Kovid-19 hastalığına yakalanan çocuklardaki özel bağışıklık yanıtı

Yetişkinlerden daha az antikor üretmelerine rağmen enfeksiyondan hızlı bir şekilde kurtuluyorlar

Dün Danimarka’da test yapılan bir çocuk (AP)
Dün Danimarka’da test yapılan bir çocuk (AP)
TT

Kovid-19 hastalığına yakalanan çocuklardaki özel bağışıklık yanıtı

Dün Danimarka’da test yapılan bir çocuk (AP)
Dün Danimarka’da test yapılan bir çocuk (AP)

Kovid-19 hastalığına sebep olan yeni tip koronavirüs ile ilgili gizemlerden biri de virüs kapan çocukların yetişkinlere göre daha hızlı bir şekilde iyileşmeleridir. İki gün önce Columbia Üniversitesi’nin web sitesinde detayları yayınlanan ABD merkezli bir çalışma, bu farklılık hakkında önemli ipuçlarına ulaşmayı başardı. Böylece bu ipuçları bu farklılığa bir açıklama getirilmesine yardımcı olabilir.
Columbia Üniversitesi Vagelos Doktorlar ve Cerrahlar Koleji (VP&S) araştırmacıları tarafından yapılan araştırmada çocuklar ve yetişkinlerin ürettikleri antikorların farklı olduğu tespit edildi. Bu da virüs kapan çocukların daha kolay iyileşmelerini sağlayan farklı bir bağışıklık tepkisine sahip olduklarını gösteriyor.
Söz konusu araştırmada hastalığı şiddetli geçirip hastaneye yatması gereken ve orta şiddetli geçirip evlerinde tedavi olan 32 çocuk incelendi. Araştırmacılar çocuklardan oluşan her iki grubun da yetişkinlerden farklı olarak aynı antikor formunu ürettiğini fark ettiler.

Hastalığı daha ağır geçiren yetişkinler daha fazla nötralize edici aktiviteye sahip
Yetişkinlere kıyasla çocuklar, virüsün insan hücrelerine yapışmak için kullandığı spike proteinine karşı daha az antikor üretti. Çocukların antikorları en az nötralize edici aktiviteye sahipken, 20’li yaşlarındaki genç yetişkinlerin de aralarında bulunduğu tüm yetişkinler nötralize edici antikorlar üretti. Hastalığı daha ağır geçiren yetişkinlerin nötralize edici antikor olarak adlandırılan türden daha fazla aktiviteye sahip olduğu keşfedildi.

Araştırmaya göre hastalığı daha ağır geçiren kişilerin daha büyük bir nötralize edici aktiviteye sahip olan antikorlar üretmesi mantıksız gibi görünse de bu muhtemelen virüsün, durumu daha ağır olan hastalarda kaldığı süreyi yansıtıyor.
Araştırmaya göre bağışıklık yanıtının boyutu ile enfeksiyonun oranı arasında bir ilişki bulunuyor; enfeksiyonun şiddeti her arttığında bağışıklık yanıtının gücü de bir o kadar artıyor. Çünkü “insanın bir patojenin daha yüksek dozunu yok etmek için daha fazla bağışıklık hücresine ve bağışıklık reaksiyonuna ihtiyacı var.”
Yetişkinlerin aksine çocuklar, virüsün insan hücrelerine bulaşmasının ardından yalnızca bağışıklık sistemi tarafından görülebilen viral bir proteine karşı çok az antikor üretti.
Columbia Üniversitesi’nde İmmünolog olarak görev yapan çalışmanın baş araştırmacısı Donna Farber, üniversitenin web sitesinde yayınlanan raporda “Bu, çocuklardaki enfeksiyonun çok fazla yayılmadığını ve çok fazla hücreyi de öldürmediğini gösteriyor. Çocuklar doğal virüsten hızla kurtuldukları için yaygın bir enfeksiyondan musdarip değiller ve güçlü bir antikor tepkisine de ihtiyaçları yok” ifadelerini kullandı.
Çocuklarda enfeksiyonun seyrinin düşük olması çocukların yetişkinlere kıyasla daha kısa bir süre hastalık bulaştırdıklarına işaret ediyor olabilir. Bu yüzden araştırmacılar çocuklardaki viral yükü ölçmese de bu, virüsün yayılma olasılığının daha düşük olduğunu gösterebilir.
Farber halihazırda başka ülkelerde yapılan çalışmaların okul çağındaki çocukların yeni tip koronavirüsü taşımadığına işaret ettiğini ve bu yüzden elde ettikleri bulguların bu sonuçlarla uyumlu olduğunu söyledi. Farber ve ekip arkadaşları çocuklardaki antikor tepkilerinin, çocukların şu anda geliştirilme aşamasında olan aşılara daha düşük bir tepki vereceği anlamına gelmediğini savunuyor.
Halihazırda geliştirilen aşıların içerisinde virüsün parçaları bulunuyor ve enfeksiyonun doğal seyrini taklit etmiyor.
Farber “Çocuklar, virüsün doğal enfeksiyonuna yanıt vermek üzere nötralize edici antikorlar üretmese de aşılar, enfeksiyon olmaması durumunda koruyucu bir bağışıklık tepkisi oluşturmak için tasarlanmıştır. Çocuklar aşılara gayet iyi yanıt veriyor ve nötralize edici antikorlar ile aşıya karşı iyi tepkiler geliştireceklerini ve yetişkinlerden daha çok korunmuş olacaklarını düşünüyorum” dedi.
Diğer taraftan Mısır’ın güneyinde bulunan Assiut Üniversitesi’nde immünoloji danışmanı olarak görev yapan Dr. Halid Muhammedi araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlara ilişkin yorum yaparak “Çocuklar patojenlere uyum sağlama konusunda daha yetenekliler. Yaşlılar daha ziyade önceki bağışıklıklarına bağlıyken, çocuklar her türlü yeni patojeni tanıyabilen çok sayıda T hücresine sahipler. Bu yüzden yaşlılar çocuklar gibi yeni patojenlere yanıt vermekte güçsüz kalıyorlar” dedi.
Daha fazla ayrıntıya giren Muhammedi “İki tür bağışıklık vardır; biri doğuştan, diğeri edinilmiş (adaptif). Bağışıklık hücrelerinin patojenlere hızlı tepki verdiği ilk tür çocukluk döneminde daha güçlü oluyor. Ancak edinilmiş bağışıklık daha spesifiktir ve belirli virüsleri ya da diğer mikropları hedef alan antikorlar ve bağışıklık hücreleri ile diğer türden ayrılır. Bu bağışıklık türü yetişkinlerde daha fazladır ve yetişkinlerde daha fazla nötralize edici antikorlar bulunmasının sırrı da budur” dedi.



