Hindistan, 3 ayrı Kovid-19 aşısında ileri aşamaya geldi

Hindistan, koronavirüs vaka sayısında ABD’nin ardından ikinci sırada yer alıyor. (AP)
Hindistan, koronavirüs vaka sayısında ABD’nin ardından ikinci sırada yer alıyor. (AP)
TT

Hindistan, 3 ayrı Kovid-19 aşısında ileri aşamaya geldi

Hindistan, koronavirüs vaka sayısında ABD’nin ardından ikinci sırada yer alıyor. (AP)
Hindistan, koronavirüs vaka sayısında ABD’nin ardından ikinci sırada yer alıyor. (AP)

Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede sürü bağışıklığına bir an önce ulaşmak için uluslararası alandaki aşı arayışı devam ediyor, Hindistan Başbakanı, 3 aşı üzerinde çalışmalarda ileri aşamalara gelindiğini duyurdu.
Hindistan'ın ilk yerli üretim aşı adayı "covaxin" üretimine yönelik çalışmalar, ülkenin farklı bölgelerinde üçüncü aşamaya girdi. Haydarabad şehrindeki Bharat Biotech şirketi temmuz ayında başlayan aşı çalışmalarında ilerleme kaydetti. Şirket geçtiğimiz günlerde aşıyı 2021 ortalarında dağıtmaya başlatma planlarını duyurdu. Covaxin aşısının insanlar üzerinde denenme çalışmalarında baş araştırmacı olarak görev yapan Dr. Venkata Rao, "Koronavirüse karşı geliştirilen uygun bir aşı arayışı son aşamaya geldi" dedi. Aligarh İslam Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Tarık Mansur, Aligarh Üniversitesi Cevahirlal Nehru Tıp Fakültesi Hastanesi’nde başlayan üçüncü aşama deneylerinde gönüllü olmak için adını yazdırdı. Söz konusu hastane, ülkede Hindistan Tıbbi Araştırmalar Konseyi tarafından seçilen 21 sağlık kuruluşu arasında yer alıyor.
Hindistan Tıbbi Araştırmalar Konseyi'nden uzman Dr. Rajni Kant'ın yaptığı açıklamaya göre aşının etkinliği kanıtlandı. Kovid-19 virüsü üzerinde çalışan ekipte yer alan Dr. Kant, "Gelecek yılın başlarında, şubat veya mart aylarında bir aşının hazır olması bekleniyor" açıklamasında bulundu. Bu durum Hindistan için, AstraZeneca ve Oxford Üniversitesi'nin üzerinde çalıştığı aşıların ertelenmesi halinde önümüzdeki yılın başlarında aşı sunan ülke olma açısından büyük bir umut oldu.
Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Hindistan'da koronavirüs vaka sayısı 106 gün sonra ilk kez 500 binin altına düştü. Hindistan'daki toplam 8,6 milyon enfekte kişiden 8 milyondan fazlası iyileşti. Böylece Hindistan, yüzde 92,7 ile dünyadaki en büyük iyileşme oranının kaydedildiği ülke oldu.
Ahmedabad merkezli Zydus Cadila ilaç şirketinin üzerinde çalıştığı ZyCoV-D adlı aşı adayının, 30 bin gönüllünün katıldığı en büyük klinik denemelerde üçüncü ve son aşamasının tamamlanması bekleniyor. Her şey yolunda giderse aşının gelecek yıl mart ayına kadar hazır olacağı biliniyor. Şirket ayrıca Kovid-19 virüsüne karşı başka bir aşı daha üretmeye çalışıyor. Klinik deneyler için önceki veriler Oocak ayına kadar açıklanacak. Şirketin başkanı Pankaj Patel telefon ile yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:
"Şu ana kadar işler sorunsuz ve istikrarlı bir şekilde ilerledi. Ancak sonuçlar tamamlanana kadar yorum yapmak uygun değil. Diğer ülkelerden çoğu kişi aşıya büyük ilgi gösteriyor. Diğer pazarlarda kullanılması için bir lisans vereceğiz. Böylece üretim kapsamını Hindistan dışına genişletebiliriz."
Yılda 100 milyon doza kadar yurt içi üretim kapasitesine ulaşan şirket, üretim kapasitesini artırarak yıllık 150 milyon doza ulaşmak amacıyla bir üretici ile sözleşme imzaladı. Hindistan Genel İlaç Denetim Kurumu (DCGI) da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki düzenleyici kurumların bu aşıların deneme aşamaları başarıyla tamamlandıktan sonra aşılamaya başlamak amacıyla Kovid-19 aşıları için bir acil durum lisansı vermesi bekleniyor.
Yarışa katılan bir diğer aşı da Genova Biopharma firmasına ait olan ve ABD'nin Seattle eyaletindeki HDT Biotech Corporation şirketi ile iş birliği içinde hazırlanıyor. Aşı, şu an deneme aşamasında ve ileri düzeyde başarı sağlanıyor.

