Sudan, teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarıldı… Washington ve Hartum arasındaki çalkantılı dönüm noktaları

Başkan Trump dün Beyaz Saray'da Sudan ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştiğini açıkladı (AFP)
Başkan Trump dün Beyaz Saray'da Sudan ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştiğini açıkladı (AFP)
TT

Sudan, teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarıldı… Washington ve Hartum arasındaki çalkantılı dönüm noktaları

Başkan Trump dün Beyaz Saray'da Sudan ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştiğini açıkladı (AFP)
Başkan Trump dün Beyaz Saray'da Sudan ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştiğini açıkladı (AFP)

ABD ve Sudan arasındaki nefret ve gerginlik dönemi, Washington'un dün bu Afrika-Arap ülkesini 1998'de dahil ettiği terörizmi destekleyen ülkeler listesinden çıkaracağını açıklamasıyla sona erdi. Bu adımla bağlantılı olarak, Hartum ve Tel Aviv ekonomik ve ticari normalleşme için adımlar attı. Beyaz Saray'da gerçekleştirilen sanal bir kutlama töreniyle ABD Başkanı Donald Trump, Sudan Askeri Geçiş Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir araya geldi.
Başkan Trump, Sudan ve İsrail'in aralarındaki ilişkileri normalleştirmeye başlamayı kabul ettiklerini söyleyerek, anlaşmayı Ortadoğu'da barışın inşası için dev bir adım olarak nitelendirdi. ‘Bunun Sudan tarihinde harika bir gün’ olduğunu söyleyen Trump, ‘İbrahim Anlaşması’na daha fazla ülkenin katılacağına söz verdi. Bu ülkelerin yakın gelecekte Beyaz Saray'da bir araya geleceğini de söyleyen Trump'a göre bu sayının en az beş ülke olması muhtemel.
Trump açıklamasında, “Dünyanın her ülkesinden büyük bir coşku görüyorum. İran mutsuz, Hizbullah mutsuz ve Hamas mutsuz ama neredeyse herkes mutlu” dedi.
Netanyahu ise yaptığı açıklamada kararı bölge için ‘yeni bir çağ’ olarak nitelendirerek övdü. İsrail Başbakanı, “Bu yeni bir çağ. Gerçek barış dönemi. Diğer Arap ülkeleriyle kapsamını genişleten bir barış... Bu çağın üç haftasını geride bıraktık. Arap Birliği, 1967 yılında Sudan'ın başkenti Hartum'da şu üç ilkeyi kabul etmişti: İsrail ile barışa hayır, İsrail’i tanımaya hayır ve İsrail’le müzakereye hayır. Ancak Hartum, bugün İsrail’le barışa evet, İsrail’i tanımaya evet ve İsrail’le normalleşmeye evet diyor” şeklinde konuştu.
Netanyahu yaptığı açıklamada, anlaşmaya aracılık ettiği için ABD Başkanı Donald Trump'a teşekkür etti. Ayrıca İsrail ve Sudanlı delegasyonların, ‘tarım, ticaret ve vatandaşlarımız için diğer önemli alanlar da dahil olmak üzere’ çeşitli alanlarda işbirliğini görüşmek üzere yakında toplanacağını söyledi.
Anlaşmanın sağlanmasında önemli bir rol oynayan Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner ise anlaşmadan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Kushner, “Bu deklarasyonun İsrail ile Sudan arasında büyük bir barış anlaşması yaratacağı açıktır. Ve bu kolay değildi” dedi.
Üç ülke tarafından yapılan açıklamada, Sudan ve İsrail'in önümüzdeki haftalarda Beyaz Saray'da resmi imza töreni yapılması şartıyla, tarım, terörizm ve aşırılıkla mücadele odaklı ekonomik ve ticari ilişkilere başlama kararı aldıkları belirtildi.
Bu açıklama, Beyaz Saray'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'ı terörizme destek olan ülkeler listesinden çıkarma kararını resmen imzaladığının, iki ülke arasında anlaşmaya varılan tazminattan 335 milyon dolar transferin ardından imzaladığı duyurunun hemen ardından geldi.