Güney Kore'de gündüz diskosu modası

Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)
Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)
TT

Güney Kore'de gündüz diskosu modası

Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)
Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)

İçki tüketiminin fazlalığıyla bilinen Güney Kore'de yeni nesiller eğlenmek için gündüz partilerine gidiyor. 

Sabah 8'de başlayan etkinliklerde alkol yerine kafein tüketen gençler böylece hem güne enerjik başlıyor hem de akşamdan kalmalık yaşamıyor. 

Mekandaki ses seviyesini düşük bulanlar, kulaklık takarak sesini yükselttikleri müzikle dans edebiliyor.

Washington Post, bu partilere katılan kişilerle konuştu.

Amerikan gazetesi, Asya ülkesinde Z kuşağının önceki nesillere göre sağlıklı yaşamı daha çok benimsediğini bildiriyor. 

32 yaşındaki Kim Hyo-hee, arkadaşlarıyla birlikte 5 bin metre koştuktan sonra gündüz diskosuna geldiğini söylüyor:

Gençken gece kulüplerine giderdim ama çok yorucu, içki içmek gerekiyor. Burada temiz bir eğlence var. Kalp egzersizi de yapılmış oluyor. Güne müthiş hissederek başlıyorum.

36 yaşındaki Kim Go-yang da şu yorumu yapıyor:

Güney Kore'nin içkisiz eğlenebilecek daha fazla etkinliğe ihtiyacı var. Sürekli içmenin manası ne? En nihayetinde başını derde sokuyorsun.

Bu etkinliklerden birinde plakların başına geçen DJ Minji de gündüz partilerini sevenlerden:

Bazıları parti kültürüne olumsuz bakıyordu. Müzikseverler de bu algı yüzünden yeterince eğlenemiyordu. O yüzden bu değişimi çok iyi karşılıyorum.

Washington Post bu tarz aktivitelerin Avrupa, ABD, Avustralya ve Singapur gibi yerlerde de popüler olduğunu aktarıyor. 

Ancak iş hayatında da içkinin önemli yer kapladığı Güney Kore'nin böyle bir adım atmasının daha dikkat çekici olduğu savunuluyor. 

Zira profesyonel hayatta katı hiyerarşinin bulunduğu ülkede çalışanlar iş partileriyle kaynaşıp çevre ediniyor.

Asya ülkesinde alkol tüketimine dair önemli görgü kurallarının bulunduğu, çocukların dillerinden düşmeyen APT. şarkısının da aslında bir içki oyununa dayandığı hatırlatılıyor. 

Diğer yandan son anketler, bazı patronların çalışanlarını içki içmeye zorladığı partilere gençlerin pek de sıcak bakmadığını gösteriyor. 

Ülkedeki resmi kayıtlara göre de alkol tüketimi azalıyor. 2011'den 2023'e kişi başı alkol tüketiminde yaklaşık yüzde 15'lik bir düşüş görüldü. 

Independent Türkçe, Washington Post, Korea Herald


Avatar 3, 2025'in sonuna damga vuruyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

Avatar 3, 2025'in sonuna damga vuruyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

Avatar evreninin yeni halkası Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash), ikinci hafta sonunda da izleyicinin ilgisini koruyarak 2025'i gişenin zirvesinde kapatmaya hazırlanıyor.

