ABD: Cumhuriyetçiler seçim hezimetinden endişeli

Cumartesi akşamı Michigan eyaletinin Muskegon ilçesinde seçim mitingi yapan Trump (AFP)
Cumartesi akşamı Michigan eyaletinin Muskegon ilçesinde seçim mitingi yapan Trump (AFP)
TT

ABD: Cumhuriyetçiler seçim hezimetinden endişeli

Cumartesi akşamı Michigan eyaletinin Muskegon ilçesinde seçim mitingi yapan Trump (AFP)
Cumartesi akşamı Michigan eyaletinin Muskegon ilçesinde seçim mitingi yapan Trump (AFP)

ABD’de Cumhuriyetçi Parti’den bazı önde gelen isimlerin yaptıkları açıklamalar ile Cumhuriyetçilerin bir seçim “hezimetine” maruz kalma ihtimaline karşı uyarıda bulunması, Cumhuriyetçilerin 3 Kasım’da sadece ABD başkanlık seçimlerini değil, aynı zamanda Senato ve Temsilciler Meclisi’nin yanı sıra bazı eyaletlerin valilik seçimlerini de kaybetme ihtimaline yönelik derin bir endişe duyduğunu gösteriyor.
Daha önce seçime iki hafta kala hiçbir yetkili bu şekilde endişelerini dile getirmemişken, istatistikler eyaletlerde özellikle Demokrat Parti yanlılarının erken oy kullanma oranının, ABD seçim tarihinde daha önce eşi görülmemiş bir şekilde hızla arttığına işaret ediyor.
Teksas eyaletinin Cumhuriyetçi Senatörü Ted Cruz, Watergate skandalının kriterlerinde “Cumhuriyetçilerin ağır bir hezimete uğrayacağına” dair uyarıda bulundu. Watergate skandalı sadece Başkan Richard Nixon’un istifa etmesine değil, aynı zamanda başkanlık görevini tamamlayan ancak Jimmy Carter ile karşı karşıya geldiği seçimleri kaybeden başkan yardımcısı Gerald Ford’un da güçsüzleşmesine yol açmıştı. Böylece Cumhuriyetçiler 1976 yılında Senato ve Temsilciler Meclisi’ni kaybetmiş olmuştu.
Nebraska eyaletinin Cumhuriyetçi Senatörü Ben Sasse eyalet vatandaşlarına uyarıda bulunarak Başkan Donald Trump yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını yönetmede başarısız olduğu ve “Washington ile dünyadaki müttefikleri arasında bir çatlak” oluşturduğu için Cumhuriyetçilerin “Senato’da hezimet” ile karşı karşıya kalabileceklerini söyledi.
Cruz ve aynı şekilde Sasse’nin bu açıklamaları Cumhuriyetçi Senatör Mitt Romney’nin, Kovid-19 hastalığı ve Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Önemlidir) hareketi hakkında sosyal medyada yanlış bilgiler yaymakla suçlanan QAnon hareketini kınamayı reddeden Başkan Trump’a yönelik eleştirilerde bulunmasından bir gün sonra geldi. Romney Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “Başkanın tehlikeli ve saçma bir komplo teorisini kınamaya yanaşmaması endişe verici bir hızda devam ediyor” ifadelerini kullanmıştı.
Trump Romney’in bu sözlerine cevap vermese de Ben Sasse’nin açıklamalarına hızlı bir şekilde yanıt verdi. Trump Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Sasse’nin “sevimsiz ve aptal üslupları” ifadelerini kullanarak Sasse’nin açıklamalarını kınadı.
Demokratların “nispeten rahat” olmasına rağmen kendi adaylarının açık bir şekilde önde olduğunu gösteren kamuoyu anketlerinin doğruluğu hakkındaki şüpheler, 2016 yılındaki seçimlerde Trump’ın rakibi Hillary Clinton’u sürpriz bir şekilde hezimete uğratmasının ardından çok sayıda ABD’liyi ortak bir paydada buluşturdu.
Demokratlar, Trump’ın eylemlerini ve açıklamalarını kestiremedikleri ve “bir Ekim sürprizi” yaşanmasından korktukları için uygun zamanı bekleyerek kazanma ihtimallerine karşı duydukları hissi abartmamaya çalışıyorlar. Yapılan tüm kamuoyu anketlerinde Trump’ın önünde olan Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden bir açıklama yaparak ABD’lileri oy vermeye ve anket sayıları ile yetinmemeleri çağrısında bulundu.
