UMH, Türkiye ile askeri işbirliğini Cenevre Anlaşması'nın dışında bırakmaya çalışıyor

Hafter’den UMH ve Türkiye ile Katar’ın yeni anlaşmalarına tepki

LUO, silahlı çatışmaların tekrar başlamasından endişe ediyor (EPA)
LUO, silahlı çatışmaların tekrar başlamasından endişe ediyor (EPA)
TT

UMH, Türkiye ile askeri işbirliğini Cenevre Anlaşması'nın dışında bırakmaya çalışıyor

LUO, silahlı çatışmaların tekrar başlamasından endişe ediyor (EPA)
LUO, silahlı çatışmaların tekrar başlamasından endişe ediyor (EPA)

Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu (LUO), 26 Ekim’de Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Katar ile imzaladığı sürpriz güvenlik anlaşmasını reddettiğini açıkladı. Diğer yamdan hükümetin troykası içindeki taraflar, geçen yıldan bu yana Türkiye ile askeri ve güvenlik işbirliği hususunda tartışmalı anlaşmaya, yakın zamanda Birleşmiş Milletler (BM) tarafından açıklanan Cenevre Anlaşması’yla bir istisna getirmeye çalışıyor.
Katar ve Türkiye’nin Cenevre Anlaşması’nı bozmaya yönelik ortak müdahalesinin, General Hafter’in en büyük endişelerinden birini oluşturduğu görüldü. Öyle ki LUO Sözcüsü Ahmed el-Mismari, yaptığı açıklamada, “Terörizmin en büyük destekçisi olan Katar devletinin bugün Libya’daki ajanlarını kullanarak güvenlik anlaşmaları imzalamak için yaptığı şey, 5+5 Cenevre Diyaloğunun sonuçlarının ihlali ve Libya ordusu subaylarının Cenevre’de kararlaştırdığı ateşkesi baltalamaya yönelik kötü niyetli bir girişimdir” ifadelerini kullandı.
26 Ekim’de UMH’ye bağlı İçişleri Bakanlığı, Katar ile terörizm, uyuşturucu ve kara para aklamayla mücadele konusunda sürpriz bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Anlaşma, Katar Emiri Temim bin Hamad Al Sani ile Libya’daki koşullara ilişkin son gelişmeleri görüşmek üzere Doha’ya yapılan ani ziyarette gerçekleşti. Anlaşma, Al Sani’nin UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa ve Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale ile görüşmesiyle eş zamanlı olarak imzalandı. Bu çerçevede UMH güçleri tarafından başlatılan Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) Operasyonu, Türkiye ile askeri eğitim ve işbirliği anlaşması kapsamında kuvvetlerine eğitim desteği verilmeye devam ettiğini gösteren fotoğraflar dağıttı.
Cenevre Anlaşması’nın örtülü bir reddi olarak Yüksek Devlet Konseyi, başkent Trablus’taki karargahından, “Bu, meşru yönetim ile isyancı güç arasındaki bir anlaşmadır” dedi. Zorla iktidarı ele geçirmekle suçladığı LUO güçlerine atıfta bulunarak, “bu anlaşmanın, hiçbir şekilde saldırgan gücün meşruiyetinin açık veya zımni olarak tanınması anlamına gelmediğini” belirtti. Anlaşmanın, UMH’nin Türkiye ile yaptığı hukuki anlaşmaları içermediğini ve başkente yönelik saldırı döneminde işlenen suçları yok etmediğini ifade etti.
UMH’ye bağlı Savunma Bakanı Salah en-Nimruş, ‘Türk müttefikiyle ortak işbirliğinin güçlendirildiğini ve aldıkları eğitim programının devam ettiğini belirtti.
Nimruş, geçen pazar akşamı yaptığı sürpriz bir açıklamada, “Kuvvetlerimiz için güvenlik ve askeri eğitim alanlarında Türkiye ile işbirliğinin, hiçbir ateşkes anlaşmasıyla yakından veya uzaktan ilgisi yoktur” dedi. Bakan, özellikle de Libya’da ateşkesin ve barışın sağlanması halinde güvenlik ve askeri eğitim anlaşmalarının bugün her zamankinden daha fazla odaklanılması gereğini vurguladı. Terörizme karşı mücadele edebilen ve sınırları koruyabilen askeri kuvvetler inşa etmeye yönelik eğitim anlaşmalarının devam ettiğine dikkati çekti.
Birleşmiş Milletler’in Libya’daki Misyonu (UNSMIL) tarafından denetlenen 5+5 askeri komite tarafları arasındaki ilkesel anlaşmaya ilişkin ‘şartlı pozisyonunu’ dile getiren Salah en-Nimruş, kuvvetlerinin uluslararası toplum tarafından desteklenen ateşkese bağlı olduğunu, ancak Hafter’in seferberlik, tahkimat, kamp kurma ve paralı askerlerin nakli operasyonlarına hala devam ettiğinin altını çizdi.
Pompeo’dan yabancı kuvvetlerin çekilmesi çağrısı
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Libya’daki ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşılarken, tüm yabancı kuvvetlerin ülkeden geri çekilmesi çağrısında bulundu.
Pompeo, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Libya’daki ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve Libyalı liderleri ülkelerinin çıkarlarını ön planda tuttukları için takdir ediyoruz” dedi. ABD’li Bakan, tüm tarafların bu anlaşmaya uymasını ve tüm yabancı güçlerin Libya’yı terk etmesi gerektiğini vurguladı.
Mike Pompeo’nun tweeti, UNSMIL Başkan Vekili Stephanie Williams’ın Libya’daki çatışma taraflarının ateşkes anlaşması imzaladıkları açıklaması sonrasında geldi.
26 Ekim itibariyle petrol sahaları açıldı
Diğer taraftan Ulusal Petrol Kuruluşu (NOC), 10 aylık kapanışı sonrasında Libya’nın güneybatısında petrol bölgesi olan el-Fil sahasındaki ‘mücbir sebep’ statüsünün kaldırıldığını ve 26 Ekim itibariyle tüm Libya sahaları ve limanlarındaki kapanışların tamamen sona erdiğini duyurdu.
Kuruluş, yaptığı açıklamada, Mellitah şirketinin sahayı işletmekten sorumlu operatörüne üretime başlaması ve ham petrolü önümüzdeki günlerde kademeli olarak normal seviyelerine döndürmesi için talimat verildiğini belirtti.
Kuruluşun Başkanı Mustafa Sanaullah, “Libyalılar, kuşatmanın günlük yaşamlarına son derece olumsuz etkileri olduğunu anladılar ve doğru gerekçelerle üretimin geri dönmesini güçlü şekilde destekliyorlar” dedi.
‘Mücbir sebep’, anlaşma taraflarının kontrolü dışındaki olaylar nedeniyle petrol sözleşmelerinin uygulanmamasından kaynaklanan yükümlülükleri ve yasal sorumluluğu yerine getirmek için geçici şekilde iş durdurma anlamına geliyor.



