Cenevre'deki Libya Ortak Askeri Komite toplantıları başlarken LUO, Türkiye’nin ‘Libya'dan ayrılmayı hiç düşünmediğini’ açıkladı

Dün Cenevre'de yapılan 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarının dördüncü turundan bir kare (AFP)
Dün Cenevre'de yapılan 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarının dördüncü turundan bir kare (AFP)
TT

Cenevre'deki Libya Ortak Askeri Komite toplantıları başlarken LUO, Türkiye’nin ‘Libya'dan ayrılmayı hiç düşünmediğini’ açıkladı

Dün Cenevre'de yapılan 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarının dördüncü turundan bir kare (AFP)
Dün Cenevre'de yapılan 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarının dördüncü turundan bir kare (AFP)

Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) himayesinde, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) heyeti ile Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı askeri güçler heyeti arasındaki görüşmeler, dün İsviçre’nin Cenevre kentinde başladı.  Öte yandan Libyalı kaynaklara ve yerel basında yer alan haberlere göre Mareşal Hafter, Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerine düzenlediği ziyaret turunu tamamlarken Serrac, Türkiye’ye daha önce duyurulmayan sürpriz bir ziyarette bulundu.
UNSMIL, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams'ın katılımıyla BM’nin Cenevre'deki Genel Merkezi’nde bu ayın 24'üne kadar devam edecek olan 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarının dördüncü turunda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in ‘derhal küresel ateşkes ilan edilmesi’ çağrısını yineledi.
UNSMIL, 5+5 Ortak Askeri Komite’nin çalışmalarının, güvenlik konusunun yanı sıra Libya konulu Berlin Konferansı’nın çıktıları ve Libya’da çatışan tarafları kalıcı ateşkes için bir anlaşmaya varmaya çağıran BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2510 sayılı kararı çerçevesinde kabul edilen ekonomik ve siyasi yollar üzerinde yoğunlaştığını belirtti. Toplantıların bu turunu diğerlerinden ayrı kılan faktörün Libya’da çatışan tarafların heyetleri arasında doğrudan yüz yüze görüşmelerin başlaması olduğunu belirten UNSMIL açıklamasında, dördüncü tur görüşmelerinin, Libya milli marşı, Williams ve Libyalı her iki heyetin başkanlarının açılış konuşmalarıyla başladığı aktarıldı.
Her iki heyetin ‘Libya genelinde eksiksiz ve kalıcı bir ateşkese ulaşmak için henüz bir çözüme ulaşılamamış tüm sorunlara çözüm bulması’ umduklarını dile getirmelerinin ardından UNSMIL, iki heyetin de üyelerine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından kaynaklı olağandışı koşullara rağmen Cenevre'ye gelmenin zorluğuna katlandıkları için teşekkür etti. UNSMIL, tarafları, kapsamlı bir ateşkesi müzakere etmek için bu fırsatı değerlendirmeye çağırırken böylece Libya’nın geleceğini yine Libyalıların belirlediği barış için ve birlikte yaşanılan bir Libya’ya ulaşılabileceğini vurguladı.
Sahada ise UMH’ye bağlı güçlerin, son iki gündür güney bölgesinde konuşlu LUO saflarına karşı operasyona hazırlandığı ortaya çıktı. UMH’ye bağlı güçler tarafından yürütülen Burkan al-Gadab (Öfke Volkanı) Operasyonu’nda görevli Saraya el-Cenub, ‘Libya’nın güneyindeki bütün saldırganları bölgeden kovacaklarını ve ülkenin sınırlarını güvence altına alacaklarını’ vurguladı.
Öte yandan LUO Genel Komutanlığı’na bağlı Savaş Medyası Bölümü, LOU Donanma Özel Kuvvetleri’nin Libya’nın stratejik deniz sınırlarının güvenliğini sağlamaya yönelik savaş becerilerini desteklemek ve geliştirmek amacıyla ‘Donanma Şehitleri Tatbikatı’ kapsamında askeri tatbikatlar gerçekleştirdiğini duyurdu.