Demokratların rekor seviyede bağış toplaması ve Cumhuriyetçilerin çeşitli medya kuruluşlarındaki reklam harcamalarını geride bırakmasına rağmen Cumhuriyetçiler, Trump’ın önümüzdeki perşembe günü yapılacak son müzakerelerde Biden karşısındaki düşüşünü kırabileceğini düşünüyor.
Çok büyük bir ekip Trump’ı, rakibine cevap verebilmesi için her yönden donatıp gerekli bilgileri kendisine sağlamaya çalışıyor. Ekip böylece Trump’ın ilk münazarada çizdiği imajı değiştirmeyi ve geçtiğimiz perşembe günü NBC kanalında halk ile birlikte açık bir diyaloğa katıldığında aynı gece ABC’ye çıkan Biden’ın izleyicilerine kıyasla düşük bir izleyici kitlesine ulaşmasını telafi etmeyi umuyor. Aynı zamanda Cumhuriyetçiler önümüzdeki perşembe günü Cumhuriyetçi Senatör Mitch McConnell tarafından yapılan bir çağrı ile Senato’da Yargıç Amy Coney Barrett’ın Yüksek Mahkeme yargıçlığına atanmasına ilişkin yapılacak oturumu ve bunun muhafazakar fikirlere sahip katı ve bağımsız seçmenlerin düşünceleri üzerinde yapabileceği olumlu etkinin üzerine bahse giriyorlar.
Binlerce kişi cumartesi günü başkent Washington ve bazı büyük şehirlerde Yargıç Barrett’a karşı gösteriler düzenledi. Bununla birlikte bazı Cumhuriyetçi strateji uzmanları, Trump’ın seçmenlerin büyük bir kesimini oluşturan kadınların desteğini toplamada stratejik eksiklikten mustarip olduğuna dair uyarıda bulunuyor. The Wall Street Journal ve NBC tarafından yapılan son ortak ankette, kadınların yüzde 60’ının Biden’ı tercih ederken yüzde 34’ünün Trump’ı tercih ettiğini, erkeklerin ise yüzde 50’sinin Trump’ı tercih ederken yüzde 45’inin Biden’ı tercih ettiğini ortaya koydu.
İki cinsiyet arasındaki bu büyük tercih farkı, seçim kampanyasının bitimine iki hafta kala bu gerçeği değiştiremeyeceklerine dair uyarıda bulunan Cumhuriyetçiler arasında uyarı çanlarının çalınmasına yol açtı. Bazıları Trump’ın kadınların arasındaki oy oranının düşük olmasının sebebini ya ilk başkanlığını damgalayan kaosa ya da olumsuz, git gide birikme etkisi olan şahsa yönelik kötü hakaretler savurmaya yatkın olmasına bağlıyor.
Ancak gerek seçmenlerin görüşünü değiştirebilecek bir süpriz ya da skandal olması gerek demokratların erken oylamada kırdıkları rekor sayılara rağmen oylamaya az bir katılım göstermeleri gerekse siyahları kendine safına çekerek ya da oy verme oranlarını düşürmeye çalışmak olsun Trump’ın her zaman kazanma ihtimali bulunuyor.
Bununla birlikte anketler aşağı yukarı şimdi olduğu gibi kalırsa ve Trump bunlara rağmen seçimleri kazanırsa bu büyük bir bombanın patlaması demektir. Bu yalnızca araştırma ve oylama merkezlerinin güvenilirliği hakkında değil, aynı zamanda oylamanın bütünlüğü hakkında da sorular sorulmasına sebep olacak.
Trump’ı destekleyenler kamuoyu anketlerinin çoğunun ya yöntemlerinin belirsiz olduğunu ya da verilerin belirlenirken hata yapıldığını düşünüyor. Zira okuma yazma bilmeyenlerin, işçilerin veya çiftçilerin yüzdesini belirlemede yapılacak bir hata farklı sonuçlara yol açacaktır. Bu iddia, bu anketlerdeki hata paylarının çok büyük olduğu düşüncesine dayansa da -ki bu, anketi yapanlar tarafından reddediliyor- Biden’n katettiği ilerleme, hata oranının sonuç üzerindeki etkisini daha aza indirgiyor. Hatta seçimlerle ilgili istatistiksel bilimsel sonuçlara yer veren ünlü 538 sitesi, Biden’ın cumartesi akşamı itibarıyla yüzde 87’lik bir oranla önde olduğunu öne sürdü.



