Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ulusa seslendi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
TT

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ulusa seslendi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)

Azerbaycan ordusu, Karabağ’da elde ettiği zafer sonrası yapılan anlaşma kapsamında yaklaşık 27 sene Ermenistan’ın işgali altında kalan Kelbecer’e girdi. Ordunun Kelbecer'e girmesinin ardından halka hitap eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "Zafer sadece Ermenistan'a karşı kazanılan bir zafer değil, biz Ermeni faşizmini yok ettik” dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ulusa sesleniş konuşmasında Ağdam'ın Ermeni işgalinden kurtarılması nedeniyle Azerbaycan halkını tebrik ederek, ”Bugün Kelbecer bölgesi işgalden kurtuldu. Bu vesileyle tüm Azerbaycan halkını yürekten kutluyorum. Azerbaycan halkı yıllardır bu günü dört gözle bekliyor. Kelbecer bölgesi 2 Nisan 1993'te işgal edildi. Masum insanlar atalarının topraklarından vahşice kovuldu. Kelbecer’in tarihi eserleri ve doğası ağır hasar gördü. Kelbecer bölgesinin işgali büyük bir trajediydi. Her bölgenin işgali büyük bir trajediydi. 1992 yılının Mayıs ayında Şuşa ve Laçin bölgelerinin işgalinden sonra Kelbecer işgali Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasında coğrafi bir bağlantı da kurdu. Kelbecer işgalinden sonra Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasında pek çok yolla bağlantı kuruldu ve her şeyden önce silah, teçhizat ve insan gücünün gönderildiği söylenebilir. Aynı zamanda Ermenistan'ın saldırı politikası için büyük avantajlar sağladı” dedi.

“Ermenistan, Kelbecer bölgesine ciddi zararlar verdi”
Kelbecer'in karabağ’da en büyük illerden biri olduğunu söyleyen Aliyev, "Ermenistan, Kelbecer bölgesine ciddi zararlar verdi. Kelbecer bölgesinde geniş ormanlık alanlar bulunmakta. Kelbecer bölgesinde 24 bin hektar orman bulunmakta. Bu bizim büyük servetimizdir. Nefret edilen düşman bu ormanları kesti, yağmaladı ve sattı. Çevre felaketine neden olmak için ormanları yakarak son günlerde yaptıkları çirkin şeylere bakın. Bu hırsızlar ormanları kestiler ve Ermenistan'da satışa çıkardılar. Kelbecerlilerin evlerine girdiler ve orada yaşadılar. Okulları yakıp, alamayacakları evcil hayvanları öldürdüler. Kim olduğumuzu, hangi vahşilerle karşı karşıya olduğumuzu görün. Tekrar ediyorum ve her zaman söyleyeceğim, zaferimiz sadece Ermenistan’a karşı kazanılan bir zafer değil, biz Ermeni faşizmini yok ettik” ifadelerini kullandı.

“Şuşa'ya giden yeni bir yolun inşasına başlandı”
Şuşa'ya giden yeni bir yolun inşasına başlandığını belirten Aliyev, "Sovyet döneminde Ağdam'dan Hankendi'ye ve oradan Şuşa'ya giden bir yol vardı. Şimdi Füzuli bölgesinden yeni bir yol yapıyoruz. Bu yol Hocavend bölgesinin bir kısmından geçecek. Bunun mümkün olan en kısa sürede tamamlanması için talimat verdim. Halbuki bu büyük bir iş, yol yok ve ormanlar arasında yol var, vadiler var, tepeler var, çok zorlu arazi. Ama yapacağız. Demiryollarını restore edeceğiz. Özellikle Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Demiryolunun restorasyonu ile ilgili olarak ön talimatlar çoktan verilmiştir. Yani tüm bu çalışmalar planlı bir şekilde yürütülecek ve yapılacak işler hakkında Azerbaycan vatandaşları düzenli olarak bilgilendirilecek. Tüm işi planlı bir şekilde yapmalıyız. Tekrar söylemek istiyorum, öncelikle uluslararası uzmanların katılımıyla tüm hasar hesaplanacak. Sonra davalar. Daha sonra şehirlerimizin ve köylerimiz yeniden planlanacak ve inşa edilecek” dedi.

