Arkeolojik çalışmalar, Hatay'da iklim değişikliğine nasıl direnildiğini ortaya koydu

Tell Tayinat'ta Erken Tunç Çağı kazısı (Tayinat Arkeoloji Projesi)
Tell Tayinat'ta Erken Tunç Çağı kazısı (Tayinat Arkeoloji Projesi)
TT

Arkeolojik çalışmalar, Hatay'da iklim değişikliğine nasıl direnildiğini ortaya koydu

Tell Tayinat'ta Erken Tunç Çağı kazısı (Tayinat Arkeoloji Projesi)
Tell Tayinat'ta Erken Tunç Çağı kazısı (Tayinat Arkeoloji Projesi)

Yaklaşık 4 bin 500 ila 3 bin yıl önce yaşanan iki iklimsel değişim dönemiyle ilgili yeni bir çalışma, Türkiye topraklarında iklim değişimlerine direnç gösteren ve hatta ona rağmen gelişmeyi başaran eski topluluklar bulunduğunu gösterdi.
Toronto Üniversitesi ve Cornell Üniversitesi’nden arkeologlarının öncülüğünde Hatay’daki Tell Tayinat Höyüğü’nde yürütülen çalışma, insanın iklimsel değişime verdiği tepkilerin değişkenlik gösterdiğine işaret ediyor. Çalışma bazı bölgelerde çöküşe neden olan değişimlerin başka yerlerde fırsatlar yaratabileceğini vurguluyor.
Hakemli bilim dergisi PLoS ONE’de bu hafta yayımlanan çalışmada araştırmacılar, Levant ismi verilen bölgenin kuzey kesimindeki Tell Tayinat’a ait verileri topladı ve analiz etti. Akdeniz'in doğu kıyılarını kapsayan bu bölge, tarih boyunca insan yerleşimine sahne oldu.
Toronto Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nin Yakın ve Orta Doğu Medeniyetleri Bölümü başkanı ve Tayinat Arkeoloji Projesi’ni yürüten profesör Tim Harrison şunları ifade etti:
Bu çalışma şunu gösteriyor: Erken Tunç Çağı’nda Tayinat’taki insan yerleşiminin sona ermesi uzun ve sürüncemeli bir meseleydi. Her ne kadar 4 bin 200 yıl önceki bir mega kuraklığın başlangıcıyla örtüşüyor gibi dursa da aslında çok daha önce başlamış bir sürecin doruk noktasıydı. Arkeolojik kanıtlar, mahsullerde kuraklık stresi göstermiyor ve iklim değişiminin önemli yerel etkilerine işaret etmiyor. Bunun yerine bu değişimlerin siyasi ve mekânsal değişimlerin sonucu olması daha olası.
Erken Tunç Çağı (MÖ 3000-2000) ve Geç Tunç Çağı (MÖ 1600-1200) Eski Ortadoğu'daki birbiriyle bağlantılı ilk şehirlerin ve devlet düzeyindeki toplulukların gelişimine sahne oldu. Ancak bu sistemler her zaman sürdürülebilir değildi ve iki devir de medeniyetlerin, yerleşim alanlarının çöküşüyle sonlandı. Bunun sebepleriyse son derece tartışmalı.
Bölge genelinde toplumsal olaylara ilişkin ayrıntılı kronolojik çizelgelerin olmaması, iklim değişikliğiyle sosyal tepkiler arasındaki bağlantıların kavranması açısından ciddi bir boşluk yaratıyor. Siyasi ve ekonomik sistemlerdeki bozulmalar sosyal tepkinin bileşenleri olsa da topyekun çöküşler nadir görülüyor.
Hatay’da bulunan Tell Tayinat’tan çıkarılan arkeolojik kanıtları analiz eden ve radyokarbon tarihleme kullanan araştırma ekibi, Ortadoğu tarihindeki bu iki önemli dönüm noktasına ilişkin sağlam dayanaklara sahip kronolojik bir çizelge ortaya çıkardı.
Cornell Üniversitesi’nden araştırmanın başyazarı olan klasik arkeoloji profesörü Sturt Manning şunları ifade etti:
Bu dönemlerin kesin tarihlemesi uzun yıllardır önemli bir tartışma konusuydu ve bu çalışma soruların çoğunu yanıtlamaya yardım eden kayda değer yeni bir veri kümesi sunuyor.
Eriştiğimiz ayrıntılı kronolojik çözümleme, arkeolojik kanıtların iklim değişikliğine yönelik yerel ve bölgesel tepkiler bağlamında daha isabetli yorumlanmasına imkan tanıyor. Toplumların çevresel stres ve değişkenliğe nasıl karşılık verdiğine ışık tutuyor.
Araştırmacılara göre, Erken Demir Çağı’na ilişkin kronolojik çerçeve, insanların 3 bin 200 yıl önceki iklim değişikliği olayını takiben Tayinat’a sağlam biçimde yeniden yerleştiğini gösteriyor. Üstelik bu yerleşim, yeniden başlayan şiddetli bir kuraklık dönemine denk geliyor.
Harrison, “Tayinat’taki yerleşim, ekilebilir arazilere erişimi en üst seviyeye çıkarmaya girişmiş olabilir. Öyle ki ekinlere ilişkin kanıtlar, sayısız su isteyen ekinin sürekli yetiştirildiğini ortaya koyuyor” dedi ve ekledi:
Bulgular, kuraklığın harap ettiği bir bölge manzarası göstermiyor. Aksine Tayinat’ın Demir Çağı, iklimsel stres döneminde ciddi boyuttaki toplumsal direnci temsil ediyor.