Trump: Venezuela Devlet Başkanı Maduro ile telefon görüşmesi yaptım

ABD Donanmasına ait bir C-2A Greyhound uçağı, Karayipler'deki uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele misyonu kapsamında Porto Riko'daki Luis Muñoz Marín Havalimanı'na yaklaşıyor (AFP)
ABD Donanmasına ait bir C-2A Greyhound uçağı, Karayipler'deki uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele misyonu kapsamında Porto Riko'daki Luis Muñoz Marín Havalimanı'na yaklaşıyor (AFP)
TT

Trump: Venezuela Devlet Başkanı Maduro ile telefon görüşmesi yaptım

ABD Donanmasına ait bir C-2A Greyhound uçağı, Karayipler'deki uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele misyonu kapsamında Porto Riko'daki Luis Muñoz Marín Havalimanı'na yaklaşıyor (AFP)
ABD Donanmasına ait bir C-2A Greyhound uçağı, Karayipler'deki uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele misyonu kapsamında Porto Riko'daki Luis Muñoz Marín Havalimanı'na yaklaşıyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını doğruladı ancak iki liderin ne konuştuğuna dair ayrıntı vermedi.

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşurken Maduro ile görüşüp görüşmediği sorulduğunda, "Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Cevabım evet" yanıtını verdi.


Herzog Park hamlesi, İrlanda ve İsrail'den tepki gördü

Cumartesi Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle Dublin'de eylem düzenlendi (Reuters)
Cumartesi Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle Dublin'de eylem düzenlendi (Reuters)
TT

Herzog Park hamlesi, İrlanda ve İsrail'den tepki gördü

Cumartesi Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle Dublin'de eylem düzenlendi (Reuters)
Cumartesi Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle Dublin'de eylem düzenlendi (Reuters)

Dublin Belediye Meclisi'nin Herzog Park'ın adını değiştirmek için hamle yapması, hem İsrail'den hem de İrlanda'dan tepki topladı. 

İrlanda'nın başkentinin yerel yöneticileri, pazartesi günü yayımladıkları açıklamada İsrail'in 6. devlet başkanı Haim Herzog'un adını 1995'ten beri taşıyan parkın isminin değişmesi için harekete geçildiğini belirtti.

63 üyeli belediye meclisinin bu tasarıyı pazartesi oylaması bekleniyor. Parkın yeni adıysa henüz belirlenmedi.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Belfast'ta doğup Dublin'de büyüyen babasının adının parktan silinmesi ihtimaline tepki gösterdi. 

Dün yapılan açıklamada parkın isminin değiştirilerek "Özgür Filistin" yapılmasının düşünüldüğü vurgulanarak bu girişimin "utanç verici bir hamle" olduğu savunuldu. 

İrlanda Dışişleri Bakanı Helen McEntee de "Bu ad değişikliği gerçekleşmemeli. Dublin Belediye Meclisi üyelerine bu tasarının aleyhinde oy vermeleri için sesleniyorum" ifadesini kullandı.

McEntee yaklaşık 3 bin Yahudi'nin yaşadığı İrlanda'nın hükümetinin, İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki politikalarına açıkça karşı çıktığını hatırlattı.  

39 yaşındaki siyasetçi, parkın adının değiştirilmesinin ülkenin kapsayıcılığını yansıtmadığını savundu. 

1983-1993'te devlet başkanlığı yapan Haim Herzog, 1997'de yaşamını yitirmişti. Oğluyla aynı adı taşıyan babası, İrlanda'nın ilk baş hahamıydı.

