Pompeo, İran’a uygulanan BM silah ambargosunun ihlal edilmesine karşı uyardı

İran, silah ambargosunun ‘otomatik olarak bittiğini’ duyurdu

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo
TT

Pompeo, İran’a uygulanan BM silah ambargosunun ihlal edilmesine karşı uyardı

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran ile yapılacak herhangi bir silah anlaşmasının yaptırımlarla sonuçlanacağı konusundaki uyarısını dün bir kez daha yineledi.
Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı, Nükleer programıyla ilgili anlaşmayı onaylayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararı uyarınca Birleşmiş Milletler’in (BM) konvansiyonel silah satın alma ve satma yasağı ile askeri komutanlara yönelik seyahat yasağının dün itibarıyla ‘otomatik olarak sona erdiğini’ duyururken BMGK’dan veya nükleer anlaşmanın taraflarından, bu konuda herhangi bir açıklama talep etmedi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından yapılan açıklamada, “ABD, İran'a gelişmiş silahlar tedarik edilmesine, satışına ve transferine somut olarak katkıda bulunan herhangi bir kişi veya kuruluşa yaptırımlar uygulamak için ulusal makamlarını kullanmaya hazırdır” ifadeleri yer aldı. Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı’ndan (AFP) aktardığı haberine göre Pompeo açıklamasında ayrıca, “Ortadoğu'da barış ve istikrar isteyen ve terörizmle mücadeleye destek veren tüm ülkeler, İran'la silah kaçakçılığı yapmaktan kaçınmalıdır” dedi.
Pompeo sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkeler, son on yıldır, BM’nin çeşitli kararları çerçevesinde İran'a silah satmaktan kaçındı. Bu yasağa uymayan her ülke, barışı ve güvenliği teşvik etmek yerine açıkça çatışmaları ve gerilimleri körüklemeyi seçiyor demektir.”
Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı’ndan Pompeo’nun yukarıdaki açıklamaları öncesinde yapılan açıklamada, silah satın alma ve hem siyasi hem de askeri yetkililere uygulanan seyahat yasağının kaldırılmasının ‘BMGK’dan herhangi bir yeni açıklama veya herhangi bir yeni adım gerektirmediği’ belirtildi.
AFP’nin haberine göre İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İran’a silah satışı ve İran'dan silah satın alınması ile ilgili faaliyetlere ve mali hizmetlere ilişkin tüm kısıtlamalar ve bir dizi İran vatandaşı ve askeri yetkiliye uygulanan BM üyesi ülkelerin topraklarına giriş veya geçişlerine yönelik tüm yasaklar otomatik olarak kaldırılmıştır” ifadelerine yer verdi.
Reuters’ın aktardığı, Tahran’dan yapılan açıklamada ise Tahran’ın ‘savunma konusunda kendine güvendiği ve BM’nin konvansiyonel silah yasağının sona ermesiyle silah satın almak için acele etmeye gerek görmediği’ vurgulandı. BMGK’nın 2231 sayılı kararı ile onaylanan nükleer anlaşma kapsamındaki silah ambargosunun kaldırılmasına yönelik madde uyarınca 18 Ekim 2020 tarihi itibarıyla nükleer anlaşmanın imzalanmasından beş yıl sonra ambargonun kaldırılması kararlaştırılmıştı.
ABD, Mayıs 2018'de İran’ın balistik füze programını kontrol altına almayı, bölgesel davranışını değiştirmeyi ve nükleer anlaşmaya yeni kısıtlamalar getirmeyi amaçlayan 12 koşul belirleyerek tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekildiğini duyurdu.
ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, BM silah ambargosunun uzatılması için girişimde bulundu. Ancak, BMGK üyelerinin çoğunluğu ambargonun uzatılmasına karşı çıktı. Bu durum ABD'yi geçtiğimiz ay, ‘snapback’ mekanizmasını etkinleştirdikten ve diğer ülkeleri yaptırımları görmezden gelmemeleri konusunda uyardıktan sonra BM yaptırımlarını eski haline getirerek azami baskı stratejisinin seviyesini yükseltmeye itti.