LOU Sözcüsü Tuğgeneral Ahmed el-Mismari, pazar akşamı televizyon ekranından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, Libya topraklarına binlerce savaşçı ve çok büyük miktarlarda askeri mühimmatın yanı sıra binlerce Türk subayı ve askeri göndermeye devam ettiğini belirtti. Mismari, UMH’ye bağlı güçlerin kontrolündeki Vatiyye bölgesinde bulunan ‘Ukbe bin Nafi Hava Üssü’nü silahlarla donatan Türkiye’nin ‘Libya'dan ayrılmayı hiç düşünmediğini’ söyledi.
Mismari, uluslararası toplumun, Türk ordusunun ve paralı askerlerin, Libya’dan çıkarılması talebinin ardından Türkiye'nin UMH kontrolü altındaki bölgelerdeki askeri varlığını tesis etmek amacıyla LUO güçlerinin batı bölgesinden çekilmesinden faydalanmaya çalıştığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın Libya’daki nüfuzu ile diğer ülkelerle pazarlık yapmaya çalıştığını söyleyen Mismari, bu bağlamda, bazı aşırılık yanlısı savaşçıların Türk ordusuyla birlikte savaşmak üzere Libya'dan Azerbaycan'a taşındığını iddia etti.
Türkiye’den Libya’ya yapılan uçuşların iki aydır hiç durmadan devam ettiğini sözlerine ekleyen Mismari, “Her gün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait gelişmiş askeri teçhizat ve silah yüklü askeri kargo uçakları, Libya'nın batısına, özellikle Vatiyye, Misrata ve Mitiga havaalanlarına inerken, Misrata ve Trablus şehirlerinden İstanbul ve Ankara'ya 4 ila 6 sivil uçuş gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin bu adımları, ‘ateşkesin ve Libya krizini müzakere masasında çözme yönündeki uluslararası eğilimin ihlali’ olarak değerlendirdi.
Ancak UMH derhal bir açıklamada bulunarak söz konusu suçlamaları reddederken UMH Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed el-Haddad, Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ile sürpriz görüşmeler gerçekleştirdi.
Öte yandan UMH Savunma Bakan Yardımcısı Selahaddin en-Nemruş, Türkiye ile yapılan tartışmalı mutabakat anlaşmalarını savundu. Bununla birlikte Nemruş, Halife Hafter’i, Fransız ve Rus silahlarıyla desteklenen Rus güvenlik şirketi Wagner’e mensup paralı askerleri ve Sudanlı Cancavid milislerini saflarına dahil etmekle suçlarken bunu ‘başkent Trablus’un güvenliğine yönelik açık bir saldırı’ olarak niteledi.
Bu arada UMH Savunma Bakanlığı’ndan dün sabah erken saatlerde yapılan açıklamada, tüm askeri personelin vatanı ve halkı savunmaya hazır olduğu vurgulandı. Açıklamada, uluslararası ve yerel tüm ilgili taraflardan, yakın bir tarihte bulunduğu öne sürülen toplu mezarların açılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması için gerekli tüm yasal önlemlerin alınmasını talep edildi.
Bir diğer gelişmede ise UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac, Adalet Bakanı Muhammed Lemlum'u, Başkanlık Konseyi tarafından insan hakları ihlallerini izlemek ve belgelemek için kurulan komiteyi denetleme görevinden aldı. Serrac ayrıca Adalet Bakanı Yardımcısı Halid Ebu Salah'ı komite başkanlığından ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı Hayri Abdulali’yi de başkan yardımcılığından alırken gelecekte herhangi bir idari görev üstlenmelerini de engelledi. Bu gelişmeler, Adalet Bakanı’nın UMH’yi ‘söz konusu toplu mezarlarla ilgili olumsuz bir tutum sergilemekle’ eleştiren ve ‘bu suçlarla ilgili Adalet Bakanlığı’nı engellemekle’ suçlayan açıklamalarının ardından yaşandı.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.