Mısır Su Kaynakları Bakanı: ‘Nahda Barajı görüşmeleri, Sudan’ın talebi üzerine askıya alındı’

Mısır Su Kaynakları Bakanı: ‘Nahda Barajı görüşmeleri, Sudan’ın talebi üzerine askıya alındı’
TT

Mısır Su Kaynakları Bakanı: ‘Nahda Barajı görüşmeleri, Sudan’ın talebi üzerine askıya alındı’

Mısır Su Kaynakları Bakanı: ‘Nahda Barajı görüşmeleri, Sudan’ın talebi üzerine askıya alındı’

Mısır Su Kaynakları Bakanı Muhammed Abdulati, Nahda (Rönesans) Barajı ile ilgili görüşmelerin, Sudan’ın talebi üzerine durduğunu açıkladı. Abdulati’ye göre üç ülke arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle müzakereler duraksadı ve Sudan, Afrika Birliği’ne (AfB) dönene kadar da müzakerelerin durgun kalmasını istiyor.
Mısır ve Sudan, Etiyopya barajının güvenliği, kuraklık zamanlarında doldurulması, işletme sistemi ve anlaşmazlıkların çözüm mekanizmalarına ilişkin kurallar şart koşan ‘bağlayıcı’ bir yasal anlaşma çağrısında bulunuyor. AfB, geçen Temmuz ayından bu yana üç ülke arasında bir dizi müzakereye sponsor oldu. Ancak bu müzakereler,
‘anlaşmazlık noktaları’ içeren ‘birleşik bir taslak’ hususunda uzlaşı sağlanamaması nedeniyle geçen Ağustos ayında durdu.
Mısır Su Kaynakları Bakanına göre Mısır, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile Nahda Barajı hakkında görüşüyor. Su payının azalacağı endişesi duyan Kahire, Etiyopya’nın Nil’in ana kolu üzerine inşa ettiği Nahda Barajı hususunda Addis Abada ile olan anlaşmazlığa ilişkin kararlı tavrını sürdürüyor.

Sisi, Cyril Ramaphosa ile telefonda görüştü
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, birkaç gün önce Güney Afrikalı mevkidaşı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, ‘barajın doldurulması ve işletilmesine ilişkin tüm ilgili taraflar arasında bağlayıcı ve kapsamlı bir yasal anlaşma formüle etmek için, özellikle üçlü müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili olarak Mısır’ın Nahda Barajı hususundaki sabitlerine dikkat çekildi.
Bakan Abdulati yaptığı açıklamada, Nahda Barajı’na ilişkin gelişmeler olduğunu belirtirken, ilerleyen günlerde değişikliklerin yaşanacağını kaydetti.
Üçüncüsü düzenlenen ‘Kahire Su Haftası’ etkinlikleri, geçen perşembe günü ‘Kurak Bölgelerde Barış ve Kalkınma İçin Su Güvenliği… Dakar 2021’e giden yol’ sloganıyla sona erdi. Mısır Su Kaynakları Bakanı, Kahire Su Haftası’nın koronavirüs salgını ortasında bir meydan okuma olduğunu söylerken, “Su Haftası, önümüzdeki yıl dördüncü yılında, su sektöründeki en önemli etkilerden biri olarak nüfus artışını dikkate alacak” dedi.
Mısır, Kahire Su Haftası faaliyetlerini, işletmesi ve dolumu hususunda bağlayıcı bir anlaşmaya varmadan önce Etiyopya’yı, Nahda Barajı ile ilgili ‘tek taraflı tedbirler’ almaya devam etmemesi hususunda uyararak başlattı. Mısır Başbakanı Mustafa Medbulli, o dönemde ‘ortak hak ve çıkarları koruyacak şekilde bağlayıcı bir yasal anlaşmaya varmak zorunda olduklarını’ vurguladı. Medbulli, ülkesinin ‘bu anlaşmaya varmak için hem Sudan hem de Etiyopya ile müzakere sürecini sürdürme" konusunda kararlılığını dile getirdi.
Avrupa Birliği’nin (AB) Mısır Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Kahire Su Haftası’nın kapanışında yaptığı konuşmada, ‘vizyon ve ortaklık alışverişinde bulunmak, bu konuda çeşitli deneyim ve uzmanlıklardan yararlanmak, su güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma konularına hizmet etmek amacıyla ve tüm ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde su işleri ile ilgili çeşitli taraflar arasındaki işbirliği araçlarının güçlendirilmesi için bu büyük etkinliğin uygulanmasında ilerlemenin önemine’ dikkati çekti.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı’nın 23 Ekim’de Facebook hesabı aracılığıyla yaptığı açıklamaya göre Kahire Su Haftası, su güvenliğini sağlamak için ilgili çeşitli taraf, kurum ve kuruluşların çabalarını bir araya getirmenin önemine değindi. Su haftası faaliyetlerinde, nehre kıyısı olan ülkelerdeki kuraklık ve sel dönemlerinde risklerden kaçınmak için adil kullanım ve işbirliği ilkelerini benimseme yolunda ciddi adımlar atma ihtiyacı üzerinde duruldu.