Mevcut Baş Haham Yoni Wieder, ad değişikliğinin ülkedeki Yahudilerin tarihini silmek anlamına geleceğini öne sürdü. 

İrlanda Yahudi Temsilci Konseyi (Jewish Representative Council of Ireland/JRCI) Başkanı Maurice Cohen de "Toplumumuz bunu iğrenç bir antisemitizm eylemi olarak algılıyor" dedi. 

Gazze savaşından beri yapılan anketler İrlanda'da Filistin'e yönelik desteğin güçlü olduğunu gösteriyor. 

Aralık 2024'te İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İrlanda'nın "aşırı İsrail karşıtı politikalar" izlediğini öne sürerek Dublin Büyükelçiliği'ni kapatma emri vermişti.

Saar cumartesi sosyal medyadan yaptığı açıklamada da "Dublin, dünyadaki Yahudi düşmanlığının merkezi oldu" ifadesini kullandı. 

Independent Türkçe, Newsweek, RTÉ, Times of Israel, AFP


Papa Türkiye'de: Doğu Ortodoks Kilisesi ile ilişkileri güçlendirmeyi amaçlayan ilk yurt dışı gezisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Papa 14. Leo'yu Ankara'da kabul etti, 27 Kasım (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Papa 14. Leo'yu Ankara'da kabul etti, 27 Kasım (AFP)
TT

Papa Türkiye'de: Doğu Ortodoks Kilisesi ile ilişkileri güçlendirmeyi amaçlayan ilk yurt dışı gezisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Papa 14. Leo'yu Ankara'da kabul etti, 27 Kasım (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Papa 14. Leo'yu Ankara'da kabul etti, 27 Kasım (AFP)

Ömer Önhon

Papa 14. Leo'nun iki aşamalı gezisinin ilk durağını Türkiye, ikinci durağını ise Lübnan oluşturuyor. Ziyaret, yüzyıllara yayılan tarihi, dini bir bağlamda gerçekleşmesi ve açık siyasi ve sembolik boyutlar taşıması nedeniyle önem taşıyor.

Vatikan’ın resmi haber portalı, ziyarette kullanılan sembollerin ayrıntılarını ve anlamlarını, ziyaretin Doğu ile Batı arasındaki kardeşliği ve diyaloğu güçlendirme çağrısının sembolü olarak Boğaziçi Köprüsü'nü kullandığı logosunu açıklayan özel bir sayfa yayınladı.

Papa'nın bu ayın 27'sinde başlayan Türkiye ziyareti üç gün sürecek ve üç aşamadan oluşuyor.

Papa, ziyaretine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün başkent Ankara'daki mozolesi Anıtkabir'i ziyaret ederek başladı. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Papa 14. Leo ile bir araya geldi ve burada kendisine görkemli bir karşılama töreni düzenlendi. Bu kapsamda Antakya Medeniyetler Korosu sarayın kütüphanesinde bir konser verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Gazze'deki savaşa ve Filistin meselesine değinerek, İsrail'in Katolik Kilisesi de dahil olmak üzere buradaki ibadethaneleri hedef aldığını vurguladı. Ancak Papa 14. Leo, ev sahibi ülkenin duymayı umduğu gibi, İsrail'in adını anmadan veya eylemlerini doğrudan eleştirmeden dünya genelinde devam eden savaşlardan bahsetmekle yetindi.

Papa, ziyaretinin ikinci gününde, Birinci İznik Konsili'nin 1700. yıldönümünü anmak üzere, İstanbul'un yaklaşık 130 kilometre güneydoğusunda, İznik Gölü kıyısında bulunan İznik ilçesine, dini bir ziyaret gerçekleştirdi.

Papa Leo'nun selefi Papa Francis, yıldönümünü kutlamak için bir papalık ziyareti sözü vermişti ve Papa Leo, selefinin ölümünün ardından bu sözünü yerine getirmeye karar verdi.

 Ziyaretin üçüncü günündeyse, çeşitli dini faaliyetlerin yanı sıra İstanbul'daki çeşitli Hristiyan kiliselerini gezecek.

