Mısır-Irak arasında askeri işbirliği mutabakatı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Irak Savunma Bakanı Cuma İnad’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Irak Savunma Bakanı Cuma İnad’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Irak arasında askeri işbirliği mutabakatı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Irak Savunma Bakanı Cuma İnad’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Irak Savunma Bakanı Cuma İnad’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ülkesinin Irak ile başta askeri alan olmak üzere tüm alanlarda işbirliği yapmaya hazır olduğunu belirtti. Sisi Irak’ta “ulusal kurumların güçlendirmesi, güvenlik ve istikrarın sağlanması, halkın refaha kavuşması” konularında karşılaştığı tüm güçlüklerde Bağdat’a tam destek sağlayacaklarını ifade etti.
Sisi'nin bu açıklamaları Irak Savunma Bakanı Cuma İnad’ı kabul ettiği görüşmede geldi. Görüşmede Mısır Savunma Bakanı Muhammed Zeki de yer aldı. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi’ye göre görüşmede bölgesel ve uluslararası bazı ortak ilgi alanlarının yanı sıra ortak tatbikatlar, deneyim alışverişi, eğitim programları ve kapasite geliştirme gibi Mısır ve Irak arasındaki ikili askeri işbirliği dosyaları da masaya yatırıldı.
Irak Savunma Bakanı Cuma İnad konuya ilişkin yaptığı açıklamasında şunları söyledi: “Irak, özellikle bu stresli koşulların dayattığı muazzam zorluklara rağmen, kriz ve karışıklığın hüküm sürdüğü bir bölgede ilham verici bir rol model olma başarısını gösteren Mısır ile işbirliğini güçlendirmeyi arzuluyor.”
Öte yandan Mısır resmi gazetesinde, dün, yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Sisi "Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap-Afrika Devletleri Konseyi’nin" kuruluş sözleşmesini onaylama kararı aldı. Söz konusu konseyin kuruluş sözleşmesi geçtiğimiz 6 Ocak’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da imzalandı.
Konseyde Arap ülkelerinden ve Afrika’dan toplam 8 üye ülke yer alıyor. Bu ülkeler; Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Sudan, Yemen, Eritre, Somali ve Cibuti. Öte yandan Riyad Konsey’in merkezi olacak.
Yeni Arap-Afrika oluşumu, konseyde yer alan ülkeler arasındaki uyum ve işbirliği umutlarını artırmayı amaçlamakta. Bahse konu oluşumun hedeflerinden bir tanesi de küresel ticaretin ve uluslararası deniz trafiğinin korunması yoluyla bu hayati bölgede güvenliği, istikrarı, ticareti ve yatırımı güçlendirmektir. Sözleşmede belirtildiği üzere konsey bölge ülkelerinin güvenlik ve kazanımlarını korumak, bölge halklarının çıkarları doğrultusunda işbirliği yapmak, istişarelerde bulunmak ve koordinasyon sağlamak gibi dosyalarda üye ülkelerin ortak çaba göstermelerini kendisine hedef edinmekte.
Bu yeni oluşum, Asya ve Afrika kıtalarını iki bin kilometreden fazla ayıran deniz yolunu temsil etmesinin yanı sıra Akdeniz’i Kızıldeniz'e bağlayan Süveyş Kanalı’nı, Aden Körfezi'ni Umman Denizi'ne bağlayan Babülmendeb Boğazı’nı kapsaması sebebiyle de büyük önem arz etmekte.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.