Gazze'deki yardım noktalarının yakınında altı haftada 875 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki açlık krizi sırasında Filistinliler bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için çabalarken (Reuters)
Gazze'deki açlık krizi sırasında Filistinliler bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için çabalarken (Reuters)
TT

Gazze'deki yardım noktalarının yakınında altı haftada 875 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki açlık krizi sırasında Filistinliler bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için çabalarken (Reuters)
Gazze'deki açlık krizi sırasında Filistinliler bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için çabalarken (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (UNHCR) bugün, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından yürütülen yardım dağıtım noktalarında ve Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere diğer yardım kuruluşlarının konvoylarının yakınlarında son altı hafta içinde en az 875 kişinin öldürüldüğünü gözlemlediğini açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre can kayıplarının çoğu Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tesislerinin yakınında meydana gelirken, kalan 201 kişi diğer yardım konvoylarının kullandığı güzergahlarda hayatını kaybetti.

GHF, Gazze Şeridi'ne malzeme ulaştırmak için özel Amerikan güvenlik ve lojistik şirketlerini kullanıyor ve bu, İsrail'in Hamas militanlarının sivillere yönelik yardım sevkiyatlarını yağmalamasına olanak sağladığını iddia ettiği BM liderliğindeki bir sistemi büyük ölçüde atlatıyor. Hamas ise bu iddiayı reddediyor.

Örgüt, İsrail'in 11 haftalık yardım ablukasını kaldırmasının ardından, mayıs ayı sonunda Gazze'de gıda paketleri dağıtmaya başladı.

Kuruluş daha önce Reuters'a yaptığı açıklamada, tesislerinde böyle bir olayın meydana gelmediğini söylemiş ve BM'yi yanlış bilgilendirme yapmakla suçlamıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Thameen Al-Kheetan, Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Elimizdeki veriler, insan hakları, insani yardım ve sağlık örgütleri de dahil olmak üzere çeşitli güvenilir kaynaklar aracılığıyla toplanan kendi bilgilerimize dayanmaktadır” dedi.

BM, GHF'nin yardım modelini “doğası gereği güvensiz” ve insani tarafsızlık standartlarının ihlali olarak tanımlıyor.

GHF cuma günü yaptığı açıklamada, beş hafta içinde Gazze'deki Filistinlilere 70 milyondan fazla yemek ulaştırdığını ve Hamas ya da suç çetelerinin diğer yardım kuruluşlarına ait “yardımların neredeyse tamamını yağmaladığını” bildirdi.

İsrail ordusu Reuters'e daha önce yaptığı bir açıklamada, son zamanlarda meydana gelen ölümleri gözden geçirdiğini ve çit ve tabelalar yerleştirerek ve ilave yollar açarak Filistinlilerle İsrail ordusu arasındaki sürtüşmeyi en aza indirmeye çalıştığını belirtti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) daha önce de yardımların şiddet kullanılarak yağmalandığını kaydetmişti.

BM Dünya Gıda Programı (WFP) geçen hafta yaptığı açıklamada Gazze'ye gıda yardımı taşıyan kamyonların çoğunun “aç siviller” tarafından durdurulduğunu ifade etti.