Netanyahu, Hayfa Limanı’ndaki ilk BAE gemisini ziyaret etti

İsrail Başbakanı dün Ulaştırma Bakanı’yla birlikte Hayfa Limanı'ndaydı. (DPA)
İsrail Başbakanı dün Ulaştırma Bakanı’yla birlikte Hayfa Limanı'ndaydı. (DPA)
TT

Netanyahu, Hayfa Limanı’ndaki ilk BAE gemisini ziyaret etti

İsrail Başbakanı dün Ulaştırma Bakanı’yla birlikte Hayfa Limanı'ndaydı. (DPA)
İsrail Başbakanı dün Ulaştırma Bakanı’yla birlikte Hayfa Limanı'ndaydı. (DPA)

Dün BAE’ye ait bir geminin Hayfa Limanı'na, ilk ticari uçağın da Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'na varmasının ardından İsrail Ulaştırma Bakanı Miri Regev bir açıklama yaptı. Bakan, iki ülkenin her hafta karşılıklı bir kruvaziyer ve 28 uçuş gerçekleştirme yolunda ilerlediğini bildirdi.
BAE Maliye Bakanı başkanlığındaki resmi bir heyet bugün Tel Aviv'de ekonomik ve ticari ortaklıklar ve karşılıklı seyahatlerle ilgili yeni iş birliği anlaşmalarına imza atacak.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu dün Ulaştırma Bakanı Miri Regev'in eşliğinde Hayfa Liman’ını gezdi. BAE'den yeni gelen kargo gemisinin bulunduğu rıhtımı ziyaret etti. Netanyahu ziyaretin sonunda yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"BAE'den çok sayıda konteynerle gelen gemide bulunuyoruz. Bunların içinde ne var diye sordum. Bana içinde çok sayıda Arap tatlısı ve çamaşır makinesi bulunduğunu söylediler. Artık çamaşır makinelerinin fiyatları düşüyor. Elektrikli aletler ve yiyecekler de var. Buraya gelecek her şey yaşam maliyetini düşürecek ve her İsrail vatandaşı da bunu hissedecek. Vatandaşlarım; faydalandığınız bunlar sadece şu anın göstergeleridir. Gelecektekilerin değil. Çünkü bu aktif bir barıştır. İsrail devletini daha ucuz, kaliteli mal ve ürünler getiren bir deniz arterine bağlıyoruz. Bu her vatandaş için iyi bir durumdur. İsrail'in daha önce çıkmaz bir sokakta olduğunu anlamak önemlidir. Buraya sadece Batı’dan ulaşılabilirdi. Şimdi İsrail büyük bir deniz ve hava kavşağı haline geliyor ve artık her yöne hava yoluyla seyahat etmek mümkün. İsrail hava, kara, deniz, teknolojik, ticari ve insani bir açılardan bir kavşaktır. Bu gerçekten tarihi bir gün. Bu, Dubai'den bir geminin Hayfa Limanı'na yanaşmak için yaptığı ikinci ziyarettir.”
BAE "Etihad" şirketine ait dev yolcu uçağı, BAE’den İsrail'e ilk ticari uçuşunu 9607 numarasıyla organize etmesinin ardından Ben Gurion Havaalanı’na indi. Ardından İsrail bayrağını kaldıran "Dream Liner" tipi uçak törenle karşılandı, üzerine su püskürtüldü ve piste kırmızı halı serildi. Uçakta mürettebat dahil siyasetçiler, hükümet yetkilileri, iş adamları ve gazetecilerden oluşan 54 kişi vardı. Benzer bir heyetin BAE'nin konuğu olarak yarın İsrail'den Abu Dabi'ye gideceği öğrenildi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv ile Abu Dabi arasındaki uçak biletlerinin henüz halka açık olmadığını doğruladı. Ancak bu durum, BAE Maliye Bakanı'nın bugün İsrail'de yaptığı toplantılarda gündeme gelecek. Bir siyasetçi, uçuşların ocak ayına kadar başlaması beklendiğini ve gecikmenin Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan kısıtlamalardan kaynaklandığını bildirdi.
Bu, Etihad şirketine ait bir uçağın Ben Gurion Havaalanı’na ilk inişi değil. Bu yılın başlarında Filistinliler için korona salgınıyla mücadele etmeleri için yardım taşıyan iki kargo uçağı anlaşmadan önce BAE'den İsrail'e iki direkt uçuş gerçekleştirdi. Yine İsrail El Al uçağı da ağustos ayında Tel Aviv'den diplomatları ve gazetecileri Abu Dabi'ye taşımıştı. Dünkü ise ilk ticari direkt uçuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed ile imzaladığı yeni havacılık anlaşmasına göre haftalık 10 kargo uçuşu gerçekleştirilecek. Ancak BAE ile Eilat yakınlarındaki Ramon Havaalanı arasındaki ticari uçuşlar için sınırlama olmayacak.



İran balistik füzeleri ABD ve İsrail'in incelemesi altında

Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf
Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf
TT

İran balistik füzeleri ABD ve İsrail'in incelemesi altında

Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf
Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf

Bölgesel gerilimlerin artması ve İran içindeki askeri faaliyetlere ilişkin çelişkili raporlar nedeniyle ABD ve İsrail, İran'ın füze programını yoğun bir şekilde inceleme altına aldı. Batılı değerlendirmeler, Tahran'ın Haziran Savaşı'nın ardından füze ve nükleer yeteneklerini yeniden inşa etmeye çalıştığını öne sürerken, İran programının "tamamen savunma amaçlı" ve herhangi bir müzakerenin kapsamı dışında olduğunu savunuyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İran'ın son zamanlarda "tatbikatlar" yaptığının farkında olduklarını belirterek, İran'ın nükleer faaliyetlerinin ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşmede ele alınacağını söyledi. İran'ın herhangi bir hamlesinin güçlü bir şekilde karşılanacağı uyarısında bulunan Netanyahu, İsrail'in bir çatışma arayışında olmadığını da vurguladı.

ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee ise Tahran'ın Haziran Savaşı sırasında Fordo tesisinin bombalanmasının ardından "mesajı tam olarak kavrayamadığını" söyledi. Tel Aviv'de Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, İran'a karşı saldırıları desteklediğini açıklayarak, füze cephaneliğini yeniden inşa etmesinin artık nükleer programıyla kıyaslanabilecek bir tehdit oluşturduğunu savundu.

Buna karşılık, İran Dışişleri Bakanlığı balistik füze programının "müzakere masasının dışında" olduğunu vurgularken, İran ordu komutanı Emir Hatemi, silahlı kuvvetlerin rakiplerinin hareketlerini "yakından izlediğini" ve herhangi bir saldırıya "kararlı bir şekilde" karşılık vereceğini vurguladı.

İran içinde, olası füze tatbikatlarına ilişkin haberlerde bir tutarsızlık yaşandı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre  Devrim Muhafızlarına yakın medya kuruluşları birkaç ilde hareket ve testlerden bahsederken, resmi televizyon herhangi bir tatbikat yapılmadığını ve dolaşan görüntülerin "yanlış" olduğunu vurguladı.


Meksika ordusuna ait bir uçağın ABD'de düşmesi sonucu 5 kişi hayatını kaybetti

Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)
Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)
TT

Meksika ordusuna ait bir uçağın ABD'de düşmesi sonucu 5 kişi hayatını kaybetti

Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)
Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)

Yetkililerin açıklamasına göre, Meksika Donanmasına ait küçük bir uçak, içinde genç bir hasta ve yedi kişiyle birlikte dün Galveston yakınlarında düştü. Kazada en az beş kişi hayatını kaybetti ve Teksas kıyıları açıklarında arama kurtarma operasyonu başlatıldı.

Olay, Meksika'da ağır yanık vakası olan çocuklara yardım amacıyla bir vakıf tarafından kiralanan uçağın, Teksas'taki Houston yakınlarında bulunan Galveston'a yaklaşırken denizde meydana geldi. Meksika Donanması, uçaktaki sekiz kişiden dördünün ölü, ikisinin ise sağ bulunduğunu açıkladı.

Flightradar24'e göre, uçak Meksika'nın güneydoğusundaki Yucatán eyaletinde bulunan Mérida Havalimanı'ndan 18:46'da kalktı. Saat 21:01'de Scholes Uluslararası Havalimanı yakınlarındaki Galveston Körfezi üzerinde iletişim kesildi.


CBS, Trump yönetiminin gerçekleştirdiği toplu sınır dışı etmelerle ilgili haberin yayınlanmasını engelledi

ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)
ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)
TT

CBS, Trump yönetiminin gerçekleştirdiği toplu sınır dışı etmelerle ilgili haberin yayınlanmasını engelledi

ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)
ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)

CBS News'in yeni baş editörü, Trump yönetiminin gerçekleştirdiği kitlesel sınır dışı etmelerin yol açtığı sonuçlarla ilgili bir haberin bu hafta sonu yayınlanmasını engelledi.

Bu olay, Trump'ın CBS'nin ana şirketinin sahiplerine yakınlığı göz önüne alındığında, Trump'ın yönetiminde gerçekleşen büyük Amerikan medya kuruluşları satın alımları dalgasının ortasında yaşandı.

Araştırmacı gazetecilik programı "60 Minutes"ın pazar akşamı, mart ayında ABD yetkilileri tarafından ülkelerine değil, El Salvador'daki büyük bir yüksek güvenlikli hapishaneye sınır dışı edilen Venezuelalıların ifadelerine yer veren uzun bir bölüm yayınlaması planlanmıştı. Ancak, planlanan yayından sadece birkaç saat önce CBS, raporun ileriki bir bölümde yayınlanacağını duyurdu.

Amerikan basınının ele geçirdiği bir iç e-postada, raporu hazırlayan gazeteci Sharen Alfonsi, uzun zamandır ilerici medyanın ideolojik uyumluluğunu eleştiren Barry Weiss'ın raporun yayınlanmasını engelleme kararı aldığını söyledi. Alfonsi, konunun "gerçeklere dayalı hassas bir konu" olduğunu belirterek, "Tüm titiz iç incelemelerden sonra, şimdi geri çekmenin editoryal bir karar değil, siyasi bir karar olduğuna inanıyorum" dedi. Daha önce duyurulan bir raporun yayınlanmamasıyla "izleyicilerin (...) kurumsal sansür göreceğini" ifade etti.

CBS ise New York Times'ın haberine göre yaptığı açıklamada, konunun "daha fazla çalışma gerektirdiğini" belirtti. "60 Minutes" programının yapımcısı Tanya Simon, meslektaşlarına başlangıçta Barry Weiss'in talebine karşı çıktığını, ancak "sonunda uymak zorunda kaldığını" doğruladı. Washington Post tarafından yayınlanan ekibiyle yaptığı bir yapım toplantısının tutanağına göre Simon, "Raporu savunduk ve direndik, ancak o değişiklikler istedi" dedi.

Weiss, Ellison ailesinin (ki bu aile Donald Trump'a yakındır) sahibi olduğu Skydance'in, CBS'in ana şirketi Paramount'u satın almasından üç aydan kısa bir süre sonra, ekim ayında CBS News'in baş editörü olarak atandı.