Libya müzakereleri ‘kotalar’ ve ‘rüşvet suçlamaları’ engelleriyle karşı karşıya

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, 15 Kasım'da Tunus'ta gerçekleştirilen Libya diyalogunun ilk turunun sonunda konuşma yaptı. (AFP)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, 15 Kasım'da Tunus'ta gerçekleştirilen Libya diyalogunun ilk turunun sonunda konuşma yaptı. (AFP)
TT

Libya müzakereleri ‘kotalar’ ve ‘rüşvet suçlamaları’ engelleriyle karşı karşıya

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, 15 Kasım'da Tunus'ta gerçekleştirilen Libya diyalogunun ilk turunun sonunda konuşma yaptı. (AFP)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, 15 Kasım'da Tunus'ta gerçekleştirilen Libya diyalogunun ilk turunun sonunda konuşma yaptı. (AFP)

Libyalı siyasetçiler, Tunus’ta geçtiğimiz pazartesi günü ilk turu sona eren ve bu hafta tamamlanması beklenen Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) konusunda farklı görüşlere sahipler. Bazıları, katılımcılar arasında ‘güven ortamı’ oluşturma ihtiyacına işaret ederek öncelikle yürütme otoritesinin seçimi ile ilgili tartışmaların tamamlanması gerektiğini savunurken bazıları ise müzakerelerin başarısız olması durumunda bunun gelecekteki görüşmeleri de etkileyeceği kanaati taşıyor. Ancak iki görüş arasında da katılımcıların 24 Aralık 2021'de yapmayı kabul ettikleri seçimlere giden geçiş aşamasını hızlı bir şekilde tamamlamanın önemini vurgulayan görüş ağırlık kazanıyor.
Diğer yandan bazı zengin Libyalıların katılımcılara bir sonraki hükümetin başına geçmek için rüşvetle oylarını satın alma teklif etmesiyle ilgili derin tartışmalar mevcut. BM Misyonu bunları ‘ciddi iddialar’ olarak niteliyor. Libyalı siyasetçi ve analistler, bu hafta tüm katılımcıların sıkı gözlem altında olacağını söylüyorlar. Diğer yandan bazılarının ‘kotalar’ konusunda Libya’nın üç bölgesinde ısrarcı olmasından veya üzerinde anlaşılmayan isimleri ileri sürmek için taraflı davranılmasından da endişe duyuluyor.
Tobruk’taki Libya Parlamentosu Üyesi Hasan ez-Zerka, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada önümüzdeki günlerde ne olacağını tahmin etmenin zor olduğunu ancak LSDF’nin önünde herhangi bir anlaşmazlık kalmadığını aktardı. Bir sonraki turda, aday seçme mekanizması hakkında daha fazla teklifin sunulması bekleniyor. Yeni otoritenin kurulumunun ilanının dahi yapılabileceği öne sürülüyor.
Zerka’ya göre ikinci turda kesin bir çözüme ulaşmak, tüm katılımcılar arasında bir güven ortamı olması koşuluyla imkansız değil. Ayrıca BM misyonunun bazı kişilerin gelecekteki pozisyonlara belirli isimler tavsiye etmek için büyük miktarda mali rüşvet aldığına dair raporların ciddiyetine ilişkin soruşturmalar yürüttüğünü ifade etti.
LSDF’nin 56 üyesi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antoni Guterres ve BM Misyonu’na resmi bir mektup göndererek, bir sonraki yürütme otoritesinde daha yüksek görevlere aday göstermeleri için belirli isimler lehine oy satın almak için mali yolsuzluk şüphelerinin soruşturulmasını ve bununla ilgisi bulunan kişilerin üyeliklerinin askıya alınmasını talep etti.
Zerka, söz konusu endişeye ilişkin ikinci diyalog turunda forum katılımcılarının tüm hareket ve tutumlarının doğru bir şekilde izlenmesini beklediğini söyledi. Zerka, ikinci turun aday gösterme mekanizmaları veya önerilen isimlerle ilgili bir anlaşmazlık nedeniyle başarısız olması halinde tüm meselenin en baştan yeniden ele alınacağı ya da seçimlerin önünü açacak bir anayasal belge hazırlamak için komitelerin kurulacağı görüşünde.
Hasan Zerka’ya göre BM misyonu belirli bir seçim mekanizmasına ulaşılamadığı takdirde katılımcılara bazı isimleri kabul ettirme ve dayatma konusunda endişeleri azalttı. Zerka, katılımcıların çoğunluğu arasında bu yaklaşıma kesin bir şekilde karşı çıkma konusunda önceden oluşan bir fikir birliği olduğunu işaret etti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, misyonunun katılımcıların fikirlerine rehberlik etmek için çalışmadığını ve rolünün ‘yalnızca koordinasyon’ olduğunu söyledi.
Misyon, bazı forum temsilcilerine rüşvet verme girişimleri konusunda söylentiler yayıldığında olayın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Yaptırımlar Komitesi’nin uzman ekibine yönlendirildiğini açıkladı.
Diğer yandan Trablus’taki Yüksek Danıştay Üyesi Abdulkadir Uhveyli, misyonun katılımcılara bir adaylık mekanizması dayatmaya başvurmasının uzak bir ihtimal olduğunu söyledi. Forumun ‘sadece tökezlediğini ancak çökme tehlikesi olmadığını belirten Uhveyli bunun gelecekteki toplantıların temelini oluşturabileceğini’ vurguladı.
Başta Libya’nın doğusundakiler olmak üzere Libyalı pek çok siyasetçi, Williams’ın eski uluslararası elçi Bernardino Leon'un 2015 yılı sonunda Fas’ta imzalanan Suheyrat Anlaşması müzakereleri sırasında hakkında üzerinde fikir birliği oluşmayan Fayiz es-Serrac’ı Başkanlık Konseyi’ne aday göstermesi gibi bir hataya düşmesinden endişeli.
Siyasi analist ve yazar Muhammed el-Mısrati, Williams’ın görev bitiminden önce cebinden Serrac’ın adı yazılı olmayan bir kağıt çıkaran Leon’un yolunu takip ettiğini söyledi. Ayrıca Serrac’ın o dönemde Başkanlık Konseyi adayları arasında bile bulunmadığına dikkat çekti. Mısrati, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Wlilliams görev bitiminden önce, Libya dosyasında kendisine itibar kazandıracak bir atılım gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu nedenle her durumda katılımcılara önceden hazırlanmış bir çözüm veya gündem empoze etmeye çalışacak. Gerçek kriz, ikinci turu bekletmek veya ertelemek değil. Daha ziyade uluslararası misyonun, bir popüler kabullenme veya sahada onlar için eşdeğer bir ağırlık olmaksızın İhvan-ı Müslimin’i (Müslüman Kardeşler) siyasi sahneye dahil etme girişiminde bulunup aynı kelime dağarcığı ve verilerle kullanarak Suheyrat Anlaşması sırasında yaşananları tekrarlamayı amaçlamasıdır.”
Mısrati, forum tarafından oluşturulacak herhangi bir siyasi grup veya yürütme otoritesinin Libya’nın batısındaki silahlı milislerin varlığı göz önüne alındığında sahaya egemenliğini dayatma gücüne sahip olup olamayacağını sorguladığı açıklaması şöyle sürdürdü:
“Misyon ve arkasındaki BM, bu meselenin çözümü ve milislerin tasfiye edilip silahsızlandırması için baskı kurma konusuyla şeffaf bir şekilde ilgilenmek istemiyor.”
Forumun ilk turunda, yürütme otoritesinin görev tanımları, adaylık kriterleri ve yol haritası da dahil olmak üzere 3 dosya üzerinde anlaşmaya varıldı. Ayrıca Başkanlık Konseyi ile Başbakan'ın birbirinden ayrılmasına karar verildi. Williams, ilk turda yaptığı konuşmada “Libya halkı yolsuzluk ve kötü yönetimden muzdarip. Kimin yönettiğine bakılmaksızın teknokrat bir hükümet kurarak bu durumu değiştirmeliyiz” dedi.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.