Lübnan, cezai soruşturma belgelerinin teslimi için süreyi 3 ay uzattı

Avn, 5 Kasım’da Maliye Bakanı ile bir toplantı gerçekleştirdi (Dalati ve Nahra)
Avn, 5 Kasım’da Maliye Bakanı ile bir toplantı gerçekleştirdi (Dalati ve Nahra)
TT

Lübnan, cezai soruşturma belgelerinin teslimi için süreyi 3 ay uzattı

Avn, 5 Kasım’da Maliye Bakanı ile bir toplantı gerçekleştirdi (Dalati ve Nahra)
Avn, 5 Kasım’da Maliye Bakanı ile bir toplantı gerçekleştirdi (Dalati ve Nahra)

Lübnanlı yetkililer, Merkez Bankası’nın daha önce ‘Bankacılık Gizliliği’ yasasıyla çelişen hesaplarının cezai denetimini sağlamak amacıyla, gerekli belgelerin Alvarez & Marsal şirketine teslim edilmesi için gerekli süreyi 3 ay daha uzattı.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, hükümetin Lübnan Merkez Bankası hesaplarında adli finansal denetim yürütme taahhüdünün gerekliliğine ve bu adımın ülkedeki mali ve ekonomik koşulların üstesinden gelmek için gerekli reformlar alanındaki önemine dikkati çekti.
Baabda Sarayı’nda Maliye Bakanı Gazi Vezni ve Alvarez & Marsal Şirketi’nde cezai denetim ekibi Başkanı James Daniel’ın katılımıyla Avn başkanlığı altında düzenlenen toplantı sırasında açıklamada bulundu. Bu bağlamda, ‘gerekli belgelerin şirkete teslim edilmesi için gerekli sürenin, 3 ay daha uzatılması’ kararı alındı. Toplantıda kararın denetim sürecinde uygulanmasına eşlik eden koşullar sunuldu.
Toplantı sonrasında Vezni, Alvarez & Marsal Şirketi’nin Lübnan Bankası hesaplarının cezai ve mali denetimini doğrudan üstlenmesini engelleyen koşulların üzerinde durduklarını söyledi.
Gazi Vezni, “İmzalanan sözleşmeye göre, şirketin (Alvarez & Marsal) denetim görevini yerine getirebilmesi için belgelerin son teslim tarihinin 3 Kasım 2020’de doluyordu. Şirket, topladığı belgelerin yetersiz olduğunu ve kendisine verilen görevi yerine getirmek için sürenin 3 ay daha uzatılmasını talep etmişti. Sayın Cumhurbaşkanı ile ‘Lübnan hükümetinin belgeleri sağlamaya çalıştığı sürenin 3 aya uzatılmasına yol açan kararı onayladı. Bu süre, şirketin cezai denetim ile ilgili olarak sözleşmede öngörülen görevleri yerine getirmesine izin veriyor” açıklamasında bulundu.
Bankaların gizliliği hususuna da değinen Bakan, “Maliye Bakanlığı’nın bu konuyu açığa kavuşturmak ve tanımlamak için başvurduğu Mevzuat ve İstişare Komisyonu’nun görüşü gibi çeşitli durumlara güvenmek mümkündür, ki bu faydalı bir husustur. Lübnan Merkez Bankası ile iletişim, bu konuyu ele alma hususunda gittikçe daha fazla isteklilik gösterdi. Banka, işleri kolaylaştırmak ve şirket için belgeleri güvence altına almak amacıyla bir yönetim ekibi oluşturdu. Atmosfer olumluydu. 3 aylık süre, denetim için gerekli belgeleri temin etmek üzere yeterli. Özellikle de Sayın Cumhurbaşkanı, denetim konusunu, bu ülkenin geleceği ve bir sonraki aşamada atılması gereken reform adımları açısından ön, gerekli ve son derece önemli bir adım olarak görüyor” ifadelerini kullandı.
“Bankacılık gizliliğiyle ilgili olarak, belge temin etme meselesini ele alan kanunlar ve Para ve Kredi Kanunu’nun 151’inci maddesi var” diyen Bakan, “Lübnan Merkez Bankası’nın kanunlara uyması ve uygulaması doğaldır. Banka yöneticisi, görevi kolaylaştırmak, mümkün olduğunca belge sağlamak ve talepleri karşılamak için bir çalışma ekibi oluşturulmasına isteklilik göstermiştir. Bu olumlu adımlardan biridir” değerlendirmesinde bulundu.



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.