İran Dışişleri Bakanı Zarif Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “ABD'nin tüm kötü niyetli girişimlerine karşı çıkıp BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararı ve (Viyana'da imzalanan nükleer anlaşmanın resmi adı olan) Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nı (KOEP) koruyan uluslararası toplum için çok önemli bir gündür” ifadelerini kullandı.
İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Washington'a ‘BMGK’nın 2231 sayılı kararına yönelik yıkıcı yaklaşımından vazgeçmesi, BM’nin meşruiyeti altındaki yükümlülüklerini yeniden tam olarak uygulaması, uluslararası hukuku ihlal etmeyi bırakması, uluslararası düzeni görmezden gelmeye ve Batı Asya bölgesini istikrarsızlaştırmaya bir son vermesi’ çağırısı yapıldı.
İran, ABD yaptırımlarına yanıt olarak başlangıçta anlaşmadan kademeli olarak geri çekilme olarak nitelediği ve izlediği yol çerçevesinde, geçtiğimiz yıl içinde altı aşamada nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerinin bir kısmını askıya aldı. Buna karşın İran’a mali taleplerinin karşılanması ve yaptırımların kaldırılması için nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini yeniden uygulamaya başlaması şart koşuldu.
Tahran’dan yapılan açıklamada, ambargonun kaldırılmasına karşı herhangi bir adım atılmaması konusunda uyarıda bulunuldu. Açıklamada, aksi takdirde bunun ‘BMGK’nın 2231 sayılı kararına ve KOEP’e yönelik önemli bir ihlal’ olacağı ve böyle bir durumda İran’ın ulusal çıkarlarını korumak için gerekli karşı önlemleri alma hakkını saklı tuttuğu’ vurgulandı.
BM’nin İran’a uyguladığı ve 2007'de başlayan silah ambargosunun kaldırılması, İran'ın tanklar, zırhlı araçlar, savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve ağır toplar dahil olmak üzere konvansiyonel silahları alıp satmasının önünü açacak.
Dışişleri Bakanı Zarif açıklamasında, “İran bugünden itibaren herhangi bir yasak ve engel olmadan kendi savunma ihtiyaçları doğrultusunda silah satın alabilecek ve yine kendi politikasına uygun olarak savunma silahları satabilecektir” ifadelerini kullandı.
AFP’nin haberine göre Zarif, Twitter'da Arapça paylaştığı mesajında ise şunları söyledi:
“BMGK’nın 2231 sayılı kararı uyarınca ülkemize uygulanan silah ambargosu bugün (dün) otomatik olarak sona eriyor. Ayrım gözetmeksizin silahlanmalara karşı çıkmamız garip değil. Çünkü İran'da silahlar savunma amaçlı olmuştur. Diğer ülkelerdeki gibi, ne savaş başlatmıştır ne de yolsuzluğa yol açmıştır. Güvenliğin halkımızın iradesi ve kendi kendine yeterliliği ile sağlandığına inanıyoruz. Hedeflerimiz her zaman barışçıl ve savunma amaçlıdır” dedi.
Zarif, İran'ın savunma gücünü sürdürmeye yönelik tüm hamlelerinin arka planındaki başlıca nedenin bu olduğunu ve bu olmaya devam edeceğini söyleyerek, İranlı yetkililerin ülkenin ‘savunma doktrini’ hakkında ileri sürdükleri iddiaları bir kez daha tekrarladı. Zarif tweetinde, “İran'ın savunma doktrininde geleneksel olmayan silahlara, kitle imha silahlarına ve konvansiyonel silah satın alımında aşırılığa yer yoktur” yazdı.
Reuters ise haberinde Batılı askeri analistlerin, Washington'ın nükleer anlaşmadan çekilmesine katkıda bulunan uzun menzilli balistik füze programı hakkındaki endişelere rağmen, İran'ın silahlarıyla ilgili konuşmalarda genellikle abartılı bir tutum sergilediğini söylediklerini aktardı.
Reuters’ın haberine göre Zarif dünkü açıklamasında ayrıca, “İran'ın dünya ile savunma iş birliğinin normalleşmesi, bölgemizde çoğulculuk, barış ve güvenlik davası için bir zaferdir” dedi.
Moskova’da ise Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, TASS Haber Ajansı’nın aktardığı açıklamasında, Rusya’nın alıştığı için artık ABD yaptırımlarından korkmadığını söyledi. Ryabkov, ülkesinin, İran ile çok taraflı iş birliğini geliştirmeye çalıştığını, askeri-teknik alanda iş birliğinin de, tarafların ihtiyaçları ve bu iş birliğine karşılıklı olarak hazır olma durumuna göre sakin bir şekilde devam edeceğini belirtti.
Rusya'nın Tahran Büyükelçisi Levan Jagaryan ise dün Rus Interfax Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, BM silah ambargosunun kaldırılmasının, ülkesinin Tahran ile askeri iş birliği alanındaki etkileşimini ‘kolaylaştıracağını’ söyledi. Bu alanda ‘belirli ufukların açılmasını’ beklediğini kaydeden Büyükelçi Jagaryan, “Rusya'nın uluslararası hukuk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olarak hareket ettiği ve yükümlülüklerini sıkı bir şekilde yerine getirdiği vurgulanmalıdır” diye konuştu. ABD'nin bu alandaki yaptırımlarıyla ilgili olarak ise Jagaryan, Washington'ın ‘bu tür tehditlerle Rusya’yı korkutamayacağını’ belirtti.
Bölgedeki mevcut gerilimi, ABD’nin bölgedeki askeri varlığına ve askeri ittifaklarına bağlayan Jagaryan, mevcut İran yönetiminin ‘ABD’nin düşmanca yaklaşımı’ konusundaki ciddi endişeleri olduğuna işaret etti. Jagaryan, bu ay BMGK dönem başkanlığı yapacak olan ülkesinin görev yaptığı süre boyunca bölgedeki aktörler arasında yapıcı bir diyalog oluşturma girişimlerini harekete geçirme niyetinde olduğuna işaret ederek, “Ortadoğu ülkelerinin iyi niyetlerinin küresel güçlerin olumlu katkısıyla bir araya geleceğine inanıyoruz. Böylece dünyanın bu değişken bölgesinde durumun istikrara kavuşturulması sürecinde önemli ilerlemeler kaydedilebilecektir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan İran’ın nükleer anlaşmayı imzalayan ülkelerde ve diğer Avrupa ülkelerindeki büyükelçilerinin, dün silah ambargosunun sona ermesini desteklemeye yönelik ortak çabaları dikkat çekti. Konuya ilişkin basında yer alan açıklamalarda büyükelçiler, ‘tek taraflı politikalara karşı duruş’ ifadesini sık sık dile getirdiler.
İran'ın Paris Büyükelçisi Behram Kasımi, yaptığı açıklamada, İran'ın ‘uluslararası barışı, istikrarı ve güvenliği savunmak için çalışacağını ve haklarını tanınmış uluslararası mekanizmalar yoluyla koruyacağını’ söyledi.
Büyükelçi Kasımi, ABD’nin İran’a uygulanan silah ambargosunu uzatmaya yönelik girişimlerini yoğunlaştırmasını ‘mantıksız, yasadışı ve BMGK’da tek taraflı politikaları geliştirmeye çalışma’ olarak değerlendirdi. Kasımi, ABD’nin bu girişimlerinin ‘dünyadaki çoğu ülkenin gerçekçi vizyonu karşısında başarısız olduğunu’ kaydetti.
İran'ın Londra Büyükelçisi Hamid Baeidinejad ise açıklamasında ülkesinin ‘politikasına ve savunma ihtiyaçlarına göre’ silah ihracatı ve ithalatı yapmaya başlayacağını söyledi. Bir yılı aşkın bir süre önce ABD'nin silah ambargosunun sona ermesini engellemek için ülkelere karşı adımlar atmaya ve baskı uygulamaya yöneldiğini belirten Büyükelçi Baeidinejad,  ancak, uluslararası toplumun desteği ve BMGK üyelerinin muhalefeti ile ABD'nin bu çabalarının başarısız olduğunu kaydetti.
Son olarak İran Moskova Büyükelçisi Kazım Celali, Twitter hesabından Rusça olarak paylaştığı mesajda, “Tek taraflı eylemden rahatsız olan uluslararası toplum, uluslararası anlaşmaların uygulanmasında  kararlı” ifadelerini kullandı. Büyükelçi Celali, İran'a yönelik silah ambargosunun kaldırılmasını ‘tek taraflılığa karşı diplomatik bir zafer’ olarak değerlendirdi.



G20 liderleri grubun azalan rolü konusunda uyarıyor

Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)
Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)
TT

G20 liderleri grubun azalan rolü konusunda uyarıyor

Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)
Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)

G20 ülkelerinin liderleri, Güney Afrika'da düzenlenen ve ABD'nin boykot ettiği zirvede, artan jeopolitik bölünmeler ve tırmanan uluslararası rekabet ortamında, bloğun ekonomik krizleri ele almadaki rolünün azaldığı konusunda uyarıda bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Amerikalı mevkidaşı Donald Trump'ın yokluğundan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Bunun çalışmalarımızı engellemesine izin vermemeliyiz. Görevimiz, karşı karşıya olduğumuz zorlukların üstesinden gelmek için orada olmak ve birlikte çalışmaktır" dedi. Bu arada Çin Başbakanı Li Çiang, "tek taraflılığın ve ticaret korumacılığının" yayılmasını eleştirerek "küresel dayanışmanın" durumunu sorguladı.

Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, Trump'ın yokluğunu önemsiz göstermeye çalışarak, grubun uluslararası iş birliği için önemli bir platform olmaya devam ettiğini ve "çok taraflılığın önemini vurguladığını" belirtti.

 


Amerika, Avrupa'ya, blok ülkelerinin Rus askeri üretimiyle baş edemeyeceğini söyledi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (solda) ABD Ordu Bakanı Dan Driscoll ile el sıkışıyor (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (solda) ABD Ordu Bakanı Dan Driscoll ile el sıkışıyor (AFP)
TT

Amerika, Avrupa'ya, blok ülkelerinin Rus askeri üretimiyle baş edemeyeceğini söyledi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (solda) ABD Ordu Bakanı Dan Driscoll ile el sıkışıyor (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (solda) ABD Ordu Bakanı Dan Driscoll ile el sıkışıyor (AFP)

Politico, dün bir Avrupalı ​​yetkilinin, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll'un Avrupalı ​​büyükelçilere, Avrupa'nın Rusya'nın askeri üretimine ayak uyduramayacağını söylediğini aktardı. Bu, Ukrayna'da bir çözüm zamanının geldiğini ima ediyor.

İsmi açıklanmayan Avrupalı ​​yetkiliye göre Driscoll, büyükelçilere mükemmel bir anlaşma olmadığını, ancak daha sonra değil, acilen bir anlaşmaya varılması gerektiğini söyledi.

ABD Kara Kuvvetleri Bakanı, Ukrayna'nın Rusya ile savaşta kaybettiği toprakları geri alamayacağını, özellikle de Avrupalı ​​yetkililerin Ukrayna'nın kötü durumda olduğuna inandığını vurguladı.

Senato Demokrat Lideri Chuck Schumer, dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Ukrayna barış planının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e istediği her şeyi verdiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Axios haber sitesinden aktardığına göre kaynaklar, ABD'nin Cenevre'de Ukrayna ve Avrupa Birliği ülkeleriyle Trump'ın Rusya-Ukrayna çatışmasını sona erdirme planı hakkında görüşmelerde bulunacağını bildirdi.


ABD'nin uyarısı sonrası altı havayolu şirketi Venezuela'ya uçuşları iptal etti

Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)
Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)
TT

ABD'nin uyarısı sonrası altı havayolu şirketi Venezuela'ya uçuşları iptal etti

Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)
Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)

Venezuela Havayolları Sendikası'na göre, ABD Federal Havacılık İdaresi'nin bölgedeki önemli ABD askeri yığınağının ardından "artan askeri faaliyet" riskleri konusunda uyarıda bulunmasının ardından dün altı havayolu şirketi Venezuela'ya uçuşlarını iptal etti.

Venezuela Havayolları Sendikası Başkanı Marisela de Loaiza, İspanyol havayolu Iberia, Portekiz havayolu TAP, Şili havayolu LATAM, Kolombiya havayolu Avianca, Brezilya havayolu GOL ve Trinidad havayolu Caribbean'ın ülkeye uçuşlarını askıya aldığını, ancak askıya alma süresini belirtmediğini söyledi.

Bu arada, Panama havayolu Copa, İspanyol havayolu Air Europa ve Plus Ultra, Türk Hava Yolları ve Venezuela havayolu Laser uçuşlarına devam ediyor.

ABD Federal Havacılık İdaresi (FHA), cuma günü Venezuela hava sahasındaki sivil uçaklara, "Venezuela ve çevresinde kötüleşen güvenlik durumu ve artan askeri faaliyetler" nedeniyle "dikkatli olmaları" çağrısında bulundu.

"Bu tehditler, uçuş, varış ve kalkış dahil olmak üzere tüm irtifalardaki uçaklar ve/veya yerdeki havaalanları ve uçaklar için potansiyel bir tehlike oluşturabilir" ifadelerini kullandı.

Washington, uyuşturucuyla mücadele operasyonu olduğunu iddia ettiği operasyon kapsamında Karayipler'e bir uçak gemisi saldırı grubu, diğer savaş gemileri ve gizli uçaklar konuşlandırdı, ancak Karakas asıl amacın Venezuela'da rejim değişikliği olduğundan endişe ediyor.

Uçaklara yönelik uyarı, Maduro liderliğindeki bir uyuşturucu kartelinin ABD tarafından terör örgütü ilan edilmesinden sadece birkaç gün önce geldi. Bazıları, bu kararın Maduro hükümetine karşı askeri bir harekatın habercisi olduğuna inanıyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ABD güçleri, eylül ayı başından bu yana Karayipler'de uyuşturucu taşıdığı iddia edilen 20'den fazla gemiye saldırılar düzenleyerek 80'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Ancak ABD, hedef aldığı teknelerin uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığına veya ülke için tehdit oluşturduğuna dair somut bir kanıt sunmadı ve bu operasyon ve beraberindeki askeri yığınak sonucunda bölgesel gerginlikler tırmandı.