Taraflar Sirte’den ‘eşzamanlı olarak çekilmezse’ Cenevre ve Gadames uzlaşıları bozulabilir

Libya'nın doğusundaki geçici hükümetin İçişleri Bakanlığı, Kahire’nin UMH ile ‘kendisinin taraf olmadığı herhangi bir anlaşma imzalaması halinde doğabilecek güvenlik sorunlarına karşı sorumluluk kabul etmeyeceğini’ belirtti.

Libya’da çatışan tarafların Gadames’deki görüşmelerinde Sirte'den eşzamanlı olarak çekilme şart koşuldu (AFP)
Libya’da çatışan tarafların Gadames’deki görüşmelerinde Sirte'den eşzamanlı olarak çekilme şart koşuldu (AFP)
TT

Taraflar Sirte’den ‘eşzamanlı olarak çekilmezse’ Cenevre ve Gadames uzlaşıları bozulabilir

Libya’da çatışan tarafların Gadames’deki görüşmelerinde Sirte'den eşzamanlı olarak çekilme şart koşuldu (AFP)
Libya’da çatışan tarafların Gadames’deki görüşmelerinde Sirte'den eşzamanlı olarak çekilme şart koşuldu (AFP)

Libya’da Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) güçleri ile Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güçlerin, Sirte ve Cufra bölgelerinden eşzamanlı olarak geri çekilme konusunda bir birlerine güvenmedikleri ortaya çıktı. Bu da Cenevre ve Gadames'te yapılan son askeri uzlaşıları riske atıyor. Öte yandan Libya'nın doğusundaki geçici hükümetin İçişleri Bakanlığı bir açıklamada bulunarak, Kahire’nin UMH ile ‘kendisinin taraf olmadığı herhangi bir anlaşma imzalaması halinde doğabilecek güvenlik sorunlarına karşı sorumluluk kabul etmeyeceğini’ belirtti.
UMH güçlerine bağlı Sirte-Cufra Ortak Operasyon Dairesi komutanı Tuğgeneral İbrahim Ahmed Beytülmal, cuma akşamı yaptığı açıklamada, ‘askeri olarak yürütülen siyasi diyaloglara ve çözümlere bağlılıklarını’  bir kez daha yineledi. 5+5 Ortak Askeri Komite görüşmelerinden çıkacak sonuçları memnuniyetle karşılanması için bir takım koşulların sağlanması gerektiğini söyleyen Tuğgeneral Beytülmal, bu koşullardan ödün verilemeyeceğinin altını çizdi. Tuğgeneral Beytülmal, söz konusu koşulların başında; Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerlerin ve Sudan'dan getirilen Cancavid milislerinin Libya topraklarından ayrılması ve geri kalan savaşçıların da geldikleri yerlere geri dönmesi şartının geldiğini söyledi.
Öte yandan LUO'ya bağlı Ahlaki Rehberlik İdaresi Başkanı Tuğgeneral Halid el-Mahcub, LUO güçlerinin Sirte’deki konumlarından çekildiği ve eski konumlarına geri döndüğü şeklindeki resmi kaynaklara dayanmayan haberleri ve bilgileri yalanladı. Tuğgeneral Mahcub düzenlediği basın toplantısında, “Asıl paralı askerler ve yabancı güçler Libya'dan çekilmeli” ifadelerini kullandı.
Başka bir LUO yetkilisi ise açıklamasında, Mareşal Hafter'in ‘UMH’ye bağlı güçleri Ortak Askeri Komite tarafından yapılan anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getireceklerine ve Sirte ile Cufra çevresindeki unsurlarını geri çekmeye başlayacaklarına dair güvence verilene kadar LUO güçlerine geri çekilme talimatı vermeyeceğini’ söyledi. Yetkili ayrıca ‘Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ve UMH askeri heyetinin benzer bir şekilde Ankara'ya bağlı Türk askeri unsurlarının ve paralı askerlerin temas hatlarından çekilmesini beklediklerine’ işaret etti.
