ABD'li araştırmacılar, kediden insana geçen 36 hastalık tanımlıyor: İşte korunmanın yolları

Uzmanlara göre, kedi sahiplerinin evcil hayvanlarını parazit tedavisi için düzenli olarak veterinere götürmesi gerekiyor (Unsplash)
Uzmanlara göre, kedi sahiplerinin evcil hayvanlarını parazit tedavisi için düzenli olarak veterinere götürmesi gerekiyor (Unsplash)
TT

ABD'li araştırmacılar, kediden insana geçen 36 hastalık tanımlıyor: İşte korunmanın yolları

Uzmanlara göre, kedi sahiplerinin evcil hayvanlarını parazit tedavisi için düzenli olarak veterinere götürmesi gerekiyor (Unsplash)
Uzmanlara göre, kedi sahiplerinin evcil hayvanlarını parazit tedavisi için düzenli olarak veterinere götürmesi gerekiyor (Unsplash)

Birçok hayvan gibi evcil kediler de hastalık taşıyabiliyor ve bunu zaman zaman sahiplerine bulaştırabiliyor. Hayvanlardan insanlara bulaşan bu hastalıklara zoonotik hastalık ismi veriliyor.
Amerikan Kedi Bakıcıları Derneği’nin yayımladığı bir raporda kedilerin taşıyabileceği 36 zoonotik hastalık yer alıyor. Raporda imzası bulunan Colorado Eyalet Üniversitesi'nden Michael Lappin, kedilerden bulaşan hastalıkların sıklığının ülkelere ve patojenin kendisine göre değişeceğini ifade ediyor.
Rapora göre bu hastalıklar, insanlara doğrudan temasla, pireler gibi ara konaklarla veya kedilerin çevreye saldığı patojenlerle etkileşim yoluyla bulaşabiliyor.
Bu patojenlerden bazılarını, kancalı kurt ve yuvarlak kurt gibi parazitler oluşturuyor. Kedi dışkıları veya diğer kontamine maddeler yoluyla insanlara geçen bu parazitler, kedilerde nadiren ciddi sorunlara yol açtığı için fark edilmiyor. Ancak insanlara bulaştığında ciddi sağlık problemleri yaratabiliyor.
Bu nedenle araştırmacılar, kedi sahiplerinin evcil hayvanlarını parazit tedavisi için düzenli olarak veterinere götürmesi gerektiğini ifade ediyor.
Diğer önleyici tedbirler arasında ise pire ve kene gibi dış parazitlere yönelik ilaçlar ve kuduz aşıları bulunuyor. Araştırmacılara göre bu önlemler çok önemli. Zira kedi pirelerinin yüzde 40 ila 60'ı insanlara bulaşabilecek mikroplar taşıyor.
Ayrıca bilim insanları, 2003’te kedi tırmığı hastalığının da pireler tarafından taşındığını keşfetti. Bu da söz konusu haşereleri uzak tutmanın önemini gözler önüne seriyor. Lappin, pirelerin insanlardan uzak durmasını sağlayacak çeşitli kremler ve yutulabilir ilaçlar da bulunduğunu belirtiyor.
Hayvanlardan insanlara geçen en bilindik virüslerden biri de kuduz. Hastalık ölümcül olabildiği için, virüsün görüldüğü ülkelerde aşılamaya büyük önem veriliyor. Lappin de “Aşı çok güvenli; kuduz çok tehlikeli” diyor.
Ancak son dönemde belki de kuduzdan daha sık gündeme gelen bir patojen daha var: Toxoplasma gondii. Farelerden kedilere bulaşan bu parazitin, insanların beyinlerini manipüle edebildiği düşünülüyor.
Öyle ki bu paraziti taşıyan insanların, iş hayatında veya gündelik yaşantısında risk almaya daha eğilimli olduğunu gösteren araştırmalar bulunuyor. Üstelik dünya nüfusunun en az üçte birinin bu parazitin neden olduğu toksoplazmoz enfeksiyonuna yakalandığı tahmin ediliyor. 
Ancak bilim insanları, bu enfeksiyondan korunmanın da basit ama etkili bir yolu bulunduğunu söylüyor. Zira insanlar, evcil kedilerinin kumunu temizleyerek veya az pişmiş etlerle yeterince yıkanmamış sebzeleri tüketerek bu paraziti kapıyor.
Bu nedenle evcil hayvanların kum kaplarını her gün temizlemek, onlarla temas kurduktan sonra el yıkamak ve etleri iyice pişirmek gibi temel hijyen uygulamaları, bu hastalıkları önlemede yeterince etkili.
Lappin bulgularını, "Evcil hayvanlar sizi çok mutlu eder. Siz de temel önlemleri alırsanız bu hayvanlarla mutlu bir şekilde yaşayabilirsiniz" diye özetliyor.

Independent Türkçe, Livescience, Discover Magazine



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news