Beyaz Saray: Sudan için bir dönüm noktası
Beyaz Saray tarafından yapılan resmi bir açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bugün ABD ile Sudan arasındaki ikili ilişkilerde tarihi bir adım ve Sudan için bir dönüm noktası. Ülkenin tarihsel ve sürekli demokratik geçişine yeni bir işbirliği ve destek geleceği sağlayacaktır.” Açıklamada, Sudan geçiş hükümetinin ülke için yeni bir yol çizme ve Sudan halkını daha iyi bir gelecek inşa etme konusunda destekleme çabalarına övgüde bulunuldu.
Beyaz Saray, kararı, ABD Kongresi tarafından gözden geçirilmesi ve onaylanması için gerekli 45 günlük süreden başlayarak Kongre'ye resmi olarak bildirdi. Bu, terörizme destek veren ülkeler listesinden kaldırma kararının milletvekillerinin üçte iki çoğunlukla itiraz etmeleri durumu dışında Aralık ortalarında yürürlüğe gireceği anlamına geliyor. Yasa koyucuların bu adımın önemi konusundaki ezici fikir birliği göz önüne alındığında, bu nispeten imkansızdır. Beyaz Saray ayrıca milletvekillerini, 1998 yılında Tanzanya ve Kenya'daki ABD büyükelçiliklerine ve 2000 yılında ABD muhribi ‘Cole’e düzenlenen terör saldırılarının kurbanlarına tazminat ödenmesine izin verecek olan Egemen Bağışıklık Yasasını geçirmeye çağırdı.
ABD ile Sudan arasında 15 Ekim'de imzalanan ikili anlaşmaya göre, Kongre, ülkeyi diğer terörist saldırılarla bağlantılı olarak ABD’de kendisine karşı açılan davalardan korumak için Sudan'ın egemen dokunulmazlığını sağlayan bir yasayı geçirmelidir.
Sudan'ın iki ülke arasındaki anlaşma kapsamında ödediği tazminat, bu yasa yürürlüğe girene kadar askıya alınmış bir hesapta dondurulacak. Kongre kaynaklarının Şarku'l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Dışişleri Bakanlığı ile yasanın bazı muhalifleri arasındaki görüşmelerin, yasanın bu yıl sonundan önce geçirilmesi amacıyla 24 saat görüşüldüğü belirtildi.
Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer ve Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Demokrat Bob Menendez, Sudan'ı 11 Eylül kurbanlarının ailelerinin ABD mahkemelerinde açtığı davalardan muaf tutan herhangi bir yasaya karşı olduklarını ifade ettiler.
Bu davalar hala mahkemelerde görülüyor. Sudan'ın listeden çıkarılması için gerekli olan bu türden bir yasanın çıkarılması bu davaların düşmesine neden olacaktır.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'yu, onaylanmadan önce karar metnine iki temel değişiklik eklemeye çağıran Menendez ve Schumer buna itiraz etti.
Kanun koyucular ve yönetim bu dosyada zamana karşı yarışıyor. Sudan'ın aktardığı 335 milyon dolarlık tazminat, yasa koyucular anlaşmazlıkları çözüp yasayı oylayana kadar ‘askıya alınmış hesapta’ kalacak. Ancak Sudan gelecek yıl bir anlaşmaya varılmazsa parayı tekrar çekmek zorunda kalabilir.
Demokrat Senatör Chris Coons, anlaşmazlıkları çözmeyi çalışacağına söz verdi. Sudan'ın listeden çıkarılmasının önemini vurgulayan Coons, “Trump yönetimi ve Kongre, terör mağdurları ve aileleri için tazminat sağlamak ve adaleti güvence altına almak için Sudan için Yasal Barış veya Egemen Dokunulmazlık Yasasını geçirme çabalarını iki katına çıkarmalı” dedi.
Sudan, teröre destek veren ülkeler listesine girmesi nedeniyle dokunulmazlığını kaybetti. Washington ve Hartum tarafından varılan anlaşma, aynı zamanda, Sudan'ın ABD federal mahkemelerinde devletin terörizm sponsoru olarak aleyhine açılan davalardan muaf tutulmasını sağlamak için yukarıda belirtilen yasayı geçirme çağrısını da içeriyor.

