fazla kısıtlayıcı tedbirler alınacağı ifade edildi. Bu kapsamda bir seviyeden diğerine geçişlerde hastaneye kaldırılan kişi sayısı hesaba katılacak. Kişiler korona belirtileri gösterdiklerini düşünüyorlarsa öncelikle aile doktorlarıyla temasa geçecek. Aile doktorunun tavsiyesi doğrultusunda söz konusu kişilerin 7 gün kendilerini izole etmeleri ve en kısa sürede test yaptırmaları gerekiyor.
Yeni kurallara göre korona virüs hastasıyla yakın teması bulunan veya Temas Tespit Merkezi tarafından kendileriyle iletişime geçilen, ancak herhangi bir belirti göstermeyen kişilerin de hastayla temas ettikleri günden itibaren 7 gün boyunca karantinaya girmeleri istenecek. Bu kişilerin aile doktorlarından randevu alarak 5. gün test yaptırmaları gerektiği konusunda uyarı yapıldı. Kişilerin testi pozitif ise karantina süresinin 7 gün daha uzayacağı ifade edilirken, test sonucu negatif çıkan kişilerin ise karantinası 7. gün sonunda bitecek. Hasta bir kişiyle temas esnasında sosyal mesafe ve maske takma kurallarına riayet edildiği takdirde karantina uygulaması söz konusu olmayacak.
Belçika’da yaz boyu yasakların devam ettiği seyahat uyarıları kapsamında 25 Eylül itibarıyla kırmızı bölgelere yönelik seyahat yasağı kaldırıldı. Söz konusu yasak yerine bu bölgelere gidilmesinin kesinlikle tavsiye edilmediği yönünde bir seyahat uyarısı yürürlüğe girecek. Turuncu bölge olarak belirlenen bölgelerden dönen kişiler teste tabi tutulmayacak. Kırmızı bölgelerden dönen yolcuların ise dönüş tarihi göz önünde bulundurularak 7 günlük karantinaya girip 5. günde bir test yaptırması gerekiyor. Bu bölgelerden dönenlerin dolduracakları bir “oto-analiz” formunun Belçika makamlarınca da incelenmesi, Belçika makamlarının vereceği onay sonrasında karantinaya girmemeleri de mümkün olabilecek.

Avusturya'da salgınla mücadelede yeni tedbir
Avusturya’da son verilere göre 157 yeni vaka tespit edildiği, toplam vaka sayısının 42 bin 876'ya çıktığı bildirildi. Ülkede önceki hafta 38 bin 95 pozitif vaka bulunurken, toplam vaka sayısı bir haftada 42 bin 876'ya ulaştı. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 21 artarak 787'ye ulaştı. Salgının başlangıcından bu yana toplam 33 bin 589 kişi virüsü yenerek sağlığına kavuştu.
Ülkede getirilen kısıtlamalarla korona virüsle mücadele Ağustos ayı başına kadar mücadele başarıyla sürdürüldü. Ancak alınan bir dizi önlemlerin kaldırılması sonucunda Ağustos ayı sonunda tatilcilerin Avusturya’ya dönüşleriyle birlikte ülkede "korona virüs patlaması" yaşandı.

Müşterinin kimlik kaydı kayıt altına alınmaya başlandı
Ülkenin Korona Virüs Komisyonu tarafından getirilen yeni uygulamaya göre kafe ve restoran gibi iş yerlerine gelen müşteriler, kimlik ve adres bilgilerini daha önceden hazırlanan forma işletmek zorunda. Söz konusu işlemleri yapmayan işletme sahibine ise para cezası kesilecek.
Avusturya ayrıca, artan korona virüs vakaları nedeniyle İsviçre, Belçika, Danimarka, Almanya’dan sonra Hollanda ve Viyana’yı da kırmızı listeye aldı.



