Antik Mısır’da Kraliyet hazinesinin sorumlusu olan bir kişiye ait mezar bulundu

Antik mezarda bulunan kanopik kavanozlar
Antik mezarda bulunan kanopik kavanozlar
TT

Antik Mısır’da Kraliyet hazinesinin sorumlusu olan bir kişiye ait mezar bulundu

Antik mezarda bulunan kanopik kavanozlar
Antik mezarda bulunan kanopik kavanozlar

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı, Minye şehrindeki Tuna el-Gebel bölgesinde yer alan arkeolojik alanda antik mezarlar bulunduğunu açıkladı.
Bakanlık, Kraliyet hazinesinin sorumlusu olarak görev yapan bir kişiye ait 2 bin 500 yıllık Sawy döneminden mezarlarda taş heykeller ve arkeolojik buluntular olduğunu bildirdi.
Eski Eserler Yüksek Kurulu Genel Sekreteri Dr. Mustafa Veziri, “Mezarlık, kayaya oyulmuş nişlerin bulunduğu büyük bir odaya açılan 10 metre derinliğinde bir mezar kuyusundan oluşuyor” dedi.
Veziri, antik mezarda ‘Horus’un dört oğlu’ şeklinde kanopik kavanozlar bulunduğunu söyleyerek, bunların üzerine mezar sahibinin isimleri ve unvanlarının kazınmış olduğunu belirtti.
Söz konusu yeni keşifte, mezar sahibinin ailesine ait 6 lahitin yanı sıra kendi adını taşıyan mavi ve yeşil mermerlerden oluşan yaklaşık 400 Ushabti heykelinin bulunduğunu dile getiren Veziri, ayrıca kanopik çömlek koleksiyonları, muskalar ve insan formunda dört taş lahit bulunduğunu ifade etti.
Şarku’l Avsat’a konuya ilişkin açıklama yapan İskenderiye Müzesi Eski Eserler Müzesi Müdürü Dr. Hüseyin Abdulbasir ise, yeni keşfin Orta Çağ ve Geç Dönem Mısır dönemine ışık tuttuğunu söyledi.
Abdulbasir, “30’lu yıllarda, Eski Mısır’da bilgeliğin efendisi olan ve maymun olarak tasvir edilen Cehuti’nin mezarları bulundu. Bugün ise Cehuti’nin rahipleri ortaya çıkıyor. Bunlar önemli keşiflerdir” dedi.
Mısır Eski Eserler Misyonu, üst üste dördüncü dönemde bölgedeki kazılarına devam ediyor.
 



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature