Asya’da koronavirüs vaka sayısı 10 milyonu aştı

Delhi'nin eski semtlerinde bir pazarda maske takan insanlar (Reuters)
Delhi'nin eski semtlerinde bir pazarda maske takan insanlar (Reuters)
TT

Asya’da koronavirüs vaka sayısı 10 milyonu aştı

Delhi'nin eski semtlerinde bir pazarda maske takan insanlar (Reuters)
Delhi'nin eski semtlerinde bir pazarda maske takan insanlar (Reuters)

Asya dünya genelinde koronavirüste 10 milyon vaka sayısına ulaşırken, Hindistan’da vakalar hızla artmaya devam ediyor.
Asya kıtası dünya genelinde 42,1 milyon vakaya ulaşan koronavirüsün yaklaşık dörtte birlik bir kısmını oluşturuyor. 160 bin ölümün yaşandığı Asya’da bu rakam virüs kaynaklı ölü sayısının yüzde 14’üne eşit.
Reuters haber ajansına göre, uzmanlar test sayısındaki eksikliklerin birçok ülkedeki vakaların rapor edilmeme olasılığını göz önünde bulundurarak, gerçek vaka ve ölüm sayısının çok daha yüksek olduğunu dile getiriyor.
Asya'daki bu yükselişe rağmen, virüsün Avrupa ve Kuzey Amerika'da tekrar hızlı yayılmasının aksine, bölge son haftalarda pandemiyle mücadelede genel olarak bir gelişme kaydetti.
Güney Asya'da bildirilen vakaların %21'i ve ölümlerin %12'si ile Hindistan, salgından en kötü etkilenen ülke oldu.
Hindistan, virüsün yayılmasında son zamanlarda yaşanan yavaşlamaya rağmen dünya genelinde ABD’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Hindistan’da günlük 57 bini aşkın yeni vaka kaydediliyor.
Hindistan'da virüs kaynaklı günlük ortalama ölü sayısı hali hazırda 764. Bu dünya çapında virüs nedeniyle her 13 ölümden birini temsil ediyor.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.