Yabancı şirketlerin deneyleri
Söz konusu çalışmalara paralel olarak Hindistan’ın Pune şehrindeki, hacim olarak dünyanın en büyük aşı üreticisi konumunda olan Hindistan Serum Enstitüsü (SII), AstraZeneca firmasından lisansı bulunan, Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan aşı için klinik denemelerin son aşamasına girdiğini duyurdu. Enstitü, 2021-2022'nin sonundan önce dünya çapında virüse karşı 5 aşıdan bir milyar doz hazırlamak için çalışıyor.

Enstitü CEO’su Adar Poonawalla, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Planımız, 2021'in başında AstraZeneca'dan lisans almamızla başlayarak her üç ayda bir en az bir aşı hazırlamak. Aşının önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde ve belki de gerekli ruhsatlar erken alınırsa daha erken hazır hale getirilmesi bekleniyor. Böylece aşılama süreci ocak ayında başlayabilir. Şu an 20 ila 30 milyon doz üretiyoruz. Üretim ayda 70 ila 80 milyona çıkabilir. Aşının geçerlilik süresi nedeniyle şu an daha az miktarda üretiyoruz."
Hindistan Serum Enstitüsü’nün ikinci aşısının, Novavax tarafından ortaklaşa üretilen protein “covax” olması muhtemel görülüyor. Bill ve Melinda Gates Vakfı, Serum Enstitüsü'nün Oxford Üniversitesi ve Novavax'tan gelecek vaat eden aşı üretimini desteklemek için 150 milyon dolarlık risk finansmanı sağladı. Hindistan Serum Enstitüsü'nün yönetici direktörü Dr. Suresh Jadhav'a göre aşı üreticisi Aralık 2020'ye kadar 60 ila 70 milyon doz tedarik edebilecek. Ancak lisans aldıktan sonra 2021'den önce pazarda bulunamayacak. Hindistan ayrıca ülkede Rus aşısı "Sputnik V" üzerinde klinik denemelerin ikinci aşamasını yürütmesi için ilaç şirketi Dr. Reddy's Laboratories’e lisans verdi. Rusya, insanlarda test edilmesinden iki aydan kısa bir süre sonra dünyada Kovid-19 virüsüne karşı aşı tescil ettiren ilk ülke olmuştu.
Dr. Reddy’s şirketi, deneylerin ikinci aşamasına 100 kişinin, üçüncü aşamaya ise bin 400 gönüllünün katıldığını bildirdi. Şirketin geçen ay verdiği bilgilere göre Hindistan'daki yetkili makamdan lisans alınmasının ardından Rusya Doğrudan Yatırım Fonu, Dr. Reddy’s şirketinin 100 milyon doz aşı üretmesi için finansman sağlayacak.
Dünya çapında "Pfizer" şirketi tarafından üretilen aşının etkinliğine ilişkin erken verilerin ardından Japonya, Birleşik Krallık ve ABD gibi ülkelerin de dahil olduğu doz üretimine Hindistan ise katılmadı. Pfizer şirketi, Hindistan'daki herhangi bir dağıtım şirketi ile anlaşma sağlayamadı. Hint hükümeti aşının Hindistan'da sağlanması konusunda aşı üreticisi Pfizer ile diyalog kurma isteğini belirtti. Ancak aşının 70 derecenin altındaki sıcaklıklarda saklanması gerektiği için endişeler oluştu. Bu durum, Hindistan'da aşının büyük ölçekli üretimini engelleyen bir sorun olarak ön plana çıkıyor.

