Harvard’lı gökbilimciler açıkladı: İlk kez başka galakside yer alan bir gezegene dair kanıt bulundu

M51 diye de bilinen Girdap Gökadası (NASA)
M51 diye de bilinen Girdap Gökadası (NASA)
TT

Harvard’lı gökbilimciler açıkladı: İlk kez başka galakside yer alan bir gezegene dair kanıt bulundu

M51 diye de bilinen Girdap Gökadası (NASA)
M51 diye de bilinen Girdap Gökadası (NASA)

1992’de ilk ötegezegenin keşfedilmesinden bu yana gökbilimciler, binlerce başka gezegen buldu. Zira Samanolu Galaksisi’nin 40 milyar gezegene ev sahipliği yaptığı tahmin ediliyor.
Buradan hareketle diğer gezegenlerde, özellikle de Samanyolu’na benzeyenlerde böyle birçok gezegen bulunduğu düşünülüyor. Ancak iş bu gezegenleri tespit etmeye gelince bir sorun göze çarpıyor.
Diğer galaksiler ve yıldızları Dünya’ya öyle uzak ki buradaki gezegenlerin kendilerini ve etkilerini tespit etmek çok zor. Bu nedenle galaksidışı gezegenler şimdiye dek gökbilimcileri atlatmayı başardı.
Ancak Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Rosanne Di Stefano ve meslektaşları Büyük Ayı takımyıldızının yakınında, Dünya'dan 23 milyon ışıkyılı uzaklıkta M51 Girdap Gökadası’nda (Whirlpool Galaxy, Messier 51) bir gezegen adayı bulduklarını açıkladı.
Discover Magazine’in haberine göre, M51-ULS-1b olarak adlandırılan gezegenin Satürn'den biraz daha küçük olduğu ve ikili bir yıldız sisteminin yörüngesinde döndüğü düşünülüyor. Bu ikili, büyük olasılıkla büyük bir yıldız ve bir karadelik ya da nötron yıldızından oluşuyor.
Söz konusu gezegen adayına dair ayrıntıların açıklandığı çalışma, hakem onayından geçmeyi bekleyen, baskı öncesi makalelerin yer aldığı internet sitesi arXiv’de yayımlandı. Makalede keşifle ilgili şu açıklamalar yer aldı:
"Diğer galaksiler de gezegen sistemlerine ev sahipliği yapıyor mu? Cevabın 'evet' olması gerektiği düşünülüyor. Ancak bu soru, öngörülebilir bir gelecekte, kendi galaksimizdeki en başarılı yöntemlerle bile cevaplanamaz. Öte yandan biz, parlak X-ışını kaynaklarına (XRS) odaklanan farklı bir yaklaşım sunuyoruz. M51-ULS-1b, parlak bir XRS'nin tutulmasına neden oldu. Bu tam ama kısa ömürlü tutulma, gezegen adayının tespit edilmesini sağladı."
Daily Express’in aktardığına göre ötegezegenler, genellikle yıldızların önünden geçtikleri esnada neden oldukları tutulmalar aracılığıyla tespit ediliyor.
Makalenin yazarları, arşivlerde yapılacak yeni araştırmalarla birlikte, Samanyolu dışında bulunan 10’dan fazla gezegenin keşfedileceğini düşünüyor.
 
Independent Türkçe, Discover Magazine, Daily Express



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news