İran’dan ABD yaptırımlarını aşmak için petrol karşılığı mal takası önerisi

İran Petrol Bakanı Zengene, çarşamba günü Bakanlar Kurulu toplantısında konuşurken yanında Çalışma ve Sosyal Refah Bakanı Şeriatmedari görülüyor (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Petrol Bakanı Zengene, çarşamba günü Bakanlar Kurulu toplantısında konuşurken yanında Çalışma ve Sosyal Refah Bakanı Şeriatmedari görülüyor (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

İran’dan ABD yaptırımlarını aşmak için petrol karşılığı mal takası önerisi

İran Petrol Bakanı Zengene, çarşamba günü Bakanlar Kurulu toplantısında konuşurken yanında Çalışma ve Sosyal Refah Bakanı Şeriatmedari görülüyor (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Petrol Bakanı Zengene, çarşamba günü Bakanlar Kurulu toplantısında konuşurken yanında Çalışma ve Sosyal Refah Bakanı Şeriatmedari görülüyor (İran Cumhurbaşkanlığı)

İran hükümeti, ABD’nin, petrol satışlarına uyguladığı yaptırımları ve dolarla ticaret yapmasına yönelik engellemelerini atlatma konusunda yeni aşamaya geçerek petrol karşılığında mal takas etme önerisinde bulundu.
İran ekonomisi, ABD'nin İran’ın bankacılık ağına uyguladığı yaptırımları sıkılaştırmasının ardından hükümetin acil önlemler alması sonrası son iki hafta içinde para birimi riyaldeki düşüş nedeniyle büyük zarar gördü. İran bir yandan Japonya, Irak ve Güney Kore'den dondurulmuş mal varlıklarının iadesi için diplomatik faaliyetlerde bulunurken bir yandan piyasalara günlük 50 ila 75 milyon dolar nakit pompalıyor. Piyasalarda yaşanan bu dalgalanma yeni bir fiyat yükselişini tetiklerken insülin gibi ilaçlar da dahil olmak üzere temel ürünler piyasadan bir bir çekiliyor.
İran hükümetinin, son zamanlarda petrolü borsaya arz ederek ön satış yapma fikri, ekonomistlerin uyarılarının ardından başarısız olurken İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene, geçtiğimiz perşembe günü, ABD yaptırımlarına rağmen İran’ın petrol satmasını sağlamak için yeni bir plan açıkladı. Zengene, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile İran’ın bölgesel davranışlarını değiştirmek ve mevcut nükleer anlaşma yerine daha kapsamlı bir anlaşmaya varmak için izlediği azami baskı stratejisinin bir parçası olarak yeniden uygulanan ABD yaptırımlarından etkilenen dış ticareti canlandırmak için Petrol Bakanlığı ile Merkez Bankası arasında petrol karşılığında mal takası için ortak bir planın yürürlüğe girmesini onayladığını duyurdu.
Zanganeh, Sanayi ve Tarım bakanlarının yanı sıra Merkez Bankası Başkanı ile yaptığı ortak toplantının ardından ‘takasın, yaptırımlarla mücadele ve ülkelerle dış ticaretin büyümesinin klasik yöntemlerinden biri’ olduğuna dair inancını dile getirdi. Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti ise ABD’nin, mevcut koşullar altında, İran’ın finans ve bankacılık sektörlerini engellemek için tüm kararları aldığını, bu yüzden takasın, İran ekonomisi önündeki düğümü çözebileceğini söyledi. Himmeti, ülkesinin dış ticaret alanında ‘büyük bir değişime’ şahit olmasını beklediğini ifade etti. Geçtiğimiz aylarda Çin, Venezuela ve Suriye’nin isimleri, İran'ın petrol yaptırımlarını atlatma girişimleriyle ilişkilendirilse de Petrol Bakanı Zengene ve Merkez Bankası Başkanı, petrolü mal ile takas etmek isteyen ülkeleri açıklamadılar. Himmeti, cuma günü, Merkez Bankası’nın petrol ve petrol ürünleri fiyatlarındaki düşüşe rağmen son yedi ayda 18,5 milyar dolar tasarruf ettiğini söyledi.
Himmeti, ‘petrol dışı mallara ek olarak ham petrol ve türevleri ihracatı için çeşitli yolları olduğundan’ ve  ‘nakit rezervi ile ilgili koşulların iyileştiğinden’ bahsederken yaptırımların petrol satışları üzerindeki etkisini ve ABD’nin İran ekonomisine yönelik yeni yaptırımlarını küçümseyerek, İran’ın içinde bulunduğu ekonomik kriz çerçevesinde döviz stokundaki iyileşme olduğu konusunda piyasalara güven vermeye çalıştı. Himmeti, dış ticaretin büyümesiyle ve yerli üretim imkânlarının kullanılmasıyla, petrol karşılığında temel ürünlerin takasının artacağını’ söyledi. Himmeti ayrıca Sanayi Bakanlığı’nın da dış ticaretten sorumlu olmasından ötürü fabrikaların ham madde ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli ithalatlar üzerinde çalıştığını sözlerine ekledi.
