Çin'de yeni dalga endişesi

Çin'in merkezindeki bir yerleşim bölgesinde üzerindeki koruyucu kıyafetlerle bilgi toplayan personel (AFP)
Çin'in merkezindeki bir yerleşim bölgesinde üzerindeki koruyucu kıyafetlerle bilgi toplayan personel (AFP)
TT

Çin'de yeni dalga endişesi

Çin'in merkezindeki bir yerleşim bölgesinde üzerindeki koruyucu kıyafetlerle bilgi toplayan personel (AFP)
Çin'in merkezindeki bir yerleşim bölgesinde üzerindeki koruyucu kıyafetlerle bilgi toplayan personel (AFP)

Çin’in doğusundaki Qingdao kentinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında 12 yeni vak'a tespit edildi. Yeni vak'alar ikinci dalga endişesine neden olurken, kentte yaşayan 9 milyon kişiye 5 gün içinde test yapılmasına karar verildi.
Çin’in doğusundaki Qingdao kentinde yeni tip koronavirüs salgınında Pazar günü tespit edilen 3 asemptomatik vak'a, yetkilileri harekete geçirdi. Yeni vak'aların ardından geniş çaplı araştırmalar ve nükleik asit testleri başlatıldı. Tespit edilen 3 asemptomatik vak'anın yakın temasta bulunduğu 377 kişiden 9'unun testi pozitif çıkarken, toplam yeni vak'a sayısı 12’ye yükseldi. 9 yeni vak'adan 3'ünün de asemptomatik olduğu aktarıldı.

Kent sakininin tamamına 5 günde Kovid-19 testi yapılacak
Kentte 6'sı asemptomatik olmak üzere toplam 12 vak'a tespit edilmesi son dönemde kısıtlamaların gevşetildiği ülkede yeni dalga endişesine neden oldu. Tüm vak'aların Qingdao Göğüs Hastalıkları Hastanesi ile ilişkili olduğu belirtildi. Söz konusu hastanenin "yurt dışından gelen Kovid-19 hastalarının tedavi gördüğü bir hastane" olduğu vurgulandı. Qingdao sağlık birimleri, yeni dalga endişesi ile kent genelini kapsayan yaygın testlerin başlatıldığını duyurdu. Kentin 9 milyon sakininin tamamına 5 gün içinde Kovid-19 testi yapılacağı aktarıldı.
Qingdao kentine 1-8 Ekim arasındaki bayram tatilinde 4 milyon 470 bin seyahat gerçekleştirildi. Kentte geçtiğimiz ay liman çalışanı 2 kişinin Kovid-19 testinin pozitif sonuç verdiği duyurulmuş, virüsün ithal edilen dondurulmuş ürünlerin ambalajlarından kaynaklandığı ifade edilmişti.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından sabah saatlerinde yapılan açıklamada ise Çin ana karasında son 24 saatte yerel kaynaklı Kovid-19 vak'ası tespit edilmediği bildirildi. Çin’de salgının başından bu yana 4 bin 634 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybederken, toplam 85 bin 578 vak'a kaydedildi.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP