Mısır, Türkiye ile Libya konusunda işbirliğinden uzak duruyor

Mısır fırkateyni Taba, Fransa ile askeri tatbikat sırasında (Mısır askeri sözcüsü)
Mısır fırkateyni Taba, Fransa ile askeri tatbikat sırasında (Mısır askeri sözcüsü)
TT

Mısır, Türkiye ile Libya konusunda işbirliğinden uzak duruyor

Mısır fırkateyni Taba, Fransa ile askeri tatbikat sırasında (Mısır askeri sözcüsü)
Mısır fırkateyni Taba, Fransa ile askeri tatbikat sırasında (Mısır askeri sözcüsü)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, ülkesinin Libya konusunda Türkiye ile işbirliğini "bu aşamada" reddederken, Mısır ve Fransız deniz kuvvetleri bölgenin güvenlik ve istikrarına yönelik destek çabaları kapsamında Akdeniz'de ortak tatbikat gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanı Şükri, dün akşam Russia Today internet sitesinde yayınlanan Rusya haber ajansı TASS ile verdiği röportajda şunları kaydetti:
"Libya ile ilgili tüm konuların Libya tarafları arasındaki siyasi diyalogda gündeme getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve çabalarımızı Rusya, ABD ve Batı Avrupa ve tabiki Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ile koordine ediyoruz." 
Bakan Şükri, Mısır'ın Libya konusundaki siyasi sınırlarını tekrar dile getirerek, "Özellikle yabancı militanları Suriye'den Libya'ya transfer eden güçler olduğu için dış müdahalenin ve bölge dışındaki ve Arap toprakları dışındaki ülkelerin durumu etkileme girişimlerinin reddini" içerdiğini açıkladı. Şükri açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Dostlarımızla ve bu konuda bize yakın pozisyonda olan ülkelerle işbirliği yapmaya devam edeceğiz. Bu aşamada Türkiye’nin bunların arasında olduğunu söyleyemem.”
Mısır geçen ay Türk yetkililerin Mısır'la anlaşma çağrılarının güvenilirliğini ve ciddiyetini küçümsemişti. Bakan Şükri, birçok konuşmasında "Anlaşma çağrılarını bölgede istikrarı korumak için pratik önlemlere çevirme gerekliliği” çağrısında bulundu.
Mısır ve Türkiye'nin çıkarları Libya'daki duruma göre farklılık gösteriyor. Mısır, Libya parlamentosunun talebi üzerine "Mısır ve Arap ulusal güvenliğini korumak" amacıyla Libya’da askeri müdahale başlatmak için ülke parlamentosunun onayını aldı.
Diğer taraftan, Mısır ve Fransız deniz kuvvetleri dün, "Mısır fırkateyni (Taba) ve Fransız fırkateyninin (Jean Bart) katılımıyla Akdeniz'deki kuzey filosunda ortak bir tatbikat" gerçekleştirdi.
Mısırlı askeri bir kaynak tarafından yapılan açıklamaya göre ortak tatbikat farklı faaliyetleri içerdi. Tatbikat kapsamında, pozisyonlarını isabetli ve yüksek hızda alabildiklerini gösteren farklı yelken oluşumlarının uygulanmasına yönelik tatbikatın yanı sıra su altı, su yüzeyi ve havadan gelecek tehditlere karşı savunma metotları ve manevra kabiliyetleri sınandı. Havadan gelecek tehditler kapsamında ise Mısır ordusuna ait F-16’ların olası bir hava saldırısını engellemeye yönelik tatbikata katıldığı kaydedildi. 
Kahire ve Ankara, Akdeniz'de sondaj çalışması yapılması konusunda birçok hukuki ve siyasi tartışmaya girdi. Türkiye Şubat 2018'de Doğu Akdeniz'de sondaj faaliyetleri konusunda 2013'te Mısır ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından imzalanan bir anlaşmanın yasal olmadığını ve tanımadığını duyurdu. Kahire ise anlaşmanın yasallığını tartışmanın mümkün olmayacağını öne sürerek uluslararası hukukun kurallarının tutarlı olduğunu vurguladı. Uluslararası bir anlaşma sıfatıyla Birleşmiş Milletler'e tevdi edildiği belirtti. Benzer bir anlaşma aylar önce Yunanistan ile imzalandı.
Mısırlı askeri kaynak tarafından yapılan açıklamada, "Tatbikatlar, Mısır ve Fransız silahlı kuvvetleri arasındaki ortak işbirliğinin temellerini destekleme, her iki tarafın ortak çıkarlarını elde etmek için ikili yeteneklerden yararlanma ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlama çabalarını destekleme çerçevesinde gerçekleşti" ifadeleri yer aldı.



