Türkiye, Suriye’de iki yeni noktaya konuşlanıyor

Suriye’nin kuzeyindeki Halep vilayetinin Afrin bölgesinde geçen salı günü düzenlenen askeri geçit törenine katılan bir savaşçı. (AFP)
Suriye’nin kuzeyindeki Halep vilayetinin Afrin bölgesinde geçen salı günü düzenlenen askeri geçit törenine katılan bir savaşçı. (AFP)
TT

Türkiye, Suriye’de iki yeni noktaya konuşlanıyor

Suriye’nin kuzeyindeki Halep vilayetinin Afrin bölgesinde geçen salı günü düzenlenen askeri geçit törenine katılan bir savaşçı. (AFP)
Suriye’nin kuzeyindeki Halep vilayetinin Afrin bölgesinde geçen salı günü düzenlenen askeri geçit törenine katılan bir savaşçı. (AFP)

Suriye rejiminin İdlib’in güneyindeki Zaviye Dağı’na yönelik saldırıları artarken bölgeden gelen haberler Türkiye’nin gerekli görülmesi halinde Fırat’ın doğusuna harekat gerçekleştirebileceği yönünde. Türkiye, söz konusu gelişmeler doğrultusunda biri İdlib’in güneyinde, diğeri de Rakka’nın kuzeyindeki Ayn İsa’da olmak üzere iki gözlem noktası kurmaya başladı.
Türk güçleri, 20 Kasım günü Hama’nın kuzey ve batısındaki Morek ve Şir Mağar noktalarının tahliyesinden yaklaşık 2 hafta sonra İdlib’in güney kırsalındaki Zaviye Dağı bölgesinde yeni bir gözlem noktası kurdu.
Gözlem noktasına lojistik teçhizat ve hafif silahlar taşıyan sekiz tank ve on nakliye aracı gönderildi. Zaviye Dağı’ndaki Balyun köyündeki bir noktaya da çeşitli zırhlı araçlar ve 200’den fazla asker takviye edildi. Ayrıca Kafr Nabl şehrinde rejim güçlerinin konuşlandığı bölgelere 9 km uzakta askeri bir noktanın inşasına başlandı.
Türk kuvvetleri, Hama’daki Morek ve Şir Mağar noktalarının tahliyesi sonrasında İdlib ve Halep kırsallarındaki iki askeri noktanın tahliyesi için de çalışmalarını sürdürüyor.
Türkiye, Suriye’nin kuzeybatısında, rejim kontrolündeki bölgelerdeki askeri noktalarının tahliyesini gelecek aralık ayına kadar tamamlamayı planlıyor. Tahliyenin, Rusya ile müzakerelerin seyrine, bölgenin geleceğine ilişkin anlayışlara ulaşmada yaşanan ilerlemeye ve Ankara ile Moskova arasındaki anlaşmazlık noktalarındaki gidişata göre gerçekleşmesi bekleniyor.
Rejim ordusuna bağlı keşif uçakları, İdlib’in güney kırsalındaki Zaviye Dağı hava sahasında uçuşlarını sürdürdü. Rejim güçleri, İdlib’in güneyinde Benin, Kansafra, el-Fatire, Kafr Uveyd ve Sufuhon’daki bölgeleri bombaladı.
Bölgeden gelen haberler İdlib yakınlarındaki el-Mastume kampında konuşlanan Türk kuvvetlerinin, rejim güçleri ve onlara bağlı militanların kontrolündeki Serakib şehrine operasyon düzenlediği yönünde.
Rejim güçleri ile silahlı muhalefet grupları arasındaki çatışmalar da sürüyor. İlk olarak Serakib’in batısındaki gruplara ait bölgeler bombalandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre bu gruplar, şehir içinde ve çevresinde rejim güçlerinin mevziilerini hedef alarak yanıt verdi.
Türk kuvvetleri, Rakka’nın kuzey kırsalındaki Ayn İsa kasabasına 2 km uzaklıkta, kendilerine ait bir askeri üs kurmaya başladı.
SOHR’dan yapılan açıklamalar Türk kuvvetlerinin Tamamih köyünde kendilerine ait bir askeri üs kurmaya ve bu doğrultuda lojistik ve inşaat ekipmanı sevk etmeye başladıkları yönünde.
Gelişme, yandaş Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) bağlı gruplar tarafından füze saldırılarının artması çerçevesinde yaşandı. SDG kontrolündeki Sayda köyüne yönelik operasyonda 3 kişi yaralandı. Ayn İsa’nın girişi de hedef alındı.
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Türk kuvvetleri, Rakka vilayetinde yeni bir askeri operasyonun başlayacağı yönünde hareketlenmenin artmasıyla hazırlıklarına hız verdi. Bu bağlamda bölgede, bir Türk askeri üssü kuruldu.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriye’de yeni bir askeri operasyon olasılığına dikkat çekti. Kalın, ülkesinin her an Suriye’deki askeri operasyonlarını genişletebileceğini belirtti. Açıklama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye demokratik bileşenlerinin en büyüğü olan YPG’ye atıfla ‘terör örgütlerini’ ortadan kaldırmak için yeniden askeri operasyonlara başvurulacağına dikkat çekmesi sonrası geldi. Barış Pınarı askeri harekatı sonrasında, Ekim 2019’da yapılan anlaşmalara atıfla bu konuda Washington ve Moskova arasında imzalanan anlaşmalara uyulmadığı vurgulandı.