İsrail ordusu, Hamas’ın mali sorumlusunu öldürdüğünü açıkladı

Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
TT

İsrail ordusu, Hamas’ın mali sorumlusunu öldürdüğünü açıkladı

Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)

İsrail ordusu, bugün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’de Hamas’ın askerî kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın finans bölümünde görevli olduğu belirtilen Abdülhay Zakkut’un öldürüldüğünü duyurdu.

Ordunun sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail Savunma Kuvvetleri ile iç istihbarat servisi Şin Bet’in ortak faaliyeti kapsamında, yaklaşık iki hafta önce Gazze kentinde yaşayan ve Hamas’ın askerî kanadının mali yapılanmasında yer alan Abdülhay Zakkut etkisiz hâle getirildi” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Zakkut’un Raid Saad adlı kişiyle birlikte bulunduğu sırada aracında hedef alındığı belirtildi. Son bir yıl içinde Zakkut’un, Hamas’ın askerî kanadına aktarılmak üzere onlarca milyon dolar toplamak ve transfer etmekten sorumlu olduğu, bu kaynakların İsrail’e karşı yürütülen çatışmaların sürdürülmesi amacıyla kullanıldığı öne sürüldü.

İsrail ordusu, yaklaşık iki hafta önce Gazze kentinde bir araca düzenlenen hava saldırısında Raid Saad’ın da öldürüldüğünü açıklamış, Saad’ı 7 Ekim 2023’teki saldırıların planlayıcılarından biri olarak tanımlamıştı.

Saad’ın, ekim ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana Hamas içinde öldürülen en üst düzey isim olduğu belirtilirken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yisrael Katz, söz konusu saldırının Gazze’nin güneyinde iki İsrail askerinin el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralanmasına misilleme olarak gerçekleştirildiğini ifade etmişti.

Cibaliya’da bir kişi hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı

Filistin kaynakları, İsrail ordusunun bugün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya’da düzenlediği saldırılarda bir Filistinlinin hayatını kaybettiğini, dört kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı SAFA’ya göre İsrail güçleri Cibaliya beldesindeki el-Curn bölgesinde bir Filistinliyi ateş açarak öldürdü. Ayrıca İsrail topçusunun sabah saatlerinde Gazze Şeridi’nin doğusundaki bölgelere yoğun atışlar yaptığı, savaş uçaklarının ise Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’un doğusuna iki hava saldırısı düzenlediği aktarıldı.

Ajans, Han Yunus’ta çok sayıda sivil yerleşimin geniş çaplı yıkıma uğradığını da kaydetti.


Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
TT

Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Başkanı Burhanettin Duran, bugün yaptığı açıklamada, Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan özel uçağın Ankara yakınlarında düşmeden önce elektrik arızası bildirdiğini ve acil iniş talebinde bulunduğunu söyledi.

Açıklamada ayrıca, Dassault Falcon 50 tipi uçağın dün TSİ 17:17'de Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru havalandığı ve TSİ 17:33'te elektrik arızası nedeniyle hava trafik kontrolüne acil durum bildirdiği belirtildi.

Libya ve Türk yetkililer, kazada üç mürettebat da dahil olmak üzere 8 kişinin öldüğünü açıkladı.

Duran, hava trafik kontrolünün uçağı Esenboğa Havalimanı'na yönlendirdiğini ve acil durum prosedürlerinin uygulandığını, ancak uçağın iniş sırasında 17:36'da radar ekranlarından kaybolduğunu ve iletişimin kesildiğini söyledi.

gthyu
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün Ankara'da Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali el-Haddad ile görüşmesi sırasında (Türkiye Savunma Bakanlığı- X)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya daha önce yaptığı açıklamada, uçağın Ankara'nın Haymana ilçesi üzerinde uçarken acil iniş talebinde bulunduğunu ve enkazın daha sonra aynı ilçenin Kesik Kavak köyü yakınlarında bulunduğunu belirtmişti.

Duran, İçişleri Bakanlığı'nın operasyonu başlatmasının ardından arama kurtarma ekiplerinin kaza yerine ulaştığını ve kazanın nedenine ilişkin soruşturmanın tüm ilgili makamların katılımıyla devam ettiğini kaydetti.

Uluslararası alanda tanınan Libya hükümeti, ölenler arasında Ordu Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali Ahmed el-Haddad, Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı, Askeri Üretim Otoritesi Direktörü, Libya Ordusu Genelkurmay Başkanının danışmanı ve Genelkurmay Başkanının medya ofisinden bir fotoğrafçının bulunduğunu açıkladı.