SDG, DEAŞ tutuklularını güvenlik garantisi olmadan Şam'a teslim etmeyi reddediyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke'de bulunan el-Guveyran hapishanesindeki DEAŞ’lılar (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke'de bulunan el-Guveyran hapishanesindeki DEAŞ’lılar (Şarku’l Avsat)
TT

SDG, DEAŞ tutuklularını güvenlik garantisi olmadan Şam'a teslim etmeyi reddediyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke'de bulunan el-Guveyran hapishanesindeki DEAŞ’lılar (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke'de bulunan el-Guveyran hapishanesindeki DEAŞ’lılar (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri'nden (SDG) bir yetkili, yeni Suriye yönetimiyle DEAŞ tutuklularının ve hapishanelerin yönetiminin Şam'a devredilmesine yönelik bir anlaşmanın varlığını yalanladı. Aynı zamanda yüzlerce Iraklının gruplar halinde, 3 binden fazla mültecinin de el-Hol ve Roj kamplarından 2025 yılı içinde Irak'a nakledileceğini doğruladı.

Bu gelişme, Iraklı bir yetkilinin Bağdat'taki yetkililerin SDG hapishanelerindeki 2 bin Iraklı tutukluyu geri göndermeye hazırlandığını açıkladığı ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi hapishanelerinde DEAŞ'dan yaklaşık 4 bin Iraklının tutulduğunu söylediği bir zamanda gerçekleşti.

SDG'nin ana omurgasını oluşturan YPG'nin medya direktörü Siyabend Ali Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeydoğusunda çoğu Suriyeli ve Iraklı olmak üzere 12 binden fazla DEAŞ militanının tutulduğu yaklaşık 26 hapishane bulunduğunu söyledi.

SDG medyasına göre, Özerk Yönetim hapishanelerinde yaklaşık 6 yıl önce Suriye'nin doğusundaki el-Bağuz kasabası savaşı sırasında gözaltına alınan yaklaşık 4 bin Irak uyruklu tutuklu bulunuyor.

GTHY67UI8
Haseke'deki SDG üyeleri (AFP)

Tutuklular, en büyüğü el-Guveyran olmak üzere, Özerk Yönetim'in kontrolü altındaki şehir ve kasabalardaki 26 cezaevine dağıtıldı. Haseke'nin merkezinde yer alan ve aralarında farklı milletlerden yabancıların da bulunduğu yaklaşık 5 bin tutukluya ev sahipliği yapan el-Guveyran hapishanesi beş yıl önce isyan ve silahlı ayaklanmaya sahne oldu.

YPG’nin medya yetkilisi, yeni Şam yönetimiyle el-Hol ve Roj kamplarındaki DEAŞ tutukluları ve aileleri gibi hassas konularda yapılacak müzakerelerin, ‘Özerk Yönetim bölgesindeki güvenlik durumunu korumak amacıyla ilgili tarafların çıkarlarına uygunluğunu sağlamak için kapsamlı müzakerelere ihtiyaç duyduğunu’ açıkladı.

ABD baskısı

Söz konusu açıklamalar, ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG hapishanelerinde tutulan DEAŞ tutukluları krizini çözmeye yönelik hamlelerinin arttığı bir dönemde yapıldı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla, dün (Perşembe) Bağdat'ta düzenlenen bir toplantıda Iraklı yetkililere, Suriye'de SDG kontrolündeki hapishanelerde tutulan Irak vatandaşı DEAŞ tutuklularını teslim almaları çağrısında bulundu.

Kurilla'nın Bağdat hükümetine Iraklı militanları iade etme çağrısını yorumlayan Siyabend Ali, SDG'nin bu konuda DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) ve Washington ile iş birliği yaptığını açıkladı.

XSDFRGT
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla (AP)

Ali, “2024 yılı boyunca DEAŞ'dan yüzlerce Iraklı mahkûm ve el-Hol ve Roj kamplarından 3 bin 203 Iraklı mülteci, gruplar halinde Irak'a nakledildi. Önceki yıllarda daha küçük gruplar da vardı” dedi.