İsrail'de yükselen sesleri susturmaya çalışan milisler

İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
TT

İsrail'de yükselen sesleri susturmaya çalışan milisler

İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)

Arap siyasi liderlere, muhalefetteki Yahudi siyasi aktivistlere ve eleştirilerde bulunan gazetecilere yönelik devam eden saldırıların ardından, milislerin İsrail’de muhalefeti susturmak için aktif ve ısrarlı bir şekilde çalıştığı, bu aktivistlerin hayatları için gerçek bir tehdit oluşturduğu ve birçoğunu sıkı güvenlik önlemleri altında yaşamaya zorladığı ortaya çıktı.

Bu milis gücü, İsrail parlamentosu Knesset'in Arap üyelerine karşı harekete geçti ve son iki hafta içinde Arap Değişim Hareketi Ortak Listesi Başkanı Milletvekili Eymen Udeh’e kanlı bir saldırı düzenlemeye çalıştı.

Milisler, Udeh’in Pardes Hanna-Karkur beldesinde solcu siyasi aktivistlerle katıldığı bir toplantıya ve Nes Tziona şehrinde düzenlenen başka bir toplantıya saldırdı, arabasının camlarını kırdı ve ona taş attı. Polisin her iki olayda da kendisine saldırı düzenleneceğini bildiği ve bunu kendisine bildirerek toplantılara katılmaması konusunda uyardığı ortaya çıktı. Ancak Udeh, “Faşist teröristlere boyun eğmeyeceğiz. Hiçbir koşulda halkla toplantılarımızı iptal etmeyeceğiz ve onların amacının Yahudilerle Araplar arasında herhangi bir toplantının yapılmasını engellemek olduğunu biliyoruz” diyerek toplantılara katılmaktan geri durmadı.

g
Knesset'in Arap üyesi Eymen Udeh, 9 Mayıs'ta Kudüs'te düzenlenen Halk Barışı Zirvesi etkinliğinde konuşma yaparken (AFP)

Udeh ile aynı bloktan bir başka milletvekili olan Ofer Cassif de Kudüs'te bazı polis memurlarının katılımıyla benzer bir saldırıya maruz kaldı.

Ultra-Ortodoks Yahudileri temsil eden Şas Partisi’nden iki Yahudi milletvekili de saldırıya uğradı ve bunun sonucunda yaralandı. Saldırı, dindar gençleri askerlik hizmetinden kısmen muaf tutacak bir yasa konusunda hükümetle müzakere etmeyi kabul ettikleri için onlardan intikam almak isteyen ultra-Ortodoks Yahudi unsurlar tarafından gerçekleştirildi.

Güvenlik önlemleri artırıldı

Eleştirilerini dile getiren gazetecilerden Guy Belz, Dana Weiss, Yonit Levi ve Rina Matsliah'a yönelik ölüm tehditleri nedeniyle bu gazetecilerin çevresinde ve çalıştıkları Kanal 12 televizyonu stüdyolarının kapılarında sıkı güvenlik önlemleri alındı.

Gazeteci Belz’in Hayfa'da vereceği konferans iptal edildi. Her cumartesi hükümetin politikalarını protesto etmek için düzenlenen protesto gösterilerinin organizatörlerinden biri olan üniversite öğretim üyesi Shikma Bressler’in Tivon'da vereceği konferans da iptal edildi.

Temiz Yönetim Derneği, bu olayları hükümetin ve bakanlarının, politikalarını reddeden ve kararlarını ve uygulamalarını eleştiren herkese karşı yürüttüğü kampanyanın doğal bir sonucu olarak değerlendirdi.

srt
İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın el-Halil şehrinde oyuncak silah taşıyan İsrailli bir çocuk, Mart 2024 (AFP)

Adalah Hukuk Merkezi ise İsrail kolluk kuvvetlerine, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında açıkça terör eylemi niteliğinde olan bu şiddet olaylarına ilişkin kapsamlı ve etkili bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu. Merkez, saldırganların ve kışkırtıcıların kimliklerini ortaya çıkardığını iddia ettiği düzinelerce video ve tanık ifadesini polise sundu.

Paris'teki Sosyal Bilimler İleri Araştırmalar Okulu'nda araştırma direktörü olan Fransız-İsrailli sosyolog Eva Illouz, yaşananların İsrail'de Yahudi faşizminin muazzam bir büyüme gösterdiğinin işareti olduğunu söyledi ve bu faşistlerin Başbakan Binyamin Netanyahu, partisi ve müttefiklerinin ‘doğal ortakları’ olduğunu vurguladı.

Illouz, Haaretz gazetesine verdiği röportajda şunları söyledi:

“Netanyahu, yirmi yıldır Yahudiler ve Araplar arasında nefret tohumları ekmeye ve yargının meşruiyetini sorgulamaya devam ediyor ve milli kimliği dine dayandırıyor.”

Illouz, 1980'den önce Yahudi terörizminin İsrail'de marjinal bir fenomen olduğunu, ancak o yıldan itibaren HaMakhteret HaYehudit, Kah, Teror Negid Teror, Bet Ayin ve LeHava gibi Yahudi grupların terörist saldırılar düzenlediğini ve bunların çoğunun polis tarafından engellendiğini belirtti. Bu grupların bazıları aşırı milliyetçiydi. Diğerleri ise Siyonizme karşı olduklarını ilan ettiler ve İsrail Devleti'ni yıkıp yerine Yahuda Krallığı'nı kurmak istediler.


Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in Abbas'a yönelik açıklamalarını cinayete tahrik olarak değerlendirerek kınadı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
TT

Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in Abbas'a yönelik açıklamalarını cinayete tahrik olarak değerlendirerek kınadı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)

Filistin Devlet Başkanlığı, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a yönelik açıklamalarını kınayarak, bunların kendisine ve diğer liderlere zarar verme yönünde açık bir çağrı olduğunu belirtti.

Filistin Haber Ajansı (WAFA) tarafından dün yayınlanan açıklamada, Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in sözlerinin, yerleşimcileri Filistin halkına, topraklarına ve kutsal mekanlarına karşı daha fazla terör eylemi gerçekleştirmeye teşvik ettiğini belirtti.

zdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, "ABD yönetimini ve uluslararası toplumu, İsrail hükümetine baskı yaparak Filistin halkına ve liderlerine karşı kışkırtma kampanyasını durdurmaya çağırıyoruz" denildi. Açıklamada, bu kampanyanın "sadece daha fazla şiddete ve gerginliğe yol açacağı ve mevcut barış sürecinin başarı şansını baltalayacağı" kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı dün, Netanyahu'dan Filistin Devlet Başkanı'nın dokunulmazlığını dikkate almayarak onu tutuklamasını ve Filistin Yönetimi'nin üst düzey yöneticilerine suikast düzenlemesini talep etti.


İsrail, Batı Şeria'daki şiddet olayları nedeniyle yerleşim birimini boşalttı

Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
TT

İsrail, Batı Şeria'daki şiddet olayları nedeniyle yerleşim birimini boşalttı

Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)

İsrail güvenlik güçleri dün, Batı Şeria'nın güneyindeki Beytüllahim ve el Halil arasında bulunan devasa Guşh Etzion yerleşim bloğu içindeki yasadışı bir yerleşim birimini, yerleşimciler ile güvenlik güçleri arasında yaşanan şiddet ve çatışmalar nedeniyle boşalttı.

İsrail güvenlik güçleri, ordunun emri üzerine, yaklaşık 25 Yahudi ailenin bir yıldan uzun süredir yaşadığı izinsiz Givat Tzur Misgavi karakolunu boşalttı. Bu durum, yerleşimciler ve güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre çatışmalar sırasında iki sınır polisi yaralandı, birinin gözüne taş isabet ettiği, diğerinin ise dişlerinde kırıklar oluştuğu bildirildi. Tahliye sırasında dört kişi gözaltına alındı.

"Tepe Gençliği" grubundan onlarca aşırılıkçı yerleşimci, sağcı aktivistlerin ve önde gelen şahsiyetlerin karakolun sökülmesini engelleme çağrıları üzerine bölgeye geldi. Tahliyenin ardından, güney el Halil Tepeleri'nde ve el Halil'in kuzeyindeki Vadi Sa'ir bölgesinde yerleşimciler tarafından kundaklama ve isyan gibi saldırılar bildirildi.

Son haftalarda İsrailli yerleşimcilerin Filistinlileri, İsrailli ve yabancı aktivistleri ve bazen de İsrail askerlerini hedef alan saldırılarında artış görüldü ve bu durum yerelde ve Amerikalıların eleştirilerine yol açtı.