İran, takas planını, silah ambargosunun kaldırılmasının ardından temel ihtiyaçlarına göre silah satın alabileceğini açıklamasının üzerinden bir haftadan kısa bir süre geçtikten sonra duyurdu. Nükleer anlaşmayı destekleyen Avrupalı ​​çevreler, ABD’nin silah ambargosunun kaldırılması karşıtı tutumunun öneminin yanı sıra Tahran'ın ekonomik sorunlar yaşarken silah satın alma anlaşmaları yapma şansını da azaltmaya çalıştı.
İran’ın ABD yaptırımları ve ekonomik krizin üstesinden gelmek için petrol karşılığında silah satın almaya başvuracağı varsayımı, aylar önce öne sürülen hipotezlerden biriydi.
Bu arada Mali Eylem İzleme Grubu (FATF) cuma günü, İran ve Kuzey Kore'nin küresel finans sistemi için en tehlikeli ülkeler listesinde kalmaya devam edeceklerini duyurdu.
ABD Hazine Bakanlığı’ndan cuma günü yapılan açıklamada, FATF’nin, ABD ve BM yaptırımlarını atlatmayı ve kitle imha silahlarının yayılmasını hedefleyen fonların izlenmesini güçlendirmek amacıyla kriterlerini değiştirmeyi kabul ettiğini söyledi. Bakanlık, FATF’nin geçtiğimiz hafta yaptığı toplantıda yeni kriterleri onayladığını ve bu tür silahların yayılmasını engellemek için küresel tepkiyi güçlendireceğini söyledi.
Bakanlık açıklamasında ayrıca, “Kuzey Kore ve İran, ABD ve BM yaptırımlarından kaçınmak ve ‘tehlikeli amaçlarını’ sürdürmelerine yarayacak fon akışını sağlamak için FATF üyesi pek çok ülkede kurulmuş paravan şirketler de dahil olmak üzere karmaşık mali ağlara sahip” ifadeleri yer aldı.
Öte yandan İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın İran'ın yarı resmi haber ajansı Fars’ın haberine göre İran-Irak Ticaret Odası Başkanı Yahya İshak, doların 300 bin riyalin üzerine çıkarmasını, ‘kullanılmamış altın bir fırsat’ olarak niteledi. İshak, ülkede para yönetimiyle ilgili bir değişiklik yapılması çağrısında bulundu.
İranlı yetkili açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“İhracat kaynaklarının ülke ekonomisine geri döndürülmesine ihtiyaç duyulmasına rağmen, Merkez Bankası’nın ihracat kaynaklarını kontrol etme ve yönetme yöntemi, sadece etkin bir döviz yönetimiyle sınırlı olmamalıdır. Planların mevcut ekonomik gerçeklere dayandırılması da gerekir.”
İshak, ihracat kaynaklarını yönetme kriterinin ‘bu ürünlerin yönetimi ve ithalatı çerçevesinde değil, ekonomi üzerindeki etkileri’ bağlamında olması çağrısında bulundu.
Kötüleşen ekonomik durum, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile muhalifleri muhafazakarlar ve iktidardaki ortakları arasında, dış politikanın gereklilikleri ve ülke yönetimi konusunda yeniden ortaya çıkan bölünmenin ana nedeniydi.
Bu arada Cumhurbaşkanı Ruhani, tarihte Şiilerin ikinci imamı Hasan bin Ali'nin Muaviye bin Ebî Sufyan'la yaptığı barışı hatırlatarak ABD ile müzakere masasına dönme olasılığına dair küçük bir imada bulundu.
Ruhani göreve geldiği günden bu yana, sorgulanması yönündeki çağrılar da dahil olmak üzere daha önce eşi-benzeri görülmemiş eleştirilere maruz kaldı. Dahası, İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politikalar Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur, Ruhani için idam çağrısında bulundu.
Diğer yandan İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, cumartesi günü bazı eleştirileri ‘saldırgan’ ve ‘yanlış’ olarak nitelendirerek Cumhurbaşkanı ile muhalifleri arasındaki çatışmayı sonlandırdı.
İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Mahmud Vaizi, Hamaney’in desteğinin ‘hükümet ile tüm siyasi taraflar arasındaki son söz olması’ çağrısında bulundu.
Ülkenin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını krizi ve daha önce eşi-benzeri görülmemiş yaptırımlarla karşı karşıya olduğu bir zamanda, kamuoyunun ‘faydasız meselelerle’ meşgul edilmemesi uyarısında bulunan Vaizi, ‘halihazırda var olan tehlikeli durumları en az zararla’ atlatmanın yanı sıra ‘birlik ve uyumu korumanın’ önemine dikkati çekti.



