İsrail hükümeti Filistinlileri vatandaşlıktan çıkartabilecek

İsrail Parlamentosu (AFP)
İsrail Parlamentosu (AFP)
TT

İsrail hükümeti Filistinlileri vatandaşlıktan çıkartabilecek

İsrail Parlamentosu (AFP)
İsrail Parlamentosu (AFP)

İsrail’de hükümet ortağı olmalarına rağmen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi ile Benny Gantz liderliğindeki Mavi Beyaz Partisi neredeyse hiçbir konu üzerinde anlaşamazken bir konu üzerinde ittifak ettiler. Her iki tarafın temsilcileri de İsrail vatandaşlığını herhangi bir vatandaştan geri çekecek bir yasa tasarısı üzerinde anlaştılar. İki partinin temsilcileri, Filistin Yönetiminden şehit veya tutuklu bir ailenin maaşını aldığı kanıtlandığı takdirde, İsrail içerisinde yaşayan ülke vatandaşı Filistinlilerin İsrail vatandaşlığından çıkarılmasını öngören bir yasa tasarısı üzerinde anlaştı.
Genel İstihbarat Teşkilatı (Şabak) Eski Başkanı, milletvekili Avi Dichter tarafından başlatılan söz konusu tasarıyı, koalisyon partileri dışında Avigdor Lieberman liderliğindeki “İsrail Evimiz Partisi” ve  Şas Partisi milletvekilleri imzaladı. Bu adımla ilgili Dichter, "Bu kişilerin İsrail vatandaşlığına devam etmeleri ve İsrail'e yönelik operasyonlar için maddi ödüller almaları makul değil" dedi.
Yasa tasarısı, yalnızca güvenlik ihlali yapanlardan söz etse de İsrail’deki Arap lider ve demokratlar bu yasanın etnik temizlik operasyonları için bir dayanak oluşturmasından endişe ediyor.
Tel Aviv merkezli "B'Tselem" insan hakları örgütüne göre, yasa tasarısı, 1952'den beri Yahudi olmayan her vatandaşı, vatandaş olmayan yerleşik kişiye dönüştürmeyi amaçlayan eski bir İsrail yasasına dayansa da 1967'den beri Filistinlileri anavatanlarından sürmek için genişletilen bir yasa haline getirildi. Bu yasa, özellikle İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Filistinlilere karşı özel olarak harekete geçirildi.
1987 - 1999 yılları arasında, Kudüslülerden yaklaşık 3 bin 300 vatandaşın kimlikleri geri alındı ​​ve 1993 yılında Oslo Anlaşmalarının imzalanmasından bu yana İsrail İçişleri Bakanlığı, Kudüslülerin kimliklerin iptali için prosedürlerini hızlandırdı. İsrail, 2017 yılı sonuna kadar 14 bin 635 Kudüslünün kimlik kartını geri aldı.  Bireyi Savunma Merkezi (Ha-Moked), 2018 yılı içerisinde İsrail İçişleri Bakanlığı'nın reşit olmayan çocuklarının yanı sıra 4'ü kadın 13 Filistinli Kudüslünün kimliğini geri aldığını açıkladı.
B'Tselem, bu sürgünün Kudüs şehrini Yahudileştirmeyi ve buradaki Arap Filistin varlığını mümkün olan en düşük yüzdeye indirmeyi amaçlayan İsrail politikası çerçevesinde geldiğini vurguladı. Yasa 2018'de, hükümetin İsrail kimliklerini Kudüs'teki Arap sakinlerinden geri çekme prosedürlerini kolaylaştırmak için yeni bir argüman ekleyerek değiştirildi: "Eğer devlet karşıtı faaliyetlere katılmaktan suçlu bulunursa İsrail kimliği, Kudüs'teki herhangi bir Arap vatandaşından, otomatik olarak geri alınır.”
Arap partilerinin "Ortak Listesi" o dönemde bu yasanın ciddiyetini vurgulamış ve "başkalarına değil, özellikle Kudüs şehrinde yaşayan Araplara yönelik” olduğunu belirtmişti. Ortak Liste, “İsrail'in tasarının onaylanması için sunduğu bahanelerin boş ve değersiz olduğu" ifade etmişti.
Ülke nüfusunun 8,9 milyona ulaştığı İsrail’de nüfusun yaklaşık 2 milyonu "İsrailli Araplar" olarak tanımlanan İsrail vatandaşı Filistinlilerden oluşuyor.
İsrail vatandaşı Filistinliler ülke nüfusunun yüzde 20'sine tekabül ediyor. Tel Aviv rejiminin "İsrailli Araplar" olarak tanımladığı vatandaşlar, 1948'deki savaş ve sonrasında yaşanan işgale rağmen yurtlarında kalarak İsrail vatandaşı olan Filistinlilerden oluşuyor. Bu nüfusun dışında kalan ve İsrail vatandaşı olmayan Filistinliler ise Gazze ve Batı Şeria’da yaşıyor.



ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.


Çin savaş uçaklarının radarlarıyla Japon uçaklarını hedef almasının ardından Tokyo'da protestolar düzenlendi

Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)
Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)
TT

Çin savaş uçaklarının radarlarıyla Japon uçaklarını hedef almasının ardından Tokyo'da protestolar düzenlendi

Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)
Geçtiğimiz yıl askeri geçit töreninde Çin savaş uçakları (Arşiv- Reuters)

Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi, Çin savaş uçaklarının dün Japonya'nın Okinawa adaları yakınlarında uluslararası sular üzerinde Japon savaş uçaklarına ateş kontrol radarlarını yönelttiğini ve bakanın bu iki ayrı olayı "tehlikeli" olarak nitelendirdi.

Koizumi, X internet sitesinde yaptığı paylaşımda, "Radar aydınlatması, uçakların güvenli uçuşu için gerekenin üzerindeydi" ifadesini kullandı. Japonya'nın, "talihsiz" olayla ilgili Çin'e ikazda bulunduğunu da ifade etti.

Radar kontrolünün ateş moduna kilitlenmesi, bir askeri uçağın alabileceği en tehdit edici eylemlerden biridir, çünkü olası bir saldırıyı işaret eder ve hedef alınan uçağı kaçınma manevrası yapmaya zorlar.

Hem Japonya hem de Çin'in üzerinde hak iddia ettiği tartışmalı topraklara yakın olan adalar üzerindeki çatışmaların, iki komşu arasındaki gerginliği daha da artırması muhtemel. Japonya başbakanının, Çin'in Tayvan'a yönelik herhangi bir askeri müdahalesine, Japonya'nın kendi güvenliğini de tehdit etmesi halinde karşılık verebileceği uyarısında bulunmasının ardından ilişkiler zaten gergin durumda.

ABD'nin savaş gemileri, uçakları ve askerleri de dahil olmak üzere denizaşırı ülkelerdeki en büyük askeri gücüne Japonya ev sahipliği yapıyor. Bu kuvvetlerin önemli bir kısmı, aralarında binlerce ABD Deniz Piyadesinin de bulunduğu, Okinawa'da konuşlu.

Japonya, dün olaylara karışan Çin J-15 savaş uçaklarının, Okinawa adalarının güneyinde üç füze destroyeri ile birlikte manevra yapan Çin uçak gemisi Liaoning'den havalandığını bildirdi.