Mağrib El Kaidesi’nin başına radikallerin çekirdeğinden bir Cezayirli getirildi

Ebu Musab Abdulvedud'un Mali'nin kuzeyinde öldürülmesinden 5 ay sonra yerine Ebu Ubeyde Yusuf el-Annabi getirildi. Annabi’nin adı, ABD'nin ‘uluslararası teröristler’ listesinde yer alıyor.

Gerçek adı Abdelmalek Droukdal olan İslami Mağrib El Kaidesi örgütünün eski lideri Ebu Musab Abdulvedud geçtiğimiz Haziran ayında Fransız özel kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonla öldürülmüştü (AFP)
Gerçek adı Abdelmalek Droukdal olan İslami Mağrib El Kaidesi örgütünün eski lideri Ebu Musab Abdulvedud geçtiğimiz Haziran ayında Fransız özel kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonla öldürülmüştü (AFP)
TT

Mağrib El Kaidesi’nin başına radikallerin çekirdeğinden bir Cezayirli getirildi

Gerçek adı Abdelmalek Droukdal olan İslami Mağrib El Kaidesi örgütünün eski lideri Ebu Musab Abdulvedud geçtiğimiz Haziran ayında Fransız özel kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonla öldürülmüştü (AFP)
Gerçek adı Abdelmalek Droukdal olan İslami Mağrib El Kaidesi örgütünün eski lideri Ebu Musab Abdulvedud geçtiğimiz Haziran ayında Fransız özel kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonla öldürülmüştü (AFP)