Dağıtım ve lojistik destek için 7 milyar dolar
Süreci yakından takip eden kaynaklara göre Hint yönetimi, nüfus bakımından en büyük ikinci ülke olan Hindistan’da aşılama için 500 milyar rupi (yaklaşık 7 milyar dolar) ayırdı. Hindistan, aşı hazır olur olmaz ilk 6 ayda Kovid-19 aşısını doldurmak için yaklaşık 610 milyon cam şişeye ihtiyaç duyacak. Bu nedenle şırıngalar üzerinde çalışan ilaç şirketleri talebi hemen karşılamaya yetecek kadar stoklara sahip olmak için üretime başladı. Resmi kaynaklara göre önümüzdeki altı ayda 930 şişe üretme kapasitesi de eklenecek. Diğer yandan diğer üreticiler de üretim kapasitesini artırmayı planlıyor.
Aşı pazarda mevcut hale geldikten sonra bile lojistik destek, ülkede sorun olacak. Hindistan'da dozları taşımak için 28 bin soğutma ünitesi ve yaklaşık 700 soğutmalı kamyon (buzdolabı) sağlanması gerekecek. Bu nedenle hükümet, Kovid-19 aşısının eşi görülmemiş doz hacmi göz önüne alındığında bu konuda devlet ve özel şirketlerden yardım almanın yanı sıra soğuk hava depolarını da artırmaya çalışıyor. Doktor ve hemşire sayısı açısından da devletin ve özel sektörün aşı enjeksiyonlarını gerçekleştirecek yeterli işgücüne sahip olması bekleniyor. Hükümet, küresel aşılama programının bir parçası olarak bir yıl içinde yaklaşık 400 milyon doz aşı sağlamak için çalışıyor. Hindistan Sağlık Bakanı Rajesh Bhushan geçen hafta yaptığı açıklamada hükümetin hastalığı önlemek amacıyla bu program için  altyapısını kullanacağını bildirdi. Ülkedeki özel hastaneler de doktorlarını ve hemşirelerini eğitmek için çalışıyorlar. Sağlık hizmeti sağlayıcılarının en büyük zinciri olan Apollo Hospital Enterprises, geçtiğimiz ay boyunca  klinikler, sağlık merkezleri ve eczanelerin yanı sıra 70 hastaneden oluşan ağı aracılığıyla günde bir milyon doz aşı sağlamak için çalıştıklarını bildirdi.



Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
TT

Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)

İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un internet sitesi Ynet, dün yayımladığı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in görevine başladıktan sonraki ilk resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştireceğini bildirdi.

Habere göre Merz, bugün (pazar) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelecek.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, X platformundaki paylaşımında Almanya’yı İsrail için ‘önemli bir ortak’ olarak niteledi. Saar, iki ülke ilişkilerinin sürekli geliştiğini belirterek Merz’in ziyaretinin bu ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Saar ayrıca, Almanya’nın geçen hafta ilk kez kendi topraklarında İsrail’e ait Arrow balistik füze savunma sistemi bataryası konuşlandırdığını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in İsrail’e yaptığı ilk ziyarette, Berlin’in Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarına ve işgal altındaki Batı Şeria’daki şiddete yönelik son dönemdeki itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ‘özel’ ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

Merz, Ürdün’ün Akabe kentinde Kral 2. Abdullah ile yaptığı iki saatlik kısa görüşmenin ardından İsrail’e geçti. Şansölyenin bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi planlanıyor.

Ziyaret, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana iki yılı aşkın süredir uluslararası alanda yalnızlık yaşayan Netanyahu açısından dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Savaşa ve yarattığı sonuçlara rağmen Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Almanya-İsrail ilişkilerinin sağlam, yakın ve güvene dayalı’ olduğunu vurguladı.