- Washington ve Hartum arasında yıllarca süren gerilim
* Yıllar önce Washington, Sudan'ı ‘kötülük ekseni’ ülkeleri arasında sınıflandırdı. Ancak iki ülke arasındaki ilişkiler, devrik lider Ömer El-Beşir'in geçtiğimiz yıl devrilmesinden bu yana iyileşti.
* Ömer el-Beşir, 1989 yılının Haziran ayında gerçekleştirilen darbesinde iktidara geldi ve Sudan aşırı İslamcı gruplar için bir sığınak oldu. El Kaide lideri Usame bin Ladin'e kucak açtı. Sudan, 1970-1980’li yıllarda uluslararası terörizme karıştığı için dünyanın en çok aranan insanlarından biri olan ve Çakal Carlos olarak bilinen Ilich Ramirez Sanchez'i de kabul etti.
* 1993 yılında: ABD, Sudan’ı terörizme destek veren ülkeler listesine dahil etti.
*1994 yılında: Carlos, Sudan'ın ABD ve Fransa ile gizli bir anlaşma imzalamasının ardından, Hartum'da Fransız karşı casusluk ajanları tarafından tutuklandı.
*1996 yılında: Washington, Sudan'a uluslararası yaptırımlar uyguladıktan sonra ekonomik ambargo uygulayarak Hartum'daki büyükelçiliğini kapattı.
*1998 yılında: ABD, El Kaide örgütünün Kenya ve Tanzanya'daki büyükelçiliklerine düzenlediği saldırılara yanıt olarak Hartum'daki bir uyuşturucu üretim tesisini bombaladı. Washington, tesisin kimyasal silah üretimiyle bağlantılı olduğunu açıkladı ancak Sudan bunu şiddetle reddetti.
*2003 yılında: Hartum'da ABD'nin Irak'ı işgalini kınayan gösteriler sırasında ABD ve İngiliz bayrakları yakıldı.
*2004 yılında: ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, ‘soykırım’ olarak tanımladığı Darfur bölgesindeki ihtilafla ilgili görüşmeler için 1978'den beri Sudan'ı ziyaret eden en üst düzey ABD'li yetkili oldu.
* Yakınlaşma, sonraki yıl halefi Condoleezza Rice'ın ziyaretiyle devam etti.
* 2006-2007 yılında: ABD yaptırımlarını sıkılaştırdı.
* 2008 yılında: Hartum'da ABD’li bir diplomat ve şoförü öldürüldü. Saldırı nedeniyle 4 kişi idam cezasına çarptırıldı.
* 2009 yılında: Hartum, Başkan Barack Obama'nın gelişiyle ‘gerçek bir değişim’ umdu. Ancak Obama havuç ve sopa politikası izledi.
* 2010 yılında: ABD yaptırımları uzatma kararı aldı.



Polonya'dan Avrupalı liderlere Rusya uyarısı

Radoslaw Sikorski, Ukrayna'da düşürülen Şahid-136 drone'unu gösterdi (Reuters)
Radoslaw Sikorski, Ukrayna'da düşürülen Şahid-136 drone'unu gösterdi (Reuters)
TT

Polonya'dan Avrupalı liderlere Rusya uyarısı

Radoslaw Sikorski, Ukrayna'da düşürülen Şahid-136 drone'unu gösterdi (Reuters)
Radoslaw Sikorski, Ukrayna'da düşürülen Şahid-136 drone'unu gösterdi (Reuters)

Polonya Dışişleri Bakanı, Avrupa liderlerine kıtanın doğu kanadına bir drone duvarı inşa etmemenin "sorumsuzluk" olacağını söyleyerek Moskova'nın "Avrupa'nın derinliklerine" saldırma kapasitesine sahip olduğu uyarısı yaptı.

Salı günü Londra'da konuşan Radoslaw Sikorski, Ukrayna'da düşürülen, Rusya tarafından kullanılan Şahid-136 tipi bir drone'u sergileyerek liderleri en az üç yıl boyunca Ukrayna'ya destek sözü vermeye çağırdı.

Ukrayna'nın gelecek üç yıl boyunca savaşmak için kaynak planlaması yaptığını ve Batılı liderlerin, "Putin'i en az bu üç yıl boyunca aynı çizgide kalmaya kararlı olduklarına ikna etmeleri gerektiğini" ifade etti.

Sikorski, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya altyapısına yönelik saldırıları desteklemek için ülkeye uzun menzilli Tomahawk füzeleri sağlamasını umduğunu da sözlerine ekledi.

dvgh
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'ya Tomahawk füzesi göndermeyi düşündüğünü söyledi (AP)

Bu açıklama Trump'ın, ABD yapımı uzun menzilli füzeleri Ukrayna'nın erişimine açmaya istekli olabileceğini ima etmesinin ardından geldi. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, görüşmelerin devamı için cuma günü Washington'a gidecek.

Pazar günü gazetecilere konuşan ABD Başkanı, "Evet, ona [Putin'e], savaş bitmezse, bunu yapabileceğimizi söyleyebilirim" demişti.

