Lübnan'da İsrail sınır ihtilafında Cumhurbaşkanı-Hükümet yetki çatışması

İsrail ile sınırların çizilmesi konusunda müzakere heyetinin oluşturulması üzerine, Lübnan'da Cumhurbaşkanlığı ile Bakanlar Kurulu arasında anlaşmazlık oluştu.(AFP)
İsrail ile sınırların çizilmesi konusunda müzakere heyetinin oluşturulması üzerine, Lübnan'da Cumhurbaşkanlığı ile Bakanlar Kurulu arasında anlaşmazlık oluştu.(AFP)
TT

Lübnan'da İsrail sınır ihtilafında Cumhurbaşkanı-Hükümet yetki çatışması

İsrail ile sınırların çizilmesi konusunda müzakere heyetinin oluşturulması üzerine, Lübnan'da Cumhurbaşkanlığı ile Bakanlar Kurulu arasında anlaşmazlık oluştu.(AFP)
İsrail ile sınırların çizilmesi konusunda müzakere heyetinin oluşturulması üzerine, Lübnan'da Cumhurbaşkanlığı ile Bakanlar Kurulu arasında anlaşmazlık oluştu.(AFP)

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın Hükümet ve Meclis’in onayını almadan ihtilaflı Lübnan-İsrail sınırını belirlemek için harekete geçmesi yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi.
Lübnan Cumhurbaşkanlığı, İsrail ile ihtilaflı olan güney sınırlarını belirlemek için teknik bir heyet oluşturulduğunu açıkladı. Heyet, yarın BM ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gözetiminde ilk toplantısını gerçekleştirecek.
Cumhurbaşkanlığı yaptığı açıklamada, başkanlığını Pilot Kurmay Tuğgeneral Bessam Yasin’in yapacağı heyetin Lübnan Petrol Sektörü İdaresi üyesi Deniz Albay Mazen Basbus, Visam Şubat ve uluslararası hukuk uzmanı Necib Mesihi’den oluşacağını belirtti.
Öte yandan Cumhurbaşkanlığı açıklamasının ardından Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı’na Taif Anlaşması’nın Lübnan Ulusal Mutabakat Belgesine göre değiştirilen Anayasa'nın 52. maddesini hatırlatan bir açıklama yaptı. Başbakanlık, bu maddede “Cumhurbaşkanının Başbakan ile mutabık kalınarak uluslararası antlaşmaları müzakere edip sonuçlandıracağını” ve “Bakanlar Kurulu'nun onayı dışında anlaşma akdedilmeyeceğini” vurguladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Hükümet, ülke yararına ve devletin güvenliği için izin verdiğinde Temsilciler Meclisi’ni bilgilendirir. Devlet maliyesi, ticari antlaşmalar ve her yıl iptal edilemeyen diğer tüm antlaşmalarla ilgili koşulları içeren anlaşmalar, Temsilciler Meclisi'nin onayı olmadan sonuçlandırılamaz.”
Açıklamada, herhangi bir uluslararası anlaşma, mutabakat veya protokolü  müzakere etmek için heyet görevlendirmenin Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında daha önce hazırlanan şekilde ortak bir karar ile yapılacağı ve herhangi bir farklı yaklaşımın, sonuçlarıyla birlikte anayasal bir metnin açık bir ihlalini oluşturduğu" da ifade edildi.
Şarku’l Avsat’a konuşan siyasi kaynaklar, heyette Dışişleri Bakanlığı'ndan diplomat Hadi Haşim'in ve (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket Genel Başkanı Cibran Basil’in olmasına karar verildiği, ancak Hizbullah'ın ısrarı nedeniyle bu kişilerin heyete alınmadığını bildirdi.
İsrail ile çerçeve anlaşmasına varıldı
Lübnan ve İsrail arasındaki sınır ihtilafının çözümü için 2010'dan bu yana ABD diplomatik heyeti ile birlikte süreci yöneten Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde İsrail ile hem kara hem deniz sınırlarını belirleme müzakereleri için "çerçeve anlaşmasına" varıldığını açıklamıştı.
Müzakerelerin Güney Lübnan'da görev yapan BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) merkezinde yürütüleceğini belirten Nebih Berri, yıllardır sürdürdüğü görevini de artık müzakerelerde Cumhurbaşkanı Avn'ın öncülüğünde Lübnan'ı temsil edecek orduya bıraktığını ifade etmişti.
Lübnan-İsrail sınır ihtilafı
Lübnan ile İsrail arasında 860 kilometrekarelik deniz sahası anlaşmazlığı bulunuyor.
İki ülke de Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığında hak iddia ediyor. İsrail, Lübnan hükümetinin lisanslama sürecine başladığı beş bloktan üçünün, İsrail kıta sahanlığı sınır bölgesinde yer aldığını öne sürüyor. Tel Aviv ayrıca, 87 kilometrelik Lübnan'ın kara sınırında da Şeba Çiftlikleri ile diğer bazı bölgelerdeki işgalini sürdürüyor.



Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırılarında 29 kişi hayatını kaybetti… 13'ü yardım bekliyordu

 Gazze Şeridi'nde insani yardım beklerken öldürülen bir adamın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nde insani yardım beklerken öldürülen bir adamın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırılarında 29 kişi hayatını kaybetti… 13'ü yardım bekliyordu

 Gazze Şeridi'nde insani yardım beklerken öldürülen bir adamın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nde insani yardım beklerken öldürülen bir adamın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)

Filistin medyası, bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 29 kişinin İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü bildirdi. Hayatını kaybedenlerin 13'ü yardım bekliyordu.

Üç kardeş, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya şehrinin es-Selatin bölgesindeki evlerini kontrol ettikleri sırada işgal güçlerinin bombardımanında öldürüldü.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık kaynakları Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya yaptıkları açıklamada, yardım dağıtım merkezlerinin geçen ayın sonlarında faaliyete geçmesinden bu yana gıda yardımı beklerken hayatını kaybedenlerin sayısının 450’ye yaralananların sayısının ise 3 bin 644 ulaştığını doğruladı.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden İsrail saldırılarında 55 binden fazla Filistinli öldürüldü, altyapı ve hayati tesisler tahrip edildi.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bugün, çeşitli faaliyet alanlarında milyonlarca Filistinli mülteciye temel hizmetleri sağlamaya devam etme kabiliyetini doğrudan etkileyebilecek benzeri görülmemiş bir mali kriz konusunda uyarıda bulundu. UNRWA Medya Danışmanı Adnan Ebu Hasna UNRWA’nın internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada, UNRWA'nın genel bütçesinde 200 milyon dolar olarak tahmin edilen ve bu yılın sonuna kadar faaliyetlerini sürdürmesini tehdit eden benzeri görülmemiş bir açıkla karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Ebu Hasna, mali krizin UNRWA'nın Batı Şeria, Gazze Şeridi, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Doğu Kudüs de dâhil olmak üzere tüm çalışma alanlarını etkilediğini açıklayarak, fonların sınırlı olması nedeniyle mevcut durumun çok kritik olduğunu belirtti. Uluslararası toplumu Filistinli mültecilere karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağıran Ebu Hasna, UNRWA'nın varlığını sürdürmesinin sadece UNRWA'nın değil, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na üye devletlerin ortak yükümlülüğü olduğunu vurguladı. UNRWA'nın kâr amacı güden bir kuruluş olmadığını ve hükümetler gibi vergi geliri elde etmediğini, neredeyse yüzde 90 oranında gönüllü bağışlara dayandığını sözlerine ekleyen Ebu Hasna, çöküşü önlemek için mevcut tek seçeneğin uluslararası desteği arttırmak olduğunu vurguladı. Ebu Hasna daha önce yaptığı açıklamalarda, özellikle bölgesel krizlerin alevlenmesi ışığında insani müdahalelere olan ihtiyacın arttığı bir dönemde, mevcut fonun UNRWA'nın haziran ayı sonuna kadar olan masraflarını ancak karşılayabileceği uyarısında bulunmuştu.

Neredeyse tamamen BM üyesi devletlerin gönüllü katkılarıyla finanse edilen UNRWA, eğitim, sağlık, yardım, altyapı, toplum desteği ve mikro kredi programlarının yanı sıra özellikle silahlı çatışmalar sırasında acil müdahale gibi hayati hizmetler sunuyor.