Almanya, İsrail’e güçlü destek veriyor ve bunu Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı nedeniyle taşıdığı tarihi sorumlulukla açıklıyor. Merz’in bugün, Nazi Almanya’sı tarafından öldürülen Yahudi kurbanların anısını yaşatan Yad Vashem Anma Merkezi’ni ziyaret etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Berlin, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun ağırlaşmasıyla birlikte son aylarda İsrail’e yönelik söylemini sertleştirdi.

Geçtiğimiz ağustos ayında Merz, İsrail’in kuşatma altındaki ve büyük ölçüde yıkıma uğramış Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasına tepki olarak, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatına kısmi kısıtlama getirme kararı almış ve bu adım ülkede siyasi tartışmaya yol açmıştı.

‘Söylem farklılığı’

Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, iki ülke arasındaki ‘söylem farklılığına’ dikkat çekti.

Şansölye ile İsrail Başbakanı’nın bugün Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için yürütülen çabaları ele alması bekleniyor.

Bu anlaşma, İsrail ile Hamas’ın neredeyse her gün karşılıklı ihlal suçlamaları yöneltmesi nedeniyle hâlâ kırılgan. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören planının tam olarak uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soru işaretlerini artırıyor.

Hille cuma günü, ‘yerleşimci şiddetinde büyük artış’ yaşandığını belirterek, bu durumu tekrardan kınadı ve İsrail hükümetine ‘yerleşim inşasını durdurma’ çağrısını yineledi.

Geçtiğimiz ağustos ayında açıklanan silah ihracatı kısıtlaması, Netanyahu hükümetinden sert tepki çekmişti. İsrail yönetimi, geleneksel müttefiki Almanya’yı bu adımla ‘Hamas terörünü ödüllendirmekle’ suçlamıştı.

Şansölye Merz’in, kararını İsrail Başbakanı’na telefonla bildirmesi sırasında ‘tartışmanın alevlendiği’ bildirildi.

Ancak Alman solunun radikal kanadındaki Die Linke partisine bağlı Rosa Luxemburg Vakfı’nın Tel Aviv Ofisi Direktörü Gil Shohat, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, bunun iki lider arasındaki ‘söylemsel bir ayrışmadan’ öteye gitmediğini söyledi.

Öte yandan Alman ordusunun çarşamba günü İsrail dışında ilk kez konuşlandırılan Arrow füze savunma sisteminin ilk bölümünü faaliyete geçirmesi, Almanya’nın uzun vadeli güvenliği açısından İsrail’e duyduğu bağımlılığın boyutunu ortaya koydu.

Berlin ayrıca son dönemde, insansız hava araçlarına (İHA) karşı savunmasını güçlendirmesi konusunda İsrail’den aldığı desteğe dikkat çekti.

Yüksek beklentiler

Almanya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına onay vermesi, perşembe günü alınan kararla ülkede geniş destek görürken, bazı diğer ülkelerde boykot çağrılarını tetikledi.

Gil Shohat, Almanya Şansölyesi’nin Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etmesini, ‘normalleşmemesi gereken bir durumda olumsuz bir normalleşme işareti’ olarak değerlendirdi.

Friedrich Merz, şubat ayı sonunda parlamentoyu kazandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada, UCM’nin hakkındaki yakalama kararına rağmen Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebileceğini söylemişti.

Ancak Şansölyelik makamı daha sonra bu meselenin ‘şu anda gündemde olmadığını’ bildirdi.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Kudüs Ofisi Direktörü Michael Rimmel ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Berlin’den ‘sürekli bir destek işareti’ beklediğini ve kendisinin şu anda ‘yüksek beklentilere’ sahip olduğunu söyledi.

Öte yandan Rimmel’e göre Berlin’in son aylarda yaptığı çağrılar, Donald Trump’ın ‘daha güçlü etkisi’ karşısında sınırlı kalıyor. Rimmel, Trump’ın Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’i baskı altına alabilen ‘tek aktör’ olduğunu belirtti.


ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.