Bahreynli Yahudiler, barış anlaşmasının ailelerini yeniden bir araya getirmesini umut ediyorlar

Bahreyn Şura Konseyi üyesi Nanci Huduri.
Bahreyn Şura Konseyi üyesi Nanci Huduri.
TT

Bahreynli Yahudiler, barış anlaşmasının ailelerini yeniden bir araya getirmesini umut ediyorlar

Bahreyn Şura Konseyi üyesi Nanci Huduri.
Bahreyn Şura Konseyi üyesi Nanci Huduri.

İsrail ile Bahreyn arasındaki barış anlaşmasını önemli ve cesur bir karar olarak niteleyen Bahreynli Yahudi aileler bunun ülke tarihinin dönüm noktası olduğu görüşündeler. Aileler söz konusu adımın 1948’de ana vatanlarından ayrılarak başta İsrail olmak üzere tüm dünyaya yayılan aile bireylerinin geri dönüşüne katkı sağlamasını bekliyorlar.
Yahudilerin Bahreyn’den gönüllü göçleri, Araplar ile İsrail arasındaki iki büyük savaşın ardından, 1948 ve 1967’de iki dalga olarak gerçekleşmiş, göç edenlerden küçük bir kısmı İsrail’e, diğerleri de İngiltere, Kanada ve ABD’ye yerleşmişti.
Şura Konseyi üyesi Nanci Huduri, İsrail ile barışın Körfez bölgesinde ve Ortadoğu'da barışın sağlanması yolunda atılan tarihi bir adım olduğunu söyledi. İki ülke arasındaki diyalogun ve doğrudan ilişkilerin olumlu gelişmelerin inşasına yardımcı olacağına, bölgede istikrar, güvenlik ve refahı destekleyeceğine olan inancını dile getirdi.
Söz konusu kararın Yahudi ailelerde aşkınlığa neden olduğunu belirten Şura Konseyi eski üyesi İbrahim Nunu de memnuniyetle karşıladığı bu adımın Bahreynli Yahudilerin bölgeye dönüşünü, atalarının mezarlarını ziyaret etmelerini ve ailelerin yeniden bir araya gelmesini sağlayacağını kaydetti. Söz konusu gelişmenin iki tarafa da fayda sağlayacağını ve Bahreyn tarihinin İsraillilerin dikkatini çektiğini belirten Nunu, Kudüs tarihi üzerine durulması için İsrail'e bir öğrenci heyeti gönderilmesi teklifinde bulundu. İsraillilerin ülkeye yapacakları ziyaretlerin Bahreyn'deki sinagogun faaliyetlerini büyük ölçüde hareketlendireceğini ifade eden İbrahim Nunu ülkedeki Yahudi topluluğunun din konusunda eğitimli ve tecrübeli bir Bahreyn hahamına ve bir Yahudi okuluna ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Manama mahallelerinde 1872’den bu yana kökenleri Irak’ın Bağdat ve Basra şehirlerine, hatta İran’daki Buşehr’e dayanan Bahreyn Yahudileri yaşıyor. O dönemde sayıları yaklaşık bin 300 kişiye ulaşan Bahreynli Yahudilerin çoğu sarraflık, emlakçılık ve ticaret, özellikle tekstil ve dikiş alanlarında çalışmıştı. 1880’lerin sonunda Bahreyn'de yaşayan ilk Yahudiler tütün satıcısı olarak işe başlamıştı. Ardından un, kumaş ticareti ve sattığı kadın abiyeleri ile meşhur olan Salih Eliyahu Yadkar da onlardan biriydi. 1910’larda Bağdat’tan dönen grubun başında ise yine önce tütün satan, sonradan parfüm satıcılığına başlayan İshak Seviri de vardı. Aynı zamanda ünlü Yahudi ailelerinden Nunu, Huduri, Robin ve Kohen aileleri de bu gruptandı. Charles Belgrave'nin “Personal Column” adlı kitabında yer alan istatistiklere göre 1940'larda Bahreyn’de 300 ila 400 arasında Yahudi bulunuyordu. İbrahim Kohen, Bahreyn’deki Yahudilerin çoğunun Irak ve Güney İran'dan geldiğini, sayılarının en fazla bin 300’lere ulaştığını belirtti.
Yahudiler, Bahreyn’de varlıklarının artış gösterdiği 1940’larda güzel ahlakları ve dürüst davranışları sayesinde saygı görmüş, takdir edilmiş ve böylece topluma hızla entegre olmuşlardı. Bahreyn hükümeti, Şeyh İsa bin Ali Âl Halife hükümdarlığında, 1919 yılında ilk belediye olan Manama kurulduğunda Yahudi topluluğundan bir üyeyi konseyde belediyeyi temsil etmesi için seçmişti.



Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yaptı

TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yaptı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yaptı

ABD ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasında, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in daveti üzerine düzenlenen Beşinci KİK-ABD Zirvesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti kapsamında bugün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da başladı.

Zirvede başta ekonomi, ticaret ve yatırım olmak üzere bölgesel güvenlik ve siyasi durumla ilgili çeşitli dosyalar ele alınıyor.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, bu zirvenin ABD ile iş birliğinin bir uzantısı olduğunu ve ABD ile Körfez ilişkilerinin stratejik bir ortaklık teşkil ettiğini vurguladı. Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yapan Muhammed bin Selman, 2024 yılında KİK ülkeleri ile ABD arasındaki ticaret hacminin yaklaşık 120 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, “Bu zirve bizi ABD'ye bağlayan stratejik ilişkinin bir uzantısıdır. Ülkelerimizin ve halklarımızın arzularını karşılamak üzere ilişkilerimizi güçlendirmek ve geliştirmek için birlikte çalışma isteğimizi yansıtmaktadır” ifadelerini kullandı.

7u8
Körfez liderleri ve temsilcilerinin Riyad'daki KİK-ABD Zirvesi sırasında ABD Başkanı Donald Trump'la çektirdikleri toplu fotoğraf (Reuters)

Bölgedeki zorlukların büyüklüğünden bahseden Muhammed bin Selman, “Bölgemizin yaşadığı zorlukların büyüklüğünün farkındayız… Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak için kalıcı bir çözüm bulunmalı” dedi.

Muhammed bin Selman, Filistin sorununa Arap Barış Girişimi ve uluslararası kararlar doğrultusunda bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi.

Veliaht Prens bölgedeki zorluklara da değinerek, bölgedeki zorlukların büyüklüğünün farkında olduğunu vurguladı. “Yemen'de kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşılması için Yemenli taraflar arasında diyaloğu teşvik ediyoruz” diyen Muhammed bin Selman, Suriye'nin toprak bütünlüğünün önemini vurgulayarak ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımları kaldırma kararını övdü.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, bölgenin istikrarı için ABD ile iş birliği ve koordinasyonu sürdürmek istediklerini söyledi.

Hindistan ile Pakistan arasındaki ateşkesi de memnuniyetle karşıladığını ifade eden Muhammed bin Selman, “Bunun gerilimin kontrol altına alınmasına ve sükûnetin sağlanmasına katkıda bulunacağını umuyoruz” dedi.

Ukrayna konusunda ise “Ukrayna krizinin çözümüne yardımcı olmak için çabalarımızı sürdürmeye hazırız” şeklinde konuştu.

KİK ülkeleri ABD ile yakın ticaret ve yatırım bağlarına sahip; aralarındaki ticaret hacminin 2025 yılında 180 milyar doları aşması öngörülüyor.

Kral Abdulaziz Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen zirvede, bölgedeki ve dünyadaki ekonomik durumun yanı sıra İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı, ateşkes ve yardım girişi ele alınacak. Gazze Şeridi’ne yardım girişi için yeni bir mekanizma önerilecek. Ayrıca ABD'nin İran'la yürüttüğü nükleer müzakereler ve iki taraf arasında yaşananların ayrıntıları ile bölgeye barış getirmenin yolları da ele alınacak.

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump, KİK-ABD Zirvesi sırasında yaptığı açıklamada, Körfez ülkelerinin gelişmiş ve müreffeh ülkelerin başında geldiğini ve dünyanın Körfez ülkelerindeki fırsatları takip ettiğini söyledi.

İran konusuna da değinen Trump, İran'ın bölgedeki vekalet savaşlarını durdurması gerektiğini belirterek, Tahran’ın nükleer silah elde edemeyeceğini, İran'la bir anlaşma yapmak istediğini, ancak İran'ın terörü desteklemeyi bırakması gerektiğini vurguladı.

gthyjuık
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ev sahipliğinde ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. (AFP)

Suriye konusunda ise Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı istişarelerin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılması talimatını vereceğini bildirdi ve ülkesinin yeni Suriye hükümetiyle tüm ilişkileri normalleştirmek için çalışacağını kaydetti. Trump, “Suriye ile ilişkileri normalleştirmek Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Riyad'da yaptığımız görüşmeyle başladı” dedi.

dfrgthy
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ev sahipliğinde ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. (AFP)

Trump Lübnan'la ilgili olarak, Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı ve başbakanla birlikte bir fırsata sahip olduğunu ve Lübnan'da Hizbullah'tan arınmış bir gelecek için gerçek bir şans olduğunu belirtti.

Mevcut zirve, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı, İran-ABD müzakereleri, ‘İran ekseni’ olarak adlandırılan yapının gerilemesi ve ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetimi arasındaki perde arkası gerilimler gibi bölgedeki önemli değişikliklerin arka planında gerçekleşiyor.

KİK ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklık, çeşitli siyasi, ekonomik, ticari ve yatırım alanlarında iş birliğinin geliştirilmesine katkıda bulunan güçlü ilişkilere ve ortak çıkarlara dayanıyor. Siyasi, askeri, ekonomik ve diğer yönler de dahil olmak üzere uzmanlık alanlarındaki uygulamaları takip etmek üzere ortak çalışma grupları için örgütsel bir çerçeve oluşturulmuş ve söz konusu ortaklık bu yönlerin ötesine geçerek kültür ve eğitim alanlarını da kapsamıştır.

Suudi Arabistan daha önce dört zirveye ev sahipliği yaptı. Zirvelerin ilki Mayıs 2015'te Camp David'de gerçekleşti. İkincisi Nisan 2016'da, üçüncüsü ise Trump'ın ilk döneminde katılımıyla Mayıs 2017'de Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirildi. Dördüncüsü ise Temmuz 2022'de Mısır, Ürdün ve Irak'ın da aralarında bulunduğu Arap ülkelerinin katılımıyla gerçekleşti.