Washington, Devrim Muhafızları’na ve İran'ın Bağdat'taki büyükelçisine yaptırım uyguluyor

ABD Hazine Bakanlığı
ABD Hazine Bakanlığı
TT

Washington, Devrim Muhafızları’na ve İran'ın Bağdat'taki büyükelçisine yaptırım uyguluyor

ABD Hazine Bakanlığı
ABD Hazine Bakanlığı

ABD, Perşembe günü çeşitli dosyalar dolayısıyla İranlı yetkililere ve kuruluşlara yeni yaptırımlar uyguladı. İran'ın Bağdat Büyükelçisi İrej Mescidi’yi yaptırımlar listesine dahil eden ABD Hazine Bakanlığı, bu adımın Irak halkını Kudüs Gücü’nün etkilerinden koruma amaçlı atıldığını bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İran rejimi ve bölgeyi istikrarsızlaştırmak için kullandığı ana aracı Kudüs Gücü’nün, Irak halkı aleyhinde kendi çıkarlarını bastırmak amacıyla uzun yıllar Irak'ı sömürdüğü, Kudüs Gücü'nün Irak'taki faaliyetlerinin Irak’ın güvenliği, egemenliği ve refahını baltalamaya devam ettiği belirtildi. Diğer yandan İran Dışişleri Bakanlığı ise, cevaben Tahran'ın ABD'nin Irak Büyükelçisi ve diğer diplomatlara yaptırım uyguladığını açıkladı.
Mescidi’nin Irak'taki Kudüs Gücü'nde üst düzey bir general, aynı zamanda İran'ın Irak Büyükelçisi olduğunu belirten ABD, Mescidi’nin Kudüs Gücü’nün Irak’ta gerçekleştirdiği çeşitli faaliyetleri yıllarca yönettiği, Iraklı milislere eğitim ve destek sağladığı, Kudüs Gücü ile ilgili büyük mali operasyonların önünü açtığını vurguladı. Bununla birlikte Mescidi’nin Kudüs Gücü için kirli yollara başvurduğu, Irak’taki mali operasyonların önü açma yolunda diplomatik konumunu kullandığına değinildi. Mescidi’nin Kudüs Gücü'nün Irak ve Suriye'deki milis gruplarını eğitmedeki rolünü açıkça kabul ettiği, böylece Irak hükümetini zayıflatıp mezhepçiliği artırdığı, Iraklı barışçıl sivil protestocuları şiddetle hedef aldığı belirtildi. Nitekim ABD'ye ve Irak'taki koalisyon güçlerine saldırmaktan sorumlu tutulan grupları yönlendirdiği veya desteklediği, yaptırım listesine alınmasının ABD'nin İran rejiminin bölgedeki zararlı davranışlarıyla yüzleşmeye devam edeceğine dair yeni bir hatırlatma olduğu üzerine duruldu.
ABD Hazine Bakanlığı, 3 Kasım’da yapılması planlanan ABD başkanlık seçimlerini hedef alan bir dezenformasyon kampanyası yürüttükleri gerekçesiyle İran Devrim Muhafızları da dahil olmak üzere İran merkezli beş kuruluşa yaptırım uyguladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, İran rejiminin ABD’deki seçim sürecini hedef alan dezenformasyon kampanyasıyla, seçmenler arasında kaos çıkarmak için art niyetli operasyonlar uyguladığı ifade edildi. Yaptırımlar arasında Devrim Muhafızları’nın propaganda aracı olduğu öne sürülen Bayan Rasaneh Gostar Enstitüsü, İran İslam Radyo ve Televizyonu (IRTVU), Uluslararası Görsel Medya Birliği (IUVM), aynı zamanda Devrim Muhafızları ve Kudüs Gücü dış harekat birimi bulunuyor. Nitekim Hazine Bakanlığı, Gostar Enstitüsü’nden bir ekibin ABD’de faaliyet gösteren şirketlerdeki bazı meselelerden, koronavirüs salgınından yararlanarak ve ABD’li siyasi figürlerin itibarını sarsarak ABD seçimlerini etkilemeyi planladığını belirtti.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) John Ratcliffe, Çarşamba günü Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Christopher Wray ile gerçekleştirdiği basın toplantısında yaptığı açıklamada, İran ve Rusya'nın siber saldırılar başlattığını, seçmen kayıtlarıyla ilgili bilgi aldıklarını, Başkan Donald Trump'ın itibarını sarsmak amacıyla bazı seçmenlere tehdit mesajları gönderdiklerini bildirmişti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, yeni yaptırımların bu suçlamalarla ilgili olup olmadığı netleştirilmedi. Ancak İran hükümetine bağlı kuruluşların medya ajansı kılığına girerek demokratik süreci baltalamak için ABD'yi hedef aldığı belirtildi. İran rejiminin ABD seçimlerini etkilemek için yalan yanlış hikayeler ve yanıltıcı içeriklere başvurduğunu söyleyen ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ise, herhangi bir yabancı tarafın seçim sürecini tehdit edebilecek çabalarına karşı durmaya devam edeceğine söz verdi.



İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
TT

İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)

İşgalci İsrail askerleri, Filistinliler tarafından İsrail'in kuzeyinde ve Ramallah yakınlarında gerçekleştirilen saldırıların ardından, Batı Şeria'daki birçok şehirde yer alan köy ve beldeye boğucu bir kuşatma uyguladı. Bu saldırılar, çeşitli bölgelerde yerleşimciler tarafından Filistinlilere karşı her gün düzenlediği saldırılar ve işgalci İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen tutuklamaların devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Filistinliler tarafından gerçekleştirilen son saldırılardan önce, İsrail'in Batı Şeria'daki saldırıları devam etti. Bu saldırılar sırasında çeşitli koşullarda birçok Filistinli öldü. İsrail, Filistinlilere yönelik baskınlarını, tutuklamalarını ve diğer saldırgan eylemlerini sürdürüyor.

Cuma günü İsrail'in kuzeyindeki Afula yakınlarındaki Beysan kentinde iki İsraillinin öldürüldüğü saldırının ardından, İsrail güçleri saldırının failinin geldiği Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesine boğucu bir kuşatma uyguladı.

fv
İsrail ordusunun dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlediği operasyon sırasında barikatlarla katılan bir yol (AP)

İşgalci İsrail güçleri, Kabatiya ve çevresindeki onlarca eve baskın düzenlerken birçok Filistinliyi gözaltına alarak sahada sorguya çekti. Gözaltına alınanların bir kısmı yakınlardaki gözaltı merkezlerine nakledildi. Gözaltına alınanlar arasında saldırılara karışanlardan Ahmed Ebu er-Rub'un ailesi, arkadaşları ve saldırıyla bağlantılı olduğundan şüphelenilen kişiler de vardı.

Baskın düzenlenen evlerin bazı odaları, ev sakinlerinin gözaltına alınmasının ardından askeri karargaha dönüştürüldü. Diğer evlerin sakinleri ise sokakların ve altyapının geniş çapta tahrip edilmesi ve beldenin yan girişlerinin çoğunun toprak setlerle kapatılması nedeniyle tamamen terk etmek ve bölgenin dışına kaçmak zorunda kaldı.

Öte yandan İsrail, Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah'ın kuzeybatısındaki yaklaşık 10 köye ve beldeye, Modi'in Illit Yahudi yerleşim biriminden 700 metre uzaklıktaki Hashmonaim kontrol noktası yakınlarındaki güvenlik çitine Filistinli silahlı bir kişinin ateş açtığı gerekçesiyle, herhangi bir can kaybı olmamasına rağmen, bir başka boğucu kuşatma uyguladı.

İsrail güçleri, Ni'lin köyünün ana girişini kapatarak insan ve araç giriş ve çıkışlarını engelledi. Kharbatha Bani Harith köyüne giden yol da kapatılırken bölge sakinlerinin giriş-çıkışları sırasında sıkı önlemler alındı. Atara askeri kontrol noktası da kapatıldı. Bunun sonucunda Filistinliler, Ramallah'ın kuzeybatısı ve batısındaki birkaç köye ve beldeye ulaşmalarını engelleyen ciddi bir trafik kriziyle karşı karşıya kaldı.

Filistin hükümetinin bir organı olan Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu, geçtiğimiz ekim ayında yayınladığı bir raporda Filistin topraklarını bölen kalıcı ve geçici bariyerlerin toplam sayısının, askeri kontrol noktaları ve kapılar dahil olmak üzere 916'ya ulaştığını bildirdi. Rapora göre bunların 243'ü 7 Ekim 2023'ten sonra inşa edilen demir kapılardı.

gbh
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlenen operasyona katılan İsrail güçleri (AP)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'un bildirdiğine göre Ramallah yakınlarında meydana gelen olayın milliyetçi bir saldırı değil, bir Filistinlinin kuş avına çıktığı bir olay olduğu sonradan ortaya çıktı. İsrail ordusu tarafından daha sonra yapılan açıklamada, kuş avı için kullanılan silaha el koymak ve soruşturma yapmak amacıyla avcıyı aramak için bölgeye uygulanan kuşatmanın devam ettiği belirtildi.

Tüm bunlar olurken Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde günlük olarak tutuklama kampanyaları da devam ediyor. Bu tutuklama kampanyalarında, çoğu El Halil’den olmak üzere en az 14 Filistinli tutuklandı. Bunların arasında bir kadın ve bir çocuk da vardı. Cuma akşamı İsrail'in kuzeyinde bir bölge sakini tarafından düzenlenen saldırının ardından operasyonun sürdürüldüğü Kabatiya beldesinde tutuklananlar bu sayıya dahil değil.

