Fahrizade’nin öldürülmesinin ardından tüm İsrail büyükelçiliklerinde alarma geçildi

Polis, İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin silahlı kişiler tarafından öldürülmesinin ardından olay mahallinde inceleme yapıyor (DPA)
Polis, İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin silahlı kişiler tarafından öldürülmesinin ardından olay mahallinde inceleme yapıyor (DPA)
TT

Fahrizade’nin öldürülmesinin ardından tüm İsrail büyükelçiliklerinde alarma geçildi

Polis, İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin silahlı kişiler tarafından öldürülmesinin ardından olay mahallinde inceleme yapıyor (DPA)
Polis, İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin silahlı kişiler tarafından öldürülmesinin ardından olay mahallinde inceleme yapıyor (DPA)

İsrail medyasına göre, İran nükleer programının önemli isimlerinden olan nükleer bilimci Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin dün Tahran’a bağlı Abserd ilçesinde aracına düzenlenen saldırı sonucu öldürülmesi ve Tahran’ın misilleme tehdidinde bulunması üzerine İsrail yönetimi, dünya çapındaki büyükelçiliklerinde alarm seviyesini yükseltti.
İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bakanlığın yurtdışındaki temsilcileriyle ilgili güvenlik konuları hakkında yorum yapmadığını söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, bugün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, İsrail'i İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin ölümünden sorumlu tutmuş ve İsrail için "küresel küstahlığın ajanı" yakıştırmasını yapmıştı. İranlı yetkililer bu ifade genellikle ABD'ye kullanıyor.
Ruhani, bir televizyon kanalına verdiği demeçte şunları söyledi: “İsrail bölgede "kaosa" neden olmaya çalışıyor. İran bu tuzağa düşmeyecek. İran ulusu, Siyonistlerin kurduğu tuzağa düşemeyecek kadar akıllı. Kaos yaratmayı düşünüyorlar, ancak onların hilelerini açığa çıkardığımızı ve çirkin hedeflerine ulaşmada başarılı olamayacaklarını anlamalılar. Ülkemiz ve yetkililer bu suçu cevapsız bırakmayacak kadar cesur. Zamanında bu suça karşılık verecekler."
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade suikastını gerçekleştirenlerin yakalanması ve Mahabadi’nin bilimsel çalışmalarının devam ettirilmesi çağrısında bulundu.
Hamaney konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tüm yetkililer iki önemli konuyu ciddi bir şekilde gündemlerine almalıdır. Birincisi; bu suikastın peşine düşülmeli, failler ve onlara emir verenler muhakkak cezalandırılmalıdır. İkincisi; Şehid Mahabadi’nin bilimsel ve teknik çalışmaları, çalıştığı her alanda sürdürülmelidir.”
İran Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin "terörist unsurlar" tarafından hedef alınmasından kısa bir süre sonra hayatını kaybettiğini duyurdu. Bakanlığın açıklamasının devamında şu ifadeler yer aldı: “Muhsin Fahrizade Mahabadi, Tahran eyaletine bağlı Abserd ilçesinde aracına düzenlenen saldırı sonucu ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Mahabadi tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.”



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.