Trump, Yüksek Mahkeme’nin kapısını çalıyor

ABD Başkanı’nın yargı seçeneği tükenmek üzere.

Başkan Trump dünü golf oynayarak geçirdi. (AP)
Başkan Trump dünü golf oynayarak geçirdi. (AP)
TT

Trump, Yüksek Mahkeme’nin kapısını çalıyor

Başkan Trump dünü golf oynayarak geçirdi. (AP)
Başkan Trump dünü golf oynayarak geçirdi. (AP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın kampanyasının baş savunucusu olan avukat Rudy Giuliani, federal bir yargıcın Pensilvanya’da seçim sonuçlarının onaylanmasını engellemek için açılan davayı reddetmesinin ardından söz konusu kararın davayı “hızlı bir şekilde” Yüksek Mahkeme’ye taşıma stratejilerine yardımcı olacağını söyledi. Ancak diğer taraftan Joe Biden’ın kazandığını kabul ederek açıkça geçiş sürecine doğru ilerlemek istediklerini dile getiren Cumhuriyetçilerin sayısı ise artıyor.
Trump, Biden’ın zaferini engelleyerek Beyaz Saray’da dört yıl daha kalma umuduyla ilk kez Yüksek Mahkeme’nin kapısını çaldı. Ayrıca her zamanki gibi Twitter hesabına sığınarak hafta sonu bir dizi paylaşımda bulundu. Söz konusu paylaşımlarda federal ve yerel eyalet mahkemelerinde şu ana kadar 32 davayı kaybetmiş olsa da seçim sonuçlarını iptal etme çabalarının devam ettiğini vurgulayan Trump şu ifadeleri kullandı:
“Araştırmacılarım en az dört eyaleti devirmeye yetecek kadar yüz binlerce hileli oy bulurken ve seçimi kazanmak için bu fazlasıyla yeterliyken Joe Biden hükümetini neden bu kadar çabuk kuruyor? Umarız mahkemeler ve/veya yasama organları, seçimlerimizin şeffaflığını ve ABD’nin kendisini korumak için yapılması gerekeni yapma cesaretini bulur. Dünya izliyor.”
Trump’ın mahkemelerdeki en büyük yenilgisi olarak görülen 37 sayfalık kararda Federal Yargıç Matthew Brann, Pensilvanya Eyalet Sekreteri Kathy Boockvar'ın ABD Başkanı’nın açtığı davanın reddedilmesine yönelik sunduğu bir dilekçeyi onayladı. Trump’ın davasında eyaletteki ilçeler seçmenlerin posta yoluyla gönderilen oy pusulalarındaki hataları düzeltmesine izin verdiği için Cumhuriyetçi seçmenlerin hukuka aykırı bir şekilde engellendiği iddiaları yer alıyordu. Yargıç Matthew “Trump’ın kampanyasında (tahminlere dayalı) yakışıksız suçlamalar içeren eksik yasal argümanlar kullanarak çok sayıda oy geçersiz kılınmaya çalışıldı” ifadelerini kullandı.
Yargıç Matthew’ın kararı ile seçim yetkililerinin bugün Biden’ın eyalette galip geldiğinin onaylamasının yolu açıldı. Nitekim Biden, Başkan Trump’a karşı yüzde 1,2 oranında (yaklaşık 81 bin oy) galip geldi. Yargıç sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Trump’ın davası, ikna edici hukuki argümanlar ve geniş çaplı bir yolsuzluk yapıldığına ilişkin gerçekçi kanıtlar ile büyük ölçüde desteklenmedi. Bu, en kalabalık altıncı eyaletin tüm seçmenleri bir yana, tek bir seçmenin dahi kullandığı oyun yok sayılmasını haklı gösteremez.”
Cumhuriyetçi Parti’de eski bir yetkili ve Muhafazakar Federalist Toplum’un bir üyesiyken eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından yargıçlığa atanan Brann iddiaları reddederek bunu “gelişigüzel bir şekilde birleştirilmiş” bir “Frankenstein canavarı” olarak nitelendirdi.

Giuliani kararı olumlu karşıladı
Kararı “olumlu” karşılayan Giuliani şu açıklamada bulundu:
“Bu, ABD Yüksek Mahkemesi’ne hızlı bir şekilde ulaşma stratejimizde bize yardımcı olacak. Söz konusu görüşe asla katılmasak da Obama’nın atadığı yargıca sadece vakit kaybetmeye çalışmak yerine bu beklenen kararı hızlı bir şekilde aldığı için teşekkür ediyoruz. Pensilvanya’da Demokratların 50 tanık sunma fırsatımızı baltaladığına ve seçim yetkililerinin Pensilvanya’nın bağımsız incelemeyi reddeden kanununu açıkça görmezden geldiğine dair pek çok kanıt var.”
Giuliani, Trump’ın kampanyasının bir sonraki adımının ABD Üçüncü Daire Temyiz Mahkemesi’ne hızlı bir şekilde başvuruda bulunmak olacağını belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“En azından bir duruşmada kanıtlarımızı sunma fırsatı bulamadığımız için hayal kırıklığı yaşadık. Üçüncü Daire’nin, itirazımızda öyle ya da böyle olabildiğince hızlı bir şekilde karar verirken Yargıç Brann kadar nazik olacağını umuyoruz. Bu, ABD Yüksek Mahkemesi’ne hızla taşınan başka bir dava gibi görünüyor.”
Diğer taraftan Pensilvanya Başsavcısı Josh Shapiro, Trump’ın kampanyasının yürüttüğü davaya dair “En başından beri uygun değil. Bir kişi için bile” dedi.  Trump’ın şikayetlerini ABD Yüksek Mahkemesi’ne taşıma girişimi, dört yıl daha Beyaz Saray’da kalmak için son kozu olarak görülüyor.

Cumhuriyetçiler endişeli
Pensilvanya’nın Cumhuriyetçi Senatörü Pat Toomey yaptığı açıklamada, Trump’ın eyaletteki sonuçlara karşı çıkmak için “makul tüm yasal seçeneklerini tükettiğini” vurguladı. “2020 seçimlerini Joe Biden’ın kazandığı kesinleşti” dedi. Seçilmiş Başkan ile Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i kazandıkları için tebrik ederek Trump’ı mirasını korumak ve “ülkeyi birleştirmeye yardım etmek için sonucu kabullenmeye” davet etti. Trump bu sözlere Twitter hesabından karşılık vererek Toomey’in “kendisine sadık olmadığını” söyledi. Karara itiraz edeceğini bir kez daha vurguladı.
Cumhuriyetçi Senatör Marsha Blackburn bir televizyon kanalına verdiği röportajda Biden ve Kamala Harris'ten “seçilmiş başkan” ve “seçilmiş başkan yardımcısı” olarak söz etti. Milletvekili Kay Granger, Trump'ın seçim sonuçlarını tersine çevirme çabaları karşısında “büyük endişeleri” olduğunu söyleyerek “ilerleme zamanının geldiğini” vurguladı. Senatör Lamar Alexander, geçiş sürecini başlatmak için Trump’a baskı yapan önde gelen Cumhuriyetçi isimlerden biri oldu ve Biden’ın “kazanmak için önünde çok iyi bir fırsatı” olduğunu söyledi.

Kritik eyaletler
Trump’ın kampanyasının Wisconsin, Michigan, Nevada, Arizona ve Georgia’da açtığı davalar şu ana kadar büyük ölçüde başarılı olmadı. Davaların içeriği ve iddialar, Trump’ın yaptığı aleni suçlamalardan daha dar kapsamlı gözüküyor. Trump’ın Biden’ın şu anki zaferini aşması için en az üç eyalette (Wisconsin, Michigan ve Pensilvanya) sonuçları tersine çevirmesi gerekiyor. Yenilgiyi kabullenemeyen Trump halihazırda Seçici Kurul’dan 232 oy almışken Joe Biden 306 oy alarak kendisini geçmiş durumda. Ancak Pensilvanya ve Michigan, bugün sonuçlarını onaylamaya hazırlanırken Trump’ın zafere giden yolu çok daha daralmış olacak.
Trump bir süre önce Twitter’da yaptığı paylaşımda “Georgia’da büyük bir seçmen dolandırıcılığı yapıldığına dair bilgiler var. Takipte kalın” ifadelerini kullanmıştı. Ancak seçim sonuçlarını eğiştirmeye yönelik girişimlerinde bir darbe daha aldı. Georgia Eyalet Sekreteri Brad Raffensperger, Biden’ın 12 bin 670 oy farkla Trump’ı yendiğini duyurdu. Cumhuriyetçi Vali Brian Kemp de Trump’ın öfkesine rağmen sonuçları onaylayacağını bildirdi.
Trump’ın kampanyası cumartesi günü, sayımın Georgia’da el ile yeniden yapılmasını talep etti.
Diğer taraftan Michigan Milletvekili Cumhuriyetçi Ronna McDaniel ve Michigan Cumhuriyetçi Parti Başkanı Laura Cox eyaletin Temsilciler Kurulu’ndan Michigan’daki seçim sonuçlarının onaylanmasını 14 gün ertelemesini talep etti. Sonuçların bugün onaylanmasını görüşmek üzere iki Cumhuriyetçi ve iki Demokrattan oluşan kurul üyelerinin toplantı yapması bekleniyor. Hukuk uzmanları, kurulun eyaletin 83 ilçesinde zaten onaylanmış olan sonuçları gözden geçirmesinin rutin bir durum olduğunu vurgularken, Trump liderliğindeki Cumhuriyetçiler sonuçların onaylanmasını durdurmak için baskı yaptı.

Biden yönetiminin oluşması
Biden’ın yakın danışmanı Ron Klain’ın dün yaptığı açıklamaya göre ABD Başkanı seçilen Joe Biden yarın kabinesinin ilk üyelerinin isimlerini açıklayacak. Biden, Trump’ın sonuçları değiştirmek için birden fazla cepheden hamle yapmasına karşılık ocak ayında iktidarı devralmaya yönelik hazırlıklarına devam ediyor.
AFP’nin haberine göre Biden’ın ofisine başkanlık edecek olan Klain, ABC’ye verdiği demeçte “Önümüzdeki salı seçilmiş başkanın kabinesinin ilk atamalarına şahit olacaksınız” ifadelerini kullandı. Klain atamalarda hangi isimlere yer verileceğine ilişkin “Seçilmiş başkanın salı günü bunu bizzat kendisinin yapmasını beklemeliyiz” dedi. Klain sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Donald Trump demokrasiyi reddediyor... Oylarda hile yapıldığına dair asılsız iddialar ve 34 mahkeme tarafından reddedilen temelsiz davalar öne sürüyor. Bu rahatsız edici ve zararlı bir durum. 20 Ocak’ta, öğlen tam 12.00’da burada olacakların sonucunu artık değiştirmeyecek. Joe Biden, ABD’nin bir sonraki başkanı olacak.”



Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
TT

Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)

Bolivya hükümetinin açıklamasına göre, eski Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, ekonomi bakanı olduğu dönemdeki yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında dün La Paz'da tutuklandı.

62 yaşındaki Arce, ağustos ayındaki seçimlerde yeniden aday olmamıştı.

Eski devlet başkanı Jaime Paz Zamora'nın (1989-1993) oğlu 58 yaşındaki Rodrigo Paz, başkanlığı kazandı.

Paz'ın cumhurbaşkanlığı seçimindeki zaferi, ülkedeki büyük bir siyasi değişimi yansıttı. Bu zafer, 26 yıl boyunca Evo Morales (2006-2019) tarafından kurulan ve yönetilen Sosyalizm Hareketi (MAS) partisinin yirmi yıllık egemenliğine son verdi; Arce ise Morales'in mirasını sürdürdü.

Arce'nin cumhurbaşkanlığı, özellikle yakıt ve döviz kıtlığı gibi ciddi krizlerle gölgelendi ve bu durum protestolara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yolsuzluk soruşturması, Arce'nin Morales döneminde ekonomi bakanı olduğu zamana kadar uzanıyor.

Arce, kamu hazinesinden siyasi liderlerin kişisel hesaplarına para transferine izin vermekle suçlanıyor. Bu transferlerden faydalandığı şüphelenilenler arasında, geçen hafta aynı davada yaklaşık 100 bin dolar domates yetiştirme projesi için aldığı şüphesiyle tutuklanan eski solcu milletvekili Lydia Paty de bulunuyor.


ABD Temsilciler Meclisi, Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarının kaldırılmasını onayladı

ABD Senatosu (AFP)
ABD Senatosu (AFP)
TT

ABD Temsilciler Meclisi, Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarının kaldırılmasını onayladı

ABD Senatosu (AFP)
ABD Senatosu (AFP)

ABD Temsilciler Meclisi dün, 2026 yılı savunma bütçesinin tartışılması kapsamında Suriye'ye uygulanan Caesar (Sezar) yaptırımlarının kaldırmasını öngören bir tasarıyı onayladı.

ABD’li Temsilci Joe Wilson, Temsilciler Meclisi'nin Caesar Yasası'nın tamamen kaldırılmasını onaylamasından dolayı şükranlarını dile getirdi. Wilson, önümüzdeki günlerde Senato'nun da tasarıyı onaylamasını ve ABD Başkanı Donald Trump’ın imzalamasını beklediğini söyledi.

Wilson, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu ay Temsilciler Meclisi'nde tam iptal yasasını sunmaktan ve son altı ay boyunca Mecliste bu çabayı yönlendirmekten dolayı minnettarım.”

Wilson, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu gerçeğe dönüştürmemde Başkan Trump, Büyükelçi (Tom) Barrack ve Senatör (Jeanne) Shaheen’in desteğine de minnettarım. Senato'nun önümüzdeki günlerde bunu onaylamasını ve ardından Suriye'yi yeniden büyük yapmak için Başkan Trump'ın imzasına sunmasını sabırsızlıkla bekliyorum.”

Wilson dün, Suriye ile ilgili sorunların çözülmesine ve Suriye'nin rolünü yeniden kazanmasına yardımcı olmak için ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barak ile birlikte çalıştığını açıkladı.

Suriye haber ajansı SANA'ya göre yasanın iptali kapsamlı ve koşulsuzdu ve ABD’nin 2026 yılı savunma bütçe yasasında yer alan bir maddeye dahil edildi. Suriye hükümetinin yoğun diplomatik çabaları, Suriye toplumu ve Washington'da faaliyet gösteren Suriye-ABD kuruluşlarının desteği ve Suriye halkına ağır yük olan bu yaptırımların kaldırılması için çalışan kardeş ve dost ülkelerin desteği sonucunda bu karar alındı.

frgt
Beyaz Saray önünde Caesar Yasası'nın yürürlükten kaldırılmasını talep eden bir pankart taşıyan protestocular, 10 Kasım 2025 (AFP)

Suriye'nin resmi televizyonu el-İhbariyye'ye göre ABD Kongresi, 2019 yılında Beşşar Esed rejimini Suriyelilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan dolayı cezalandırmak için Caesar Yasası'nı kabul etti. Yasa, eski rejimin hapishanelerinde işkence altında ölen tutukluların binlerce korkunç fotoğrafını sızdıran “Sezar” kod adlı Ferid el-Mezhan'a atıfla bu adla anılıyor. Yasa, Esed rejimiyle bağlantılı kişi, şirket ve kurumları hedef alan geniş kapsamlı yaptırımların uygulanmasını sağladı.


ABD ve İsrail’in “Yeni Suriye” anlaşmazlığı derinleşiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
TT

ABD ve İsrail’in “Yeni Suriye” anlaşmazlığı derinleşiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

ABD yönetiminin yeni Şam yönetimi ile güvenlik alanındaki iş birliğini genişletme yolu, İsrail'in sahadaki yaklaşımıyla çelişiyor ve iki geleneksel müttefik arasında Suriye devletinin geleceği konusunda bir anlaşmazlık olduğunu ortaya koyuyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün, Suriye ile anlaşmaya varma şansının azaldığını açıklayarak, iki tarafın ‘birkaç hafta öncesine göre anlaşmaya daha uzak’ olduğunu ve ‘yeni taleplerle birlikte iki taraf arasındaki uçurumun genişlediğini’ belirtti.

ABD gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Beşşar Esed rejiminin düşüşünden bir yıl sonra Washington ve Tel Aviv arasında Suriye'nin geleceği konusunda bir anlaşmazlık olduğunu ve bunun nadir görüldüğünü bildirdi.

Öte yandan ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Amiral Brad Cooper, Washington'ın ortak güvenlik tehditlerine karşı koymak için Suriye ordusuyla ‘giderek daha fazla’ iş birliği yaptığını açıkladı. Amiral Cooper’a göre ABD ordusu Suriye ordusuna ekim ayından bu yana, DAEŞ'e karşı 20'den fazla operasyonda ‘danışmanlık, yardım ve destek’ sağlarken Lübnan Hizbullahı'na gönderilen silah sevkiyatlarını engelledi. Amiral Cooper, bu kazanımların ‘Suriye hükümet güçleriyle yakın iş birliği içinde ancak elde edilebileceğini’ vurguladı.