Aliyev açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
”Birçok uluslararası kuruluş bu sorunun askeri çözümünün olamayacağını söyledi ama ben gerektiğinde askeri çözümün olabileceğini söylemiştim. Dediğim gibi savaşın sonuçları oldu. İlk günlerden bu sorunun askeri ve siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini söyledim. Askeri çözümü her an durdurabiliriz ve buna hazırız dedim. Bir şartla, Paşinyan topraklarımızı ne zaman terk edeceğini şahsen söylemeli. Bir taahhütte bulunmalı, bir tarih vermeli. Topraklarımızı terk ettiğini söylemeli. Bu olduğu zaman, saldırı operasyonlarımızı durduracağım. Zaten cezasını aldı. Ancak o zaman bizim için 7 şart öne sürdüğünde dedim ki, 'Bir şartım var. Senin 7 şartını çöpe atıyorum, topraklarımızdan çık. İstediğiniz gibi çık'. Dinleseydi bu utanç verici duruma düşmezdi. Sovyet döneminde her yerde popüler olan 'İstisu' suyu Kelbecer'de üretildi. Şimdi İstisu tekrar kontrolümüz altında. Eskiden büyük bir tatil yeriydi. Nefret edilen düşman her tarafı yok etti. Şimdi o görüntüler var, herkes görebilir. Hepsini restore edeceğiz, Kelbecer'i, köyleri, Kelbecer şehrini yeniden inşa edeceğiz. Şehrin yeniden inşası için sadece Kelbecer kentinde değil, tüm şehirlerde ve hayat normale dönecek” diye konuştu.

“Ermenistan Kelbecer’e yasadışı yollarla yerleşti”
Ermenistan'ın Kelbecer yasadışı yollarla yerleştiğine vurgu yapan Aliyev, ”Ermenistan ve diğer ülkelerden insanlar oraya yasadışı bir şekilde yerleşti. Bu bir savaş suçu ve Cenevre Sözleşmesi'ne göre bir savaş suçudur. Düşmanı adalete teslim edeceğiz, tüm savaş suçlarına, tüm yıkımlara cevap verecek. Ağdam'da, Füzuli'de ve Cebrayıl’a bir tane bile sağlam bina bulamadım. Sanki vahşi bir kabile geçmiş gibi her şeyi yok ettiler. Şuşa'nın kurtuluşundan bir gün sonra 70'ten fazla köyün kurtarılmasıyla düşman diz çöktü ve bir teslimiyet belgesi imzaladı. Hala nerede imzaladığını bilmiyorum. Saklıyorlar. Muhtemelen bir gün bize söyleyecekler. Paşinyan, bu teslimiyet belgesini nerede imzaladın? Ama şartlarımızı kabul etmek zorunda kaldı. Savaş bir kez daha kimin kim olduğunu gösterdi. Ermenistan mağlup olmuş bir ülkedir. Azerbaycan muzaffer bir ülkedir. Kelbecer bizimdir. Karabağ Azerbaycan'dır” ifadelerini kullandı.



Witkoff ve Kushner, AB dışişleri bakanlarına Gazze'deki gelişmeler hakkında bilgi verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
TT

Witkoff ve Kushner, AB dışişleri bakanlarına Gazze'deki gelişmeler hakkında bilgi verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)

Bir Avrupalı yetkili, ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcileri Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın bugün Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarını Trump’ın Gazze’ye ilişkin planındaki son gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre bilgilendirme, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen bir çevrim içi toplantı sırasında yapıldı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, günün erken saatlerinde yaptığı açıklamada, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’a, Brüksel’de düzenlenen bir toplantı kapsamında Amerikalı temsilcilerin AB dışişleri bakanlarına planın uygulanmasına ilişkin son durumu aktarmasını önerdiğini söyledi.