Trump’ın Çin drone’u yasağı ABD’lileri kızdırdı: İşimizi kaybedeceğiz

ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
TT

Trump’ın Çin drone’u yasağı ABD’lileri kızdırdı: İşimizi kaybedeceğiz

ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)

ABD'nin Çin malı drone'ları yasaklaması, bu cihazları ticari amaçlı kullanan Amerikalıları kızdırdı.

ABD Federal İletişim Komisyonu’nun (FCC) dün açıkladığı kararla yabancı üretim insansız hava araçlarının (İHA) ülkede satışı yasaklandı.

Ayrıca Çinli drone devi SZ DJI Technology ve Autel Robotics'in tüm iletişim ve video gözetim ekipmanları da yasak kapsamına alındı.

Bu kararla şirketlerin, iştiraklerinin ve ortaklarının ABD'de yeni drone ekipmanı ithal etmesi veya bunları satması yasaklanmış oldu.

Çin yapımı İHA’ların yasaklanması yönündeki çabalar 2017’de başlamıştı. Amerikan ordusu, siber güvenlik endişeleri nedeniyle askerlere DJI’nın drone’larını kullanmama emri vermişti.

Washington yönetimi, DJI drone’larının Çin yönetimi adına veri topladığını öne sürerken Pekin yönetimiyse iddiaları reddediyor.

ABD, DJI’yı “Çin askeri şirketi” diye de nitelemişti. Firma ise bu kategorilendirmenin iptali için açtığı davayı kaybetmişti.

DJI, ABD devletinin yürüteceği bağımsız incelemelere açık olduklarını, internet bağlantısı olmadan kullanılabilen drone’larla toplanan verilerin yerel merkezlerde depolandığını savunmuştu.

Çinli drone devi, kararın ardından yaptığı açıklamada öne sürülen güvenlik endişelerinin asılsız olduğunu iddia etti.

Diğer yandan yasak, sözkonusu İHA’ları ticari amaçlarla kullanan kişilerin tepkisini çekti. Wall Street Journal’ın aktardığına göre DJI üretimi drone’lar, ABD'deki ticari, hobi amaçlı ve yerel yönetimlerin kullandığı İHA’ların yaklaşık yüzde 70 ila 90’ını oluşturuyor.

Birçok drone kullanıcısının DJI parçalarını stoklamaya başladığı belirtiliyor. Ayrıca geçimlerini drone’lardan sağlayan kişilerin kararın iptali için Beyaz Saray ve ABD Kongresi’ne talepte bulunduğu aktarılıyor.

Drone ve uçak eğitimleri veren Pilot Institute'un kurucu ortağı Greg Reverdiau, DJI yasağıyla ilgili 8 bin kişinin katıldığı bir anket düzenlediklerini söylüyor.

Katılımcıların yüzde 43’ü yasağın şirketleri üzerinde "son derece olumsuz" veya "işlerini sona erdirebilecek bir etki" yaratacağını söylüyor. Yaklaşık yüzde 58’iyse DJI drone’ları olmadan sadece iki yıl veya daha kısa süre işlerini sürdürebileceklerini belirtiyor.

Reverdiau, Donald Trump yönetiminin yasağını eleştirerek şunları söylüyor:

İnsanlar DJI drone'larını Çin malı olduğu için satın almıyor. Bunları piyasada erişilebilir, yüksek kapasiteli ve uygun fiyatlı oldukları için tercih ediyorlar.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Newsweek


Japonya, vatandaşlık alma kurallarını zorlaştırıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Japonya, vatandaşlık alma kurallarını zorlaştırıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yabancılara yönelik daha sıkı denetim için kapsamlı bir siyasi hamlenin parçası olarak Japonya, vatandaşlık almak için gereken ikamet süresini 10 yıla çıkarıyor ve dil şartı ekliyor.