Yapmayabiliriz ama yapabiliriz  de... Tomahawk'ların üzerlerine doğru geldiğini görmek isterler mi? Sanmıyorum.

Tomahawk'lar, Ukrayna ordusunun Rusya'da 1600 km menzildeki hedefleri vurabilmesini sağlayacağı için Kiev'in cephaneliğine son derece değerli bir katkı sunabilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin daha önce böyle bir hamlenin Washington'la Moskova ilişkilerine ciddi zarar vereceğini söylemişti.

Sikorski'nin çağrısı, uzmanların yaz boyunca Ukrayna'ya sağlanan askeri yardımlarda keskin bir düşüş olduğuna dair uyarılarının ardından geldi. Alman düşünce kuruluşu Kiel Enstitüsü salı günü yayımladığı bir raporda, Öncelikli Ukrayna İhtiyaç Listesi (Prioritized Ukraine Requirements List / PURL) gibi yenilenen NATO girişimlerine rağmen askeri yardımın 2025'in başından bu yana yüzde 43 düştüğünü belirtti.

dgthy
NATO liderleri çarşamba sabahı bir araya geldi (AP)

Brüksel'de çarşamba günü NATO savunma bakanlarının bir araya geldiği toplantısında liderler, Kiev'e silah sağlayan paketin 4. fazını görüşecek. Görüşmeler öncesinde konuşan ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD'nin, ülkelerden Ukrayna için bu girişime daha fazla yatırım yapmasını beklediğini söyledi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte çarşamba sabahı yaptığı açıklamada askeri ittifak ve Avrupa Birliği'nin, Sikorski'nin çağrısı üzerine bir drone duvarı kurma çabalarında birlikte çalıştıklarını belirtti.

Britanya Savunma Bakanı John Healey ülkesinin jetlerinin, Britanya'nın doğu kanadındaki taahhüdünün bir uzantısı olarak bu yıl sonuna kadar Polonya üzerinde uçmaya devam edeceğini söyledi. NATO toplantısına katılmadan önce gazetecilere, "Ayrıca Ukrayna için drone üretimimizi de artırıyoruz" dedi.

Independent Türkçe


Gazze'nin geleceği: Kuzey İrlanda modeli düşünülüyor

Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)
Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)
TT

Gazze'nin geleceği: Kuzey İrlanda modeli düşünülüyor

Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)
Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)

Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Keir Starmer, ülkenin Kuzey İrlanda'daki militan gruplarla geçmişte yürütülen silah bırakma müzakerelerindeki deneyimine dayanarak, Hamas'ın silahsızlandırılmasında öncü rol üstlenebileceklerini söyledi.

Starmer, BK Parlamentosu'nda dün yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planını överek, "Bu sayede esirler salıverildi, Gazze bombardımanı durdu, ihtiyaç duyulan yardımların girişi başladı. Tarihin korkunç bir sayfasının kapanması için elimizde önemli bir şans var" dedi.

Gazze'de yaşanan iki yılı "cehennem" diye niteleyen Starmer, "Neredeyse tüm Gazzeliler bir aile yakınını kaybetti. Neredeyse 20 bin çocuk öldürüldü" ifadelerini kullandı.

Starmer, ateşkes için arka planda ABD, Arap ülkeleri ve Avrupa ülkeleriyle birlikte çalıştıklarını belirterek, BK'nin Filistin Devleti'ni tanıma kararının da sürece katkıda bulunduğunu vurguladı. Gazze'de barışın ancak iki devletli çözümle sağlanabileceğini de sözlerine ekledi.

Diğer yandan BK Başbakanı, sürecin devam edebilmesi ve ateşkesin korunabilmesi için Hamas'ın silahsızlandırılması gerektiğini savundu. BK'nin IRA'le (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) geçmişte yürüttüğü müzakereleri hatırlatarak, bu süreçte öncü bir rol oynayabileceklerini belirtti:

Elbette bu zor olacak ama hayati önem taşıyor. Kuzey İrlanda'da IRA'le yürütülen süreç de zordu ama kritik öneme sahipti. Bu nedenle, Kuzey İrlanda'daki deneyimlerimize dayanarak, silahsızlanma sürecine katkı sağlamaya hazır olduğumuzu söyledik. Bunun kolay olduğunu savunmuyorum ancak son derece önemli.

Starmer'ın ulusal güvenlik danışmanı Jonathan Powell, Kuzey İrlanda'da yaklaşık 40 yıl süren çatışmaları büyük ölçüde sona erdiren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması'nın baş mimarıydı. Powell, savaş sonrası Gazze'de kurulacak geçiş yönetiminde yer alacak eski BK Başbakanı Tony Blair'le birlikte çalışmıştı.

Katolik ayrılıkçılarla BK yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör saldırılarına sahne olan bu dönemde en az 3 bin 500 kişi hayatını kaybetmişti. Blair yönetiminin hazırladığı, Belfast Anlaşması olarak da bilinen sözleşmeler kapsamında ayrılıkçı IRA'in saldırıları durdurulmuş, Kuzey İrlanda'da Belfast merkezli ve BK'ye bağlı bir hükümet kurulmuş, İrlanda Cumhuriyeti'yle sınır kontrolleri tamamen kaldırılmıştı.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan üç Avrupalı diplomat da Kuzey İrlanda örneğinin Gazze'nin yeniden inşasında muhtemel bir model olarak ele alındığını söylüyor.

Diğer yandan IRA hiçbir zaman Kuzey İrlanda'yı yönetmemişti. Hamas ise 2007'den beri Gazze'nin kontrolünü elinde tutuyor.

Ancak Trump'ın 20 maddelik barış planı kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve bölgenin yönetiminde söz sahibi olmaması talep ediliyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği ve Blair'in de yer alacağı "Barış Kurulu" da bu komitenin faaliyetlerini denetleyecek. Ayrıca bölgeye uluslararası bir polis gücünün konuşlandırılması da öngörülüyor. 

Independent Türkçe, BBC, Reuters


ABD'de 4 bin yıllık insan kafatası bulundu

Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)
Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)
TT

ABD'de 4 bin yıllık insan kafatası bulundu

Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)
Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)

ABD'nin Indiana eyaletinde en az 4 bin yıllık bir insan kafatası parçası bulundu ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" olarak nitelendiriyor.

Fayette İlçesi Adli Tabibi Eddie Richardson, pazartesi günü Yerli Halklar Günü'ne uygun şekilde kafatası keşfini duyurdu.

Adli tıp kurumunun yakın zamanda Facebook'ta paylaştığı bir gönderiye göre insan kalıntıları haziranda Whitewater Nehri kıyısında bulundu ve yerel şerif bürosuna bildirildi.

Radyokarbon tarihleme yöntemini de içeren ön analiz, kafatasının yaklaşık 4 bin 270 yıllık olduğunu, MÖ 2300'den kaldığını doğruladı.

Indiana Eyalet Müzesi ve Tarihi Alanları'na göre bu dönemde küçük alanlarda, büyük Amerikan yerlileri toplulukları yaşıyordu. Amerikan yerlileri ayrıca bitkisel gıdalara giderek daha fazla bağımlı hale geliyordu. Sert granit veya bazalt taşlarından şekillendirilmiş, öğütülerek yapılan taş aletler düzenli olarak ortaya çıkıyordu.

Richardson yaptığı açıklamada, "Bu keşif, toplumumuzun teyakkuzunun ve profesyonel işbirliğinin gerekliliğinin altını çiziyor" diyor. 

Arsa sahibini, sorumlu davranarak bulguyu derhal bildirilmesinden dolayı tebrik etmek istiyorum.

Adli tabip, Indianapolis Üniversitesi İnsan Kimliklendirme Merkezi'nden Dr. Krista Latham'dan yardım aldı ve Georgia Üniversitesi'nin yaptığı testlerle kalıntıların yaşı belirlendi.

gth
Kalıntılar haziranda Whitewater Nehri kıyısında bulundu (Fayette İlçe Adli Tıp Kurumu)

Facebook gönderisinde, "Bugün Yerli Halklar Günü'nü kutlarken, Amerikan yerlilerinin tarihini, kültürünü ve ebedi varlığını onurlandırıyoruz" ifadeleri yer alıyor.

Bu olağanüstü keşif, insanların, bize yuva olan Fayette İlçesi'ndeki bu topraklarda binlerce yıldır yürüdüğünün güçlü ve tevazu uyandıran bir hatırlatıcısı. Hepimizi bu konuyu azami saygı ve özenle ele almaya çağırıyor.

Adli tıp kurumu, "bu atadan kalma keşifle kültürel ve yasal standartlara uygun şekilde ilgilenilmesini sağlama, iade ve saha yönetimiyle ilgili sonraki adımlar hakkında" Indiana Doğal Kaynaklar Departmanı'ndan haber beklediklerini belirtiyor.

Independent Türkçe