Witkoff ve Kushner aynı zamanda, Almanya Başbakanlık Ofisi’nde düzenlenen bir toplantıya katılarak, uzun süredir devam eden Rusya-Ukrayna savaşının nasıl sona erdirilebileceğine dair görüşmeler yaptı. Ukrayna’nın olası toprak tavizleri, Kiev’e yönelik gelecekteki güvenlik garantileri ve Moskova’nın Avrupalılar ile Amerikalılar tarafından sunulabilecek herhangi bir öneriyi kabul edip etmeyeceği konularında ise belirsizlik sürüyor.

Trump yönetimi, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini sağlayarak yeniden savaşa dönülmesini önlemeyi ve kırılgan ateşkesi korumayı hedefliyor. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı iki gün önce anlaşmanın geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail saldırılarında 383 Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıklarken, Hamas mensuplarının düzenlediği saldırılarda da bazı İsrail askerlerinin öldüğü bildirildi.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail’in Gazze’nin bazı bölgelerinden çekilmesini, uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump’ın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyini içeren yeni yönetim yapısının hayata geçirilmesini öngörüyor.


Trump'ın Fed başkan adayı, bankaların bağımsızlığını taahhüt etti

Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
TT

Trump'ın Fed başkan adayı, bankaların bağımsızlığını taahhüt etti

Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi danışmanı ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanlığı için en güçlü aday olarak gösterilen Kevin Hassett, Fed’in temel görevinin bağımsızlığını ortaya koymak olduğunu vurgularken, buna karşın başkanın görüşlerinin de ‘önemli olmaya devam ettiğini’ söyledi.

Hassett, CBS televizyonunda yayımlanan Face the Nation programına verdiği demeçte, “Başkanın üst düzey danışmanı olarak, farklı konular hakkında onunla neredeyse her gün konuşuyorum” dedi.

Mevcut Fed Başkanı Jerome Powell’ın görev süresinin gelecek mayıs ayında sona ermesi sonrası bu göreve getirilmesi hâlinde, başkanla istişareyi sürdürüp sürdürmeyeceği sorusuna Hassett, “Para politikasını zaten görüştüm” yanıtını verdi.

Hassett, “Başkan Trump’ın yapılması gerekenlere ilişkin güçlü ve iyi düşünülmüş görüşleri olduğuna inanıyorum. Ancak nihayetinde Fed’in görevi bağımsız olmaktır” ifadelerini kullandı.

Başkanın görüşlerinin Fed Yönetim Kurulu üyelerinin oylarıyla aynı ağırlığa sahip olup olmadığı sorusuna ise Hassett net bir şekilde, “Hayır, kesinlikle değil… Hiçbir ağırlığı olmayacak” cevabını verdi.

“Burada mesele yalnızca görüşün doğruluğu ve veriye dayanıp dayanmadığıdır” diye ekledi.

Trump, 2 Aralık’ta yaptığı açıklamada, 63 yaşındaki Hassett’in Jerome Powell’ın yerine geçmesi için en güçlü aday olduğunu belirtmişti.

Ekonomi alanında doktora derecesine sahip olan Hassett, halen Beyaz Saray bünyesinde faaliyet gösteren ve başkan ile ABD yönetimine ekonomi politikaları konusunda danışmanlık yapan Ulusal Ekonomi Konseyi’nin başkanlığını yürütüyor. Hassett ayrıca, Trump’ın ekonomi politikalarını savunmak üzere sık sık televizyon programlarına katılıyor.

Hassett, Fed başkanlığı için potansiyel aday olarak öne çıkıyor

Trump’ın ilk görev döneminde Hassett, ekonomik araştırma ve analizle görevli bir başka kurum olan Ekonomik Danışmanlar Konseyi’nin başkanlığını yürüttü.

Öte yandan, iç bölünmelerin yaşandığı Fed, çarşamba günü bu yıl üst üste üçüncü kez faiz indirimine gitti. Fed, enflasyonun yüksek seyrini koruduğu ve Trump yönetiminin ikinci döneminde uygulamaya konulan gümrük tarifelerinin ekonomide olumsuz etkiler göstermeye başladığı bir ortamda, iş gücü piyasasına ilişkin artan endişelere işaret etti.

Faiz oranının çeyrek puan düşürülmesiyle hedef aralık yüzde 3,50 ile yüzde 3,75 seviyesine çekildi. Bu oran, yaklaşık üç yılın en düşük düzeyi olarak kayda geçti.

Hassett dün CBS kanalında yaptığı açıklamada, Trump’ın ekonomi politikalarını savunurken, olası bir diğer aday olan Kevin Warsh’a da atıfta bulunarak, “Eğer Fed Başkanı olursa, Kevin Warsh’un da başkanla konuşmasını umuyorum” dedi.

Fed başkanlığına aday gösterilecek herhangi bir ismin, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Senatosu’nun onayını alması gerekiyor.

Trump, ilk döneminde atadığı Jerome Powell’ın görev süresini kısaltmaya yönelik girişimlerde bulunmuş, sert eleştiriler ve tekrarlanan şikâyetlerle Powell’ı hedef almıştı. Trump, daha sonra bu atamadan duyduğu pişmanlığı dile getirerek, Fed’in faizleri ‘fazla yüksek’ seviyelerde tuttuğunu savunmuştu.

Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Fed’in o gün aldığı kararda politika faizini en az ‘iki katı’ oranında düşürebileceğini söyledi.

Pazar günü Beyaz Saray’da yaptığı açıklamalarda Powell’a yönelik eleştirilerini sürdüren Trump, “Onun liderliği altında sıkıntı çekiyoruz. Yakında faizleri düşürmek isteyen ehil bir Fed başkanına kavuşacağız” ifadelerini kullandı.

Trump, “O yetersiz… Trump karşıtlığı sendromundan mustarip, beceriksiz bir kişi” dedi.


Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
TT

Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)

Avustralya Yayın Kurumu (ABC), Avustralya istihbarat biriminin altı yıl önce Bondi Plajı saldırganlarından birinin DEAŞ ile bağlantıları olduğunu araştırdığını bildirdi.

Avustralya polisi, 50 yaşındaki bir adam ile 24 yaşındaki oğlunun pazar günü Sidney’de ünlü bir plajda Hanuka Bayramı kutlaması yapanlara ateş açtığını, saldırıda 15 kişinin hayatını kaybettiğini ve 40’tan fazla kişinin yaralandığını açıkladı.

Avustralya medyası, saldırganların Sajid Akram ile oğlu Naveed Akram olduğunu ve Sajid Akram’ın polisle çıkan çatışmada öldüğünü, Naveed Akram’ın ise polis gözetiminde hastanede tedavi gördüğünü bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın ABC’den aktardığına göre, Bondi Plajı saldırısını soruşturan ortak terörle mücadele ekibindeki üst düzey bir yetkili, Avustralya Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’nın (ASIO) 2019 yılında Naveed Akram ile ilgili bazı şüpheleri araştırdığını belirtti.

Haberde, Naveed Akram’ın, Temmuz 2019’da yakalanan ve Avustralya’da bir terör eylemi planlamakla suçlanan DEAŞ üyesiyle yakın bağlantısı olduğunun düşünüldüğü ifade edildi.

ABC, terörle mücadele soruşturmacılarının, Bondi Plajı saldırısını gerçekleştiren silahlı kişilerin DEAŞ mensubu olabileceğine inandığını bildirdi.

ABC’ye konuşan yetkililer, silahlı kişilerin araçlarında iki DEAŞ bayrağı bulunduğunu da açıkladı.

ASIO Genel Direktörü Mike Burgess dün gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırganlardan birinin kendileri tarafından bilindiğini ancak ‘acil tehdit’ olarak görülmediğini belirterek, “Dolayısıyla burada yaşanan olayın şartlarını yeniden gözden geçirmemiz gerektiği açık” dedi.

Yeni Güney Galler polisi ise ABC’nin haberini doğrulayamayacaklarını belirtirken, ASIO da ‘bireyler veya devam eden soruşturmalar hakkında yorum yapmadığını’ açıkladı.