Film, cuma-pazar döneminde yaklaşık 60 milyon dolar hasılat elde ederek ikinci hafta sonunda yüzde 33'lük bir düşüş yaşadı. Nihai rakamlar, bugünün performansına göre netleşecek.

Bu performans, 2022 yapımı Avatar: Suyun Yolu'nun (Avatar: Way of Water) ikinci hafta sonunda yaşadığı yüzde 52'lik düşüşten daha iyi bir tablo ortaya koyuyor. Ancak 2009'daki ilk Avatar'ın ikinci hafta sonunda yalnızca yüzde 1,8 gerilemiş olması hâlâ aşılamayan bir rekor olarak duruyor.

Noel tatilinin etkisiyle Ateş ve Kül'ün Kuzey Amerika'daki 4 günlük hasılatı 84 milyon dolara ulaştı. Film, ikinci cuma gününde 3 bin 800 salonda 22,6 milyon dolar topladı. Pazar günü itibarıyla ABD toplamının 213,7 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Yapım, küresel ölçekte ise şimdiden 500 milyon dolar barajını aşmış durumda.

Filmin ikinci hafta sonunda izleyici profili de güçlü seyrini sürdürdü. Genel izleyici oranı yüzde 88 olarak ölçülürken, ebeveynler yüzde 7, 12 yaş altı çocuklar ise yüzde 4'lük paya sahip oldu. 

İzleyicilerin yüzde 52'sini çocuklarıyla birlikte gelen anneler oluşturdu. Ebeveynler, 3 saat 17 dakikalık süreye sahip film için yüzde 90 oranında "kesinlikle tavsiye ederim" yanıtını verdi. 

Çoğunluğu erkeklerden oluşan çocuk izleyiciler ise filme yüzde 62 oranında "hemen izlenmeli" değerlendirmesinde bulundu. Genel izleyicide "kesinlikle tavsiye ederim" oranı yüzde 70 olarak kaydedildi. 

Ateş ve Kül, Jake ve Neytiri'nin oğulları Neteyam'ın ölümünün ardından gelişen olaylara odaklanıyor. Film, aynı zamanda Kül Halkı diye bilinen ve Mangkwan adlı ateş klanına liderlik eden Varang karakteriyle yeni ve ürkütücü bir tehdidi tanıtıyor. 

Başrolleri paylaşan Sam Worthington ve Zoe Saldaña'nın yanı sıra Stephen Lang, Jack Champion, Sigourney Weaver ve Britain Dalton kadroya geri dönerken; Oona Chaplin ve David Thewlis seriye yeni katılan isimler arasında yer alıyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Yarım asırlık korku klasiği Jamie Lee Curtis'i nasıl teğet geçti?

William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)
William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)
TT

Yarım asırlık korku klasiği Jamie Lee Curtis'i nasıl teğet geçti?

William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)
William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)

Jamie Lee Curtis, film yıldızı annesinin tercihi sayesinde çocuk yaşta korku filmlerinde rol almadığını söylüyor.

Curtis, kısa süre önce The Drew Barrymore Show'a konuk olarak, bir yapımcının kendisini ikonik korku filmi Şeytan (The Exorcist) için seçmelere çağırmak istediğini anlattı. Ancak annesi Janet Leigh, o dönem 12 yaşında olan kızını erken yaşta şöhretten ve dünyanın en korkutucu filmlerinden birinde oynamanın yaratabileceği olası travmalardan korumak için bu teklifi reddetti.

Curtis, süreci şöyle anlattı:

Yapımcı annemi arayıp, 'Şeytan adlı kitabın film uyarlamasını yapıyorum. Jamie'nin seçmelere girmesine izin verir misiniz?' dedi. O sırada muhtemelen 12 yaşındaydım; sevimliydim, biraz da afacan sayılırdım. Ama annem net bir şekilde 'Hayır' demişti.

Curtis, programın sunucusu Drew Barrymore'a da şu sözlerle seslendi:

Şükürler olsun ki annem, gerçekten çocukluğumu yaşamamı istedi. Senin sahip olamadığın bir şeydi bu. Sana bu seçenek tanınmadı.

Barrymore, ilk rolünü henüz 7 yaşındayken E.T.'de (E.T. The Extra-Terrestrial) Elliot'ın küçük kız kardeşini canlandırarak almıştı.

1973 yapımı Şeytan'da, şeytan tarafından ele geçirilen Regan karakterini ise Linda Blair canlandırmıştı. Blair, bu rolle 1974'te En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmişti.

Jamie Lee Curtis ise ilerleyen yıllarda korku türüyle özdeşleşen bir isim haline geldi. Oyuncu, 19 yaşındayken 1978 yapımı klasik Yabancı'yla (Halloween) büyük çıkış yakaladı. Ardından Sis (The Fog), Prom Night ve Dehşet Treni (Terror Train) gibi yapımlarda rol aldı. 

Curtis, son olarak 1978'de hayat verdiği Laurie Strode karakterini, 2022'de gösterime giren Cadılar Bayramı Sona Eriyor'la (Halloween Ends) yeniden canlandırdı.

Independent Türkçe, Variety, People