Pentagon: İran'ın saldırısında 81 İHA ve en az 6 balistik füze ABD tarafından düşürüldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Pentagon: İran'ın saldırısında 81 İHA ve en az 6 balistik füze ABD tarafından düşürüldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İran'ın 13 Nisan'da İsrail'e düzenlediği hava saldırısında attığı füze ile insansız hava araçlarından (İHA) 87'sini ABD'nin düşürdüğünü açıkladı.

Pentagon sözcüsü Patrick Ryder, günlük basın toplantısında soruları cevapladı.

Sözcü Ryder, ABD Merkez Komutanlığına (CENTCOM) göre, İran, Irak, Suriye ve Yemen'den İsrail'e yönelik 110 orta menzilli balistik füze, 30 kara seyir füzesi ve 150'den fazla İHA saldırısı yapıldığını söyledi.

Ryder, bunlardan 81 İHA'nın ve en az 6 balistik füzenin ABD tarafından düşürüldüğünü belirtti.

ABD'nin bölgede gerilimin artmasını istemediğini kaydeden Ryder, diğer yandan İsrail'i ve ABD personelini savunmak için gerekli önlemleri almaya devam edeceklerini aktardı.

Ryder, İsrail'in İran'a karşılık vereceğine dair açıklamasıyla ilgili soruları ise "Bu noktada varsayımlara girmek istemiyorum." şeklinde geçiştirerek, bunların İsrail'e sorulması gerektiğini ifade etti.

İran'ın misillemesinde fırlattığı füze ile İHA'ların yüzde 50'sinin başarısız olduğu ve hedefine ulaşmadığı yönündeki bir soruya da Ryder, kürsüden istihbari detaya girmeyeceğini belirtti ve "İsrail'e yöneltilen hava tehdidinin yüzde 99'unun ortadan kaldırıldığını" iddia etti.

Ryder, İran'ın saldırıları başlatmadan önce müttefikleri üzerinden ABD'ye herhangi bir uyarı yapmadığını da söyledi.

Öte yandan, Ukrayna'nın hava savunma önleyicilerinin azalmasıyla ilgili bir soru üzerine de Ryder, Ukrayna'da durumun "vahim" olduğunu dile getirdi.

Rus güçlerinin cephede ilerleme kaydettiğini belirten Ryder, ABD'nin Ukrayna'nın hava savunma ihtiyacını sağlaması gerektiğini bildirdi.