Bu arada Libya’nın doğusundaki geçici hükümetin İçişleri Bakanlığı, UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın Kahire’yi ziyaretiyle ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada olası bir anlaşmaya varılmasına yönelik hamlede bulunularak Kahire’nin UMH ile ‘kendisinin taraf olmadığı herhangi bir anlaşma imzalaması halinde doğabilecek güvenlik sorunlarına karşı sorumluluk kabul etmeyeceğini’ belirtti.
Libya resmi haber ajansı LANA’nın haberine göre geçici hükümetin Dışişleri Bakanı Abdulhadi Huveyc, Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri’ye İçişleri Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Buşnaf aracılığıyla bir mektup gönderdi. Huveyc mektupta, Başağa'nın ziyaretini yorumlarken Mısır hükümetinin iki ülke arasındaki kara limanlarının geçici hükümetinin kontrolü altında olmasının önemini anlamasını umduğunu belirtti.
LANA’nın haberine göre Buşnaf, geçici hükümetin İçişleri Bakanlığı’nın ‘iki kardeş ülke arasındaki limanlardan sorumlu olan geçici hükümetin taraf olmadığı herhangi bir anlaşmadan doğabilecek güvenlik soruna ilişkin sorumluluk kabul etmediğini’ söyledi.
Öte yandan UNSMIL Genel Sekreter Vekili Stephanie Tunus'taki Siyasi Diyalog Forumu'na davet edilen tüm isimlerin katıldığını açıkladı. Williams, Cuma günü yaptığı açıklamada katılımcıların, ‘önümüzdeki günlerde Libya ve Libya’nın geleceği için hayati önem taşıyan kararlar vermek zorunda kalacaklarını’ söyledi.
Bu arada ABD’nin Trablus Büyükelçiliği, başkent Trablus'taki çalışmalarına devam etmek üzere geri dönmeyi planladığını açıkladı. Büyükelçilikten cuma akşamı yapılan açıklamada, büyükelçilik için Trablus'ta yeni bir bina bulmaya çalışıldığı belirtildi. Açıklamada ayrıca ABD’nin ‘Tunus'taki Libya Siyasi Diyalog Forumu'na katılacak olan vatansever Libyalılara büyük saygı duyduğu ve ulusal seçimlere götürecek bir yol haritasın çizilmesini beklediği’ kaydedildi. Açıklamada ‘forumun başarıya ulaşmasının, Libya'da barış ve güvenliğe büyük katkı sağlayacağı’ vurgulandı.
Açıklamaya göre ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, UMH Dışişleri Bakanı Muhammed Siyala’ya, ABD büyükelçiliği için Trablus’ta yeni bir bina bulunması için resmi istişareler başlatma niyetinde olduklarını bildirdi.
Libya’da kısa süre içerisinde ‘fiilen bir büyükelçilik açmaktan çok uzak olunduğu’ belirtilen açıklamada, ancak diğer yandan, ‘siyasi istikrara doğru ilerleme olasılığının, bu süreci başlatmak için gerekli adımların atılmasını ve ikili müzakereleri başlamak için bir fırsat sağladığı’ kaydedildi.
ABD’nin Trablus Büyükelçisi Norland, LibyaUlusal Petrol Şirketi'nin (NOC), dün üretim kapasitesini günlük bir milyon varil petrole yükseltmeyi başardığını açıklamasının ardından, bu gelişmeyi, şeffaflığın sürdürüldüğünü belirterek memnuniyetle karşıladı.
Öte yandan NOC tarafından yapılan açıklamada, ‘şirketin ciddi mali zorluklarla karşı karşıya olduğu, bunun da sektördeki şirketlerin borçlarının birikmesine ve maaşların ödenmesinde büyük bir gecikmeye yol açtığı’ belirtildi. Şirketin, ‘mevcut üretim seviyelerini sürdüremeyebileceği’ vurgulanan açıklamada, bu yüzden bazı tarafların ülke ekonomisini yeniden canlandırmaya yönelik çabaları baltalamalarıyla birlikte üretimin azalabileceği veya tamamen durabileceği kaydedildi.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.