Independent Türkçe



Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
TT

Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)

Batılı ülkelerdeki büyük firmalar, Çin üretimi yapay zeka modellerini kullanmaya yöneliyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) analizinde, Amazon Web Services, Microsoft ve Google gibi Amerikan devlerinin, müşterilerine DeepSeek’i bir seçenek olarak sunmaya başladığını yazıyor.

Bu durumun, ABD hükümetinin veri güvenliği nedeniyle Çinli DeepSeek firmasının bazı uygulamalarını devlet cihazlarında yasaklamasına rağmen gerçekleştiğine işaret ediliyor.

Analiz firması Sensor Tower’ın verilerine göre, ABD’li OpenAI firmasının ürettiği ChatGPT en popüler yapay zeka destekli sohbet botu olma özelliğini koruyor. Küresel çapta uygulamanın 910 milyon kez indirildiği belirtiliyor. Çinli mühendislerin tasarladığı DeepSeek ise 125 milyon kez indirildi.

Harvard Üniversitesi’nin haziranda yayımladığı bir çalışmada, Çin’in yapay zekada öne çıkmasını sağlayan iki temel unsurun veri zenginliği ve insan sermayesi olduğu belirtilmişti.

WSJ’nin analizine göre de Amerikan şirketleri daha çok “yapay genel zeka” (AGI) gibi devrimsel ilerlemelere yoğunlaşırken, Çinli firmalar pratik uygulamalarla günlük sorunları çözmeye odaklanıyor. Çinli şirketler aynı zamanda modellerini açık kaynak olarak sunuyor. Bu sayede kullanıcılar modelleri kendi ihtiyaçlarına göre uyarlayabiliyor.

Alibaba’nın “Qwen” adlı açık kaynak modelinin dünya genelinde 100 binden fazla türevi geliştirildi. Haberde, Japonya Ekonomi Bakanlığı için özel yazılımlar geliştiren Tokyo merkezli Abeja şirketinin Google ve Meta yerine Qwen’i tercih ettiğine dikkat çekiliyor.

DeepSeek, diğer yapay zeka şirketlerine kıyasla düşük maliyetle ve az sayıda çip kullanarak geliştirdiği açık kaynaklı yeni modeli DeepSeek-R1'i, 20 Ocak'ta piyasaya sürmüştü. ABD’li şirketlerle yarışan modelleri daha ucuza geliştirip sattığını öne süren DeepSeek, Nvidia'dan Microsoft'a kadar teknoloji devlerinin yüzlerce milyar dolar değer kaybetmesine neden olmuştu.

Batılı ülkeler, DeepSeek’in siber güvenliği ihlal ettiğini ve verilerin Pekin yönetimiyle paylaşılmasını sağladığını öne sürmüş, firmaysa iddiaları yalanlamıştı.

Güney Afrika’daki Witwatersrand Üniversitesi, DeepSeek’in diğer yapay zeka modellerine göre daha iyi veri güvenliği sağladığını savunuyor. Üniversite yetkililerinden Tarık Surtee, “Açık kaynaklı olması ve çevrimdışı kullanılabilmesi, verilerimizi koruyor” diyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, RT