Papa, ziyaretine başkent Ankara'da bulunan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesi Anıtkabir'i ziyaret ederek başladı. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi

Papa'nın ziyareti, Mor Efrem Süryani Ortodoks Kilisesi ve Aya Yorgi Patrikhanesi'ni ziyaret etmenin yanı sıra İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nde bir dua ayinine katılmayı da içeriyor. Ayrıca Fener semtindeki Rum Patrikhanesi’nde yapılacak Aziz Andreas Bayramı kutlamalarına da katılacak.

Papa, Patrik Bartholomeos ile ortak bir bildiri imzalayacak ve İstanbul'un Fener semtindeki Patrikhane binasında kendisi ile resmi bir öğle yemeği yiyecek.

Kapasitesi 5 bin kişilik olan ve genellikle konser ve konferans gibi halka açık etkinliklere ev sahipliği yapmak için kullanılan Volkswagen Arena'da bir ayine başkanlık edecek. Bu ayin, daha önce Türkiye'yi ziyaret eden papaların genellikle kiliselerde ve yalnızca Katolik cemaati üyeleri arasında ayin düzenlemesi nedeniyle benzeri görülmemiş bir durum.

Bir diğer önemli adım ise bu sabah İstanbul'da turkuaz rengindeki çinileri nedeniyle Mavi Cami olarak da bilinen Sultan Ahmed Camii'ni ziyaret etmesiydi.

cdfgthy
Papa 14. Leo, İstanbul'daki Mavi Cami olarak da bilinen Sultan Ahmed Camii'ni ziyaret etti (Reuters)

85 milyonluk nüfusuyla Türkiye'de nüfusun yaklaşık yüzde 99'u Müslümanlardan oluşuyor. Gayrimüslimlerin oranı çok düşük; Katoliklerin sayısının ise yalnızca 33 bin olduğu tahmin ediliyor.

Türkiye'de yaklaşık 180 bin Hristiyan ile yaklaşık 20 bin Yahudi yaşıyor ve bunların, çoğu yüzyıllar öncesine dayanan kiliseler ve sinagoglar da dahil olmak üzere 435 ibadethanesi bulunuyor.

Tarih, Osmanlı İmparatorluğu ile Papalık önderliğindeki Latin Avrupa devletleri arasında bir dizi kara ve deniz savaşına sahne oldu. Türkiye ile Vatikan arasında resmi diplomatik ilişkiler ancak 1960 yılında kuruldu.

O tarihten itibaren, ölümünden önce yalnızca 33 gün papalık yapan 1. Jean Paul hariç tüm Papalar Türkiye'yi ziyaret etti.

Bir diğer önemli adım, bu sabah İstanbul'da turkuaz rengindeki çinileri nedeniyle Mavi Cami olarak da bilinen Sultanahmet Camii'ni ziyaret etmesiydi

Papa 14. Leo, 6. Paul, 2. Jean Paul, 16. Benedict ve Papa Francis'in ardından Türkiye'yi ziyaret eden beşinci papadır.

Dini ve tarihi faktörler nedeniyle Türkiye, papalık ziyaretleri kayıtlarında özel bir yere sahip. Vatikan'ın Türkiye'ye olan ilgisi, bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan toprakların Hristiyanlığın ilk dönemlerinde oynadığı önemli rolden kaynaklanıyor; zira bu topraklar ilk sekiz ekümenik konsile ev sahipliği yaptı.

Bu ziyaretlerin bir diğer önemli motivasyonu da Katolik Kilisesi'nin İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi ile bağlarını güçlendirme arzusudur.

fg
Papa 14. Leo, İstanbul'da Doğu Ortodoks Kilisesi liderleriyle yaptığı görüşmede (Reuters)

Katolik Kilisesi ile Doğu Ortodoks Kilisesi arasındaki ayrılık yüzyıllar öncesine dayanıyor. 1054 yılında, Doğu Roma Kilisesi'nin Vatikan'dan ayrılarak “Ortodoks Kilisesi” adıyla bağımsızlığını deklare etmesiyle Büyük Bölünme adı verilen ayrılık yaşanmıştır. Ortodoksluk terimi, “doğru yolu izleyen Kilise” anlamına gelmektedir.

