Tunus’ta günlük bin ila bin 500 arası vaka kaydediliyor

Geçen hafta Başkent Tunus’ta bir kafenin önünde koronavirüse karşı koruyucu maske kullanan vatandaşlar (EPA)
Geçen hafta Başkent Tunus’ta bir kafenin önünde koronavirüse karşı koruyucu maske kullanan vatandaşlar (EPA)
TT

Tunus’ta günlük bin ila bin 500 arası vaka kaydediliyor

Geçen hafta Başkent Tunus’ta bir kafenin önünde koronavirüse karşı koruyucu maske kullanan vatandaşlar (EPA)
Geçen hafta Başkent Tunus’ta bir kafenin önünde koronavirüse karşı koruyucu maske kullanan vatandaşlar (EPA)

Tunus Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yeni ve Gelişen Hastalıklar Milli Gözlemevi Genel Müdürü Nassaf bin Aliyye, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) Tunus’ta yerleştiğini, şiddetinin arttığını ve yayılma oranının yükseldiğini belirtti. Aliyye risk etmenlerinin artmasının ölüm sayılarının artmasına neden olduğunu söyledi.
Nassaf bin Aliyye, “Salgının hızla yayıldığı bölge” niteliklerini taşıyan tüm bölgelerde salgının yayılma hızının hafifletilmesi için sokağa çıkma yasağının uygulanacağını açıkladı.
Tunus’ta 6 eyalet ve 36 bölge salgının yüksek oranda yayıldığı yerler olarak sınıflandırıldı. Yetkililer, vaka sayılarının geniş çapta yatay olarak yayılması sebebiyle listenin genişlemesinden endişeleniyor.
Aliyye, Tunus Hükümeti tarafından alınan yeni önlemlerin sonuçlarının 14 gün sonra görüleceğini, virüsün ülkeye yerleşmiş olması ve uzun süre varlığını sürdüreceği için kapsamlı bir karantina önleminin “Şu anda faydası olmayacağını” belirterek bu seçeneği kabul etmedi.
Tunus’ta günlük olarak bin - bin 500 arası vaka kaydediliyor. Ülkede 11-12 Ekim günlerinde 2 bin 234 vaka daha kaydedilmesi ile toplam vaka sayısı 34 bin 790’a yükseldi. Ayrıca 59 kişinin daha hayatını kaybetmesi ile toplam can kaybı 537’ye yükseldi.
Ülke genelinde hastanelerde tedavi gören hasta sayısının 750 olduğu ve bu kişilerden 149’unun yoğun bakım ünitelerinde tedavi gördüğü belirtildi.
Tunus Sağlık Bakanlığı, salgının etkisinin hafifletilmesi ve kontrol altına alınması için gece toplanmaların azaltılması, koruyucu tedbirlerin uygulanması, birkaç eyalette mobil test merkezlerinin kurulması, bu merkezlerinin tüm gereçlerinin sağlanması için çalışmalar yürütüyor.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.