Filistinliler, Balfour Deklarasyonu sebebiyle İngiltere’ye dava açıyor

Batı Şeria’da Yahudi yerleşim birimlerini ayıran duvarın önünde Filistin bayrağı açan göstericiler.  (Şubat – AP)
Batı Şeria’da Yahudi yerleşim birimlerini ayıran duvarın önünde Filistin bayrağı açan göstericiler. (Şubat – AP)
TT

Filistinliler, Balfour Deklarasyonu sebebiyle İngiltere’ye dava açıyor

Batı Şeria’da Yahudi yerleşim birimlerini ayıran duvarın önünde Filistin bayrağı açan göstericiler.  (Şubat – AP)
Batı Şeria’da Yahudi yerleşim birimlerini ayıran duvarın önünde Filistin bayrağı açan göstericiler. (Şubat – AP)

Filistinliler bugün Filistin mahkemelerinde Balfour Deklarasyonu’nu ilan ettiği gerekçesiyle İngiltere hükümetine karşı dava açmaya hazırlanıyor. Girişime öncülük eden Bağımsızlar İçin Ulusal Topluluğun Başkanı olan Filistinli iş insanı Munib el-Mısri konuya dair şunları söyledi:
“Bu dava, Filistin halkına anavatanlarında azınlık muamelesi yapan ve haksız bir şekilde İsrail devletinin temellerini atan Balfour Deklarasyonu'nun ilanından 103 yıl sonra geldi. Filistin halkının maruz kaldığı tüm katliamlar, trajediler ve felaketler bu deklarasyona dayanarak gerçekleştirilmiştir. Bağımsızlar İçin Ulusal Topluluk, Uluslararası Filistin Halkının Haklarının Takibi Komitesi ile ortaklaşa, ulusal ve uluslararası yargı önünde Filistin halkının haklarının takibini amaçlayan entegre programın parçası olan bir girişimi başlattı. Bu girişim, Bağımsızlar İçin Ulusal Topluluğun Filistin Adalet Bakanlığı ve Kudüs Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlediği İşgal Politikaları ve Yüzyılın Anlaşmasıyla Mücadele İçin Ulusal Strateji Konferansı’nın sonuçlarından biri olarak gerçekleşti.”
Mısri, söz konusu davanın İngiltere’nin Filistin’de manda idaresi kurduğu 1920’den 3 yıl önce, yani 1917’de Balfour Deklarasyonu’nu ilan etmesinden bu yana Filistin halkının yaşadığı sıkıntıların kaynağını teşkil eden Londra yönetimine açılacağını söyledi. Filistin’de manda idaresinin kurulmasının ardından Filistin halkının ulusal kimliğinin ortadan kaldırılması yoluyla Balfour’un harfi harfine uygulanmaya başlandığını belirten Mısri, bununla eşzamanlı olarak Filistin’deki Siyonist çetelerin eğitim ve silahlanma açısından kapasitelerinin artırıldığını kaydetti. Bu çetelerin o dönem Filistin nüfusunun yüzde 93’ünü oluşturan yerli Filistinlilere karşı yaptıkları suçların görmezden gelindiğini vurguladı.
Mısri davayı 22 Ekim’de (bugün) Ramallah’taki ilgili mahkemede açacaklarını belirterek, Filistin ulusunun farklı kesimlerinin de bu girişime katılacağını söyledi. Bu katılımın yalnızca Balfour Deklarasyonu’na değil, onun ortaya çıkardığı Yüzyılın Anlaşması’na yönelik Filistin halkının öfkesinin dışavurumu olacağını kaydeden Mısri bugün saat 10.30’da Ramallah kentindeki mahkemelerin bulunduğu yerleşkenin yakınınadaki Ez-Zehra Kuleleri salonunda düzenleyeceği basın toplantısıyla girişimin detayları hakkında bilgi vereceklerini söyledi. Ardından da dava açmak için toplu bir şekilde mahkemelerin olduğu yerleşkeye doğru hareket edeceklerini belirtti.
Filistin yönetimi daha önce de birçok kez İngiltere’den Balfour Deklarasyonu nedeniyle özür dilemesini ve bu suçun bedeli olarak Filistin Devleti kurulmasını talep etmişti. Ancak İngiliz hükümeti bu çağrıların hiçbirine yanıt vermedi.
Davanın açılması, yargının bu konuda bir hüküm vereceği anlamına gelmiyor. Bunun için yetkili bir yargıya ihtiyaç duyuluyor.



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.