Cezayir güvenlik servisleri, İslami Mağrib El Kaidesi örgütünün (Tanzim el-Kaide fi Bilad el-Mağrib el-İslami) yeni liderinin Ebu Ubeyde Yusuf el-Annabi adıyla bilinen Yezid Mubarek’in getirildiğini duyurdu. Annabi, 1990'ların başlarından bu yana faaliyet gösteren aşırılık yanlısı grupların çekirdeğinden gelen son terörist ve en az 20 yıldır en çok arananlardan biri.
Dünyanın dört bir yanındaki aşırılık yanlısı grupların faaliyetlerini izleyen ABD merkezli SITE Intelligence Group’ internet sitesi El Kaide’nin Kuzey Afrika ve Sahel kolunun, gerçek adı Abdelmalek Droukdal olan lideri Ebu Musab Abdulvedud’un geçtiğimiz Haziran ayında Mali’nin kuzeyinde Cezayir sınırına yakın bir bölgede Fransız Özel Kuvvetleri tarafından öldürülmesinin ardından Ebu Ubeyde Yusuf el-Annabi’yi yeni lideri olarak atadığını bildirdi. Ebu Musab Abdulvedud’un öldürüldüğü bölge, aşırılık yanlısı faaliyetlerin ve sınır ötesi insan kaçakçılığı ağlarının merkezi olan çöl kasabası Tessalit. Bu kasaba Mali hükümetinin kontrol sağlamakta zorlandığı bir bölge olarak biliniyor.
SITE Intelligence Group sitesi, Yezid Mubarek'in aşırılık yanlısı örgütün lideri olarak atanmasıyla ilgili kendilerine bir video kaydı gönderildiğini ve Mubarek’in Cezazyir’in Annaba şehrinden bir Cezayirli olduğunu belirtti. Site Mubarek’in aynı zamanda Afganistan savaşına katılmış ve İslami Kurtuluş Cephesi’nin kazandığı seçimlerin sonuçlarının iptal edilmesi için 1992 yılı başlarında ordunun müdahalesine karşı 1993 yılında kurulan Silahlı İslami Grup'a (El-Cemaat El-İslamiye El-Musallaha - GIA) ilk katılanlardan biri ve Cezayir Cumhurbaşkanı Eş-Şazili Bin Cedid’i istifaya zorlayanlar arasında olduğu bilgisini aktardı.
Adı, Eylül 2015'ten bu yana ABD'nin ‘uluslararası teröristler’ listesinde yer alan Annabi, son yıllarda örgütün medya şefliği görevini yürütüyordu. Annabi, örgütün yayınladığı propaganda görüntülerinde düzenli olarak yer aldı ve basına röportajlar verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Mağrip El Kaidesi’nin (AQIM) yeni liderini özel bir şekilde sınıflandırılmış uluslararası bir terörist olarak nitelendirirken Birleşmiş Milletler (BM) de onun terör örgütünün ‘faaliyetlerinin finanse edenlerden biri olduğunu’ söylüyor.
Öte yandan Annabi, birçok karışıklıkla karşı karşıya. Bunlardan ilki AQIM’e bağlı gruplar ile Büyük Sahra DEAŞ'ı ile bağlantılı gruplar arasında yaşanan ciddi savaştır. Bu savaş, Mali, Nijer ve Burkina Faso'da aylardır devam ediyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan bir güvenlik kaynağı, Annabi’nin (58), bazı örgüt liderlerinin sivilleri hedef almasına tepki olarak silahlı gruptan ayrılan Selefi Vaaz ve Savaş Grubu’nun (GSPC) (1998) kurucularından biriydi. Aynı kaynağa göre Annabi, GSPC’nin ilk lideri Abdulmecid Dişu adıyla bilinen Ebu Musab Abdulmecid’in ve halefi Nebil Sahravi'nin yakın arkadaşlarından biri. Annabi’nin ayrıca örgütün önde gelen lideri Hasan Hattab'ın sağ kolu olduğunu belirten kaynak, Hattab ile Yezid arasında 2005 yılında dönemin Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın milislere önerdiği ‘ulusal uzlaşı projesi’ çerçevesinde GSPC liderinin silah bırakmaya niyetli olması nedeniyle ‘Ebu Hamza’ adlı bir anlaşmazlık çıktığını belirtti. Daha sonra Ebu Hamza’nın gruptan ayrılmasıyla anlaşmazlığın sona erdiğini belirten kaynak, Ebu Hamza’nın aftan yararlanarak normal hayatına döndüğünü kaydetti.
Annabi’nin GSPC’nin 2007 yılı başlarında AQIM’e dönüştüren bir ‘projenin’ en büyük meraklılarından biri olduğunu söyleyen kaynağa göre Annabi, GSPC lideri Abdelmalek Droukdal ile birlikte El Kaide ve GSPC’nin kaynaşmasına yol açan temaslarda bulundu. Bu yüzden bir gün örgütün lideri olması kaçınılmazdı.
Annabi’nin istihbarat servislerinin kendisini tutuklamak için yaptığı sayısız girişimin ardından en az on yıl önce Cezayir’den ayrıldığını belirten kaynak, Annabi’nin ayrıca birçok suikasttan da kurtulduğunu ifade etti. Annabi’nin örgütün lideri olmasının örgüt içinde Cezayirlilerin hakimiyetini güçlendirdiğine dikkati çeken kaynak, şer’i bilimlerde uzman olan Cezayirli Annabi’nin, örgüt lideri Ebu Musab Abdulvedud’un Cezayir güvenlik birimleri tarafından aranırken 2012 yılında kendilerine sığındığı Tuareg kabilesinin tavsiyesi üzerine Mali’nin kuzeyindeki gelenekselci kasabalara yerleştiğini söyledi.
Güvenlik uzmanlarına göre Mali'deki askeri güçlerin yanı sıra Batılı ülkelerin Burkina Faso ve Nijer'deki varlıklarını hedef alan birçok terör eyleminin planlanmasının arkasında Annabi bulunuyor.
Uzmanlar, Annabi’nin DEAŞ ile nüfuz mücadelesinde benimseyeceği yaklaşımı öğrenmek için sabırsızlanırken Droukdel'in eskiden bol miktarda bağımsızlık ve özgürlük verdiği Sahel bölgesinde Annabi’nin El Kaide’ye bağlı örgütlerle kuracağı ilişki de dahil olmak üzere birçok sorun ortaya çıkıyor.
Öte yandan Mali'de konuşlandırdığı ‘Barkhane Operasyonu’ adlı 5 bin kişilik askeri birliğiyle terörle mücadelede G5 Sahel ülkelerine (Moritanya, Mali, Nijer, Çad ve Burkina Faso) destek veren Fransa, Sahel ülkeleriyle iş birliği içinde gerçekleştirilen askeri operasyonlarda onlarca teröristin öldürüldüğünü duyurdu. Son olarak Fransa, Nijerya ve Mali askeri güçlerinin geçtiğimiz Ekim ayı boyunca Mali ve Nijer sınırlarında, Sahra Çölü'nde düzenledikleri operasyonda onlarca teröristin öldürüldüğü bildirildi.
Diğer yandan, Mali'nin kuzeyinde BM’nin 15 bin askerlik bir barış koruma gücü konuşlu. Barış gücünde görev yapan yüzlerce Avrupalı ​​asker, Mali ordusunu terörle mücadele için eğitiyor. Ancak El Kaide ve DEAŞ üyeleri, son yıllarda binlerce sivilin ölümüne neden olan ve on binlerce kişinin yerinden eden terörist saldırılarına devam ediyor.



İlerici Sosyalist Parti, Canbolat'ın Paris ziyareti ve Berri ile görüşmesinin ardından ordu komutanının Lübnan cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul etti

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, İlerici Sosyalist Parti eski başkanı Velid Canbolat ve oğlu Teymur Canbolat ile bir araya geldi. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, İlerici Sosyalist Parti eski başkanı Velid Canbolat ve oğlu Teymur Canbolat ile bir araya geldi. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
TT

İlerici Sosyalist Parti, Canbolat'ın Paris ziyareti ve Berri ile görüşmesinin ardından ordu komutanının Lübnan cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul etti

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, İlerici Sosyalist Parti eski başkanı Velid Canbolat ve oğlu Teymur Canbolat ile bir araya geldi. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, İlerici Sosyalist Parti eski başkanı Velid Canbolat ve oğlu Teymur Canbolat ile bir araya geldi. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)

Demokratik Buluşma Bloğu, Meclis Başkanı Nebih Berri'nin üç hafta önce 9 Ocak'ta cumhurbaşkanlığı seçim oturumu için tarih belirlemesinden bu yana cumhurbaşkanı adayını açıklamayan tüm siyasi partilerin önünde dikkat çekici bir adım atarak, cumhurbaşkanlığı için Lübnan Ordu Komutanı General Joseph Avn'ı desteklediğini açıkladı.

Demokratik Buluşma Bloğu'nun açıklaması, ordu komutanının şansının tartışılan diğer isimlerin önüne geçtiğinin konuşulduğu bir ortamda ve İlerici Sosyalist Parti eski lideri Velid Canbolat'ın Berri ile görüşmesinden iki gün sonra geldi. Canbolat görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya geldiği Fransa ziyareti hakkında Meclis Başkanı'na bilgi verdiğini ve cumhurbaşkanlığı seçiminin 9 Ocak'ta tamamlanacağına dair iyimserliğini dile getirdiğini söyledi.

İlerici Sosyalist Parti Genel Başkanı Teymur Canbolat başkanlığında yapılan ve İlerici Sosyalist Parti eski başkanı Velid Canbolat'ın da katıldığı toplantının ardından bir açıklama yapan Demokratik Buluşma Bloğu, Ordu Komutanı General Joseph Avn'ın adaylığını kabul ettiğini duyurdu ve önümüzdeki ay yapılacak oturumda bir cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiğini vurguladı.

Açıklamada, ateşkesin uygulanması ve özellikle ateşkes anlaşmasıyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler'in (BM) 1701 sayılı kararının, diğer uluslararası kararların ve Taif Anlaşması’nın uygulanması gerektiği vurgulandı. İsrail'in ihlallerini kınayan Demokratik Buluşma Bloğu, anlaşmanın uygulanmasını denetleyen komiteyi İsrail'in ihlallerini durdurmak için gerekli tedbirleri almaya çağırdı.

Diğer taraftan dün (Çarşamba) Ketaib Partisi merkezinde bir araya gelen muhalefet henüz adayını açıklamadı ve konuyu bileşenleri arasında tartışmaya devam ediyor.

Lübnan Kuvvetleri Partisi, Ketaib Partisi, Tecdid Bloğu ve bağımsız milletvekillerinden oluşan 31 kişilik muhalefet grubu yaptığı açıklamada, 9 Ocak oturumuna ‘mutlak bir ciddiyetle yaklaştığını ve engelleme dönemi boyunca hâkim olan yaklaşımdan uzaklaşarak sahnenin gerekliliklerini ölçebilecek bir figürün seçilmesi koşuluyla, gerekli iradeyle yetkinin ele alınmasının Lübnan'ı kurtarmanın başlangıcı olacak bir cumhurbaşkanının seçilmesine yol açması gerektiğini düşündüğünü’ belirtti.

Açıklamada ‘bir sonraki cumhurbaşkanının Lübnan anayasasına, ulusal uzlaşı belgesine, egemenliği garanti altına alan uluslararası kararlara saygı gösterme ve bunları uygulama ve Lübnan'a olan güveni yeniden tesis etmek için Lübnan'ın Arap ve uluslararası ilişkilerini yeniden kurma görevi olduğu’ vurgulandı. Ayrıca, “Litani'nin kuzey ve güneyindeki tüm Lübnan topraklarında silahların meşru anayasal güçlerin eline geçmesini öngören ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanması, yakından takip edilecektir” denildi.

Açıklamanın devamında, “Bir sonraki aşama Lübnan'ı sağlam anayasal temeller üzerine inşa etme aşamasıdır; cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren net bir yol haritasına bağlı kalarak, Lübnanlıları birbirleriyle barıştırarak, uyumlu bir hükümetle çalışarak, devletin ve kurumların yıllarca süren çöküşünün ardından yönetimde ve ekonomide yapısal reformlar çalıştayına girişerek, mali ve ekonomik reform ve yolsuzluğu durdurma taahhüdünde bulunarak başlayacaktır” ifadeleri yer aldı.

Suriye'deki siyasi gelişmeleri ve Devlet Başkanı Beşşar Esed'in düşüşünü değerlendiren muhalefet, ‘Lübnan'a, Lübnanlılara ve onların ulusal liderlerine karşı her türlü suçu işleyen, öldüren, yok eden, kaçıran, tutuklayan ve susturan bir rejimin yıkılmasının ardından bu gelişmeyi olumlu bulduğunu’ belirtti.

Muhalif güçler, “İki ülke arasındaki ilişkiler egemenliğe saygı, eşitlik ve iki ülkenin çıkarları, istikrarı ve güvenliği temelinde inşa edilmelidir” dedi.