Ali, SDG liderliğinin DEAŞ tutukluları dosyasının ele alınmasında uluslararası insancıl hukuk standartlarına bağlı olduğunu ve kendi ifadesiyle ‘gelecekte alınacak her türlü kararın bölgenin istikrarının sağlanması ve her türlü terör tehdidinden korunması temelinde dikkatle değerlendirileceğini’ vurguladı.

2024 yılında SDG, DEAŞ saflarında savaşmakla suçlanan 300'den fazla Iraklı mahkûmu Irak hükümetine teslim etti. Bunlar arasında 2014 yılında Speicher katliamı olarak bilinen olayda Iraklı askerlerin toplu şekilde öldürülmesine karıştığından şüphelenilen örgütün iki lideri de bulunuyordu.

Irak'ın hazırlıkları

Bir güvenlik yetkilisi, Suriye'de tutulan 2 bin Iraklı DEAŞ tutuklusunun Irak Adalet Bakanlığı'na bağlı bir cezaevine nakledilmek üzere ülkelerine geri döneceğini açıkladı.

Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarlığı'ndan bir yetkili Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Iraklı tutukluların iadesinin ‘Iraklı yetkililerin Amerikalılarla ortaklaşa üzerinde çalıştığı güvenlik hazırlıklarına tabi olduğunu ve Suriyeli taraflarla temaslar çerçevesinde gerçekleştiğini’ söyledi.

Iraklı yetkili, Iraklı tutuklular arasında DEAŞ'ın önde gelen liderlerinin olup olmadığı konusunda konuşmayı reddetti, ancak ‘hepsinin ülkeye döneceğini ve Irak yargısına teslim edileceğini’ doğruladı.

XASCDFERG
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke'de bulunan el-Guveyran hapishanesindeki DEAŞ’lılar (Şarku’l Avsat)

Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım el-Araci'nin ofisinden yapılan açıklamaya göre, Suriye'deki Iraklı tutukluların dosyasından sorumlu Yüksek Komite dün, el-Araci ve İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri'nin de katılımıyla Göç ve Yerinden Edilmişler Bakanı Evan Jabro ile tutukluların iadesi için izlenecek mekanizmaları görüştü.

El-Araci'nin ofisinden yapılan basın açıklamasına göre Yüksek Komite, acil güvenlik değerlendirmesine dayanarak Iraklı DEAŞ mensupları dosyasını ele almak üzere bir dizi önemli karar aldı. Komite, tavsiyelerini Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'ye sunacak.

Bu hafta başında el-Araci, Irak'ın Suriye'nin kuzeydoğusundan 2 bin 600'den fazla aileyi ülkelerine geri gönderdiğini açıklayarak, DEAŞ tehdidinin devam ettiğine, güvenlik ve istikrarın arttırılması için uluslararası iş birliğine ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.

Kamplardaki mülteciler

Avrupa'daki SDG  Koordinatörü Abdulkerim Ömer, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, yıllardır yönetimin kamplarında yaşayan Iraklı mültecilerin durumunu görüşmek üzere geçtiğimiz 2024 yılı boyunca Irak hükümetiyle birçok toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi.

Ömer, “El-Hol kampı ve diğer bölgeler arasında dağılmış olan Iraklı mültecilerin sayısının yaklaşık 18 bin olduğu tahmin ediliyor. Ülkelerine dönmek isteyen çoğu kadın ve çocuk 10 binden fazla Iraklı kayıt altına alındı ve geçen yıl bölgelerimizi ziyaret eden Iraklı heyetlere isim listelerini teslim ettik” ifadelerini kullandı.

ASDFRGT
El-Hol kampındaki DEAŞ mensubu kadınlar (Şarku’l Avsat)

Ancak aile üyelerinden birinin DEAŞ'la bağlantılı olması nedeniyle güvenlik gerekçesiyle geri dönmeyi reddedenlerin geri dönüş listelerine kaydolmadıklarını belirten Ömer, “Özerk Yönetim geri dönmeleri için baskı yapmayacak ve bu kişilere uluslararası sözleşme ve anlaşmalara uygun olarak muamele edilecek” dedi.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Kürt grubun silahsızlandırılması için artan baskısı ve SDG bölgelerine kara saldırısı düzenleme tehdidinin bir parçası olarak, yeni Suriye yönetimine Suriye'de tutuklu bulunan DEAŞ militanlarını vatandaşı oldukları ülkelere teslim etme çağrısında bulundu.