İran Dini Lideri’nin askeri danışmanı cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını açıkladı

Dehkan, Tahran'ın karar verme alanında ‘rasyonaliteyi hakim kılmayı’ vaat etti

Hamaney ve askeri danışmanı Hüseyin Dehkan (Hamaney Resmi Sitesi)
Hamaney ve askeri danışmanı Hüseyin Dehkan (Hamaney Resmi Sitesi)
TT

İran Dini Lideri’nin askeri danışmanı cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını açıkladı

Hamaney ve askeri danışmanı Hüseyin Dehkan (Hamaney Resmi Sitesi)
Hamaney ve askeri danışmanı Hüseyin Dehkan (Hamaney Resmi Sitesi)

İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in askeri danışmanı ve İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanlarından Hüseyin Dehkan, önümüzdeki yıl Haziran ayı ortalarında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını resmen duyurdu.
İran’ın yerel haber ajansları, pazartesi akşamı, Tuğgeneral Dehkan’ın (64) yer aldığı bir video kaydını yayınladılar. Kayıtta Dehkan, cumhurbaşkanlığına aday olduğunu söyledi. Böylece aylardır cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılabileceğine dair devam eden spekülasyonların ardından Dehkan’ın adaylığı resmi bir form almış oldu. Dehkan videoda ayrıca İran Dini Lideri Ali Hamaney, ülkesinin ‘devrimci’ bir hükümete liderlik edecek ‘genç ve devrimci’ bir cumhurbaşkanına ihtiyacı olduğunu vurguladığını belirtti.
Dehkan böylece İran’ın, Şah rejimini deviren 1979 devriminden sonra sekizinci kez cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gideceği seçimlerle ilk duyurusunu yapmış oldu. Seçimlerden galip ayrılan aday, şuan görevinin ikinci döneminde olan mevcut Cumhurbaşkanı’nın Ağustos ayında bitecek olan görev süresinin ardından onun görevlerini üstlenecek.
Dehkan adaylığını açıklamadan günler önce ciddi bir performans sergiledi. ABD Hazine Bakanlığı'nın Kasım 2019'dan bu yana yaptırımlar listesinde olan Dehkan Associated Press (AP) haber ajansına özel bir röportaj verdi. Dehkan röportajda, ABD’nin ülkesine yönelik olası bir saldırıda bulunmasına karşı uyardı. Bir DMO komutanı olan Tuğgeneral Dehkan, Batı ile yapılacak müzakerelerin, İran'ın düşmanları için ‘caydırıcı’ güç olarak nitelendirdiği balistik füzeleri içermeyeceğini de belirtti.
Dehkan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İran hükümeti savunma gücünü hiçbir zaman hiç kimseyle ve hiçbir koşulda müzakere etmeyecektir.  Balistik füzelerimiz, uzmanlarımızla, gençlerimizle ve büyük sanayi merkezlerimizle sahip olduğumuz muazzam yeteneklerin bir sembolüdür.”
Dehkan, 3 yıl önce Hamaney’in savunma işleri ile ilgili danışmanı olarak atanmadan önce çeşitli görevlerde bulundu. Mevcut Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin kurduğu ilk hükümetin savunma bakanlığı görevini üstlendi. Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ‘Şuheda Teşkilatı’ işlerinden sorumlu yardımcılığını yaptı. Reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin ülkeyi yönettiği sekiz yıl boyunca savunma bakanı yardımcılığı görevinde bulundu. Tüm bunlar, İran yönetiminde son sözü söyleyen Dini Lider ile doğrudan istişare edilerek verilen görevler.
Ülkedeki reformist ve muhafazakar akımlara eşit mesafede duran Dehkan, cumhurbaşkanlığına aday olma amacının ülkesinde ‘ulusal düzeyde bir uzlaşı atmosferi sağlamak’ ve karar alma alanında ‘rasyonaliteyi hakim kılmak’ olduğunu söyledi. Dehkan ayrıca, ‘güç ve itibara sahip bir konumda dışarıyla diyalog için bir platform sağlamayı’ amaçladığını ifade etti. Tüm bunlar, mevcut Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin adaylığı sırasında öne sürdüğü vaatlerle benzerlikler taşıyor.
Dehkan, DMO eski komutanlarından Muhsin Rızai’nin 3, Muhammed Bakır Galibaf'ın ise 2 kez cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olduğu hatırlattı. Galibaf, 2013 yılındaki seçimlerde Ruhani karşısında yenilgiye uğrarken 2017’deki seçimler de İbrahim Reisi için çekildiğini açıkladı.
Bir grup DMO komutanın adı, son zamanlarda reformist ve muhafazakar akımlarla bağlantılı çevreler tarafından öne sürülen onlarca listede yer aldı.

İran'da yapılan en düşük katılımlı seçim
Geçtiğimiz Şubat ayında yapılan genel seçimlerin 41 yıldır Tahran'da ve tüm İran'da yapılan en düşük katılımlı seçim olarak kayıtlara geçmesinin ardından, iktidar, yaklaşan seçimlerde İranlıların sandık başına gitmeleri için mücadele edecek gibi görünüyor.
DMO’nun Tahran Şehir İçi Güvenliği Sorumlusu Sarellah Karargâhı Komutan Vekili Tuğgeneral İsmail Kevseri’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde askerlerin adaylığını savunmasının üzerinden bir haftadan kısa bir süre geçtikten sonra adaylığını duyuran Dehkan, ‘isim vermeden bazı çevrelerin insanları askerlerin adaylığı karşısında korkutmaya çalışmakla’ suçladı.
İran'da yayımlanan reformist gazetelerden biri olan Şark, geçtiğimiz pazar günü yayınlanan sayısında, reformist akımın önde gelen partilerinden Karkezaran (inşaat işçileri) Partisi’nin cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili stratejisini aktardı.
Partinin 20 aday ismi incilediğini belirten gazetenin haberine göre bu isimler arasında Humeyni'nin (rejimin kurucu rehberi) torunu Hasan Humeyni, mevcut Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri,  Planlama ve Bütçe İşlerinden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Bakır Nubaht, Atom Enerjisi Örgütü Başkanı Ali Ekber Salihi, Merkez Bankası Başkanı Abdünnasır Himmeti, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin kardeşi Muhammed Rıza Hatemi, mevcut Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, mevcut İletişim ve Enformasyon Bakanı Muhammed Cevad Azeri Cehromi, Meclis Başkanı Ali Laricani, reformistlere yakınlığıyla bilinen milletvekili Ali Mutahhari, reformist milletvekili Mesud Pizişkiyan yer alıyor.
Karkezaran Partisi’nin en önde gelen isimlerinden Muhsin Haşimi, cumartesi günü İran'ın yarı resmi ajansı ISNA ajansına verdiği demeçte, partiye bağlı bir çalışma grubunun, ‘ülkedeki mevcut koşullar ve bir sonraki hükümetin kuruluşu göz önüne alındığında, partinin yönelimleri için bir plan üzerinde çalışmaya başladığını’ belirtti. Haşimi ayrıca, adayların bir uzlaşıya varması amacıyla reformist akımdan partilerle müzakerelerde bulunan ikinci bir çalışma grubunun daha olduğunu kaydetti.
Doğrudan İran Dini Lideri’ne bağlı olan İran Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK), aday adaylarının, cumhurbaşkanlığına ve aday olmaya uygunluğunu değerlendiriyor. Böylece aday adayları, seçimlere giden yolda belirleyici bir aşamayla karşı karşıya kalıyorlar.
İran’da bir cumhurbaşkanının, rejimin genel politikalarını etkilemesine pek ihtimal verilmiyor. Öyle ki İran Berna haber ajansının haberine göre eski reformist milletvekili Nasır Kavami, kötüleşen ekonomik durum nedeniyle Cumhurbaşkanı Ruhani'ye baskı yapan milletvekillerini eleştirerek, “İran İslam Cumhuriyeti'nde cumhurbaşkanının ve hükümetin yetkileri yüzde 10’dur. Yetkilerin yüzde 90'ı diğer kurumların elindedir” ifadelerini kullandı.
Eski Kültür ve İslami İrşad Bakanı Ali Cenneti, Dehkan'ın adaylığına gelen ilk tepki olarak pazartesi günü Twitter hesabından, “Boğucu yaptırımlar, ekonomik baskılar, halkın hoşnutsuzluğu ve mevcut sorunların başlıca nedeni olan cumhurbaşkanının dış ve iç politika konusunda karar verme yetkisinin sınırlı olması gibi ülkenin karşı karşıya olduğu birçok sorun göz önüne alındığında, cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmak isteyenlerin aklından şüphe etmeliyiz” yorumunda bulundu.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.