Öte yandan Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde yerleşimcilerin saldırıları devam ederken, yerleşimciler Ramallah'ın batısındaki Bil'in beldesi girişinde Filistinlilere ait araçlara saldırarak maddi hasara yol açtı. Nablus'un güneyindeki Akraba bölgesine bağlı Khirbet Yanoun yerleşim biriminde yerleşimcilerin düzenlediği başka bir saldırıda bir Filistinli yaralandı.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’na göre işgalci İsrail güçleri ve yerleşimciler kasım ayı boyunca 2 bin 144 saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılardan 360’ı Ramallah ve el-Bireh illerinde, 348’i El Halil’de, 342’si Beytlahim’de ve 334’ü Nablus’ta meydana geldi.


İsrail, Somaliland'ı tanımakla ne kazanacak?

Netanyahu, tanıma anlaşmasının imzalanması sırasında Somaliland Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi yaparken (İsrail hükümeti)
Netanyahu, tanıma anlaşmasının imzalanması sırasında Somaliland Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi yaparken (İsrail hükümeti)
TT

İsrail, Somaliland'ı tanımakla ne kazanacak?

Netanyahu, tanıma anlaşmasının imzalanması sırasında Somaliland Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi yaparken (İsrail hükümeti)
Netanyahu, tanıma anlaşmasının imzalanması sırasında Somaliland Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi yaparken (İsrail hükümeti)

İsrail gazetesi The Jerusalem Post, İsrail'in cuma günü Somaliland’ı tanıdığını duyurmasını manşetine taşıdı. Gazete, bazılarının bunu Afrika Boynuzu'nda yeni bir uluslararası rekabet döneminin başlangıcı olarak görebileceğini belirtti. Ancak asıl mesele, bu konunun gerçekte olduğundan daha çok stratejik bir satranç oyunu gibi görünebileceğiydi.

Somaliland bölgesinin Afrika Boynuzu'nda, Etiyopya ve Cibuti gibi ülkelerle sınır komşusu olduğunu belirtti. Bu tanıma, Akdeniz'den Hint Okyanusu'na deniz taşımacılığı için hayati bir geçiş noktası olan Bab’ul-Mendeb Boğazı ile ayrılan Aden Körfezi ve Kızıldeniz'in çevresiyle ilgili yeni soru işaretlerini gündeme getiriyor. Bu yüzden çok sayıda deniz kuvvetinin varlığının yanı sıra, küresel olarak ticari açıdan önemli bir bölge olarak kabul ediliyor.

Ancak, bu bölgedeki birçok ülke zayıflıkla ya da iç çatışmalarla boğuşuyor. Sudan yıllardır iç savaş girdabında boğuluyor. Somali 1990'ların başlarında büyük ölçüde parçalandı. Bu durum, uluslararası müdahaleye yol açtı. Müdahale, Amerikan askerlerinin öldürüldüğü bir savaşla sonuçlandı. Eritre uzun süredir yoksulluk ve iç çatışmalarla karşı karşıya ve Etiyopya da iç çatışmalara sahne oldu.

fvgthyu
Hargeisa Savaş Anıtı önünde Somaliland bayrağı taşıyan bir genç (AFP)

The Jerusalem Post, Afrika Boynuzu bölgesinin stratejik bir satranç tahtası gibi olduğunu belirtti. Bu bölgede deniz kuvvetlerinin veya askeri varlıkların varlığı önemli görülse de Husilerin Kızıldeniz’de seyrüsefer halindeki gemilere yönelik saldırıları, deniz seyrüseferinin insansız hava araçları (İHA) ve nispeten basit ve ucuz füzelerle tehdit edilebileceğini gösterdi. Somalili korsanlar da küçük tekneler ve Kalaşnikof tüfekleri kullanarak gemileri kaçırmalarıyla biliniyor.

Gazete, Afrika Boynuzu bölgesinin doğal kaynaklardan yoksun olduğunu ve bu yüzden bölgedeki birçok ülkenin zayıf olduğunu da ekledi. Dolayısıyla İsrail'in Somaliland'ı tanıması, büyük stratejik düzeyde bölgedeki ülkelerin çıkarlarının toplamından daha az olabilir. Birçok ülkenin bu bölgede çıkarları olduğu doğru olsa da bu çıkarlar şimdiye kadar sadece sınırlı katılımla sonuçlandı ve çoğu ülkenin kabul ettiği daha önemli öncelikleri bulunuyor.


Lavrov: Rusya, Tayvan'ın her türlü bağımsızlığına karşıdır

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
TT

Lavrov: Rusya, Tayvan'ın her türlü bağımsızlığına karşıdır

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bugün yayınlanan açıklamalarında, Rusya'nın Tayvan'ın her türlü bağımsızlığına karşı olduğunu ve adayı Çin'in ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü söyledi.

Lavrov, Rus haber ajansı TASS'a verdiği röportajda, Japonya'da artan militarizasyona atıfta bulunarak, Japonya'yı “militarizm” eğilimi olarak nitelendirdiği konu hakkında “dikkatlice düşünmeye” çağırdı.

Japonya'yı "militarizm" eğilimi olarak nitelendirdiği ve Japonya'da giderek artan militarizme işaret eden durumu "dikkatlice düşünmeye" çağırdı.