Ara tatilde çocuklarla gidilebilecek tatil önerileri

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Ara tatilde çocuklarla gidilebilecek tatil önerileri

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Otobüs ve uçak bileti satış platformu obilet.com, 13 Kasım’da başlayacak ilk ara tatile sayılı günler kala Türkiye’de çocuklarla birlikte gidilebilecek kısa tatil rotalarını paylaştı.
Okulların 1 haftalık ilk ara tatilinde geri sayım başladı. Pandemi nedeniyle uzak rotalar yerini kısa ve güvenli seyahat rotalarına bıraktı. obilet.com da büyükşehirlere birkaç saat mesafede yer alan doğal güzellikler sunan alternatifleri, kayak sezonunu açan dağ zirvelerini ve eğlence duraklarını tatil önerileri bekleyenler için derledi.
Doğa ve maceraseverler için dünyanın üçüncü, Avrupa’nın en büyük doğal yaşam parkı olan ‘Ormanya’ çocuklar için ara tatilde keyifli doğal yaşamı keşfetme adreslerinden biri. Kocaeli’de yer alan Ormanya, yaban yaşam alanını tanıma, ailecek kamp kurma, Doğa Okulu’nda keşfederek öğrenme, hayvanları ve bitkileri yakından tanıma için eğlenceli ve öğretici imkanları bir arada sunuyor.
Yolu Kocaeli’ne düşenler için ise bir diğer keyifli adres de Maşukiye. Ahşap evlerde yöresel köy kahvaltısı, huzur dolu doğa yürüyüşü, ATV ile orman keşfi, mangal keyfi ve temiz hava. Kocaeli, özellikle İstanbul’a 1 saat mesafe ile çocuklarla oksijeni, manzarası ve eğlencesi bol bir tatil imkânı sunuyor.

Hem kayak keyfi yaşayın hem de tarihi yerleri keşfedin
Ailecek kayak tatilini tercih edenlerin kasım ayı rotaları ise kar seviyesinin istenen düzeye geldiği Erzurum Palandöken ve Kayseri Erciyes oluyor. Zirvede uzun pistlerde kayak ve snowboard’un tadını çıkartmak, daha küçük çocukların kızak keyfi yaptığı kayak tatilleri için Erzurum ve Kayseri’de çok sayıda otel güvenli ve hijyenik konaklama hizmeti de sunuyor. Kayak yorgunluğunu atmak ve şehri keşfetmek isteyenler için de Erzurum tarihi mekanlarıyla öne çıkıyor. Çifte Minareli Medrese, Nene Hatun Milli Parkı ve Erzurum Atatürk Evi çocuklara kendi tarihlerini görerek öğrenme imkânı veriyor.
İç Anadolu Bölgesi’nin gelişmiş şehri Kayseri ise Selçuklu ve Mimar Sinan dönemine ait çok sayıda tarihi mekanlarıyla seyahat severlere farklı seçenekler sunuyor. Kurşunlu Camii, Kayseri Kalesi, Döner Kümbet, Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi gibi tarihi duraklar ara tatilde keşfedilecek adresler arasında yer alıyor.

Sonbaharda güneş arayanlara
Kışa giriş yapmaya az kalmışken, bu ara tatili ailecek yazlıklarında ya da Ege ve Akdeniz’de geçirmek isteyenler için rota İzmir ve Antalya. İzmir, kasım ayında iç ısıtan güneşi, birbirinden ilginç destinasyonlarıyla aileleri ağırlamaya hazır. İzmir’in Selçuk ilçesinde bir dağ köyü olan Şirince, mimarisi, küçük yöresel dükkanları ve çocukların ilgisini çekecek Matematik Köyü ve Tiyatro Medresesi ile kasım ayı için keyifli bir gezi alternatifi oluşturuyor. Ailecek İzmir’in kumrusundan tadıp çocuklarla Şirince’nin dar sokaklarında kaybolabilirsiniz.
Türkiye’nin tatil cenneti Antalya’da ise 5 yıldızlı otel konforunda şehri ve ilçeleri keşfetmek mümkün. Tarihi Osmanlı evlerini görmek için Kaleiçi’nde kısa bir tur atmak, Side Antik Kenti ve Aspendos’u ziyaret etmek, Manavgat Köprülü Kanyon’da serin sularda mola vermek ve Beldibi Mağarası’nda kaya sığınaklarını keşfetmek için şehir ziyaretçilerini bekliyor.



Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
TT

Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)

Bilim insanları Dünya'daki suyun asteroitlerden gelmediğini ve gezegenin bunu kendi başına üretecek kapasiteye sahip olduğunu öne sürdü.

Dünya'daki suyun kökeni, yaşamı mümkün kılan temel maddeler arasında olmasından dolayı, büyük önem arz eden bir konu. Bu nedenle hidrojeninin ne zaman ve nerede oluştuğunu saptamak gerekiyor: Hidrojen olmadan su ve su olmadan da bildiğimiz türden yaşam var olamaz.

Yaygın kabul gören bir teoriye göre su bileşenleri, yaklaşık 4,5 milyarlar yıl önce oluşan gezegenin ilk dönemlerinde yeryüzüne düşen göktaşlarının içindeydi.

Ancak bulguları hakemli dergi Icarus'ta yayımlanan çalışmaya göre suyun oluşması için göktaşlarına ihtiyaç duyulmamış olabilir.

Bilim insanları enstatit kondrit denen nadir bir meteorit türüne odaklandı. Bu göktaşları Dünya'nın 4,5 milyar yıl önceki yapısına benzedikleri için gezegenin ilk dönemleri hakkında fikir verebiliyor.

Daha önce yapılan bir çalışmada bu türden bir örnekte hidrojen tespit edilmiş ancak elementin kayada kendiliğinden mi bulunduğu yoksa daha sonra mı bulaştığı belirlenememişti.

Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları yeni çalışmada X ışınlarından yararlanarak aynı türden farklı bir göktaşının kimyasal yapısını ortaya çıkarmaya çalıştı.

Ekip göktaşı içindeki hidrojenin sülfür molekülleriyle bağlantılı olacağını düşünerek ışını buna göre ayarladı. Şaşırtıcı bir şekilde hidrojen sülfür, bekledikleri bölgenin dışındaki kristalize kısımda yoğunlaşmıştı.

Diğer yandan meteoride Dünya'da bir şeyler bulaştığına işaret eden, çatlak veya pas bulunan bölgelerinde hidrojen yok denecek kadar azdı.

Bilim insanları bu nedenle hidrojenin göktaşında her zaman olduğunu ve sonradan bulaşmadığını düşünüyor.

Bu durum popüler teoriyi destekliyor gibi görünse de araştırmacılar, bu meteoridin Dünya'nın ilk dönemlerine benzemesine dikkat çekiyor.

Göktaşında doğal yolla oluşan hidrojen sülfür miktarına dayanarak gezegenin de yaşamı mümkün kılan ilk su moleküllerini üretecek tüm hidrojene sahip olabileceğini öne sürüyorlar.

Çalışmaya liderlik eden Tom Barrett "Analiz bize numunenin hidrojen sülfür içerdiğini, sadece beklediğimiz yerde olmadığını söylediğinde inanılmaz derecede heyecanlandık" diyor.

Makalenin ortak yazarı James Bryson da "Artık gezegenimizi inşa eden malzemenin hidrojen açısından daha önce düşündüğümüzden çok daha zengin olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor. 

Bu bulgu Dünya'daki suyun, gezegenimiz oluştuktan sonra onu tesadüfen bombardımana tutan hidratlı göktaşlarından ziyade doğal bir süreç sonucu oluştuğu fikrini destekliyor.

Ancak yeni çalışma tartışmayı kesin bir şekilde kapatmıyor. Dünya'da suyun kendiliğinden oluşabileceğine dair önemli bir bulgu sunsa da göktaşları süreçte kritik bir rol oynamış olabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, Discover Magazine, Icarus