Suudi Arabistan “yapay zekaya” 20 milyar dolar ayırdı

Veri ve Yapay Zeka Kurumu (SDAIA) Başkanı: 300 ihtisas şirketi kurmak için çalışmalar başladı

“Yapay zeka” alanına 2 milyarlık dev bir fon tahsis eden Suudi Arabistan konusunda uzmanlaşmış şirketler kuracağını duyurdu. (Şarku’l Avsat)
“Yapay zeka” alanına 2 milyarlık dev bir fon tahsis eden Suudi Arabistan konusunda uzmanlaşmış şirketler kuracağını duyurdu. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan “yapay zekaya” 20 milyar dolar ayırdı

“Yapay zeka” alanına 2 milyarlık dev bir fon tahsis eden Suudi Arabistan konusunda uzmanlaşmış şirketler kuracağını duyurdu. (Şarku’l Avsat)
“Yapay zeka” alanına 2 milyarlık dev bir fon tahsis eden Suudi Arabistan konusunda uzmanlaşmış şirketler kuracağını duyurdu. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan, G20 dönem başkanlığı sürecinde teknolojiyi harekete geçirme, teknolojik gelişmelere cevap verme ve sanayi devrimini benimseme yönünde yapılan çağrılar doğrultusunda dün, “yapay zeka alanına 2030 yılına kadar yaklaşık 20 milyar dolar tahsis edeceğini duyurdu. Krallığın, alternatif ekonomi eksenlerinden biri olma amacıyla attığı adım doğrultusunda teknoloji, bilgi ve veri konusunda uzmanlaşmış 300 şirket kurmayı planlandığı kaydedildi.
Veri ve yapay Zeka Kurumu (SDAIA) Başkanı Abdullah Şeref el-Gamidi, Riyad’ın ev sahipliğini yaptığı G20 zirvesinin oturum aralarında yaptığı açıklamada, Krallığın bu alana önümüzdeki 10 yıl içinde yaklaşık 20 milyar dolar tahsis edeceğini belirterek bunun Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin bir parçası olduğu vurguladı.
Gamidi, bu alanda yabancı yatırımcılar için olduğu kadar Suudi yatırımcıların da yer aldığını belirterek girişim ve inovasyon şirketleri aracılığıyla alternatif bir ekonominin bileşeni olarak yapay zekaya yatırım yapılması için şu anda 300’den fazla inovasyon şirketi kurmak için çalıştıklarını bildirdi.
Gamidi, “geçen yıl Ulusal Veri Bankası’na dayanarak yapay zeka üzerine inşa edilen ‘supervision’ platformunu oluşturabildiklerini ve bu platform sayesinde sadece 2019 yılında 43 milyar riyal tasarruf edildiğini” belirttiği açıklamasında kurumun kısa süre içerisinde elde ettiği başarıya dikkat çekti. Gamidi, söz konusu büyük gelirin, bilgiye dayalı bir ekonomik seçenek olarak yapay zeka ve verilerin girilmesiyle ulusal ekonominin beklediği büyük ve önemli fırsatların olumlu bir göstergesi olduğunu kaydetti.
Gamidi, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ne yönelik açıklamasında bu stratejinin geçen ay Dünya Veri ve Yapay Zeka Zirvesi ile eş zamanlı olarak başladığını ve Ulusal Yapay Zeka Stratejisine dayalı olarak yatırımı teşvik etmek için entegre bir yol haritası tasarladıklarını söyledi. Gamidi, yapay zeka ve veri yatırımı açısından ulusal bir hamle olan Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu Şirketi’ni kurmaya hazırlandıkları bilgisini paylaştı.
Gamidi, teknolojiye dayalı yapay zekanın kullanım alanının genişlemesi ile insan gücüne dayalı bazı işlerin kaybedilmesiyle ilgili artan endişeler hakkında şunları söyledi:
 “Böyle bir kaygının haklı gerekçeleri var ancak diğer yandan yapay zeka ve veri, bunun karşısında teknoloji tabanlı başka iş imkanları da sağlayacaktır. Bu da Suudi Arabistan’da bizi yeni duruma uyum sağlayabilecek ve bunda başarılı olabilecek insan kaynaklarını artırmaya yöneltiyor. Bizler, 2030 yılına kadar bu alanda 20 bin kişiyi yetiştirmeyi hedefliyoruz.”
Gamidi, salgın döneminde yapay zeka ve veriye odaklanan dünyayı koronavirüs salgını sonrasında birçok yeni durumun beklediğine işaret etiği açıklamasının devamında “herkesin dolaylı olarak değiştiğini, örneğin birçok kişinin toplantılar için video konferans iletişim teknolojisini kullandığını ve bu yöntemi çeşitli nedenlerden dolayı geleneksel toplantılara tercih ettiğini” söyledi.
Gamidi, koronavirüs salgını sırasında Suudi Arabistan’da Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu (SDAIA) tarafından geliştirilen yapay zeka uygulamalarına değinerek, bu teknolojinin Suudi Arabistan’ı sosyal mesafe uygulamaları alanında dünyada üçüncü sıraya yükselttiğini kaydetti. Ülkenin farklı yapay zeka sistemleri geliştirme yeteneklerine işaret ederek bu sayede G20’nin ilk zirvesine ev sahipliği yapmayı başardığını vurguladı.
Gamidi, toplu bir biçimde ele alınmaması halinde dijital uçurumun büyüyeceğini ve bu durumun sağlayacağı faydanın ve ferahın adaletsiz bir biçimde dağılımını artıracağını vurguladı. Söz konusu risklerden kaçınma konusunda şunları söyledi:
“Suudi Arabistan G20 başkanlığı döneminde güvenilir yapay zeka, serbest veri akışı, akıllı şehirler, dijital ekonomi güvenliği dahil olmak üzere dijital ekonomilerimizi ve geleceğimizi şekillendirecek en önemli konularda çeşitli diyaloglar başlattı.”
Gamidi, stratejiyle ilgili hedeflerinin gayet ne olduğunu belirterek, bunu “Suudi Arabistan’daki iş gücünü yapay zeka destekli sabit bir yerel veri ve yetenek kaynağına dönüştürmek, veri ve yapay zeka yeteneklerine en uygun mevzuatı hazırlamak” olarak özetledi. Gamidi hedefleri arasında 20 binden fazla veri ve yapay zeka uzmanı olmak üzere 40 bin kişilik doğrudan ve dolaylı iş imkanı sağlamak, veri ve yapay zekayla ilgili iş gücünün yüzde 40’ını eğitmek olduğunu belirtti.
Gamidi, SDAIA’ya yönelik hazırlanan planlara yönelik şu açıklamada bulundu:
“Dijital inovasyonun faydalarından yararlanmak ve paylaşımda bulunmak bu yılki G20 zirvesi gündeminin merkezinde yer alıyordu. Suudi Arabistan bu konudaki müzakerelere ve çalışmalara öncülük etti. Yapay zekanın geleceğini şekillendirme konusundaki küresel diyalogu kolaylaştırmak için önde gelen yıllık entelektüel liderlik platformu ile Dünya Yapay Zeka Zirvesi’nin başlattı. Ayrıca yapay zeka alanında küresel düzeyde yıllık bir etkinlik, iş birliği ve inovasyon platformu olarak bir zirveye imza attı. Bu zirveyi her yıl düzenlemekte kararlıyız.”
Gamidi ayrıca 193 üyeden oluşan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ile yapay zeka alanında bir ortaklık kurduklarını ve birliğe üye devletler aracılığıyla yapay zeka için ulusal hazırlık konusunda en iyi uygulamaları paylaştıklarını vurguladı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.