Ryder, "Şu anda olabilecek en önemli şey, Ukrayna'nın savunmasını sürdürebilmesi için gereken desteğin hacmini ve düzeyini alabilmesi için ABD Kongresi'nin ek bütçeyi kabul etmesidir." dedi.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran'ın hava saldırısına karşı "açık ve etkili" şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


UAEA Başkanı Grossi, BMGK'yi, Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik ihlaller konusunda uyardı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

UAEA Başkanı Grossi, BMGK'yi, Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik ihlaller konusunda uyardı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi, Ukrayna'nın doğusundaki Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik ihlallere ve olası tehlikelere dikkati çekti.

Grossi, New York'ta, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine, Rusya ile Ukrayna'nın savaştığı bölgelerde bulunan nükleer santrallerin durumu hakkında bilgilendirme yaptı.

Rusya'nın kontrolündeki bölgede bulunan Zaporijya Nükleer Santrali'ne, 7 Nisan Pazar günü, kasım 2022'den sonra ilk saldırının gerçekleştiğini belirten Grossi, bu saldırıların "olası bir nükleer kaza yaşanma riskini ciddi oranda artırdığını" söyledi.

Grossi, "Yapıya verilen hasar yüzeysel olsa da saldırı, başarılı bir şekilde hedef alınması açısından çok tehlikeli bir emsal oluşturuyor." dedi.

UAEA Başkanı Grossi, bu doğrudan hedef almanın dışında, ana reaktörün çok yakınında iki saldırı daha gerçekleştiğini ve "bu pervasız saldırılara derhal son verilmesi gerektiğini" belirtti.

Rafael Grossi, "Nükleer bir kazaya tehlikeli bir şekilde yaklaşıyoruz. Bunu yapmamalıyız." diye konuştu.

Nükleer güvenlik için daha önceki toplantılarda paylaştığı 5 önemli prensibi hatırlatan Grossi, "Son saldırılar bu hayati önem taşıyan hususların açık bir şekilde ihlalini temsil ediyor." diyerek, BMGK üyelerine önlem alınması için uyarıda bulundu.


İsrail ordusu Batı Şeria'daki bazı kent ve beldelere baskın düzenledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail ordusu Batı Şeria'daki bazı kent ve beldelere baskın düzenledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail ordusunun şafak vakti işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı kent ve beldelerine baskın düzenleyerek çok sayıda Filistinliyi gözaltına aldığı bildirildi.

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail askerleri, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Kalkiliya kentine baskın düzenledi, birçok evde arama yaptı.

Kentte çok sayıda binanın çatısına keskin nişancılar yerleştirilirken, Kalkiliya Eğitim Müdürlüğü okullarda ders saatinin ertelenmesine karar verdi.

Kalkiliya'ya bağlı Habla beldesinde en az 4 Filistinli gözaltına alındı.

İsrail askerleri, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkerim kentlerine de baskın düzenleyerek en az 5 Filistinliyi gözaltına aldı.

Ayrıca İsrail askerleri Beytullahim ve El Halil'e bağlı beldelerin yanı sıra Ramallah kentine de baskın düzenleyerek bazı evlerde arama yaptı.

Baskınlar, Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddetinin arttığı bir zamanda gerçekleştirildi.

- Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere saldırıları arttı

Yasa dışı Yahudi yerleşimciler, 12 Nisan akşamından bu yana Batı Şeria'da pek çok noktada Filistinlilere saldırılarını artırdı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimciler ile İsrail askerlerinin 12 Nisan Cuma gününden bu yana düzenlediği saldırılarda 7 Filistinlinin öldüğünü, 75 Filistinlinin yaralandığını duyurmuştu.

Yerleşimciler, başta Mugayyir köyü olmak üzere Filistinlilere ait köy ve beldelere saldırmış, çok sayıda ev ve aracı ateşe vermişti.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yaklaşık 700 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.


Biden ile Çek Başbakan Fiala'dan "Ukrayna'ya destek" vurgusu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ile Çek Başbakan Fiala'dan "Ukrayna'ya destek" vurgusu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Biden ile Çekya Başbakanı Petr Fiala, Beyaz Saray'daki görüşmelerinde, "ABD ve Avrupa'nın ortak bir şekilde Ukrayna'ya destek vermesinin önemine" vurgu yaptı.

ABD Başkanı Biden, Çekya Başbakanı Fiala'yı Beyaz Saray'da ağırladı ve iki lider bölgesel konuları ele aldı.

