Dehşet veren fotoğraflar: Yılan balığı kendisini yutan kuşun boğazını parçaladı

Genelde 60-80 santimetre boyundaki yılan balıkları, nadiren 1 metreden uzun olabilir (Fotoğraflar: Sam Davis)
Genelde 60-80 santimetre boyundaki yılan balıkları, nadiren 1 metreden uzun olabilir (Fotoğraflar: Sam Davis)
TT

Dehşet veren fotoğraflar: Yılan balığı kendisini yutan kuşun boğazını parçaladı

Genelde 60-80 santimetre boyundaki yılan balıkları, nadiren 1 metreden uzun olabilir (Fotoğraflar: Sam Davis)
Genelde 60-80 santimetre boyundaki yılan balıkları, nadiren 1 metreden uzun olabilir (Fotoğraflar: Sam Davis)

Yılan balığının kendisini avlayan balıkçılın midesini gökyüzünde yararak dışarı çıktığı çarpıcı anlar kameralara yansıdı.
ABD’nin Delaware eyaletindeki bir kıyı bölgesinde yaşanan ilginç olay, 58 yaşındaki mühendis Sam Davis tarafından görüntülendi. 
Hayvanlara yaklaşık 70 ila 90 metre uzaklıkta duran Davis, uzun mesafeli çekimler için taşıdığı telefoto lens sayesinde net görüntüler yakalayabildi.
Davis olayı gördüğü anda ilk başta bir yılan ya da yılan balığının balıkçılın boynunu ısırdığını zannetti.

Fakat eve dönüp görüntüleri yakından incelediğindeyse yılan balığının balıkçılın midesini parçalayarak çıktığını fark etti.  
Davis "Yılan balığını görebiliyordum, gözleri fark ediliyordu" dedi.
Avustralya Ulusal Balık Koleksiyonu’ndan (CSIRO) balıkbilimci John Pogonoski fotoğrafların "muazzam bir görüntüyü" yakaladığını belirterek şunları söyledi:
"Benim bildiğim kadarıyla kuş türlerinde bu ya çok ender yaşanan ya da çok nadir görüntülenen bir olay."
Pogonoski ve meslektaşı diğer bilim insanları, Memoirs of the Queensland Museum adlı bilimsel dergide yılan balıkları üzerine 27 Mayıs’ta yayımlanan bir makale kaleme aldı.

Makalede yılan balıklarının kendilerini avlayan balıkların midelerini kafalarını ya da kuyruklarını kullanıp yararak nasıl çıktığı incelendi.
"Fakat yılan balıkları çok uzağa kaçamıyor” diyen Pogonoski, şöyle konuştu:
"Yılan balıkları kendilerini avlayan hayvanların sindirim sisteminden kaçmayı başarsa bile avcının kas bağlarına ya da yüzme kesesine takılıp dışarı çıkamayabilir."
Pogonoski, fotoğrafta görüntülenen balıkçılın akıbetine ilişkin tahminde de bulundu:
"Büyük ihtimalle balıkçıl sağ kurtulmuştur. Durumu çok da kötü görünmüyordu. Fakat her şey yarasının ne kadar iyi iyileştiği ve enfeksiyon kapıp kapmadığına bağlı."
Balıkbilimci, yılan balığınınsa “ancak suya ya da suya yakın bir bölgeye düşmesi durumunda kurtulabileceğini” söyledi.
 
Independent Türkçe, Live Science



"Bizim mahallemizdeki" gaz devine dair güçlü kanıtlar bulundu

 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)
 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)
TT

"Bizim mahallemizdeki" gaz devine dair güçlü kanıtlar bulundu

 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)
 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)

Bryony Gooch 

Gökbilimciler Güneş'e yakın bir yıldız sistemindeki bir yıldızın yörüngesinde dönen dev bir gaz gezegenine dair güçlü kanıtlar buldu.

Dünya'dan 4 ışık yılı uzaklıktaki üçlü yıldız sistemi Alpha Centauri, bilim insanlarının Güneş Sistemi dışındaki dünyalara yönelik araştırmalarında uzun zamandır cazip bir hedef oldu. Bilim insanları astronomik açıdan Dünya'ya yakın bir komşu olabilecek ve hatta yaşamı destekleyen uydulara sahip olabilecek, yaşam barındırmayan bir gezegen buldu.

Geçen yıl tespit edilen bu potansiyel gezegen, daha sonraki gözlemlerde ortadan kaybolmuştu. Ancak gökbilimciler NASA'nın güçlü James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanarak yeni işaretler saptadı.

Eğer varlığı doğrulanırsa bu cisim, Güneş benzeri bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde dönen, Dünya'ya en yakın gezegen olacak.

Oxford Üniversitesi'nde uzay araçları alanında öğretim üyesi olan Dr. Carly Howett, BBC'ye yaptığı açıklamada, "4 yıl uzun bir yol ama galaktik açıdan çok yakın; bu cisim bizim mahallemizde" diyor.

Güneş'e benzeyen, yaklaşık aynı sıcaklık ve parlaklıkta bir yıldızın etrafında dönüyor. Yaşanabilir dünyaları düşünmek istiyorsak bu gerçekten çok önemli.

Öte yandan bilim insanları, gezegen adayı bir gaz devi olduğu için bildiğimiz anlamda yaşamı desteklemeyeceğini söylüyor.

NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı ve Caltech'in IPAC astronomi merkezindeki NASA Ötegezegen Bilimleri Enstitüsü'nden Charles Beichman "Bu sistemin bize bu kadar yakın olması nedeniyle, keşfedilen herhangi bir ötegezegen, bizimki dışındaki gezegen sistemleri hakkında veri toplamada en iyi fırsatı sunacak" diyor.

Beichman "Ancak bu yıldızlar çok parlak, yakın ve gökyüzünde hızla hareket ettiğinden dünyanın en güçlü uzay teleskobuyla bile bu gözlemleri yapmak son derece zor" diye ekliyor.

Yıldızlar muazzam miktarda parlak ışık üreterek yakındaki nesneleri örtebilir ve bu da potansiyel gezegenin neden kaybolmuş gibi göründüğünü açıklayabilir.

Beichman "Webb evrendeki en uzak galaksileri bulmak üzere tasarlandı ve optimize edildi. Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü'ndeki operasyon ekibinin sadece bu hedefe özel bir gözlem dizisi oluşturması gerekti ve ekstra çabaları olağanüstü bir şekilde sonuç verdi" diye ekliyor.

Bu cisim şimdiye kadar görülenler arasında yıldızına en yakın gezegen olacağı için potansiyel gezegenin doğrulanması, ötegezegen görüntüleme çalışmalarında yeni bir dönüm noktası anlamına gelecek.

Ekibin araştırmasını ele alan iki makalenin ortak başyazarı olan, Caltech'ten doktora öğrencisi Aniket Sanghi, "Aynı zamanda sıcaklık ve yaş bakımından Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlere en çok benzeyen ve evimiz Dünya'ya en yakın olanı" diyor.

Birbirine yakın iki yıldız içeren bir sistemde bulunması, gezegenlerin kaotik ortamlarda nasıl oluştuğu, hayatta kaldığı ve geliştiğiyle ilgili anlayışımıza meydan okuyacak.

Gökbilimciler yeni teknolojileri test etmek için özel ekipmanlarla donatılan ve Mayıs 2027'de fırlatılması beklenen NASA'nın Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu adlı yeni teleskobunu yeni yaşam arayışında kullanmayı umuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news