Libyalı yetkililer, uçağın Malta'dan kiralandığını ve orada kayıtlı olduğunu belirterek, olayla ilgili soruşturma kapsamında uçağın sahipliği, önceki sorun kayıtları ve teknik özellikleri gibi bilgilerin inceleneceğini ifade etti.


Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

TT

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘tarif edilemez ölçüde büyük insani acı’ uyarıları yaptığı bir dönemde, Sudan’da geçiş hükümetinin başbakanı Kâmil İdris, ülkesinde bin gündür süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir barış girişimini BM Güvenlik Konseyi üyelerine sundu. Aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’yu (Hamideti) derhal insani ateşkesi kabul etmeye çağırdı.

Burhan ile Hamideti’nin bu önerileri kabul edip etmeyeceği henüz netlik kazanmazken, HDK’nin geçtiğimiz kasım ayı başında bir insani ateşkesi kabul ettiği hatırlatıldı.

İdris, pazartesi akşamı New York’ta düzenlenen BM Güvenlik Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada, “Sudan, savaş nedeniyle varoluşsal bir krizle karşı karşıya” dedi. Söz konusu girişimin ‘bir yanılsamadan değil, bir zorunluluktan; bir zaferden değil, bir sorumluluktan’ doğduğunu ifade eden İdris, planın BM, Afrika Birliği (AfB) ve Arap Birliği gözetiminde ateşkes ilan edilmesini, HDK’nin kontrol ettiği tüm bölgelerden çekilmesini, kamplara taşınmasını ve silahsızlandırılmasını öngördüğünü belirtti.

Zorunlu değil

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’dan oluşan Uluslararası Dörtlü’nün desteklediği ateşkese dolaylı bir gönderme yapan Kâmil İdris, hükümetin önerisinin ‘yerel olarak hazırlandığını ve dışarıdan dayatılmadığını’ vurguladı. HDK’nin kamplarla sınırlandırılmaması halinde ateşkesin ‘başarı şansının olmadığını’ belirten İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesine girişimine destek çağrısında bulundu. İdris, “Bu girişim, Sudan’ın uçurumun kenarından geri döndüğü ve uluslararası toplumun tarihin doğru tarafında yer aldığı bir an olabilir” dedi. İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘çöküşün tanığı olarak değil, toparlanmanın ortağı olarak anılması gerektiğini’ ifade etti.

frgt
New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi oturumundan (BM)

Öte yandan, İdris’ten önce BM Güvenlik Konseyi üyelerine hitap eden ABD’nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Jeffrey Bartos, Trump yönetiminin ilerlemenin yolu olarak insani ateşkes önerdiğini söyledi. Bartos, “Savaşan iki tarafı bu planı ön koşulsuz ve derhal kabul etmeye çağırıyoruz” dedi. Bartos, Trump yönetiminin Darfur ve Kordofan bölgelerindeki dehşet verici şiddeti ve Sudan ordusu ile HDK tarafından işlenen, hesap sorulması gereken vahşetleri şiddetle kınadığını belirtti.

Bu açıklamalar, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçtiğimiz cuma günü yaptığı değerlendirmeleri de hatırlattı. Rubio, yeni yılın Sudan’da insani ateşkes için bir fırsat sunduğunu belirterek, “Odaklanmamızın yüzde 99’u bu insani ateşkese ve ona mümkün olan en kısa sürede ulaşmaya yönelik” dedi. Yeni yılın iki taraf için de anlaşmaya varmak adına büyük bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Rubio, bu yönde azami çaba gösterdiklerini söyledi. Rubio, “Orada yaşananlar dehşet verici, gerçekten korkunç” diye konuştu.

sxdcfg
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında (AFP)

Silah tedariki konusunda Rubio, “Bu konuda bazı ilerlemeler kaydedebileceğimizi umuyoruz, ancak ilerleme kaydetmek için dış aktörlerin nüfuzlarını kullanmaları gerektiğini biliyoruz” dedi.

Silah tedariki

BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Halid Hıyari, gelişmiş silahların kesintisiz sevkiyatıyla körüklenen Sudan’daki savaşa ilişkin artan endişelerini dile getirdi. Hıyari, silah tedarikini durdurmayı reddeden ülkeleri eleştirirken, uzlaşmaya yanaşmayan ve gerilimi düşürme iradesi göstermeyen hükümet güçleri ile yarı askerî unsurları da hedef aldı.

Hıyari, “Bu ülkeler petrol gelirlerini korumak için çatışmaları durdurmayı başarabildi, ancak kendi halklarını korumak söz konusu olduğunda bunu yapmayı başaramadı” dedi. Her iki tarafın destekçilerine nüfuzlarını ‘katliamı durdurmaya yardımcı olmak için kullanmaları’ çağrısında bulundu.

Son gelişmelerin, ‘çatışmanın giderek daha karmaşık bir nitelik kazandığını ve bölgesel boyutlarının genişlediğini’ gösterdiği uyarısında bulunan Hıyari, bu eğilimlere müdahale edilmemesi halinde Sudan’ın komşularının ülke içinde ve çevresinde bölgesel bir çatışmaya sürüklenebileceğini söyledi. Çatışmanın özellikle kaygı verici yönlerinden birinin, her iki tarafın da insansız hava araçlarını (İHA) yoğun şekilde kullanarak rastgele saldırılar düzenlemesi olduğunu belirten Hıyari, bunun çok sayıda sivil can kaybına yol açtığını ifade etti. Silah akışının, daha gelişmiş ve daha ölümcül hâle gelerek sürmesinin çatışmanın temel itici gücü olmaya devam ettiğini vurgulayan Hıyari, “Bu akışın durdurulması yönündeki çağrılar görmezden gelindi ve kimse hesap vermedi” dedi.

Hıyari, durumun daha fazla kötüleşmesini önlemek, Sudan’ın birliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için ‘hızlı ve eşgüdümlü bir hareketin’ gerekli olduğunu kaydetti.

BM Genel Sekreteri’nin Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra’nın, şiddeti azaltmaya ve sivillerin korunmasını güçlendirmeye yönelik somut ve uygulanabilir tedbirler üzerinde görüşmeler yapılması için çatışmanın taraflarıyla temas hâlinde olduğunu bildiren Hıyari, odağın şu anda AfB öncülüğünde yürütülecek kapsamlı bir Sudan diyaloğuna destek vermek olduğunu söyledi. Bu sürecin, sivil liderliğinde güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi geçişin önünü açmasının hedeflendiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Operasyonlar ve Savunuculuk Bölümü Direktörü Edem Wosornu ise “Bu çatışmanın vahşeti sınır tanımıyor” diyerek, Kordofan eyaletinin şiddet ve acının yeni merkezi hâline geldiğine dikkat çekti. Wosornu, BM’nin, HDK’nin el-Faşir’i ele geçirmesi sırasında ve sonrasında uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerine ilişkin yeni raporlar almaya devam ettiğini, bunlar arasında toplu katliamlar ve cinsel şiddet vakalarının da bulunduğunu söyledi.

BAE'nin pozisyonu

BAE'nin BM Daimî Temsilcisi Muhammed Ebu Şihab, insani ateşkesin derhal hayata geçirilmesi ve buna en acil şekilde ihtiyaç duyan Sudanlı sivillere yardımların ulaştırılması için acil bir fırsat bulunduğunu söyledi. Tarihten çıkarılan dersler ile mevcut gerçeklerin, savaşan taraflardan herhangi birinin tek başına yürüteceği çabaların sürdürülebilir olmadığını ve yalnızca savaşın uzamasına yol açacağını ortaya koyduğunu vurguladı. Ebu Şihab, insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkes sağlanması ve ‘çatışan taraflardan bağımsız, sivil yönetime giden bir sürecin’ başlatılması gerektiğini ifade etti.