Ramallah, İsrail ile ikili ilişkilere geri döndü

Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı El-Bire bölgesinde toplanan Filistinliler, Pompeo’nun Batı Şeria’daki Psagot Yahudi yerleşim birimine gerçekleştirdiği ziyareti protesto ettiler (AP)
Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı El-Bire bölgesinde toplanan Filistinliler, Pompeo’nun Batı Şeria’daki Psagot Yahudi yerleşim birimine gerçekleştirdiği ziyareti protesto ettiler (AP)
TT

Ramallah, İsrail ile ikili ilişkilere geri döndü

Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı El-Bire bölgesinde toplanan Filistinliler, Pompeo’nun Batı Şeria’daki Psagot Yahudi yerleşim birimine gerçekleştirdiği ziyareti protesto ettiler (AP)
Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı El-Bire bölgesinde toplanan Filistinliler, Pompeo’nun Batı Şeria’daki Psagot Yahudi yerleşim birimine gerçekleştirdiği ziyareti protesto ettiler (AP)

Filistin Yönetimi, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyetlerini yürüten Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) Koordinatörü Kamil Ebu Rukn’dan gelen bir mektubun ardından, güvenlik bağlantıları da dahil olmak üzere İsrail ile tüm ilişkileri eski haline döndürdü. Mektubun içerisinde, İsrail'in anlaşmalara bağlı olduğu ifade ediliyor.
Ramallah yönetiminden kaynaklar Şarku’l Avsat'a şunları aktardı: "Doğrudan temaslar Avrupa ülkeleri aracılığıyla başladı, taraflar arasında karşılıklı mesaj alışverişi gerçekleşti. Önceki dönemlerde, iki ülke arasında, bazıları doğrudan bazıları ise Fransa, Almanya, İngiltere ve Norveç üzerinden olmak üzere iletişim kanalları mevcuttu. Norveç son dönemde bu hususta yoğun bir rol oynamaya başladı, ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin eski haline dönmesi için herhangi bir arabulucuya gerek duyulmadı. Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh, COGAT Başkanı Kamil Ebu Rukn’a anlaşmaların akıbetini sordu. Ebu Rukn ise İsrail'in anlaşmalara bağlı olduğunu belirtti.”
Filistin yönetimi, Trump'ın Batı Şeria'nın bazı kısımlarını ilhak etme planları kapsamında İsrail’le yaklaşık 6 ay askıya alınan ilişkilerin yeniden sürdürüleceğini resmen duyurdu. Filistin yönetimi ayrıca vergi gelirlerini almayacağını da açıkladı. Bu durum Filistin yönetimini boğucu bir mali krize sokmuş oldu. Filistin yönetiminin İsrail ile askıya alınan ikili ilişkileri sürdürme kararı, mevcut aşamada güvenliği ve sivil koordinasyonu yeniden sağlamayı içeriyor. Bu da ileriki bir aşamada siyasi müzakerelere geri dönmeyi gerektirebilir.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Yönetim olarak beklediğimiz bir mesaj aldık. İsrail bizimle imzalanan anlaşmalarına uymaya hazır olduğunu ifade ediyor. Filistin yönetimi üç şart belirledi ve ilişkilerin yeniden başlaması için İsrail’den bunlardan birini seçmesini talep etti. İlk şart, müzakerelerin uluslararası dörtlü komisyon gözetiminde yeniden başlaması.
İkinci şart, doğrudan müzakerelerin eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde kalınan noktadan devam ettirilmesi. Üçüncü şart, İsrail hükümetinin, Filistin yönetimi ile yaptığı anlaşmalara bağlı olduğuna dair yazılı bir açıklama sunması" ifadelerine yer verdi.
Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh İsrail'in mesajının kendilerine ulaşmasının ardından, kısa süre içerisinde, "Filistin’in zaferini" ilan etti. Bu açıklama, Filistin topraklarında bir eleştiri tufanına ve Filistin yönetiminin politikalarına karşı büyüyen bir öfkeye yol açtı. Hüseyin eş-Şeyh açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Filistin yönetimi, Filistin halkının maruz kaldığı büyük acı, baskı ve abluka dönemini sona erdirmeye çalışacaktır. Bu yeni durum, uluslararası bir gözetim ile birlikte yeni bir siyasi rotaya girilmesini sağlayabilir. Özellikle de farklı ve yeni bir ABD tutumunun varlığı ile bu sağlanabilir. Filistin ile mevcut ABD yönetimi arasındaki ilişkiler 3 yıldan fazla bir süredir kopmuş durumda.”
Filistin’in "bu adımını" memnuniyetle karşılayan İsrailli üst düzey yetkililer, “Bu, birkaç haftadır hazırladığımız bir şey. İsrail'de, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz'ın Avrupa Birliği büyükelçileriyle yaptığı görüşmede Filistinlilere açık mesajlar ilettiği ve bu mesajlarında yenilenmiş güvenlik koordinasyonu talebinin yer aldığı açıklandı. Bunun üzerine COGAT Başkanı Kamil Ebu Rukn ile Filistinli mevkidaşları arasında sessiz temaslar gerçekleşti.
İsrail medyası, Gantz'ın Filistin Yönetimi ile gerçekleştirilen son görüşmelerden sorumlu olduğunun altını çizdi. Avrupa Birliği büyükelçileriyle, Filistinli yetkililer arasında karşılıklı mesaj alışverişi gerçekleşti. Bu da iki taraf arasında bir yakınlaşmayı doğurdu.
Kendisine yakın isimlerin ifade ettiğine göre Gantz, Joe Biden'in ABD başkanı olarak seçilmesinin Filistinliler için yeni bir "ufuk" açtığına ve "tırmandıkları ağaçtan aşağı inmeleri için bir bahane" oluşturduğuna inanıyor. “Walla!” web sitesinin siyasi muhabiri Barak Ravid’in aktardığına göre İsrailli yetkililer, koordinasyonun yeniden başlaması için bir yol haritası oluşturmak üzere İsrail ve Filistinliler arasında arabuluculuk yapan ülkenin Norveç olduğunu söylediler. Bunun ardından Gantz, COGAT Koordinatörüne, Filistinlilerle diyaloğu sürdürmesi talimatını verdi. Bunun üzerine COGAT Başkanı Kamil Ebu Rukn, Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh ile bir araya geldi. Karşılıklı mesaj alışverişinin şeması ile ilgili taslak çizildi. İsrail'deki güvenlik değerlendirmeleri, güvenlik koordinasyonunun yeniden başlamasının siyasi müzakerelere geri dönüşü sağlayacağı yönünde. İsrail gazetesi Yediot Ahronot bu bağlamda, müzakerelerin sürdürülmesi için bir anlaşma yapılması ihtimalinin uzak olmadığını belirtti; buna gerekçe olarak müzakerelerin yenilenmesinin Filistin yönetimi tarafından talep edileceğini öne sürdü.
Gantz, dün, ayrıntıları masaya yatırmak üzere İsrail Silahlı Kuvvetleri’ndeki (IDF) generallerin yanı sıra üst düzey güvenlik yetkilileri ile bir araya geldi. İsrail gazetesi, ordunun Batı Şeria'da güvenlik alanında koordinasyonu yenilemek için bir eylem planı hazırlayacağını bildirdi. İsrail ve Filistin’in ilişkileri yeniden sürdürmek için bir mekanizma üzerinde anlaştığı varsayılıyor.
İsrail açısından bakıldığında, işbirliğinin yeniden sağlanması, Fetih ve Hamas arasındaki Filistin iç uzlaşmasını yoğunlaştırma olasılığını önemli ölçüde azaltabilir. Bu düşünce, Hamas, İslami Cihad ve Filistin yönetiminin İsrail ile ilişkileri yeniden eski haline döndürmesi kararına şiddetle karşı çıkan diğer gruplar arasında da mevcut.
Hamas, İslami Cihad ve diğer gruplar Filistin yönetiminin İsrail ile ilişkileri eski haline döndürme kararının "ulusal bir ortaklık kurma yönündeki ulusal çabalara, tüm ulusal değerlere ve tüm uzlaşma çabalarına karşı bir darbe" olduğunu öne sürdüler. Ancak bu eleştiriler, önünde açık bir projesi olan Filistin yönetimi tarafından dikkate alınmadı.
Filistin Maliye Bakanlığı temsilcileri, 6 ay önce biriken vergi fonlarının alınmasını düzenlemek üzere İsrail Maliye Bakanlığı temsilcileriyle, dün, hızlı bir şekilde bir araya geldi. Filistin Hükümet Sözcüsü İbrahim Melhem maaşların gelecek ayın başlarında ödeneceğini kaydetti.
Bununla birlikte, İsrail kanalı Kanal 11’in aktardığına göre, Filistinli mahkumların maaşlarının ödenmesi ile ilgili kriterlerde bir değişiklik olabilir. Kanal 11, Filistin Yönetimi'nin batılı diplomatik kaynaklara ilettiği mesajında, İsrail'de tutuklu bulunan Filistinli güvenlik mahkumlarının maaşlarının ödenmesine ilişkin kriterlerin değiştirilmesi ile ilgili talebin yer aldığını belirtiyor. Bu değişiklik çerçevesinde emekli maaşlarının, mahpusların ailelerinin ekonomik ve sosyal durumuna ve aile fertlerinin sayısına göre belirlenmesini gerektirmektedir. Mahkumların çarptırıldığı cezaların şiddeti veya işledikleri suçların boyutu maaş kriterlerindeki olası değişikliklerde kıstas olarak görülmeyecek.
Kanal 11’in haberine göre, Filistin yönetiminin batılı diplomatik kaynaklara ilettiği bu mesajın hedefi, Biden döneminde ABD'nin beklenen finansal desteğinin yeniden elde edilmesinden sonra aleyhinde açılabilecek hukuki davaların önüne geçmek.



İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)

Irak parlamentosunda şu anda ‘en büyük blok’ konumundaki (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, dokuz aday arasından yeni bir başbakan seçmeye hazırlanıyor.

Şii ittifakının genel sekreteri Abbas Radi dün yaptığı açıklamada, adayın Irak’ta kabul görmesi, uluslararası gerekliliklerle başa çıkma becerisine sahip olması ve devlet kaynaklarını partizan amaçlarla kullanmayacağına dair taahhütte bulunması gerektiğini vurguladı. Radi, güvenlik ve ekonomi alanlarında başbakanın görevlerine ilişkin ayrıntılı bir programın, gelecek hükümetin bir parçası olabilecek bir ekip tarafından hazırlanmasının ardından, en olası adayın özelliklerini belirleyecek bir toplantının yapılacağını da sözlerine ekledi.

Koordinasyon Çerçevesi, siyasi normlara uygun olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı makamlarına getirilecek isimlere karar vermek için Kürt ve Sünni güçlerle müzakereler yürütürken, adayları değerlendiren önde gelen siyasi şahsiyetlerden oluşan bir komisyon aracılığıyla faaliyet gösteriyor.

Radi, rekabetin tanınmış önde gelen isimler arasında yaşandığını söyledi.

Radi, Şarku’l Avsat’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin yeni gündeminin bir parçası olarak milis grupların silahları sorununu ele almayı düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, “Hükümet programı, yeni başbakan tarafından uygulanacak güvenlik reformlarını içerecek” ifadelerini kullandı.