Oval Ofis'te basın mensuplarına gündemi değerlendiren Biden ile Fiala, ağırlıklı olarak Ukrayna'ya destek olunmasının önemine işaret etti ve bu konuda iki ülkenin işbirliğinin nasıl artırılabileceği konusuna dikkati çekti.

Biden, ABD Temsilciler Meclisinde halen askıda bulunan Ukrayna'ya destek paketine işaret ederek Avrupa'daki bazı ülkelerin bu konuda daha fazla inisiyatif alabileceğini ve ABD'nin bu ülkelere destek olabileceğini dile getirdi.

Biden ile Fiala, İsrail'e karşı saldırı düzenleyen İran'a da ortak bir şekilde tepkilerini gösterirken, iki isim de İsrail'e desteklerini ifade etti.

Fiala, Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltma yolunda ABD'nin Avrupa'ya daha fazla LNG gazı göndermesinin önemli olduğunu vurguladı ve bu konuda Biden'la istişarede bulunduklarını söyledi.


Arjantinli gazeteci, Devlet Başkanı Milei'ye "hakaret" davası açacağını belirtti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Arjantinli gazeteci, Devlet Başkanı Milei'ye "hakaret" davası açacağını belirtti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail'in Buenos Aires Büyükelçisi'nin Arjantin'de kabine toplantısına katılmasını eleştiren gazeteci Jorge Lanata, kendisine "ağır" ifadeler kullandığı gerekçesiyle Devlet Başkanı Javier Milei'ye dava açacağını söyledi.

İran'ın İsrail'e hava saldırısının ardından "acil" koduyla kabinesini toplayan Milei'nin, İsrail'in Buenos Aires Büyükelçisi Eyal Sela'yı toplantıya davet etmesi ülkede tartışmalara yol açtı.

Arjantin'in ünlü gazetecilerinden Jorge Lanata, İsrailli Büyükelçi'nin kabine toplantısına davet edilmesini eleştirerek, "Milei'nin İsrail için endişelenmesini iyi buluyorum zira onun dış politikasıdır. Ancak iyi bulmadığım şey yabancı bir büyükelçinin ister İsrail'den olsun, isterse Belçika'dan olsun Arjantin'deki kabine toplantısına katılmasını doğru bulmuyorum." ifadelerini kullandı.

Milei, Lanata'nın sözlerine yanıt olarak sosyal medya hesabından, "Jorgito yalan söyleme. Büyükelçi toplantıda İsrail'in resmi duruşunu anlattı ve sonra ayrıldı. Böylece resmi toplantımız başladı." dedi.

- "Başkanla mahkemede görüşeceğiz"

Lanata, Milei'nin sözlerini mahkemeye taşıyacağını belirterek, "Bu durumu avukatımla analiz edeceğiz, eğer bir sonuca varırsak, başkana iftira ve hakaretten dava açacağım. Hakaret etmeyi kendine adet edindi. Başkan'la mahkemede görüşeceğiz." şeklinde konuştu.

Devlet Başkanlığını kazanmasından bu yana gazetecilerle sıklıkla karşı karşıya gelen Milei, Arjantin Gazetecilik Kuruluşları Derneği (ADEPA) ve Arjantin Gazetecilik Forumuna (FOPEA) yönelik "sert" ifadeler kullanmıştı.

Öte yandan İsrail'in Buenos Aires Büyükelçisi Sela, Milei'ye teşekkür ederek, "Arjantin, tarihin doğru tarafında durdu ve İran'ı açıkça kınadı." değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Başkanlığı Sözcüsü Manuel Adorni de basına yaptığı açıklamada, İsrail devletinin egemenliğini "en güçlü" şekilde savunduklarını ve İran'ın hava saldırısını kınadıklarını bildirdi.

İsrail Büyükelçisinin kabine toplantısına 14 Nisan'da davet edilmesi ülkedeki bir kesimce "abartılı" bulunmuş ve eleştirilmişti.


İsrail Genel Kurmay Başkanı: İran'ın saldırıları Orta Doğu'da yeni iş birliği fırsatları oluşturdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail Genel Kurmay Başkanı: İran'ın saldırıları Orta Doğu'da yeni iş birliği fırsatları oluşturdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İran'ın İsrail'e yönelik düzenlediği saldırıların Orta Doğu'da yeni işbirliği fırsatlarına olanak sağladığnı belirtti.

İsrail Ordusundan yapılan açıklamaya göre, Halevi, İsrail'in güneyindeki Beerşeba'da bulunan ve İran'dan düzenlenen saldırılarda zarar gören Nefatim Hava Üssü'nde açıklamalarda bulundu.

Halevi, "İran, Irak, Yemen ve Lübnan'dan İsrail'e 350'den fazla balistik füze, seyir füzesi, insansız hava aracı ve füze fırlatıldı." dedi.

İran'ın saldırılarını durdurmak için bir koalisyonun harekete geçtiğini vurgulayan Halevi, bu şekilde saldırılara karşı konulduğunu ifade etti.

Halevi, İsrail ordusunun ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), İngiltere, Fransa ve ismini açıklamadığı "diğer ortaklarla" birlikte çalıştığını aktardı.

İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarının engellendiğini savunan Halevi, ülkesinin uluslararası ortaklarıyla olan işbirliğine dikkati çekti.

Halevi, ülkesini destekleyen ortaklara teşekkür ederek, "İran'ın saldırıları Orta Doğu'da yeni işbirliği fırsatları oluşturdu." değerlendirmesinde bulundu.

İran'ın saldırılarına karşılık vereceklerine işaret eden Halevi, "Durum değerlendirmeleri yapıyoruz ve hazırlık seviyemizi en üst düzeyde tutuyoruz." diye konuştu.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran’ın hava saldırısına karşı “açık ve etkili” şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


Biden ile görüşen Sudani'den ABD'ye "Gazze" ve "uluslararası hukuk" hatırlatması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ile görüşen Sudani'den ABD'ye "Gazze" ve "uluslararası hukuk" hatırlatması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray'da görüşen Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarını hatırlatarak, "Sivillere, özellikle kadın ve çocuklara yönelik her türlü saldırıyı reddediyoruz." dedi.

ABD Başkanı Biden, Irak Başbakanı Sudani'yi Beyaz Saray'da ağırlarken, iki lider ABD-Irak Stratejik Çerçeve Anlaşması kapsamındaki konuları kapsamlı şekilde ele aldı.

İkili görüşmelerinin öncesinde Oval Ofis'te basın mensuplarına açıklamalar yapan Biden ve Sudani, iki ülke arasındaki stratejik işbirliği konularını değerlendirdi.

Irak Başbakanı Sudani, Orta Doğu'da yaşananlarla ilgili olarak ABD ile her konuda aynı düşünmediklerini ve herkesin uluslararası hukuka uyması gerektiğini vurguladı.

Sudani, isim vermeden İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarına atıf yaparak, "Bölgede olanlarla ilgili fikirlerimiz ayrı olabilir ancak uluslararası insani hukuk konusunda kesinlikle hemfikiriz. Sivillere, özellikle kadın ve çocuklara yönelik her türlü saldırıyı reddediyoruz. Uluslararası normlara ve diplomatik ilişkilere uyulması çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.

Gazze'de binlerce sivilin öldürülmesine neden olan savaşın durmasını istediklerini vurgulayan Sudani, bu yöndeki tüm çabaları desteklediklerini dile getirdi.

- Sudani'den ikili ilişkilere vurgu

Bölgesel açıdan çok zor bir dönemden geçildiğini belirten Sudani, "Bu ziyaret ve görüşme, ikili ilişkilerimizin tarihi açısından son derece önemlidir. Irak ile ABD arasındaki ilişkiler önemli bir dönemeçte." dedi.

İki ülke arasındaki stratejik ortaklığın yarınını konuşmak üzere Beyaz Saray'a geldiğini söyleyen Sudani, "İlişkilerimizi, askeri-güvenlik temelli bir ilişkiden sistematik bir şekilde ekonomi, siyaset, çevre, eğitim ve güvenlik temelli bir işbirliğine geçirmeyi amaçlıyoruz." ifadesini kullandı.

Irak'ın özellikle ekonomik toparlanma ve altyapı yatırımlarına önem verme sürecinde olduğunu anlatan Sudani, bu noktada Stratejik Çerçeve Anlaşması kapsamında ABD ile yakın işbirliği içinde olacaklarını belirtti.

Sudani, hükümetinin söz konusu Stratejik Çerçeve Anlaşmasını hayata geçirme konusunda oldukça ciddi olduğunu vurguladı.

- Irak'taki Amerikan askerlerinin durumu

Sudani ayrıca, Irak'taki Amerikan askerlerinin durumuna ilişkin başlıkların Yüksek Askeri Komite kapsamında ele alındığını ve komiteden çıkacak sonuca uyacaklarını söyledi.

Amerikan askerlerinin durumuna ilişkin detaya girmeyen Sudani, "İki ortak arasında Ortak Güvenlik İşbirliği Diyaloğu yoluyla askeri ve güvenlik alanında sürdürülebilir bir işbirliği için temelleri atıyor olacağız." dedi.

-"ABD-Irak ilişkileri çok önemli"

ABD Başkanı Biden da Irak'ın ABD açısından bölgedeki en önemli ülkelerden biri olduğunu belirtti.

Biden, "Irak ile ABD arasındaki ortaklık hayati öneme sahip. DEAŞ'ı yenmek için son on yıldır askerlerimiz yan yana mücadele ediyor. Bu işbirliğini Stratejik Çerçeve Anlaşması'nda da görüyoruz." dedi.

İki ülke arasındaki ekonomik işbirliği başlıklarını da ele alacaklarını belirten Biden, "Ortaklığımız hem halklarımız hem Orta Doğu hem de tüm dünya için çok önemli." ifadesini kullandı.

- Irak Hükümetinden ziyarete ilişkin paylaşım

Öte yandan Irak Hükümetine ait resmi X hesabından bugün yapılan paylaşımda, Sudani'nin ABD ziyaretinde öne çıkan başlıklara yer verildi.

Paylaşımda, Irak'taki Amerikan askerleriyle ilgili durumdan DEAŞ-Karşıtı Koalisyon ile ilişkilere ve Türkiye ile Irak arasında ulaştırma alanında ilişkilerin daha ileri seviyeye taşınmasına imkan sağlayacak "Kalkınma Yolu Projesi"ne kadar birçok başlığın ele alınacağı vurgulandı.


Biden ailesi 2023'te yaklaşık 620 bin dolar kazandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ailesi 2023'te yaklaşık 620 bin dolar kazandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Joe Biden ve eşi Jill Biden'ın 2023 mali yılında yıllık brüt gelirinin 619 bin 976 dolar olduğu ve 146 bin 629 dolar federal gelir vergisi ödediği bildirildi.

ABD'de bireysel gelir vergisi beyanında bulunulması için son gün olan ve "Vergi Günü" olarak adlandırılan 15 Nisan'da Biden ailesinin vergi beyannamesi yayımlandı.

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Biden ve eşinin birlikte gelir vergisi beyanında bulunduğu ve brüt gelirlerinin 619 bin 976 dolar olduğu belirtildi.

Açıklamada, Biden ailesinin 2023 mali yılında 146 bin 629 dolar federal gelir vergisi ödediği kaydedildi.

Ayrıca Biden ve eşinin Delaware eyaletine 30 bin 908 dolar ve Virginia eyaletine 3 bin 549 dolar gelir vergisi ödediği belirtilen açıklamada, Biden ailesinin 17 farklı hayır kurumuna 20 bin 477 dolar bağışta bulunduğu aktarıldı.

Açıklamada, "Başkan Biden, Amerikan halkına karşı şeffaf olma konusundaki kararlılığını bir kez daha göstererek, görevdeyken en fazla vergi beyannamesini yayımlayan başkan oldu." ifadeleri kullanıldı.

Biden'ın selefi Eski ABD Başkanı Donald Trump, dört yıllık görev süresi boyunca vergi beyannamelerini açıklamayı reddetmişti.

- ABD'de Vergi Günü

ABD'de bireysel gelir vergisi beyannamelerinin federal hükümete sunulduğu son gün Vergi Günü olarak adlandırılıyor.

