Trump ve Biden'ın endişelerinin başında Ortadoğu geliyor

Trump ve Biden'ın endişelerinin başında Ortadoğu geliyor
TT

Trump ve Biden'ın endişelerinin başında Ortadoğu geliyor

Trump ve Biden'ın endişelerinin başında Ortadoğu geliyor

Ortadoğu, dünya gündeminin merkezinde olmaya devam ediyor. Ancak ABD için daha özel sorunlara neden oluyor. Dış güçlerin desteklediği iç savaş Suriye, Yemen ve Libya’da sürerken İran bu ülkelerde nüfuzunu genişletmeye çalışıyor. Aynı zamanda nükleer faaliyetlerini de sürdürüyor. Trump, İran’ın saldırganlığı karşısında Suudi Arabistan ve Mısır’ın güçlü desteğine odaklanmış durumda. Trump, bölgede “bitmeyen savaş” diye nitelediği çatışmaları sonlandırma ve askeri gücünü geri çekme sözü verdi. Biden, Ortadoğu'nun her yerinde ABD diplomasisini ve askeri politikasını şekillendirme konusunda uzman bakış açısına odaklanıyor. Biden, Irak, İsrail, Suriye, İran ve bölgedeki diğer ülkelerle başa çıkma konusunda tecrübeli bir isim.
ABD, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana barış ve refahı teşvik etmek için ittifaklar ve kurumlar inşa etmeye, bu amaçla yürütülen küresel diplomatik çabalara öncülük etti. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, Dünya Ticaret Örgütü, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ve diğer birçok uluslararası kuruluşun baş mimarlarından biriydi. Trump, ABD'yi ülkesini tükettiğini düşündüğü uluslararası anlaşmalardan ve taahhütlerden çekerek dış yardımı ABD politikalarına destekle ilişkilendirdi.
Biden ise açıklamalarında ABD'nin karşı karşıya olduğu yeni zorluklarla, müttefikleriyle yakın ilişkiler ve uluslararası kurumların iş birliği olmadan başa çıkamayacağını vurguluyor.

Savunma
ABD ordusu, özellikle Afganistan, Suriye, Nijer ve Pakistan gibi bölgelerde savaşlar yürüttüğü ve Cibuti'den Japonya'ya dünyanın her yerinde üsleri bulunduğu için savunma konusu, seçim yarışında geniş bir tartışma alanı işgal ediyor. Trump uzun süredir orduyu savundu, savunma harcamalarını artırdı, Çin ve büyük güçlerle rekabete odaklanarak yeni silah programları ve uzay teknolojisine eğildi. Biden ise yurt dışındaki bazı ABD askeri müdahalelerini desteklerken bazılarına ise ABD'nin yabancı toplumları yeniden şekillendirme yeteneğini sorguladı. Sık sık güç kullanımında dar hedefler çağrısında bulundu.

Kovid-19
Hükümetler, koronavirüsün ortaya çıkmasıyla birlikte salgını kontrol altına almaya yönelik mücadelelerine devam ediyorlar. Kriz, tüm dünyada köklü sosyal ve ekonomik değişikliklere yol açtı. Trump, hastalığın ABD’de kontrol altında olduğuna inanarak uzun süre boyunca virüs tehdidini küçümsedi. Ancak Biden, salgınla yüzleşmek için başkanlık liderliğini güçlendirme ile aşı ve ilaçların test ve üretimini genişletmek için "ne gerekiyorsa" yapma sözü veren ulusal bir plan ortaya koydu.

İklim ve Enerji
Bilim çevreleri, son yıllarda artan karbondioksit, metan ve diğer sera gaz emisyonları nedeniyle iklim değişikliğinin daha önce düşünülenden daha hızlı ilerlediğine dair sert uyarılarda bulunuyor. Trump, iklim değişikliğini ve bundan insan faaliyetlerinin sorumlu olup olmadığını defalarca sorguladı. Fosil yakıt üretiminin genişletilmesi çağrısında bulundu. Diğer yandan Biden, iklim değişikliğini "güvenliğimiz için en büyük tehdit" olarak gördü ve "onunla yüzleşmek" için "devrim gerçekleştirilmesi" çağrısı yaptı. Emisyonları azaltmak, yeni teknolojilere ve altyapıya yatırım yapmak için ulusal bir plan yayınladı.

Terörle mücadele
Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerde, birçoğu siyahi karşıtlığı nedeniyle işlenen silahlı saldırılar ve buna bağlı olarak yürütülen terörle mücadele tartışmaları önemli ölçüde arttı. Yurt dışındaki terörle mücadele operasyonları, 11 Eylül 2001 saldırılarından yaklaşık yirmi yıl sonra yeni nir biçim aldı. Trump’ın teröre karşı çözüm önerisi iç gözetimin artırılması ve Afrika ve Ortadoğu'da insansız hava araçlarıyla saldırıların yapılması oldu. Aynı zamanda göçmenlerin ve mültecilerin kabulüne ilişkin kısıtlamaları sıkılaştırdı. Biden ise bu konuda büyük kuvvetler konuşlandırmak yerine küçük ABD özel kuvvetleri ve hava saldırıları kullanarak yabancı ülkelerdeki terörist ağlarla savaşmaya odaklanan "ek terörle mücadele" stratejisinin büyük bir destekçisi oldu.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.