Bu kilisenin orijinal adı “Roma Ortodoks Kilisesi”ydi, ancak Osmanlı döneminde üyelerinin çoğunluğu Rum olduğu için “Rum Ortodoks Kilisesi” olarak anılmaya başlandı.

Teolojik anlaşmazlıkların yanı sıra, Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Haçlılar, Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'i 1204'te yağmalayarak neredeyse tamamen yerle bir ettiler. Burada bir Latin İmparatorluğu kurdular ve Ortodoks Bizanslılar Konstantinopolis'i 1261'de geri almayı başarabildiler.

Ortodokslar, Konstantinopolis'in zayıflamasından papalığı ve Latin Katolikleri sorumlu tuttular. Bu zayıflama nihayetinde 1453'te şehrin Osmanlılar tarafından ele geçirilerek, İstanbul adını almasının yolunu açtı.

Papa 14. Leo, 6. Paul, 2. Jean Paul, 16. Benedict ve Papa Francis'in ardından Türkiye'yi ziyaret eden beşinci papadır

İki kilise arasındaki ilişkiler, Papa 2. Jean Paul'ün hem 2001'de hem de 2004'te, sekiz asır önce yaşananlar için pişmanlığını ifade edip özür dilemesinin ardından iyileşmeye başladı.

Papa 14. Leo'nun Türkiye gezisinin ikinci gününde İznik'e yaptığı ziyaret önemli bir anlam taşıyordu. Zira bu yer, MS 325 yılında Hristiyanlık tarihindeki ilk ekümenik konsile ev sahipliği yapmıştı. Hristiyan dünyasının dört bir yanından yaklaşık 200 din adamı bu konsile katılmıştı.

Birinci İznik Konsili sonunda, temel Hristiyan inançlarının birleşik bir formülasyonunu temsil eden ve Mesih'in mutlak ilahi doğasını onaylayan İznik İnanç Bildirgesi yayınlandı.

Papa, İstanbul’daki Fener Rum Patriği Birinci Bartholomeos ile birlikte, sular altında kalan Aziz Neophytos Bazilikası'nın kalıntılarının bulunduğu yerde dini ayin düzenledi. İznik Gölü'nün sularının 2015 yılında çekilmesinin ardından ortaya çıkan bu kilisenin, Birinci İznik Konsili'ne ev sahipliği yaptığına inanılıyor.

Papa 14. Leo, ayin sırasında yaptığı konuşmada, Birinci İznik Konsili'nin Hristiyanlık tarihindeki önemine değinerek, dinin asla savaş, şiddet veya herhangi bir köktencilik ya da hoşgörüsüzlük için bir gerekçe olamayacağını vurguladı.

Papa'nın ziyareti en yüksek güvenlik önlemleri altında gerçekleşiyor ve şimdiye kadar herhangi bir olay veya protesto bildirilmedi. Bununla birlikte ziyaret, sosyal medyada yayınlanan açıklamalar ve bildirilerle görüşlerini dile getiren milliyetçiler, laikler ve muhafazakârlar tarafından sert eleştirilere maruz kaldı.

Bunlar, Papa ve Fener Rum Patriği Bartholomeos'u, Hristiyanlığı Türk topraklarında yeniden canlandırma planını uygulamaya çalışan bir haçlı ittifakı kurmakla suçluyorlar.

Türk Ortodoks Patrikhanesi Sözcüsü, Türk halkını bir komplo olarak nitelendirdiği şeye karşı birleşmeye çağırdı.

 Mayıs 1981'de Vatikan'da Papa 2. Jean Paul'e suikast girişiminde bulunan Türk vatandaşı Mehmet Ali Ağca da İznik'e gitti.

Suikast girişiminin hemen ardından tutuklanan ve İtalya'da, ardından Türkiye'de cezaevinde kaldıktan sonra 2010 yılında serbest bırakılan Ağca, Papa'yı şahsen karşılamak istediğini söyledi, ancak güvenlik makamları ondan Papa gelmeden önce şehri terk etmesini istedi.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majlla dergisinden çevrilmiştir.