Genellikle 15 Nisan olarak belirlenen bu gün, hafta sonu veya tatil günlerine denk gelmesi halinde bir sonraki iş gününe sarkıyor.

ABD'de bu yıl 29 Ocak'ta başlayan vergi beyanında bulunma süreci 15 Nisan yerel saatle gece yarısı sona eriyor.

ABD Gelir İdaresi (IRS) tarafından yapılan açıklamada, 6 Nisan itibarıyla 100 milyondan fazla bireysel vergi beyannamesinin işleme konduğu bildirildi.

Açıklamada, vergi beyanında yılın en yoğun zamanı olan nisan ayı dolmadan on milyonlarca kişinin daha vergi beyanında bulunmasının beklendiği aktarıldı.

Yaklaşık 19 milyon vergi mükellefinin 15 Ekim'e kadar uzatma başvurusunda bulunacağının da tahmin edildiği belirtilen açıklamada, vergi beyannamesi verme sürecinin başladığı ocak ayından bu yana IRS'in nisan başına kadar 200 milyar dolardan fazla vergi iadesi yaptığı kaydedildi.


ABD Savunma Bakanı Austin, İsrail'e desteklerini yineledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD Savunma Bakanı Austin, İsrail'e desteklerini yineledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile yaptığı telefon görüşmesinde, ülkesinin İsrail'in savunmasına verdiği desteği sürdüreceğini belirtti.

Pentagon'dan yapılan açıklamada, Austin'in İsrailli mevkidaşı Gallant ile telefon görüşmesinde "İran'ın İsrail'e 13 Nisan Cumartesi günü düzenlediği, ABD, İsrail ve müttefik kuvvetlerin ortak savunma operasyonuyla engellediği saldırıların sonuçlarını" ele aldığı ifade edildi.

Açıklamada, Austin'in ülkesinin İsrail'in savunmasına desteğini ve "stratejik bölgesel istikrar hedefini" teyit ettiği bildirildi.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran’ın hava saldırısına karşı "açık ve etkili" şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


İsveç'te eski Suriyeli general savaş suçları davasında yargılanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsveç'te eski Suriyeli general savaş suçları davasında yargılanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsveç'te, eski Suriyeli General Muhammed Hamo ülkesindeki iç savaşta işlenen suçlardaki rolü nedeniyle yargılanıyor.

Ülke basınındaki haberlere göre, başkent Stockholm'daki Bölge Mahkemesinde görülen davada, 65 yaşındaki eski general, Suriye iç savaşında Ocak-Temmuz 2012'de tuğgeneral olarak görev yaptığı dönemde "ayırt etme, tedbir ve orantılılık ilkesini ihlal eden sistematik saldırılar" içeren operasyonlara katılmakla suçlanıyor.

Hamo, suçlu bulunursa İsveç yasalarına göre, "20 ila 25 yıl" olan ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir.

Savcı Karolina Wieslander, mahkemede Suriye ordusuna "tavsiye ve eylem" yoluyla savaşa katkıda bulunan Hamo'nun "stratejik kararlar alma ve askeri operasyonları icra etmede" kritik konumda bulunduğunu ifade etti.

Hamo'nun avukatı Mari Kilman ise müvekkilinin "askeri bağlamda hareket ettiği ve emirlere uymak zorunda olduğu" için yaptığı yanlışlardan sorumlu tutulamayacağını belirterek, masum olduğunu savundu.

Davanın 18 gün sürmesi, son celsenin ise 21 Mayıs'ta yapılması bekleniyor.

Eski general, Temmuz 2012'de Suriye ordusuna isyan ederek, rejim karşıtı güçlere katılmıştı.

Aralarında savaşta yaralanan Fransız gazeteci ve İngiliz fotoğrafçının bulunduğu 8 kişinin, hakkında suç duyurusunda bulunduğu Hamo, Aralık 2021'de tutuklanmış ancak 2 gün sonra delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılmıştı.

General Muhammed Hamo, Suriye iç savaşında işlenen savaş suçlarındaki rolü nedeniyle Avrupa'da yargılanan ilk Suriyeli yetkili olacak.