Gelecek yılın hemen başlarında yürürlüğe girebilecek olan göçmenlik kurallarındaki bu revizyon, iktidar koalisyonundaki Nippon Ishin partisinin mevcut standartları çok gevşek bulması ve Başbakan Sanae Takaiçi'nin resmi bir inceleme emri vermesi üzerine geliyor.

Japonya'nın Mainichi gazetesi'nin haberine göre, Takaiçi'nin Liberal Demokrat Parti'sinin 4 Aralık'taki toplantısında özetlenen öneride görüldüğü üzere, vatandaşlığın onaylanması sadece ikamet süresine değil, aynı zamanda "iyi hal" ve başvuranın kişisel veya eş geliri ya da becerileri yoluyla istikrarlı bir geçim sağlama kabiliyetine de bağlı olacak. Ayrıca yetkililere nihai kararı vermede geniş bir takdir yetkisi bırakılacak.

Nippon Ishin, 17 Eylül'de Adalet Bakanlığı'na, yabancı uyruklu sakinlerin sayısını sınırlayacak ve yurttaşlığa kabul edilmiş kişilerin vatandaşlıklarının iptal edilebileceği koşulları belirleyecek daha sert önlemler alınması yönünde bir öneri sunmuştu.

Radikal sağcı Sanseito partisiyse daha da ileri giderek, hükümeti yabancıları etnik Japon nüfusunun önüne koymakla suçlarken, kendi iktidarında Japon vatandaşlığına kabul edilmiş kişilerin (kikajin) yasama meclisi adaylığına engel olacağını açıklamıştı.

Hükümet, önerilen kurallara istisnalar getirmeyi planlıyor; bu sayede, Japonya'da birkaç yıldır müsabakalara çıkan sporcular gibi bazı başvuru sahipleri, 10 yıllık ikamet şartını karşılamasalar bile vatandaşlık alabilecek.

Adalet Bakanlığı verilerine göre Japon hükümeti 2024'te 12 bin 248 vatandaşlık başvurusu aldı ve bunların 8 bin 863'ü yıl içinde onaylandı.

Yerel medyaya göre hükümet ayrıca kalıcı ikamet başvurusunda bulunanlar için Japonca dil yeterliliğini ve yurttaşlık eğitimini zorunlu hale getirmeyi de düşünüyor.

Görsel kaldırıldı.
Sanae Takaiçi'nin koalisyon ortağı, Japonya'daki yabancı sakin sayısına sınırlama getirmek istiyor (Reuters)

Önerilen kuralların ülkede yoğun bir çevrimiçi tartışmaya yol açtığı bildiriliyor.

Destekçiler bunları uzun süreli ikamet edenler için makul bulurken, eleştirmenler Takaiçi'nin muhafazakar hükümetinin, Japonya'nın ciddi işgücü sıkıntısıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde göçmenliğe yeni engeller yarattığını savunuyor.

The Asahi Shimbun, hükümet kaynaklarına atıfta bulunarak, planın yabancı sakinleri "temel toplumsal bilgi, özellikle dil becerileri"yle donatmayı amaçladığını bildirdi.

Gazeteye göre önerilen ve şimdilik "sosyal içerme programı" diye adlandırılan plan, yabancılarla yerel topluluklar arasındaki yanlış anlamaları ve sürtüşmeleri azaltıp "artan yabancı düşmanlığını dizginlemeyi" amaçlıyor.

Girişim, yerel okullara kaydolmadan önce Japonca yeterliliği sınırlı olan çocuklar için destek önlemlerini içerecek.

2015'te Japonya'da yaklaşık 2,23 milyon yabancı sakin vardı. Haziran 2025 itibarıyla bu sayı yaklaşık 3,95 milyona ulaştı, yani yabancılar nüfusun yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturuyor. Bu yabancıların yaklaşık 930 bini ülkede kalıcı ikamet sahibi oldu.

Independent Türkçe 


Ukrayna savaşı, Finlandiya'nın rengeyiklerini nasıl etkiledi?

Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
TT

Ukrayna savaşı, Finlandiya'nın rengeyiklerini nasıl etkiledi?

Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)

Ukrayna savaşı, Avrupa'daki pek çok ülkeyi olası bir çatışma ihtimali nedeniyle tedirgin ederken kıtanın kuzeyinde bambaşka bir sorun yaşanıyor.

Finlandiya'daki rengeyiklerinin ölüm oranındaki artışta Rusya'nın açtığı savaşın etkili olduğu öne sürülüyor.

Ülkenin kuzeyindeki Kuusamo'da 400 yılı aşkın süredir bu boynuzlu hayvanları yetiştiren bir aileye mensup olan Juha Kujala, son zamanlarda neredeyse her gün bir rengeyiği ölüsü gördüğünü söylüyor. 

Rusya sınırlarına 40 kilometre mesafedeki çiftliğinde turistleri ağırlayan Kujala, bu durumdan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i sorumlu tutuyor:

Ukrayna savaşından sonra durum daha kötüleşti. Kurtlar Rus tarafından geliyor. Ukrayna'da insan avladıkları için orada kurt avlayacak kimse kalmadı. Gerçekten çok çok üzücü. Kurtlar durmaksızın öldürüyor. Sayıları o kadar fazla ki buradaki tüm sistemi tehdit ediyorlar. Bir şeyler yapmazsak birkaç yıla burada rengeyiği kalmaz. Bu çok üzücü çünkü rengeyiği yetiştiriciliği, Finlandiya tarihinin en eski geçim kaynaklarından biri.

Rusya'dan gelen kurtların rengeyiklerini öldürdüğünü öne süren tek kişi Kujala değil.

Bölgede şu teori yaygın şekilde dile getiriliyor: Finlandiya yakınlarındaki Rus topraklarında yaşayan avcılar Ukrayna savaşına katıldığı için kurtlarla birlikte ayılar, vaşaklar ve kutup porsuklarının da sayısı dizginlenmiyor ve bu hayvanlar Finlandiya'daki rengeyiklerini öldürüyor.

Rus medyasındaysa odunculuk endüstrisinin doğal dengeyi bozduğuna yönelik haberler var. 

Resmi rakamlara göre bir yıl içinde Finlandiya'daki kurt sayısı 295'ten 430'a çıktı. 

Bu yıl kurtlar tarafından öldürülen rengeyiği sayısında geçen seneye göre yüzde 70'lik bir artış yaşandığı ve 1950 civarında hayvanın yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. 

Ukrayna savaşının Moskova'ya yönelik tepkileri artırdığı ülkede ortaya çıkan "Rus kurtları" fikrini inceleyen bilim insanlarından Katja Holmala, "Bence bu gerçekçi bir teori olabilir" diyor.

Holmala, devlete bağlı Doğal Kaynaklar Enstitüsü'nde çalışan araştırma ekibinin, daha önce Finlandiya'daki kurtlarda görülmeyen DNA izlerini bulduğunu açıklıyor. 

Savaş öncesinde Rus devletinin avcılara kurt başına ödül verdiğini ancak son yıllarda komşu ülkede öldürülen kurt sayısının çok azaldığını sözlerine ekliyor. 

İstihbarat uzmanı John Helin de Finlandiya yakınlarındaki Rus topraklarındaki işsizliğin, o bölgelerdeki erkekleri orduya yazılmaya yönelttiğini söylüyor. 

Rengeyiklerini korumak isteyen Finlandiya devleti, nesli kritik tehlike altında görülen kurtların avlanmasına daha geniş çapta izin vermeye hazırlanıyor.

Doğal çevreyi koruma yanlılarıysa konuya dair endişelerini dile getiriyor. 

Kujala onlara tepkili:

Bu kişiler gelip burada bizim hayatımızı yaşasın da rengeyiklerini kaybettiğimizde çektiğimiz acıyı görsün.
 

Independent Türkçe, CNN, AFP