AB’den 2021'in ilk yarısında aşı dağıtımına ilişkin iyimser senaryo

AB’den 2021'in ilk yarısında aşı dağıtımına ilişkin iyimser senaryo
TT

AB’den 2021'in ilk yarısında aşı dağıtımına ilişkin iyimser senaryo

AB’den 2021'in ilk yarısında aşı dağıtımına ilişkin iyimser senaryo

Avrupa Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrol Merkezi (ECDC) Direktörü, Avrupa Birliği’nin (AB) yeni tip koronavirüse (Kovid 19) karşı geliştirilen aşının ilk dozlarını iyimser senaryoya göre 2021 yılının ilk çeyreğinde AB ülkelerinde dağıtmayı beklediğini açıkladı.
ECDC Direktörü Andrea Ammon, dün (Çarşamba) AFP haber ajansına verdiği röportajda, Avrupa'da mevcut durumun endişe verici olduğunu ve tüm göstergelerin kötü yönde gittiğini vurgulayarak, Avrupalıları ne kadar zor olursa olsun getirilen kısıtlamalara uymaya çağırdı. 
Ammon açıklamasında, mevcut durumda vaka sayısının Mart ve Nisan aylarındaki ilk vaka dalgası kadar olduğu ve azaltılması için daha fazla zamana ihtiyaç olduğu" konusunda uyardı. Ayrıca Ammon, “İlk Avrupa aşılarını piyasaya sürmenin uzun ve belirsiz bir yol olduğunu ve bunun birkaç ay sürebileceğini" ifade etti.
Ammon, Avrupa'da ilk aşıların beklenen tarihiyle ilgili sorulan soruya cevaben, "İyimser senaryoya göre gelecek yılın ilk dönemi. Ancak bu konuda kesin bir şey diyemem” dedi.
Ammon, "Genel olarak savunmasız gruplar ve sağlık personeli ilk sırada olacak. Ancak onları en doğru şekilde tanımlamaya çalışıyoruz. Çünkü bu grupların sayısı yüksek" açıklamasında bulundu.
Avrupa’dan bir ​​kaynak, Pfizer ve BioNTech'in ortak geliştirdikleri aşının yüzde 90'ın üzerindeki etkinlik sağladığını açıklamasının ardından yaptığı açıklamada, aşının AB ülkelerinde kullanımına izin verilmesinin 2021 başlarında gerçekleşebileceğini duyurdu. Bu da koronavirüsün yayılmasını durdurma umudunu yeniden canlandırdı. ABD yetkilileri ise bunun için birkaç haftadan bahsetti. Ammon konuyla alakalı yaptığı açıklamada, "Elbette Pfizer şirketinin duyurusu çok umut verici. Ancak bu bir basın açıklaması, uzman değerlendirmesi değil. Bu yüzden nihai görüşü beklememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

AB Komisyonu,  Pfizer ve Biontech ile sözleşme imzaladı
Aşının 3. faz denemeleri tamamlandıktan sonra Avrupa İlaç Kurumu tarafından sonuçların değerlendirilmesi ve aşıyı piyasaya sürmek için lisans verilmesi gerekiyor. Ammon, "Şuan üretime başlamalıyız. Daha sonra aşılamaya başlayacağız" dedi. AB Komisyonu Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Pfizer ve Biontech ile 300 milyon doz tedarik etmek için bir sözleşme imzaladığını duyurdu. ECDC, ulusal makamlarla işbirliği içinde, şu anda hangi gruplara öncelik verileceğini belirleyen kurallar üzerinde çalışıyor.
İngiltere'deki tıp alanından kıdemli bir yetkili, Kovid-19 aşısına duyduğu güveni dile getirdi. Ancak DPA’nın haberine göre yetkili, İngiltere hükümetinin tüm kriterleri karşılamadığı sürece halkın kullanımına yönelik herhangi bir aşı sunmayacağını da vurguladı.
Profesör Jonathan Van-Tam dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, " doğru ve etik" ise, aşıyı bekleme listesindeki ilk kişi olacağı güvencesini verdi. Ayrıca 78 yaşındaki annesini, istendiğinde aşıyı almaya teşvik ettiğini belirtti.
Ancak Van-Tam, klinik deneylerin 3 aşamasının olduğunu ve kriterlerin aşılara yönelik alışıldık deneylerde olduğu gibi bundan daha az olmayacağını belirterek, “Bu bir halk sağlığı acil durumu" dedi.
Profesör Van-Tam açıklamasında, “Büyük ölçekli üretim yapma kararları almış şirketler risk altında. Bu onlar için bir tehlike demek. Çünkü üreticileri testin üçüncü aşamasını geçemezse, ürettikleri her şeyi tam anlamıyla imha etmek zorunda kalacaklar" diye konuştu.
Söz konusu açıklamalar, İngiltere ile dağıtım anlaşmaları imzalayan beş geliştiriciden biri olan Pfizer ve Biontech’in geçen Pazartesi günü, aşı denemelerinin üçüncü aşamasında koronavirüsü önlemede yüzde 90 etkinlik elde ettiklerini açıklamasının ardından geldi.
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, Salı günü yaptığı açıklamada İngiltere'nin Ulusal Sağlık Servisi'nden (NHS) Aralık ayı başından itibaren vatandaşları aşılamaya hazırlanmasını istediğini açıkladı.
Pfizer ve Biontech aşısına atıfta bulunan Van Tam, "40 milyon doza kadar sipariş verme seçeneğimiz var. İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu (MHRA) güvenlik ve etkinliği konusunda karar verene kadar hiçbir şey kullanmayacağız” dedi.



Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN